

Almanya’ya 2-1 mağlup olarak
EURO 96maceralarını noktalaya-
caktı.
Hırvatistan’ın asıl büyük başarı-
sıysa iki sene sonra, Fransa’da dü-
zenlenen 1998 Dünya Kupası’nda
geldi. Elemelerde Danimarka,
Yunanistan, Bosna-Hersek ve
Slovenya ile aynı grupta yer alan
Hırvatlar, Danimarka’nın ardından
grubu ikinci sırada tamamlayınca
play-off’a kalmış, burada da Ukray-
na’yı 2-0 ve 1-1’lik skorlarla
eleyerek Fransa’daki turnuvaya
katılma hakkını elde etmişti.
Turnuvaya gelindiğindeyse ilk
turda Arjantin, Japonya ve Ja-
maika’ya rakip olan Hırvatistan,
Arjantin’e yenilip diğer rakiplerini
yenince grup ikincisi olarak ikinci
tura yükseldi. Bu turda da Roman-
ya’yı tek golle geçen Hırvatların
çeyrek finaldeki rakibi, tıpkı iki yıl
önceki Avrupa Şampiyonası’ndaki
gibi, Almanya olmuştu.
Karşılaşma öncesinde çoğunluğun
favorisi Almanya’ydı belki ama
Almanlar, Hırvatistan karşısında,
Dünya Kupalarında yakın tarihteki
en ağır yenilgilerini alacaktı. İlk ya-
rının sonlarında Robert Jarni’nin
sert şutuyla skoru lehine çeviren
Hırvatistan, son 10 dakikaya girilir-
ken Goran Vlaovic ile farkı ikiye çı-
kartıyor, son sözü söyleyen isimse
85. dakikada Davor Suker oluyordu.
3-0’lık bu etkileyici galibiyetle
birlikte turnuvada son dört takım
arasına kalan Hırvatistan, yarı final
mücadelesindeyse ev sahibi Fran-
sa’ya 2-1’le teslimolunca, turun
diğer mağlubu Hollanda’ya karşı
üçüncülükmaçına çıktı ve bu kar-
şılaşmayı da 2-1 kazanarak henüz
bir ilkokul çocuğuyla yaşıt olan
millî takımıyla, Yugoslavya döne-
minde görmediği bir başarıya
ulaşmış oldu.
Duraklama dönemi
başlıyor
Hırvatistan’ın bu büyük başarı-
sında pay sahibi olan yıldızların
önemli bir bölümü, daha önce de
adlarını saydığımız, 1987 Dünya
Gençler Şampiyonu Yugoslavya’nın
da nüvesini teşkil eden isimlerdi.
Tabiî 1987’deki turnuvada 18-19
yaşlarında olan bu oyuncular, sene
1998 olduğunda 30 yaş civarına
gelmişti. Bu durumda Hırvatların
yakın zaman içerisinde bir kuşak
değişimine gitmesini zorunlu kıl-
maktaydı. Sorun şuydu ki, alttan
gelen yeni oyuncular arasında bir
Suker, bir Boban, bir Prosinecki
yoktu.
Hal böyle olunca Hırvatistan, dünya
üçüncüsü unvanına sahip olma-
sına karşın 2000 yılında Hollanda
ile Belçika’nın ortaklaşa düzenle-
diği Avrupa Şampiyonası’nın
dışında kaldı. Eleme grubunu
Yugoslavya ve İrlanda’nın gerisinde
üçüncü sırada tamamlayan Hırva-
tistan, şansını play-off’a kadar bile
taşıyamamıştı.
2002 Dünya Kupası elemelerinde
biraz daha toparlanmış bir görüntü
çizen Hırvatistan, grubunu Belçika
ve İskoçya’nın önünde lider ta-
mamlayarak doğrudan finallere
gitme hakkını elde etti. Ancak tur-
nuvanın ilk tur gruplarında İtalya’yı
2-1 mağlup ederek denizi geçme-
sine rağmen Meksika ve Ekvador
karşısında tek gollümağlubiyetler
alarak adeta derede boğulan Hır-
vatlar, gruptan çıkamayarak
erkenden ülkelerine dönmek zo-
runda kaldı. EURO 2004’te ve 2006
Dünya Kupası’nda da boy göster-
melerine karşın ilk turda elenen ve
oynadığı altı maçın dördünde bera-
bere kalırken bir kez dahi galip ge-
lemeyen Hırvatistan’da, 2006
Dünya Kupası sonrasında göreve
genç teknik adamSlaven Bilic’in
gelmesiyle önemli bir yeniden
yapılanmaya gidilecekti.
Türkiye karşısında
büyük şok
Buna göre Hırvatistan takımının
yaş ortalaması önemli ölçüde dü-
şürülmüştü ve özellikle orta sa-
hada yaşları 19 ile 23 arasında
değişen Rakitic, Modric ve Kranjcar
gibi isimler dikkat çekmekteydi.
EURO 2008 elemelerinde Rusya
ve İngiltere’yi geride bırakarak
grubunu lider bitiren Hırvatlar,
özellikle sonmaçtaWembley dep-
lasmanında aldıkları 3-2’lik galibi-
yetle İngilizlerin turnuvaya
katılmasına da mâni olmuştu.
Turnuvaya da çok iyi bir giriş yapan
Hırvatistan, ilk turda Almanya,
Polonya ve Avusturya ile yaptığı üç
maçı da etkileyici bir futbol ortaya
koyup kazanarak bir anda turnu-
vanın gizli favorileri arasında anıl-
maya başlamıştı.
Ancak Hırvatistan’ın kazandığı bu
hava, çeyrek finalde Türkiye karşı-
sında sönecekti. İki takımın da
birbirini kilitlediği mücadelede Hır-
vatlar topla daha fazla oynasalar da
pozisyona girmekte zorlanıyordu.
Bunun sonucunda 90 dakika gol-
süz tamamlanmış ve uzatmalara
geçilmişti. Uzatmalar da artık bit-
mek üzereydi ki Rüştü Reçber’in
hatalı çıkışından yararlanan Ivan
Klasnic topu kafayla boş ağlara
göndererek Hırvatistan için yarı
final kapısını açmıştı.
Fakat Rüştü bu hatasını çok çabuk
telafi edecekti. Tecrübeli eldiven,
maçın son hücumunda rakip ceza
sahasına çok güzel bir uzun top
gönderiyor, Emre Aşık’ın kafayla
indirdiği bu topu da Semih Şentürk,
Hırvat kalesinin tavanına asarak
‘bitti’ gözüyle bakılanmaçı son sa-
niyede penaltılara taşımayı başarı-
yordu. Hırvatlar, büyük bir moral
çöküntüsü içinde attıkları dört
penaltının sadece birinde isabet
sağlayınca çok iyi başladıkları tur-
nuvayı çok büyük bir hayal kırıklı-
ğıyla çeyrek finalde noktalıyordu.
Türkiye karşısında yaşanan bu şok
elenişin yarattığı çöküntü, 2010
Dünya Kupası elemelerine de doğ-
rudan sirayet etti mi bilinmez ama
Hırvatistan bu kez burada da iste-
diğini bulamayacak ve İngiltere ile
Ukrayna’nın gerisinde kalarak, ba-
ğımsızlığını kazandıktan sonra ilk
kez bir Dünya Kupası’na katılama-
yacaktı. Yaşanan bu tökezlemelere
karşın Hırvat Futbol Federasyonu
yola Bilic’le devam etme kararı alı-
yor ve Bilic de tazelenen bu güveni
boşa çıkartmayarak takımını 2012
Avrupa Şampiyonası’na taşımayı
başarıyordu. Ne var ki Hırvatistan,
şampiyonanın ilk turunda İspanya,
İtalya ve İrlanda ile aynı gruba
düşme şanssızlığını yaşayacak ve
dört puan toplamasına karşın, daha
sonra finale kadar gidecek olan İs-
panya ile İtalya’nın gerisinde kala-
rak bir turnuvaya daha ilk tur
sonunda veda etmenin üzüntü-
sünü yaşayacaktı.
Uğursuzluklar
devam ediyor
Turnuva sonrasında kariyerine ku-
lüpler düzeyinde devam etmek is-
teyen Bilic giderken yerine 1998
Dünya Kupası’nda savunmada
partneri olan Igor Stimac geliyordu.
Stimac, 2014 Dünya Kupası eleme-
lerine iyi sonuçlar alarak başlama-
sına karşın sonradan takımdüşüş
yaşamaya başlamış ve grubunu da
Belçika’nın gerisinde ikinci sırada
tamamlamıştı. Ancak özellikle ta-
kımın oynadığı negatif futboldan
ötürü fazlaca eleştirilen Stimac,
play-off öncesinde görevini bırak-
tığını açıkladı. Onun yerini Niko
Kovac alırken Hırvatistan play-
32
33
Hırvatlarla
oynadığımız 7 maçta
henüz galibiyetimiz
olmasa da onlara
EURO 2008’de
unutmayacakları bir
acı yaşattık.