![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0048.jpg)
zonu tamamlaması için Radomir
Antiç’le anlaşılacaktı. Barcelona’nın
Şampiyonlar Ligi’ndeki gidişatıysa,
başlangıçta iyiydi. İlk turda da ikinci
turda da gruplarını lider tamamla-
mışlar ve oynadıkları 12 maçın 11’ini
kazanıp diğerinde de berabere kal-
mışlardı. Gelgelelim çeyrek finalde
eşleştikleri Juventus’a karşı To-
rino’daki ilkmaçı 1-1’lik beraber-
likle geride bırakmalarına rağmen
Camp Nou’daki rövanşta uzatma-
larda 2-1 kaybediyor ve turnuvaya
veda ediyorlardı. Barcelona ligiyse
altıncı sırada tamamlıyordu ki bu,
son 15 yıldaki en kötü dereceleriydi.
Yaşanan bu başarısızlığın fatura-
sıysa bu kez sadece teknik direk-
törlere çıkmakla kalmayacak ve
kulüp başkanı Joan Gaspart da
sezon sonunda koltuğunu Joan
Laporta’ya devredecekti. Genç ve
ihtiraslı bir başkan olan Laporta,
takımın yeni teknik direktörü
olarak Hollandalı Frank Rijkaard ile
anlaşırken, yıldız oyuncu olarak da
Ronaldinho’yu Camp Nou’ya
getirmişti.
Yapılan bu hamlelere karşılık Barça,
2003-2004 sezonuna da pek iyi bir
giriş yapamayacaktı. Ligde 20maç
geride kaldığında Barcelona’nın
sadece yedi galibiyeti bulunuyordu.
Ancak bundan sonra gelen dokuz
maçlık galibiyet serisi, Katalan eki-
bini bir anda orta sıralardan alıp
zirvenin eteklerine taşıyacaktı.
Sezon bitiminde de Barça, şampiyon
Valencia’nın ardından ligde ikinci
sırayı alacaktı. Barcelona, UEFA
Kupası’ndaysa dördüncü turda
Celtic’e 0-1 ve 0-0’lık skorlarla
elenmekten kurtulmamıştı.
Barcelona’nın yeni kaptanı
Puyol ise takımın artık vazgeçil-
mezlerinden olmaya başlamıştı. Sa-
vunmadaki geçit vermez yapısının
yanı sıra bitmek bilmeyen hırsı ve
gözünü hiçbir şekilde budaktan
sakınmayan karakteriyle Barcelo-
na’nın kişiliğine kişilik katan oyun-
cular sayılmaya başlandığında artık
ilk başta zikredilen isimlerden biri
ona aitti. Nitekim sezon sonunda
takımkaptanı Luis Enrique’nin
futbolu bırakmasıyla birlikte
kaptanlık pazubandının yeni sahibi
de Puyol olacaktı.
Puyol, 2004 yazında, İspanya Millî
Takımı’yla kariyerinin ilk Avrupa
Şampiyonası’nda da boy göstere-
cekti. Fakat o dönemlerde henüz
büyük turnuvalardaki basiretsizli-
ğini üzerinden atamamış olan
İspanya, ilk turda Portekiz, Yuna-
nistan ve Rusya ile birlikte yer aldığı
grupta dört puanla üçüncü sırada
kalarak erkenden elenecekti.
İspanya ile puanı ve averajı aynı
olan fakat daha fazla gol attığı için
ikinci sırayı alan Yunanistan’ın
daha sonra kupaya kadar gitme-
siyse hayli ironikti.
Barcelona son şampiyonluğunu
1998-1999 sezonunda yaşamıştı ve
Puyol da 1999-2000 sezonunda
A takıma yükselmişti. Artık takım
kaptanlığına da yükseldiği düşü-
nüldüğünde 2004-2005 sezonunda
Barcelona kadrosu içinde Puyol’dan
daha çok lig şampiyonluğunu
isteyecek bir oyuncu olmadığını
söylemek de herhalde abartılı
kaçmayacaktı. Söz konusu sezonda
Puyol, nihayet bu kez amacına
ulaşacaktı. Barcelona ligi Real
Madrid’in dört puan önünde şampi-
yonlukla tamamlıyor ve altı yıllık
bekleyişe de son veriyordu. Öte
yandan Şampiyonlar Ligi’ndeyse
94
95
panyolların bu turdaki rakibi, turnuvanın ev
sahiplerinden Güney Kore’ydi ve Kore, bir ön-
ceki turda İtalya’yı yine hakemkararları
üzerinde büyük tartışmaların döndüğü bir maç
sonrasında altın golle elemişti.
İlk Dünya Kupası hakem
kararıyla bitti
İspanya-Güney Kore maçında
yaşanacak infialse çok daha büyük olacaktı.
İlk yarısı golsüz bitenmaçta ikinci devre İspan-
yollar Ruben Baraja ile bir gol bulsa da
Mısırlı hakemCemal El Gandur bu golü Bara-
ja’nın rakibine faul yaptığı gerekçesiyle iptal
ediyordu fakat Baraja’nın böyle bir şarjda bu-
lunduğunu iddia etmek güçtü. 90 dakikanın
da 0-0 bitmesi sonrasındaysa uzatmalarda
bu kez Morientes
ağları havalandıracak ancak
Joaquin’in golün ortasını yaptığı
esnada topun auta çıktığı iddiasıyla bu
gol de iptal edilecekti. İptal kararında
bu kez katmerli bir sorun vardı. Birin-
cisi, Joaquin ortayı yaptığında topun
tamamı dışarı çıkmamıştı, ikinci-
siyse iptal edilen gol, alelade bir gol
değildi, sayılmış olsa altın gol ku-
ralı nedeniyle maç bitecek ve
İspanya yarı finale çıkacaktı.
Fakat karar bir kez veril-
mişti ve bunun üzerine 120
dakika da 0-0 sona erince
penaltılara geçilecek,
burada da 5-3’lük üs-
tünlük elde eden
Güney Kore, yarı final
vizesini alan taraf
olacaktı.
Böylesine tatsız
bir şekilde
veda edilen
Dünya Ku-
pası sonra-
sında
Puyol için
Barcelona
ile 2002-
2003 sezonu
da pek keyifli başlamayacaktı. Önceki iki se-
zona göre çok daha kötü bir performans ortaya
koyan Katalan ekibi ligde zirve yarışına erken-
den havlu atıyordu. Devre arasına gelindiğinde
de van Gaal’ın görevine son verilecek ve se-