Previous Page  72-73 / 156 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 72-73 / 156 Next Page
Page Background

Fenerbahçe’nin bu sezon başında

yaptığı renkli transfer harekatında,

Robin van Persie ve Luis Nani’den

sonra en dikkat çekici isimSimon

Kjaer’di. Sekiz senedir yurtdışında

oynamakta olan 27 yaşındaki Da-

nimarkalı stoper, Fenerbahçe ön-

cesinde Palermo, Wolfsburg, Roma

ve Lille formaları giymiş ve üst

düzey üç ligde önemli bir tecrübe

kazanmıştı. Zaten Avrupa transfer

piyasasında da değeri yüksek sayı-

labilecek bir oyuncuydu ve Fener-

bahçe de onu alabilmek için Lille’e

7.65 milyon euro değerinde bir söz-

leşme fesih bedeli ödemişti. Yaşının

çok ileri olmaması, buna rağmen

sahip olduğu deneyimve kendisi

için ödenen bedel göz önüne alındı-

ğında, Kjaer ile ilgili beklentiler de

had safhadaydı. Ancak sarı-laci-

vertli forma altındaki ilk birkaç

maçı sonrasında aceleci kesimler

tarafından hayli eleştirildiyse de

çok geçmeden kalitesini ispatladı

ve çoğu kişinin gözünde de Süper

Lig’de sezonun en başarılı defans

oyuncusu oldu. Zaten Fenerbahçe

de ligi en az gol yiyen takımolarak

tamamlamıştı ve bunda da aslan

payı, Kjaer’in savunmadaki üstün

performansına aitti. Danimarka

Millî Takımı’nda da şu ana dek 55

kez forma giyen Kjaer, 2010 Dünya

Kupası ve 2012 Avrupa Şampiyona-

ları’nda da boy göstermişti.

72

Jan Oblak / Kaleci

Branislav Ivanovic / Sağ bek

Simon Kjaer / Stoper

Dışarıdaki en iyi 11

EURO 2016

Avrupa Şampiyonası, her zaman olduğu gibi bu yaz da Avrupa futbolu için

bir yıldızlar geçidi niteliğinde olacak. Fakat turnuvaya 24 takımın

katılmasına karşın Fransa’da boy gösteremeyecek olan büyük yıldızlar da

var. Robben, Eriksen, Sneijder ve Dzeko onlardan sadece birkaçı...

Onur Erdem

EURO 2016

ile birlikte Avrupa Şampiyonası’nın

katılımcı sayısının 16’dan 24’e çıkacak olması,

bazı kesimler tarafından pek de olumlu karşı-

lanmamıştı. Bunun başlıca sebebi olarak da

artık hemen hemen her turnuvaya belli başlı

takımların katılacağı, dolayısıyla elemelerde

rekabetin asgari düzeye ineceği öne sürül-

müştü. Fakat EURO 2016 elemeleri gösterdi ki,

bu düşünceler haksız duruma düştü. Zira geç-

mişinde Avrupa şampiyonluğu olan Hollanda,

Danimarka ve Yunanistan turnuvaya katıla-

mamıştı. Bu takımlara ek olarak Sırbistan,

Bosna-Hersek, İskoçya, Norveç ve Slovenya

gibi yakın geçmişte büyük turnuvalara katılmış

olan, Avrupa’nın kalburüstü ekiplerinden sayı-

labilecek takımlar da Fransa vizesi alamamıştı.

Hal böyle olunca, bardağın boş tarafına bakıldı-

ğında, futbolseverler Haziran’da yine birçok

yetenekli ismi izlemektenmahrumkalacak.

Öyle ki, bu isimlerden oluşturulabilecek bir 11

eğer turnuvada ayrı bir takım olarak yarış-

saydı, zirveyi bile zorlayabilirdi. TamSaha ola-

rak bu “dışarıdaki en iyi 11’i” kendimizce

belirlerken bunun da dışında Samir Handano-

vic, Asmir Begovic, Stefan Savic, Sonratis Pa-

pastathopoulos, Kevin Strootman, Lasse

Schöne, Memphis Depay, Stevan Jovetic ve

Robin van Persie gibi isimlerin kaldığının altını

çizersek, herhalde söz konusu on birin ne denli

kaliteli olduğunu daha net vurgulamış oluruz.

73

Avrupa’da özellikle bu sezon üç direk

arasındaki en dikkat çekici isimler-

den birisi, Atletico Madrid’in Sloven

file bekçisi Jan Oblak’tı. Bu sezon

Atletico kalesini iyice sahiplenen 23

yaşındaki Oblak, takımının La Liga

ve Şampiyonlar Ligi’ndeki bütün

karşılaşmalarında sahaya ilk on birde

çıktı. La Liga’daki 38 maçta kalesinde

sadece 18 gol gören Oblak,

Şampiyonlar Ligi’ndeyse 12 maçta

rakiplerine yedi kez gol izni verdi.

2014 yazında Benfica’dan transfer

edilen Oblak, Portekiz ekibinde de

sürekli olarak ilk on bir oyuncusu

değildi ve Madrid’de geçirdiği ilk

sezonda da takımının değişmez

isimlerinden biri olamamıştı. Hatta

Samir Handanovic’in Serie A’nın en

iyi kalecilerinden birine dönüşme-

siyle birlikte kendisininmillî takımda

kaleye geçmesi de hayli zor görünü-

yordu. Fakat Oblak, bu sezon forma

giydiği 50maçın yarısından fazla-

sında 90 dakikayı gol yemeden ta-

mamlayarakmüthiş bir formgrafiği

yakaladı ve Neuer ile Buffon’u bir ke-

nara koyarsak dünyanın en iyi kale-

cileri arasında da adı geçmeye

başladı. Kalecilerin, futbolcular ara-

sında kariyerlerini en uzun sürdüren-

ler oldukları da hesaba katıldığında,

dünya futbolunda önümüzdeki on

beş yıl süresince Oblak’ın ismini hep

en yukarılarda görmek hiç de şaşır-

tıcı olmayacağa benziyor.

İngiltere’de pozitif anlamda nasıl

ki sezonun en büyük sürprizi Lei-

cester’ın şampiyonluğuysa, nega-

tif anlamda da başlıca sürprize

imza atanın Chelsea olduğu söyle-

nebilir. Bir önceki sezonu şampi-

yonlukla tamamlayan Maviler, bu

sezonsa tam 37 puanlık bir geri-

leme göstererek 10. sıraya düştü.

Arada teknik direktör değişikliği-

nin de yaşandığı birçok karmaşa

atlatan Chelsea, böylece 2003’te

Roman Abramovich’in kulübü

satın alışından beri en kötü sezo-

nunu da geride bırakmış oluyordu.

Yaşanan tümbu keşmekeş içinde

takımın belki de en istikrarlı

ismi olmayı başaran ve takım

arkadaşlarına kıyasla çok ciddi bir

performans düşüşü yaşamayan

Branislav Ivanovic ise önceki se-

zonlarda olduğu gibi yine taraftar-

larından alkış almayı sürdürdü.

Genellikle sağ bekte, gerektiğinde

de stoperde görev yapan 32 yaşın-

daki deneyimli futbolcu, Chel-

sea’ye 2008’de Lokomotiv

Moskova’dan transfer olmuştu.

Londra’daki ilk sezonunda kad-

roya girmekte zorlansa da son

yedi sezondur takımının banko

oyuncularından biri haline gelen

Ivanovic, bu dönemde 85 kez

görev aldı ve savunmada oyna-

masına karşınmillî forma altında

10 gole de imzasını attı.