TamSaha Dergisi - 141 - page 96-97

Maç saati geldiğinde Millî Takımı-
mızı psikolojik olarak da çok zor bir
ortambekliyordu. Çünkü rahmetli
Turgay ağabeyin anlattığına göre 110
bin kişinin hınca hınç doldurduğu
stadın sahasının kenarı, harpmalûlü
Alman askerlerle doluydu. Kimisinin
kolu, kimisinin bacağı, kimisinin de
vücudunun yarısı yoktu! Omanzara
karşısında futbolcularımızın yaşa-
dığı duygu yoğunluğunu ve psikolo-
jilerini şu an tahmin bile edemeyiz
bence…
Ayrıca çok ilginç bir detay daha
vardı o yıllarda… Kaleciler eldiven
giymiyordu çünkü eldiven diye bir
şey de yoktu! Turgay ağabeyin o
maçlardaki fotoğraflarına baktığı-
mızda ellerinin çıplak olduğunu gö-
rürüz. Bu arada ilginç bir anıyı da
paylaşmalıyız. Millî Takımımızın ef-
sane isimlerinden Gündüz Kılıç, bu
inanılmaz ortamda tarihte hiç görül-
memiş bir jest yapmıştı. Turgay
ağabeyin anlattığına göre, “Gel ba-
kalımTurgay. Sen bumaçta sahaya
benimyanımda çıkıyorsun” dedi ve
santraya kadar elinden tutarak gö-
türdü; yanından ayırmadı. Bugün bu
olay size sıradan gelebilir ancak o
dönemböyle bir şeyin yaşanması,
çıplak gözle uzaylı görmekle nere-
deyse eşdeğer bir şeydi…
Maça çok iyi başlayan Millî Takımı-
mız, henüz 5. dakikada Recep Adanır
ile golü bulmuş ve 1-0’ı yakalamıştı.
Müjdat Yetkiner ile Naci Özkaya maç
boyunca sürekli moral vermişti 19
yaşındaki Turgay Şeren’e… Gencecik
bu kaleci Almanya’nın efsane for-
vetlerinin inanılmaz ataklarına tek
başına karşı durdu. Devre bu şekilde
biterken ünlü hakemCarpani,
soyunma odasına giden Turgay ağa-
beyin sırtını sıvazlamış ve, “Bu genç
yaşına, böylesine yoğun baskılı bir
ortama rağmen gerçekten çok iyi
oynuyorsun, bravo!” demişti. Bu
arada bir detayı daha atlamayalım.
Bu Almanya’nın kadrosu, 1954
yılında Dünya Şampiyonu oldu!
Maçın ikinci yarısı da 1-0mağlup
olan Batı Almanya’nın ataklarıyla
başladı ve devam etti. Birçok atağı
gencecik Turgay Şeren önlüyor ve
110 bin Alman taraftarının da alkı-
şını alıyordu. İkinci yarının ortala-
rında Almanlar çift vuruş kazandı.
FritzWalter topun başına geçti ve
sert bir vuruş yaptı. Turgay Şeren
topa hiç müdahale etmeden ayağını
kaldırdı, gol oldu. 110 bin kişilik stat,
bu golle sevince boğulurken hakem
Carpani, “Hayır” dedi ve golü iptal
etti. Carpani daha sonra bu golü
neden iptal ettiği sorusunu; “Bakın
19 yaşındaki bir çocuk oyuna ne
kadar hâkim! Ben çift vuruş verdim
ancak FritzWalter tek şutla golü attı.
Bu genç kaleci de ayağını kaldırdı ve
bilerek topun geçmesine izin verdi.
Çünkü gol olmayacağını biliyordu!”
diyerek cevaplamıştı. FritzWalter de
daha sonra yazdığı otobiyografi-
sinde bu olayı anlatır ve gencecik bir
kaleci olan Turgay Şeren’i bu dikka-
tinden ötürü tebrik eder…
Bu pozisyondan sonra Almanlar
ataklarını daha da sıklaştırdı. Sağ-
dan-soldan sayısız pozisyon olu-
yordu ve bizimkalemizi resmen
topla dövüyorlardı. Ancak ya genç
Turgay ya direk ya da defans gole
engel oluyordu.
Bu sıralarda inanılmaz bir pozisyon
daha yaşandı. Oyuna sonradan giren
Fenerbahçeli Lefter Küçükandonya-
dis, topu eliyle yere vurarak sektiren
Alman kaleci Turek’in elinden kaptı
ve vuruşunu yaptı. Lefter “Gol” diye
tribünlere doğru koşarken o top
nasıl olduysa bir öbek çime takıldı
ve yön değiştirip direkten geri, ka-
leci Turek’in kucağına geldi. Batı Al-
manya birbiri ardına yakaladığı
atakları inanılmaz şekilde sıklaş-
tırdı. Bunun neticesinde de 70. daki-
kada Haferkamph’la golü buldu ve
eşitliği sağladı: 1-1.
Omaçta genç Turgay kadar Fener-
bahçe’nin efsane oyuncusu Lefter
de çok iyi oynuyordu. 85. dakikada
bir korner oldu. Kornerden gelen
topa Muzaffer Tokaç inanılmaz bir
vole vurdu ve Türkiye imkânsız de-
recesindeki bir maçtan galibiyeti
çıkartmayı başardı: 2-1.
Turgay ağabey son dakikayı şöyle
anlatır: “HakemCarpani maçın bitiş
düdüğünü çaldı. Ancak Almanlar da
biz de oynamaya devam ettik.
Çünkü duymuyorduk, farkında de-
ğildik bittiğinin. Carpani koşarak
geldi ve eliyle topu tuttu. Maçın sona
erdiğini bu şekilde anlayabildik…
Maçtan sonra hepimizin elini sıktı.
Kenarda oturan Alman harpmalûl-
leri ellerindeki sopalarla kafama
vurmak istediler ama polis engel
oldu. Türkiye’nin galibiyetini kendi-
lerine yediremediler. Çünkü savaşta
zatenmağlup olmuşlardı ve bu
maçta yenilmek onlara çok ağır gel-
mişti. Top soyunma odasına geldi ve
biz hepimiz imzaladık; Almanlar im-
zalamadı. Soyunma odalarında
büyük bir kargaşa vardı.”
Şimdi gelelimTurgay ağabeye “Ber-
lin Panteri” lâkabının nasıl verildi-
ğine… Evet, bumaçta yaptığı sayısız
muhteşemkurtarıştan sonra bu lâ-
kabı almıştır ama kim tarafından?
Ertesi gün Türkiye’deki bütün gaze-
teler, Turgay Şeren’den övgüyle söz
eder… Ancak isimbabası sanılanın
aksine Türkler değil; Almanlardır.
Maçtan sonraki gün bütün Alman
gazetelerinde Turgay Şeren’den,
“BERLİN PANTERİ” diye söz edilir.
Bu lâkap da Almanlardan hayatı-
mıza girer…
O dönemmaçı ne radyo yayınlar ne
de televizyon… Zaten hepi topu
birer-ikişer Alman radyosu, TV’si
vardır. Çok zor zamanlar olduğu için
Türkiye’den hiçbir gazeteci maçı
takip etmez. Ancak karşılaşmayı iz-
lemeye gelen Alman gazeteciler,
rahmetli Turgay ağabeye fotoğrafla-
rını hediye eder. Alman basını aynı
zamanda şaşkındır da… Gazetelerde
yapılan yorumlarda, “Bir kaleci nasıl
olabilir de 90 dakika boyunca bu
kadar ayakta kalabilir? Bu bir futbol
mucizesi. Alman Millî Takımı’nı
sakın eleştirmeyin çünkü karşıla-
rında bir kaleci buldular ve bu kale-
ciyi de geçemediler” denir.
Maçtan sonra takımın ağabeyi Gün-
düz Kılıç, genç Turgay Şeren’i yanına
alır ve kutlamaya götürür. Alman
sokaklarında gezen kafilemiz, eğ-
lence yerlerinde galibiyeti kutlamak
ister. Ancak eğlence yeri dediysek
bugünkü koşullar aklınıza gelmesin.
Savaştan yeni çıkan Almanya’daki
eğlence mekânlarının yarısı yoktur
ya da tahtalarla kapatılmıştır. Çalan
müzikte insanlar günün stresini at-
maya çalışır. Turgay ağabey o ge-
ceyi, “Gittiğimiz yerde beni gören
herkes ‘Torman… Torman… Torman’
diye bağırıyordu. Anlamvereme-
miştim. Sonradan öğrendimki
kaleci demekmiş… İnsanların
hafızasına böyle kazınmak gerçek-
ten unutulmaz bir duyguydu” diye
anlatır.
O gün Turgay ağabeyin bu kadar iyi
oynamasının belki de tek nedeni;
TürkMillî Takımı’nın kendisinin ar-
kasında dimdik durması ve dünya
devi Almanya karşısında çok iyi bir
performans göstermesiydi. 19 ya-
şında başlayan bu serüvende Turgay
Şeren AMillî Takımımızda 46 kez
kaleye geçti ve 38 kez de kaptanlık
pazubandını taktı. Kariyeri boyunca
Galatasaray formasını terleten ve 19
yıl sahaya çıkan Turgay ağabey,
1967 yılında futbolu bıraktığında
Lefter Küçükandonyadis ile birlikte
AMillî Takımın formasını en çok
96
97
1...,76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95 98-99,100-101,102-103,104-105,106-107,108-109,110-111,112-113,114-115,116-117,...128
Powered by FlippingBook