Previous Page  66-67 / 124 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 66-67 / 124 Next Page
Page Background

hayalini kurarken, o kahramanlar

o başarının tek seferlik olduğunu

tümkutlamalar esnasında kabul-

lenmişti. Durumbugün de değiş-

medi. Örneğin Everton gibi uzak

tarihinde de olsa şampiyonluk

yaşamış kalburüstü bir ekip ligi

zirvede bitirmiş olsaydı, ertesi

sezonki düşüşü bu kadar sert

olmazdı. Zira onlarınki 10 adım at-

mayı amaçlayıp 13 adım atabilmek

gibi olurdu ancak Leicester değil

adım atmak, ayakta kalmayı

hedefleyip kısa sürede kendini

koşarken buldu! O yüzden aradaki

gelişimi hazmetmesi kolay olmadı.

Leicester’lı futbolcularınmotivas-

yon kaybına yol açan psikolojik

dalgalanmaları daha iyi anlamak

adına 2 yıl öncesine gitmekte fayda

var. O sıralar 2015-2016 sezonunun

22. haftası geride kalırken takım

sadece 17 puan toplayarak son

sıraya demir atmıştı. Herkes ümit-

sizken art arda alınan galibiyetler

takımı kümede kalma savaşına

sürükledi ve o savaşı kazandırdı.

Yeni sezonda beklenmedik bi-

çimde takımüst sıraları zorladı ve

şampiyonluk kupasını havaya kal-

dırdı. Bu sezon ise başka bir rüya

olan Şampiyonlar Ligi’nde boy

gösterdi ve hatta gruptan çıktı.

Oyuncular bir yandan Sevilla ile

oynanacak ikinci tur eşleşmesini,

bir yandan da kümede kalma

mücadelesini düşünecek hale

geldi. Tümbunların sadece 2 yılda

gerçekleşmiş olmasına inanmak

zor, ki herhangi bir takımın böyle-

sine hızlı bir dalgalanmayı yönet-

mesi de hiç kolay değil.

Mart ayında Leicester’ın Avrupa’ya

veda etmesi kulübün fazlasıyla

yararına olacak. Zira oyuncular

omalumdalgalı psikolojiyi bir ke-

nara koyup 2 yıl öncesinden aşina

oldukları kümede kalma savaşına

odaklanacak sadece. Geçtiğimiz

sezonki tırmanışı yaparken her

seferinde bir sonraki adımı düşün-

düler ve doğal olarak aşağıya bak-

mayı unuttular. O yüzden takımın

düşüşü önce kendisine, sonra ka-

muoyuna fazlasıyla dramatik geldi.

Ancak bugün ligde alışık oldukları

“aşağıdaki” bölgelere geldiler ve

Şampiyonlar Ligi’nden de elenince

ellerinde sadece o tanıdık ve bildik

ortamkalacak. Kısacası tek bir

amaca odaklanmak, Leicester’ı

kümede tutmaya gayet yarayacak.

Sahadaki düşüş

Motivasyon kaybı Leicester’daki

düşüşün en büyük sebebi olduğu

kadar saha içi problemlerin de

temel kaynağı konumunda. Üstelik

geçen seneye kıyasla Ranieri’nin

ekibinde bu gidişata pek de yar-

dımcı olmayan farklar var. Bunla-

rın belki de en önemlisi Kante’nin

yokluğu. Fransız oyuncu şampi-

yonluk yolunda öyle üst düzey ve

istikrarlı bir performans çizmişti

ki, sanki her maç Leicester orta

sahasında fazladan bir adamvar

gibiydi. Her yere koşuyor, her yere

yetişiyor, hiç beklenmediği anda

olmayacak yerden çıkabiliyordu

Kante. Watford’ın golcüsü Troy

Deeney, Kante’nin bu yıldırıcılığını

güzelce özetliyor:

“Leicester’a karşı

kontratak yaptığımızda bile

Kante’nin hemen arkamda oldu-

ğunu hissediyordum. Orada değildi

ama bana öyle geliyordu ve bu

yüzden fazla aceleci davranıyor-

dum. Kante’nin hemen geleceğin-

den korkuyordumve o yetişene

dek çok az zamanımızın olduğu-

nun farkındaydım.”

Yine de bütün bir performans

düşüşünün sebebi tek bir adamın

kaybına bağlanamaz. Geçen sezon

Tilkiler sadece Kante’nin varlığı sa-

yesinde zirveye yürümedi. Takımın

gol ve asist yükünü çeken Jamie

Vardy ile Riyad Mahrez bu sezon

adeta yokları oynuyor. Yaz mevsi-

minde hemKante’den kazanılan 36

milyon euro hemde yeni Premier

Lig yayın anlaşması ve Şampiyon-

lar Ligi gelirlerinin etkisiyle trans-

fere 90milyon eurodan fazla para

harcandı. Bunun yarısından fazlası

IslamSlimani ve Ahmed Musa gibi

iki hücumcuya verilirken, orta

sahaya alınan Ndidi ve Mendy’nin

performansı Kante’yi mumla arattı.

Tabiî bu noktada yeni transferlerin

takıma hemen alışamaması da

bir etken. Zira Ranieri topa çok az

sahip olan ve fakat onu kaptığında

geçiş oyununu çok hızlı ve etkili

gerçekleştiren bir felsefe yerleştir-

mişti. Yeni isimler sisteme alışana

kadar Leicester zaten ligde çoktan

arka sıralara düşmeye başlamıştı

bile.

Kante’nin kaybı ve başarısız trans-

ferlerin ardından Leicester’ın dü-

şüşünü biraz da oyun sisteminin

artık rakipleri şaşırtmamasına

bağlayabiliriz. Geçtiğimiz yıl Ranie-

ri’nin başarıyla uygulattığı hızlı

kontrataklara dayalı anlayış, Tilki-

lerin boyundan büyük ekipleri art

arda bozguna uğratmasını sağla-

mıştı. Bu sezon benzer bir oyun

kalitesinin yakalanamamasının

yanı sıra rakipler de artık Leices-

ter’a nasıl karşı konulacağını daha

iyi öğrendi. Nitekim Leicester City,

Porto veya Sevilla gibi oyun anla-

yışı yıllardır belli bir çerçeve içeri-

sinde olgunlaşmış ve sıklıkla daha

yukarıları zorlayan potansiyelde

bir ekip değil. Bu sistemle henüz

sadece 1.5 sezondur oynuyorlar

ve onumükemmelleştirmek için

bundan daha fazla zamana

ihtiyaçları var. Ve elbette birkaç

bölgede daha fazla verim

alınabilecek oyunculara…

Leicester’ın geçen sezonki başarı-

sını konuşurken kabul etmemiz

gereken şey şu ki, büyük takımla-

rın neredeyse hepsi kötüydü. Van

Gaal’in Manchester United’ı fazla

sıkıcı, Klopp Liverpool’da henüz

çok yeni, Guardiola ile anlaşıldığı

açıklandıktan sonra Pellegrini’nin

Manchester City’si formsuz,

Chelsea darmadağın, Arsenal ise

her zamanki gibi işin sonunu

getiremeyecek gibiydi. Ligi üçüncü

sırada bitirse de sezon genelinde

Leicester’ı en ciddi takip eden

takımTottenham’dı. Nasıl ki Lei-

cester ayarında bir ekibin şampi-

yon olması insan ömründe belki

bir-iki kere şahit olunacak bir

şeyse, bu ekiplerin aynı anda bu

kadar vasat kalabilmesi de öyleydi!

Bu sezon ise özellikle Conte ile

evrimgeçirmiş bir Chelsea’nin yanı

sıra kendini daha da geliştirmiş bir

Tottenhamve Arsenal izliyoruz.

Liverpool da tekrar zirveyi zorlar

hale geldi. Leicester’ın bu sezonki

rakibi, gücünü geri kazanmış

büyük ekipler olmayabilirdi.

Ama yine de en azından ligin son

10 sırasında olmak yerine ilk

10 sırasını zorlayabilirdi.

Ne şekilde olursa olsun, büyük bir

ligde son şampiyonun küme düş-

mesi her zaman dramatiktir. Lei-

cester City için bu senaryo sezon

başında akılların bir köşesinde

sessizce yer etmişti belki de. Zira

vasat bir ekibe iyi sonuçlar aldıran

şey taktik disiplindir ama onu

şampiyon yapmak için biraz futbol

şansının yanında fazlaca motivas-

yon ve inanç gerekir. Ranieri’nin

ekibi için geçtiğimiz sezon yapbo-

zun parçaları nasıl şaşırtıcı biçimde

yerli yerine oturmuşsa bu sezon

hepsi bir anda dağıldı. Kaptan Mor-

gan’ın ellerinde kalkan kupa tekrar

görülemeyecek kadar özeldi. O gün

elde edilen sıra dışı zaferin ilk ve

son oluşuna duyulan inanç belki de

parıltıyı bir kat daha artırdı ama

olan Leicester’ın fazlasıyla inançsız

geçen bu sezonuna oldu.

66

67

Kante’nin takımdan

ayrılması Tilkiler adına

gerçek bir

travmaya yol açtı.

Geçen sezonun

muhteşem ikilisi Vardy ve

Mahrez bu sezon adeta

yokları oynuyor

Yeni transfer Ahmet

Musa da gol problemine

çözümolamadı