Previous Page  58-59 / 124 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 58-59 / 124 Next Page
Page Background

adeta unutulanlardan…

Günümüzün en önde gelen teknik

adamlarından Jose Mourinho ise

profesyonel düzeyde hiç futbol

oynamadı.

İstisnalar Zagallo,

Cruyff ve Beckenbauer

Bu durumun istisnaları Mario Za-

gallo, Johan Cruyff ve Franz Bec-

kenbauer olarak gösterilebilir. Tüm

zamanların en iyi 10 futbolcusu

içerisinde her daimkendilerine

yer bulan ve 1974 Dünya Kupası

finalinde de birbirlerine rakip olan

Beckenbauer-Cruyff ikilisinden

Hollandalı olanı, teknik adamlığında

Barcelona’nın futbol karakteristi-

ğini değiştiren isim olmakla kalma-

mış, Katalan ekibine tarihinin ilk

Şampiyon Kulüpler Kupası şampi-

yonluğunu da yaşatmıştı. Franz

Beckenbauer ise Federal Almanya

Millî Takımı’nın başında peş peşe iki

Dünya Kupası finaline çıkarken

bunların 1990 yılındaki ikincisinde,

kupaya uzanmayı da başarmıştı.

Mario Zagallo ise 1970’te Brezilya’yı

dünya şampiyonluğuna taşırken

28 yıl sonra bu başarıya bir kez

daha çok yaklaşmış fakat finalde

Fransa’ya kaybetmişti.

Zagallo, Cruyff ve Beckenbauer’ın

teknik adamlıktan el çekmelerin-

den sonra futbol dünyası, benzer bir

etkiyi gösterebilecek ve teknik

adamlıkta da futbolculuğundaki gibi

efsaneleşebilecek isimlerin yolunu

gözler olmuştu. Yaklaşık 10 yıl önce

Frank Rijkaard bu açıdan hayli ümit

verici bir çıkış da göstermişti. Bar-

celona ile iki lig, bir de Şampiyonlar

Ligi şampiyonluğu yaşayan Rijka-

ard, bu başarıların sonrasındaysa

keskin bir düşüşle karşı karşıya

kalmıştı. 2008’de Barcelona’dan

ayrıldıktan sonra 2009’da Galatasa-

ray’ın başına geçen Hollandalı,

burada da beklentileri karşılaya-

mazken, daha sonra görev aldığı

Suudi Arabistan’da da hayal kırıklığı

yaratmaktan öteye gidemedi ve

2013 sonrasında da tâbiri caizse

köşesine çekilme kararı aldı.

Rijkaard’ın Barcelona’daki halefi

olan Josep Guardiola ise selefine

kıyasla çok daha göz kamaştırıcı bir

başlangıca imza atmıştı. Katalan

ekibinde üst üste üç lig, iki de Şam-

piyonlar Ligi şampiyonluğu gören

Guardiola, ardından görev aldığı

Bayern Münih’te de peş peşe üç lig

şampiyonluğu yaşadı. Ancak bu gö-

reve geldiği esnada Bayern’in Şam-

piyonlar Ligi şampiyonu apoletine

sahip olmasına karşın Guardiola

yönetiminde bu başarısını tekrarla-

yamaması, eleştiri yağmurunun da

başlamasına yol açtı. Bardağın boş

yarısına bakanlar, Bayern’in Al-

manya’da zaten rakipsiz olduğunu,

Bundesliga’da kazanılan şampiyon-

lukların bu anlamda pek bir şey

ifade etmediğini, asıl kriterin

Şampiyonlar Ligi olduğunu ve

Guardiola’nın bu alanda hedefe

ulaşamadığını söylüyordu.

Bu bakımdan, Guardiola’nın Manc-

hester City’nin başına geçmesi,

kendisi için çok önemli bir sınav

niteliğindeydi. La Liga ve Bundesli-

ga’ya göre çok daha rekabetçi bir lig

olan Premier Lig’de yapacakları,

Katalan teknik adamın yetenekleri-

nin daha net tartılmasını sağlaya-

caktı. Ancak ilk sezonunun yarısı

geride kaldığında Manchester

City’nin şampiyonluk şansını nere-

deyse mucizelere bırakmış olması,

Guardiola hakkındaki soru işaretle-

rinin de artmasına yol açtı.

Zidane’dan parlak

başlangıç

İşte tambu esnada, futbol dünya-

sında son çeyrek asrın en büyük bir-

kaç yıldızından biri olan Zinedine

Zidane, teknik direktörlük kariye-

rine çok flaş bir başlangıç yaptı.

Real Madrid’in başına geçtikten

sadece beş ay sonra Şampiyonlar

Ligi’nde şampiyonluğa ulaşan

efsane isim, içinde bulunduğumuz

sezonda da başarılı grafiğini sürdü-

rüyor ve ligde yakaladığı avantajla

şampiyonluğun 1 numaralı adayı

konumundayken, Şampiyonlar

Ligi’nde de turnuvanın başlıca

favorilerinden olmaya devam ediyor.

Aslında Zidane’ın teknik direktör-

lüğe geçişinin biraz sürpriz olduğu

söylenebilir. Zira kendisi, 2006’da

aktif futbolculuk kariyerine noktayı

koyması sonrasında uzunca bir süre

bu yönde bir girişimde bulunma-

mıştı. 2010’da Real Madrid’de danış-

manlığa, ertesi yıl da sportif

direktörlüğe getirilmesiyle birlikte

de Zidane’ın daha çok yöneticilik

alanında çalışacağı görüşü ağırlık

kazanmıştı. Ancak 2013’ten itibaren

Zidane, kulübe için ısınma turlarına

başlıyordu. İlk olarak Real Madrid

Teknik Direktörü Carlo Ancelotti’nin

yardımcılığı görevine gelen Zidane,

ertesi yıl da Real Madrid’in B takımı

hüviyetindeki Real Madrid Castil-

la’nın başına geçiyordu.

Zidane, Castilla’da bir buçuk yıla

yakın görev aldı. Öte yandan, o dö-

nemde Real Madrid’in başında

bulunan Carlo Ancelotti, 2014’te

Şampiyonlar Ligi’ni kazanmasına

karşın ertesi sezon bu başarısını

tekrarlayamayınca ve üstelik La Li-

ga’da da Barcelona’nın gerisinde

kalınca, Zidane’ın adı yavaş yavaş

Beyaz Şimşeklerin teknik direktör-

lüğü için de geçmeye başlayacaktı.

Ancak Real Madrid yönetimi, 2015

yazında Ancelotti ile yollarını ayırdı-

ğında Zidane’ın biraz daha tecrübe

kazanması gerektiğini düşünerek

Ancelotti’den boşalan koltuğa Rafael

Benitez’in oturmasına karar verdi.

58

59