Previous Page  94-95 / 140 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 94-95 / 140 Next Page
Page Background

zonu tamamlaması için Radomir

Antiç’le anlaşılacaktı. Barcelona’nın

Şampiyonlar Ligi’ndeki gidişatıysa,

başlangıçta iyiydi. İlk turda da ikinci

turda da gruplarını lider tamamla-

mışlar ve oynadıkları 12 maçın 11’ini

kazanıp diğerinde de berabere kal-

mışlardı. Gelgelelim çeyrek finalde

eşleştikleri Juventus’a karşı To-

rino’daki ilkmaçı 1-1’lik beraber-

likle geride bırakmalarına rağmen

Camp Nou’daki rövanşta uzatma-

larda 2-1 kaybediyor ve turnuvaya

veda ediyorlardı. Barcelona ligiyse

altıncı sırada tamamlıyordu ki bu,

son 15 yıldaki en kötü dereceleriydi.

Yaşanan bu başarısızlığın fatura-

sıysa bu kez sadece teknik direk-

törlere çıkmakla kalmayacak ve

kulüp başkanı Joan Gaspart da

sezon sonunda koltuğunu Joan

Laporta’ya devredecekti. Genç ve

ihtiraslı bir başkan olan Laporta,

takımın yeni teknik direktörü

olarak Hollandalı Frank Rijkaard ile

anlaşırken, yıldız oyuncu olarak da

Ronaldinho’yu Camp Nou’ya

getirmişti.

Yapılan bu hamlelere karşılık Barça,

2003-2004 sezonuna da pek iyi bir

giriş yapamayacaktı. Ligde 20maç

geride kaldığında Barcelona’nın

sadece yedi galibiyeti bulunuyordu.

Ancak bundan sonra gelen dokuz

maçlık galibiyet serisi, Katalan eki-

bini bir anda orta sıralardan alıp

zirvenin eteklerine taşıyacaktı.

Sezon bitiminde de Barça, şampiyon

Valencia’nın ardından ligde ikinci

sırayı alacaktı. Barcelona, UEFA

Kupası’ndaysa dördüncü turda

Celtic’e 0-1 ve 0-0’lık skorlarla

elenmekten kurtulmamıştı.

Barcelona’nın yeni kaptanı

Puyol ise takımın artık vazgeçil-

mezlerinden olmaya başlamıştı. Sa-

vunmadaki geçit vermez yapısının

yanı sıra bitmek bilmeyen hırsı ve

gözünü hiçbir şekilde budaktan

sakınmayan karakteriyle Barcelo-

na’nın kişiliğine kişilik katan oyun-

cular sayılmaya başlandığında artık

ilk başta zikredilen isimlerden biri

ona aitti. Nitekim sezon sonunda

takımkaptanı Luis Enrique’nin

futbolu bırakmasıyla birlikte

kaptanlık pazubandının yeni sahibi

de Puyol olacaktı.

Puyol, 2004 yazında, İspanya Millî

Takımı’yla kariyerinin ilk Avrupa

Şampiyonası’nda da boy göstere-

cekti. Fakat o dönemlerde henüz

büyük turnuvalardaki basiretsizli-

ğini üzerinden atamamış olan

İspanya, ilk turda Portekiz, Yuna-

nistan ve Rusya ile birlikte yer aldığı

grupta dört puanla üçüncü sırada

kalarak erkenden elenecekti.

İspanya ile puanı ve averajı aynı

olan fakat daha fazla gol attığı için

ikinci sırayı alan Yunanistan’ın

daha sonra kupaya kadar gitme-

siyse hayli ironikti.

Barcelona son şampiyonluğunu

1998-1999 sezonunda yaşamıştı ve

Puyol da 1999-2000 sezonunda

A takıma yükselmişti. Artık takım

kaptanlığına da yükseldiği düşü-

nüldüğünde 2004-2005 sezonunda

Barcelona kadrosu içinde Puyol’dan

daha çok lig şampiyonluğunu

isteyecek bir oyuncu olmadığını

söylemek de herhalde abartılı

kaçmayacaktı. Söz konusu sezonda

Puyol, nihayet bu kez amacına

ulaşacaktı. Barcelona ligi Real

Madrid’in dört puan önünde şampi-

yonlukla tamamlıyor ve altı yıllık

bekleyişe de son veriyordu. Öte

yandan Şampiyonlar Ligi’ndeyse

94

95

panyolların bu turdaki rakibi, turnuvanın ev

sahiplerinden Güney Kore’ydi ve Kore, bir ön-

ceki turda İtalya’yı yine hakemkararları

üzerinde büyük tartışmaların döndüğü bir maç

sonrasında altın golle elemişti.

İlk Dünya Kupası hakem

kararıyla bitti

İspanya-Güney Kore maçında

yaşanacak infialse çok daha büyük olacaktı.

İlk yarısı golsüz bitenmaçta ikinci devre İspan-

yollar Ruben Baraja ile bir gol bulsa da

Mısırlı hakemCemal El Gandur bu golü Bara-

ja’nın rakibine faul yaptığı gerekçesiyle iptal

ediyordu fakat Baraja’nın böyle bir şarjda bu-

lunduğunu iddia etmek güçtü. 90 dakikanın

da 0-0 bitmesi sonrasındaysa uzatmalarda

bu kez Morientes

ağları havalandıracak ancak

Joaquin’in golün ortasını yaptığı

esnada topun auta çıktığı iddiasıyla bu

gol de iptal edilecekti. İptal kararında

bu kez katmerli bir sorun vardı. Birin-

cisi, Joaquin ortayı yaptığında topun

tamamı dışarı çıkmamıştı, ikinci-

siyse iptal edilen gol, alelade bir gol

değildi, sayılmış olsa altın gol ku-

ralı nedeniyle maç bitecek ve

İspanya yarı finale çıkacaktı.

Fakat karar bir kez veril-

mişti ve bunun üzerine 120

dakika da 0-0 sona erince

penaltılara geçilecek,

burada da 5-3’lük üs-

tünlük elde eden

Güney Kore, yarı final

vizesini alan taraf

olacaktı.

Böylesine tatsız

bir şekilde

veda edilen

Dünya Ku-

pası sonra-

sında

Puyol için

Barcelona

ile 2002-

2003 sezonu

da pek keyifli başlamayacaktı. Önceki iki se-

zona göre çok daha kötü bir performans ortaya

koyan Katalan ekibi ligde zirve yarışına erken-

den havlu atıyordu. Devre arasına gelindiğinde

de van Gaal’ın görevine son verilecek ve se-