Previous Page  66-67 / 152 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 66-67 / 152 Next Page
Page Background

zaman Guardiola takımlarının

1 numaralı önceliği olmasının asıl

sebebi savunma. Burada çok basit

bir mantık devreye giriyor; rakip

topla oynamayınca gol de atamıyor.

Guardiola’nın futbolcularından

kaybettikleri topu en fazla 4 saniye

içinde geri almalarını istemesinin

sebebi tamda bu.

Guardiola’nın takımlarına karşı

savunma yapıp kontratak arayan

ekiplerin büyük hezimetler yaşa-

ması rastlantı değil. Barcelona

yıllarından beri hiç değişmeyen bir

biçimde, Guardiola’nın ekipleri çoğu

maçta henüz bir kontratakla

yüzleşmek zorunda kalmadan

karşılaşmada öne geçiyor, hatta

bazen farka gidiyor. Rakipse bula-

bileceği az sayıdaki kontratakta çok

yüksek bir başarı yüzdesi

yakalamaya mecbur kalıyor.

Sonuç olarak, spor spikerine

“Guardiola’nın ekibi dünyaları

kaçırdığı maçta bir kontratak

golüyle sahadanmağlup ayrıldı”

cümlesini kurdurmaya çalışmak-

tansa her hafta lotoyu tutturmaya

çalışmak daha mantıklı bir kariyer

tercihi haline geliyor.

Futbol Sahasına Bakışınızı Değiştirin

2

Eğer takımınızın Manchester

City gibi oynamasını istiyor-

sanız, futbol sahasını orta,

haf ve kanat olarak ayıran

hayali dikey çizgiler ya da bi-

rinci, ikinci ve üçüncü bölge

olarak ayıran enine yatay

çizgileri unutun. Guardio-

la’nın sisteminin temel yapı

taşlarından biri, futbol saha-

sını çok daha detaylı bölge-

lere ayıran yeni bir bakış

açısı. Katalan teknik adamın

sahayı toplam 20 ufak alana

ayırması, topun City’de

olduğu anlarda iki temel

prensibi hayata geçirmeye

yarıyor… Birincisi, Guardiola -

kısa süreli istisnai anlar

hâriç- hiçbir alanda birden

fazla futbolcunun birlikte

bulunmasını istemiyor.

İkincisi ve daha önemlisi ise

maçın belli bir anında aynı

dikey hatta bulunan alan-

larda toplam ikiden fazla City

futbolcusunun bulunmaması

gerekiyor.

Bu iki prensibi aynı anda

uygulayarak kaleci hariç

10 futbolcuyu sahaya

yerleştirmeye çalışınca,

Guardiola’nın aslında ne

istediği apaçık görülüyor.

Zira söz konusu iki kurala

uyan dizilişlerin neredeyse

tamamı, City’nin sahaya çok

etkili bir şekilde dağılmasını

sağlıyor. Zatenmaçın büyük

bölümünde topu ayaklarında

tutan City’li oyuncular

sahaya her an her noktadan

tehlike yaratabilecek şekilde

dağıldıklarında, savunma

yapan takımın oyuncularının

pozisyon hatası yapma ve

gâfil avlanma ihtimali de bir

hayli yükseliyor.

Beklerinizi Kanatlara Hapsetmeyin

3

Kaleciniz Ellerinden Çok

Ayaklarını Kullanmalı

4

Mükemmel taktiğin peşindeki

Guardiola’nın son büyük buluşu işte

bu. Barcelona ile Manchester City’nin

futbol mentaliteleri arasındaki en

büyük fark beklerin görevlerinde

yatıyor. Bayern Münih’te Lahmve

Alaba ile ilk örneklerini gördüğümüz

beklerden faydalanan oyun kurma

taktiğini City’de tamolarak

uygulayabilmek adına Guardiola, bu

sezon başında yönetimi Danilo,

KyleWalker ve Benjamin Mendy için

yaklaşık 140milyon euro ederinde

para harcamaya ikna etti.

Taktiğin özü şu… City, kalecisiyle

yeni bir hücuma başlarken, sol ve sağ

bekler stoperlerin önüne, ikili

defansif orta saha oynayan ekiplerin

bu oyuncuları normalde yerleştirdiği

alanlara koşuyorlar. Bu da orta

sahada City’nin rakiplerinden daha

fazla oyuncuya sahip olmasını ve

dolayısıyla her an boşta en az bir

oyuncuları olduğu için de rahatça

üçgen kurup pas yaparak topu ileri

bölgeye taşımalarını sağlıyor.

Bir başka deyişle Guardiola artık bek

oyuncularını sadece hücumcu açıkları

destekleyecek isimler olarak değil,

gerektiğinde geriden oyunu kurmayı

kolaylaştıracak isimler olarak görüyor.

Rakiplerin bu taktik karşısında bugüne

kadar bulabildikleri iki çözümvar…

Birincisi, açık oyuncularını Manchester

City bekleriyle birlikte koşacak şekilde

geriye çekmek. Savunmada otomatik-

man kaleci hariç altı futbolcuyla çakılı

kalmaya neden olan bu fazlasıyla

defansif çözümdenemesi, City’nin

rakip yarı alana hafif rötarlı da olsa

yerleşmesini engelleyemiyor. Klopp’un

Liverpool’u gibi ofansif takımlar ise

Guardiola’nın oyun kuran beklerini

orta sahadan ileriye gönderdikleri iki

orta saha oyuncusuyla karşılıyor.

Çok yüksek enerjili bir pres gerektiren

bu çözümdenemesi ilkinden daha

mantıklı görünse de -puan tablosundan

da anlayabileceğimiz gibi- çoğunlukla

işe yaramıyor. Her iki çözümdenemesi-

nin de rakiplerin istediği gibi sonuçlan-

mamasının altındaysa rehberimizin

dördüncümaddesi yatıyor.

Guardiola her zaman ellerinden

çok ayaklarını kullanabilen,

yani harika kurtarışlardan

ziyade pas yapabilen, pas istas-

yonunda yer alabilen kalecileri

tercih etti. Fakat özellikle bekle-

rin yeni rolleri yüzünden

yaşadıkları sorunun üstesinden

gelmeye çalışan rakiplerinin

buldukları çözümönerileri,

Guardiola için kalecinin önemini

daha da artırdı.

Malûm, kaleciler hariç her

futbolcunun diğerini marke

ettiğini farz etsek bile oyun

kurarken kaleci-

sini de kullanan

takımotomatik-

man bir kişi fazla

hücumetmiş

oluyor. Zaten

Guardiola’nın iyi

kısa pas yapama-

yan kalecilerle

çalışmamasının,

City’ye gelir

gelmez İngiltere

Millî Takımı

kalecisi JoeHart

gibi bir yıldızı

göndermesinin

sebebi bu. Ama

dahası da var. Ka-

leci ve beklerin de

dâhil olduğu oyun

kuruluşuna çözümolarak orta

saha oyuncularını da ileriye

gönderip cümbür cemaat pres

yapan gözü kara takımlara

karşı başarılı olabilmek için

kalecinizin iyi kısa pas yapması

artık yetmiyor. Bu tip durum-

larda genellikle City’nin en

gerideki demarke adamı rakip

sahada kalmış oluyor. Bu yüz-

denGuardiola’nın kalecilerinin

artık o adamlara başarılı pas

çıkarabilecek tekniğe sahip

olmaları şart. Hart’ın yerine

18milyon euro bedelle alınan

Claudio Bravo’nun da bir türlü

maya tutmamasının ve City’nin

bu büyük harcamadan sadece

bir sene sonra bu kez Ederson

için tam40milyon euro

dökmesinin sebebi tamda bu.

Bir sene rötarlı da olsa Guardiola

tam istediği kaleciyi buldu.

Ederson sadece City beklerini

açık oyuncularına takip ettiren

takımlara karşı ideal bir kısa

pas istasyonu değil, aynı

zamanda ileride kalabalık pres

yapmayı seçen rakip oyuncula-

rının üzerinden takımarkada-

şını bulabilecek

kadar da iyi bir uzun

pas oyuncusu.

Brezilyalı kaleci bu

sezon şu ana kadar

yüzde 83.7’lik

isabetli pas oranıyla

oynadı. Bu istatis-

tikte ona en çok

yaklaşabilen isim

Petr Cech ile arala-

rında neredeyse

yüzde 20’lik bir

fark var.

Guardiola’nın kale-

cisinin hücumdaki

rolü kadar savun-

madaki rolü de çok

önemli. City rakip

sahaya yerleşti-

ğinde rakibin geliştirebileceği

kontrataklara karşı iki hızlı

stoperden (ya da pozisyona

göre bir stoper ve bir orta

sahadan) başka devreye

girebilecek tek aktör kaleci.

Bu yüzdenGuardiola’nın kaleci-

sinin takımhücumdayken

kendi yarı alanına hâkimolması

gerekiyor. Tabiî ki takımarka-

daşları yüzde 80’i bulan topla

oynama oranı yarattığı için

kalecinin bu kritik savunma

rolünü oynamak zorunda

kaldığı durumlar oldukça nadir.

Danilo

KyleWalker

66

67