![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0037.jpg)
Fenerbahçe’nin bu sezon başında
yaptığı renkli transfer harekatında,
Robin van Persie ve Luis Nani’den
sonra en dikkat çekici isimSimon
Kjaer’di. Sekiz senedir yurtdışında
oynamakta olan 27 yaşındaki Da-
nimarkalı stoper, Fenerbahçe ön-
cesinde Palermo, Wolfsburg, Roma
ve Lille formaları giymiş ve üst
düzey üç ligde önemli bir tecrübe
kazanmıştı. Zaten Avrupa transfer
piyasasında da değeri yüksek sayı-
labilecek bir oyuncuydu ve Fener-
bahçe de onu alabilmek için Lille’e
7.65 milyon euro değerinde bir söz-
leşme fesih bedeli ödemişti. Yaşının
çok ileri olmaması, buna rağmen
sahip olduğu deneyimve kendisi
için ödenen bedel göz önüne alındı-
ğında, Kjaer ile ilgili beklentiler de
had safhadaydı. Ancak sarı-laci-
vertli forma altındaki ilk birkaç
maçı sonrasında aceleci kesimler
tarafından hayli eleştirildiyse de
çok geçmeden kalitesini ispatladı
ve çoğu kişinin gözünde de Süper
Lig’de sezonun en başarılı defans
oyuncusu oldu. Zaten Fenerbahçe
de ligi en az gol yiyen takımolarak
tamamlamıştı ve bunda da aslan
payı, Kjaer’in savunmadaki üstün
performansına aitti. Danimarka
Millî Takımı’nda da şu ana dek 55
kez forma giyen Kjaer, 2010 Dünya
Kupası ve 2012 Avrupa Şampiyona-
ları’nda da boy göstermişti.
72
Jan Oblak / Kaleci
Branislav Ivanovic / Sağ bek
Simon Kjaer / Stoper
Dışarıdaki en iyi 11
EURO 2016
Avrupa Şampiyonası, her zaman olduğu gibi bu yaz da Avrupa futbolu için
bir yıldızlar geçidi niteliğinde olacak. Fakat turnuvaya 24 takımın
katılmasına karşın Fransa’da boy gösteremeyecek olan büyük yıldızlar da
var. Robben, Eriksen, Sneijder ve Dzeko onlardan sadece birkaçı...
Onur Erdem
EURO 2016
ile birlikte Avrupa Şampiyonası’nın
katılımcı sayısının 16’dan 24’e çıkacak olması,
bazı kesimler tarafından pek de olumlu karşı-
lanmamıştı. Bunun başlıca sebebi olarak da
artık hemen hemen her turnuvaya belli başlı
takımların katılacağı, dolayısıyla elemelerde
rekabetin asgari düzeye ineceği öne sürül-
müştü. Fakat EURO 2016 elemeleri gösterdi ki,
bu düşünceler haksız duruma düştü. Zira geç-
mişinde Avrupa şampiyonluğu olan Hollanda,
Danimarka ve Yunanistan turnuvaya katıla-
mamıştı. Bu takımlara ek olarak Sırbistan,
Bosna-Hersek, İskoçya, Norveç ve Slovenya
gibi yakın geçmişte büyük turnuvalara katılmış
olan, Avrupa’nın kalburüstü ekiplerinden sayı-
labilecek takımlar da Fransa vizesi alamamıştı.
Hal böyle olunca, bardağın boş tarafına bakıldı-
ğında, futbolseverler Haziran’da yine birçok
yetenekli ismi izlemektenmahrumkalacak.
Öyle ki, bu isimlerden oluşturulabilecek bir 11
eğer turnuvada ayrı bir takım olarak yarış-
saydı, zirveyi bile zorlayabilirdi. TamSaha ola-
rak bu “dışarıdaki en iyi 11’i” kendimizce
belirlerken bunun da dışında Samir Handano-
vic, Asmir Begovic, Stefan Savic, Sonratis Pa-
pastathopoulos, Kevin Strootman, Lasse
Schöne, Memphis Depay, Stevan Jovetic ve
Robin van Persie gibi isimlerin kaldığının altını
çizersek, herhalde söz konusu on birin ne denli
kaliteli olduğunu daha net vurgulamış oluruz.
73
Avrupa’da özellikle bu sezon üç direk
arasındaki en dikkat çekici isimler-
den birisi, Atletico Madrid’in Sloven
file bekçisi Jan Oblak’tı. Bu sezon
Atletico kalesini iyice sahiplenen 23
yaşındaki Oblak, takımının La Liga
ve Şampiyonlar Ligi’ndeki bütün
karşılaşmalarında sahaya ilk on birde
çıktı. La Liga’daki 38 maçta kalesinde
sadece 18 gol gören Oblak,
Şampiyonlar Ligi’ndeyse 12 maçta
rakiplerine yedi kez gol izni verdi.
2014 yazında Benfica’dan transfer
edilen Oblak, Portekiz ekibinde de
sürekli olarak ilk on bir oyuncusu
değildi ve Madrid’de geçirdiği ilk
sezonda da takımının değişmez
isimlerinden biri olamamıştı. Hatta
Samir Handanovic’in Serie A’nın en
iyi kalecilerinden birine dönüşme-
siyle birlikte kendisininmillî takımda
kaleye geçmesi de hayli zor görünü-
yordu. Fakat Oblak, bu sezon forma
giydiği 50maçın yarısından fazla-
sında 90 dakikayı gol yemeden ta-
mamlayarakmüthiş bir formgrafiği
yakaladı ve Neuer ile Buffon’u bir ke-
nara koyarsak dünyanın en iyi kale-
cileri arasında da adı geçmeye
başladı. Kalecilerin, futbolcular ara-
sında kariyerlerini en uzun sürdüren-
ler oldukları da hesaba katıldığında,
dünya futbolunda önümüzdeki on
beş yıl süresince Oblak’ın ismini hep
en yukarılarda görmek hiç de şaşır-
tıcı olmayacağa benziyor.
İngiltere’de pozitif anlamda nasıl
ki sezonun en büyük sürprizi Lei-
cester’ın şampiyonluğuysa, nega-
tif anlamda da başlıca sürprize
imza atanın Chelsea olduğu söyle-
nebilir. Bir önceki sezonu şampi-
yonlukla tamamlayan Maviler, bu
sezonsa tam 37 puanlık bir geri-
leme göstererek 10. sıraya düştü.
Arada teknik direktör değişikliği-
nin de yaşandığı birçok karmaşa
atlatan Chelsea, böylece 2003’te
Roman Abramovich’in kulübü
satın alışından beri en kötü sezo-
nunu da geride bırakmış oluyordu.
Yaşanan tümbu keşmekeş içinde
takımın belki de en istikrarlı
ismi olmayı başaran ve takım
arkadaşlarına kıyasla çok ciddi bir
performans düşüşü yaşamayan
Branislav Ivanovic ise önceki se-
zonlarda olduğu gibi yine taraftar-
larından alkış almayı sürdürdü.
Genellikle sağ bekte, gerektiğinde
de stoperde görev yapan 32 yaşın-
daki deneyimli futbolcu, Chel-
sea’ye 2008’de Lokomotiv
Moskova’dan transfer olmuştu.
Londra’daki ilk sezonunda kad-
roya girmekte zorlansa da son
yedi sezondur takımının banko
oyuncularından biri haline gelen
Ivanovic, bu dönemde 85 kez
görev aldı ve savunmada oyna-
masına karşınmillî forma altında
10 gole de imzasını attı.