

tılma hakkını elde edecekti ki,
İngiltere’nin devre dışı kaldığı bir
ortamda bu kayda değer bir başa-
rıydı. Üstelik Hollanda oynadığı 10
maçta rakip filelere 29 gol gönde-
rerek Avrupa elemelerinin en
golcü takımı olmuştu ki, Advoca-
at’ın defansif futbol oynatmasın-
dan korkanlar da durumun pek
de düşündükleri gibi olmadığını
görüp rahatlamıştı. Haarlemve
Schiedamse gibi küme düşmeye
namzet takımlarda Advocaat
biraz daha tedbirli oynamayı
tercih etmişti belki ama Hollanda
gibi zirveye oynamayı hedefleyen
bir ekipte de korkacak bir şeyi
olmadığını göstermişti.
Mucizeyi Branco’nun
frikiği engelledi
Turnuvadaysa Hollanda ilkma-
çında Suudi Arabistan karşısında
hiç beklemediği kadar zorlanıyor
ve son dakikalarda bulduğu golle
2-1 kazanıyordu. Portakallar ikinci
maçlarında da Belçika’ya tek golle
mağlup olmuştu ve Advocaat da
hayatında o ana kadarmaruz kal-
dığı en ağır eleştirilerle karşı karşı-
yaydı. Zira takım, oynadığı futbolla
tat vermediği gibi, sonmaçta ala-
cağı bir ters sonuçta elenme tehli-
kesiyle de yüz yüzeydi. Ancak iş o
raddeye gelmedi ve sonmaçta
Fas’ı 2-1 yenen Hollanda, üçlü ave-
rajla grubunu lider bitirerek ikinci
tura kalmayı bildi.
İkinci turda İrlanda Cumhuriyeti’ni
fazla zorlanmadan 2-0mağlup
eden Hollanda’nın çeyrek finaldeki
rakibiyse, turnuvanın 1 numaralı
favorisi konumundaki Brezilya’ydı.
Turnuvanın belki de en güzel 90
dakikasına sahne olanmücade-
lede ilk yarı dengede gittikten
sonra Brezilya ikinci yarıya etkili
bir başlangıç yapmış ve 63’üncü
dakikaya gelindiğinde 2-0’lık üs-
tünlüğü yakalamıştı. Ancak sa-
dece bir dakika sonrasında Dennis
Bergkamp farkı bire indirirken,
76’da da AronWinter skora den-
geyi getirmişti. Oyunda ibre Hol-
landa’ya döneceğe benziyordu ki
81’inci dakikada Brezilya, Bran-
co’nun frikikten attığı golle bir kez
daha öne geçiyor vemaçı da bu
skorla tamamlayarak adını yarı fi-
nale yazdıran taraf oluyordu.
Dünya Kupası sonrasındamillî
takımdaki görevini bırakanAdvo-
caat, yıl sonunda PSV Eindho-
ven’ın başına geçerek Eredivisie’ye
dönüyordu. Ancak PSV’nin başına
biraz zorlu bir zamanda geçmişti
zira Ajax o dönemde fırtına gibi es-
mekteydi. Öyle ki Amsterdam
ekibi o sezonun sonunda Şampi-
yonlar Ligi’nde şampiyon olacak,
ertesi sezon da bu kupayı finalde
Juventus’a penaltılar neticesinde
kaybedecekti.
PSV ve Rangers’ta gelen
şampiyonluklar
PSV adına talihin döndüğü ansa
1996 yazıydı. Zira futbolda Bos-
man kuralının uygulanmaya
başlaması, 1996 yazına denk geli-
yordu ve bu durum o esnada belki
de en çok Ajax’ı vurmuştu.
Önemli oyuncularının çoğunu be-
delsiz olarak İtalyan ve İspanyol
kulüplerine kaptıran Ajax, mec-
buren bir yeniden yapılanma içine
girecekti ve bu süreç de PSV’ye
yarayabilirdi. Nitekim 1996-97 se-
zonu, Eindhoven ekibi için çok iyi
geçiyor ve Advocaat’ın öğrencileri
ligi zirvede tamamlamayı başarı-
yordu. Bu da Advocaat’ın en üst
kademede kazandığı ilk lig şam-
piyonluğu olmuştu.
PSV’nin bir kez daha Ajax’ın geri-
sine düşüp ligi ikinci sırada bitir-
diği 1997-98 sezonu sonrasın-
daysa Advocaat kulüpten ayrıla-
caktı. Aynı yıl, İskoçya’da Celtic,
Rangers’ın dokuz yıllık şampi-
yonluk serisini sona erdirmişti ve
Rangers yönetimi de yeniden ta-
kımı zirveye taşıyacak bir teknik
direktör arayışı içine girmiş, so-
nunda da Advocaat’ta karar kıl-
mıştı. Bu birliktelik, ilk sezondan
itibaren hayli verimli olacak ve
Rangers, 1998-99 sezonunda ül-
kesindeki üç kupayı birden kaza-
nacaktı. Glasgow ekibi, ertesi
sezon da Hollandalı teknik adam
yönetiminde ligi ve federasyon
kupasını kazanırken ligde Celtic’e
21 puan fark yapmış, rakip filelere
de 96 gol göndermişti. Ancak
2000-2001 sezonunda bu kez rol-
ler değişiyor ve Celtic yarışta ipi
en önde göğüsleyen taraf olu-
yordu. 2001-2002 sezonunda da
Celtic lige daha iyi başlayınca,
Aralık ayına gelindiğinde Advo-
caat istifasını verecek ve İskoçya
macerasını noktalayacaktı.
Millî takımda
II. Advocaat dönemi
İskoçya’da bunlar yaşanırken,
Hollanda’daysa büyük bir şok
hâkimdi. Zira millî takım, 2002
Dünya Kupası’na katılmayı başa-
ramamıştı. Dibe vurulan bu dö-
nemde takımı toparlayıp yeniden
zirveye oynatabilecek isim olarak
da KNVB, Advocaat’a odaklan-
mıştı ve hazır kendisinin de
Rangers’tan ayrılmış olması ne-
deniyle taraflar, sekiz yıl aradan
sonra bir kez daha bir araya geldi.
Millî takımdaki ikinci dönemine
EURO 2004 elemeleriyle başlayan
tecrübeli teknik adam, Çek Cum-
huriyeti, Avusturya, Moldova ve
Beyaz Rusya’nın bulunduğu
grupta Çeklerin gerisinde ikinci
sırayı almasının ardından play-
off’ta İskoçya’ya 0-1 ve 6-0’lık
skorlarla üstünlük sağlayarak
finaller için gereken vizeyi aldı.
Portekiz’deki turnuvadaysa Hol-
landa ilk turda Çek Cumhuriyeti,
Almanya ve Letonya ile rakip ol-
muştu. İlkmaçında Almanya ile
1-1 berabere kalan Portakallar,
ikinci maçtaysa Çek Cumhuriyeti
ile karşılaşıyordu ve bu karşı-
laşma belki de Advocaat’ın kari-
yerinde yönettiği en kötümaç
olarak hafızalara kazınacaktı.
Portakallar, henüz 19’uncu daki-
kasında 2-0 öne geçtikleri maçta
sahadan 3-2’likmağlubiyetle ay-
rılmıştı ve Çeklerin hocası Karel
Brückner’in her değişiklikte ofan-
sif bir hamle yapıp saha içi dizili-
şini de 3-4 kez değiştirmesi,
maçın sonlarında da neredeyse
6-7 oyuncuyla hücum etmesi,
buna karşılık Advocaat’ın Robben
ve van der Meyde gibi kanat
oyuncularını çıkartıp yerlerine
Bosvelt ve Reiziger gibi defansif
oyuncuları koyması, Hollanda ba-
sınının elindeki bütün eleştiri ok-
larını Advocaat’a çevirmesine yol
açmıştı. Yine de Hollanda, son
maçında Letonya’yı 3-0mağlup
edecek ve Almanya’nın devre dışı
kaldığı bir ortamda Çeklerin ar-
dından ikinci olarak çeyrek finale
yükselmeyi bilecekti.
Portakalların çeyrek finalde İsveç
ile oynadıkları maçsa turnuvanın
belki de en sıkıcı mücadelesiydi.
Golsüz sona eren 120 dakika son-
rasında Hollanda, rakibini penaltı-
larla geçip yarı finale yükselmişti
belki ama izleyenlerden pek bir
pozitif övgü aldıkları söylene-
mezdi. Yarı finaldeyse ev sahibi
Portekiz’e 2-1 mağlup olan Hol-
landa, EURO 2004 defterini kapa-
tıyordu. Turnuvada gelinen nokta
fena değildi belki ama takımın
oynadığı negatif futbol, Hollanda
futbol kamuoyunda büyük tepki
çekmişti ve bir anda çığ gibi artan
baskılar sonucunda da Advocaat
turnuva dönüşünde istifasını ver-
86
87
1994 Dünya Kupası’nda Hollanda’yı yıkan Branco golü
Advocaat’ın Rangers macerası
iyi başlayıp kötü bitmişti
Advocaat’ın Hollanda’sı EURO 2004’ün yarı finalinde Portekiz engeline takılmıştı