hayalini kurarken, o kahramanlar
o başarının tek seferlik olduğunu
tümkutlamalar esnasında kabul-
lenmişti. Durumbugün de değiş-
medi. Örneğin Everton gibi uzak
tarihinde de olsa şampiyonluk
yaşamış kalburüstü bir ekip ligi
zirvede bitirmiş olsaydı, ertesi
sezonki düşüşü bu kadar sert
olmazdı. Zira onlarınki 10 adım at-
mayı amaçlayıp 13 adım atabilmek
gibi olurdu ancak Leicester değil
adım atmak, ayakta kalmayı
hedefleyip kısa sürede kendini
koşarken buldu! O yüzden aradaki
gelişimi hazmetmesi kolay olmadı.
Leicester’lı futbolcularınmotivas-
yon kaybına yol açan psikolojik
dalgalanmaları daha iyi anlamak
adına 2 yıl öncesine gitmekte fayda
var. O sıralar 2015-2016 sezonunun
22. haftası geride kalırken takım
sadece 17 puan toplayarak son
sıraya demir atmıştı. Herkes ümit-
sizken art arda alınan galibiyetler
takımı kümede kalma savaşına
sürükledi ve o savaşı kazandırdı.
Yeni sezonda beklenmedik bi-
çimde takımüst sıraları zorladı ve
şampiyonluk kupasını havaya kal-
dırdı. Bu sezon ise başka bir rüya
olan Şampiyonlar Ligi’nde boy
gösterdi ve hatta gruptan çıktı.
Oyuncular bir yandan Sevilla ile
oynanacak ikinci tur eşleşmesini,
bir yandan da kümede kalma
mücadelesini düşünecek hale
geldi. Tümbunların sadece 2 yılda
gerçekleşmiş olmasına inanmak
zor, ki herhangi bir takımın böyle-
sine hızlı bir dalgalanmayı yönet-
mesi de hiç kolay değil.
Mart ayında Leicester’ın Avrupa’ya
veda etmesi kulübün fazlasıyla
yararına olacak. Zira oyuncular
omalumdalgalı psikolojiyi bir ke-
nara koyup 2 yıl öncesinden aşina
oldukları kümede kalma savaşına
odaklanacak sadece. Geçtiğimiz
sezonki tırmanışı yaparken her
seferinde bir sonraki adımı düşün-
düler ve doğal olarak aşağıya bak-
mayı unuttular. O yüzden takımın
düşüşü önce kendisine, sonra ka-
muoyuna fazlasıyla dramatik geldi.
Ancak bugün ligde alışık oldukları
“aşağıdaki” bölgelere geldiler ve
Şampiyonlar Ligi’nden de elenince
ellerinde sadece o tanıdık ve bildik
ortamkalacak. Kısacası tek bir
amaca odaklanmak, Leicester’ı
kümede tutmaya gayet yarayacak.
Sahadaki düşüş
Motivasyon kaybı Leicester’daki
düşüşün en büyük sebebi olduğu
kadar saha içi problemlerin de
temel kaynağı konumunda. Üstelik
geçen seneye kıyasla Ranieri’nin
ekibinde bu gidişata pek de yar-
dımcı olmayan farklar var. Bunla-
rın belki de en önemlisi Kante’nin
yokluğu. Fransız oyuncu şampi-
yonluk yolunda öyle üst düzey ve
istikrarlı bir performans çizmişti
ki, sanki her maç Leicester orta
sahasında fazladan bir adamvar
gibiydi. Her yere koşuyor, her yere
yetişiyor, hiç beklenmediği anda
olmayacak yerden çıkabiliyordu
Kante. Watford’ın golcüsü Troy
Deeney, Kante’nin bu yıldırıcılığını
güzelce özetliyor:
“Leicester’a karşı
kontratak yaptığımızda bile
Kante’nin hemen arkamda oldu-
ğunu hissediyordum. Orada değildi
ama bana öyle geliyordu ve bu
yüzden fazla aceleci davranıyor-
dum. Kante’nin hemen geleceğin-
den korkuyordumve o yetişene
dek çok az zamanımızın olduğu-
nun farkındaydım.”
Yine de bütün bir performans
düşüşünün sebebi tek bir adamın
kaybına bağlanamaz. Geçen sezon
Tilkiler sadece Kante’nin varlığı sa-
yesinde zirveye yürümedi. Takımın
gol ve asist yükünü çeken Jamie
Vardy ile Riyad Mahrez bu sezon
adeta yokları oynuyor. Yaz mevsi-
minde hemKante’den kazanılan 36
milyon euro hemde yeni Premier
Lig yayın anlaşması ve Şampiyon-
lar Ligi gelirlerinin etkisiyle trans-
fere 90milyon eurodan fazla para
harcandı. Bunun yarısından fazlası
IslamSlimani ve Ahmed Musa gibi
iki hücumcuya verilirken, orta
sahaya alınan Ndidi ve Mendy’nin
performansı Kante’yi mumla arattı.
Tabiî bu noktada yeni transferlerin
takıma hemen alışamaması da
bir etken. Zira Ranieri topa çok az
sahip olan ve fakat onu kaptığında
geçiş oyununu çok hızlı ve etkili
gerçekleştiren bir felsefe yerleştir-
mişti. Yeni isimler sisteme alışana
kadar Leicester zaten ligde çoktan
arka sıralara düşmeye başlamıştı
bile.
Kante’nin kaybı ve başarısız trans-
ferlerin ardından Leicester’ın dü-
şüşünü biraz da oyun sisteminin
artık rakipleri şaşırtmamasına
bağlayabiliriz. Geçtiğimiz yıl Ranie-
ri’nin başarıyla uygulattığı hızlı
kontrataklara dayalı anlayış, Tilki-
lerin boyundan büyük ekipleri art
arda bozguna uğratmasını sağla-
mıştı. Bu sezon benzer bir oyun
kalitesinin yakalanamamasının
yanı sıra rakipler de artık Leices-
ter’a nasıl karşı konulacağını daha
iyi öğrendi. Nitekim Leicester City,
Porto veya Sevilla gibi oyun anla-
yışı yıllardır belli bir çerçeve içeri-
sinde olgunlaşmış ve sıklıkla daha
yukarıları zorlayan potansiyelde
bir ekip değil. Bu sistemle henüz
sadece 1.5 sezondur oynuyorlar
ve onumükemmelleştirmek için
bundan daha fazla zamana
ihtiyaçları var. Ve elbette birkaç
bölgede daha fazla verim
alınabilecek oyunculara…
Leicester’ın geçen sezonki başarı-
sını konuşurken kabul etmemiz
gereken şey şu ki, büyük takımla-
rın neredeyse hepsi kötüydü. Van
Gaal’in Manchester United’ı fazla
sıkıcı, Klopp Liverpool’da henüz
çok yeni, Guardiola ile anlaşıldığı
açıklandıktan sonra Pellegrini’nin
Manchester City’si formsuz,
Chelsea darmadağın, Arsenal ise
her zamanki gibi işin sonunu
getiremeyecek gibiydi. Ligi üçüncü
sırada bitirse de sezon genelinde
Leicester’ı en ciddi takip eden
takımTottenham’dı. Nasıl ki Lei-
cester ayarında bir ekibin şampi-
yon olması insan ömründe belki
bir-iki kere şahit olunacak bir
şeyse, bu ekiplerin aynı anda bu
kadar vasat kalabilmesi de öyleydi!
Bu sezon ise özellikle Conte ile
evrimgeçirmiş bir Chelsea’nin yanı
sıra kendini daha da geliştirmiş bir
Tottenhamve Arsenal izliyoruz.
Liverpool da tekrar zirveyi zorlar
hale geldi. Leicester’ın bu sezonki
rakibi, gücünü geri kazanmış
büyük ekipler olmayabilirdi.
Ama yine de en azından ligin son
10 sırasında olmak yerine ilk
10 sırasını zorlayabilirdi.
Ne şekilde olursa olsun, büyük bir
ligde son şampiyonun küme düş-
mesi her zaman dramatiktir. Lei-
cester City için bu senaryo sezon
başında akılların bir köşesinde
sessizce yer etmişti belki de. Zira
vasat bir ekibe iyi sonuçlar aldıran
şey taktik disiplindir ama onu
şampiyon yapmak için biraz futbol
şansının yanında fazlaca motivas-
yon ve inanç gerekir. Ranieri’nin
ekibi için geçtiğimiz sezon yapbo-
zun parçaları nasıl şaşırtıcı biçimde
yerli yerine oturmuşsa bu sezon
hepsi bir anda dağıldı. Kaptan Mor-
gan’ın ellerinde kalkan kupa tekrar
görülemeyecek kadar özeldi. O gün
elde edilen sıra dışı zaferin ilk ve
son oluşuna duyulan inanç belki de
parıltıyı bir kat daha artırdı ama
olan Leicester’ın fazlasıyla inançsız
geçen bu sezonuna oldu.
66
67
Kante’nin takımdan
ayrılması Tilkiler adına
gerçek bir
travmaya yol açtı.
Geçen sezonun
muhteşem ikilisi Vardy ve
Mahrez bu sezon adeta
yokları oynuyor
Yeni transfer Ahmet
Musa da gol problemine
çözümolamadı