birisiydi. Çünkü işi doğru bir şekilde
yapmıyordum. Biliyorsunuz ki çoğu
genç oyuncunun böyle bir dönemi
olur. Başarı kazandıktan sonra ve iyi
bir kontrat imzaladıktan sonra pa-
raya kavuşursunuz. Sürekli oyna-
mak istersiniz. Benimçok fazla şey
öğrenmemgerektiğini söylüyor-
lardı. Ancak ben buna katılmıyor-
dum. Çok fazla gol attığımı ve iyi
oynadığımı düşünüyordum. Öğren-
mem için ısrarcı davrandılar ama
ben sabırlı olmadım. İşimi doğru
yapmadım. O yüzden belki en az oy-
nadığım zamanlardan birisini geçir-
dimorada. Her maç oynamak, forma
almak istiyordumve bu sabırsızlı-
ğımda bu şekilde bir sonuca yol açtı.
İşimi ciddiye almamam, sakatlığı da
beraberinde getirdi. Dediğimgibi,
oraya gittiğimde aslında tecrübesiz-
liğin de kurbanı oldum. Kendi hare-
ketlerimin bedelini ödedim. Ama
her oyuncunun geçirebileceği bir
süreç. İşin nasıl olduğunu işin içinde
öğrendiğim için böyle bir durum
oluştu belki. O yüzden az forma
şansı buldum.
Fransa’daki performansından
sonra Blackburn Rovers seni trans-
fer etti. Championship’te 14maça
çıktın. Bir kez de İngiltere Lig Kupa-
sı’nda oynadın ancak golün yok.
İngiltere sana neler kattı? Fransa ile
İngiltere arasındaki farkları da
anlatır mısın?
İngiltere’ye gidebilmek için Fran-
sa’da kontratımı uzatmadım. Bunu
reddettim. Sırf İngiltere’ye gidebil-
mek için yaptımbunu. Benim için
oldukça farklı bir tecrübeydi. Black-
burn Rovers tarihi olan ve oldukça
iyi bir takım. Oraya gittiğimde birçok
farklılıkla karşılaştım. Belki en iyi
zamanlarımdan birisini geçirmedim
İngiltere’de ama benim için oldukça
değerli bir deneyimdi. Her süreçte
insanın öğrenebileceğine inanıyo-
rum. Her süreç insanın öğrenmesi
için bir araçtır. İngiltere’de öğrendi-
ğimşey de herkes yüzde 100 çalışı-
yordu. Her seferinde sizden yüzde
100’ünüzü sahaya vermenizi bekli-
yorlar. Bunun da bana kattığı şey
işimi daha ciddiye almayı öğrenmek
oldu. Çünkü orada herkes işini daha
ciddiye alıyor. Fransa’dan farklı.
Fransa daha teknik ve yetenekli
oyunculardan kurulu ama İngil-
tere’de her şey detaylar üzerine…
Herkes ayrıntıları çok fazla düşünü-
yor. Herkes ayrıntılara çok fazla
kafa yoruyor. Bunun sayesinde de
herkes yüzde 100’ünü işine veriyor
ve bu durumher maçta, her id-
manda geçerli. Her durumda herkes
yüzde 100 olarak elinden gelenin en
iyisini yapmaya çalışıyor. Bu da
benim İngiltere’de öğrendiğimbir
şey. İşimi daha ciddiye alıyorum.
Geçen sezonun devre arasında Ka-
sımpaşa’ya transfer oldun. Kasım-
paşa’ya transferin nasıl gerçek-
leşti? Seni kim fark etti?
Dürüst olmak gerekirse Premier
Lig’den birkaç teklif aldımancak
hiçbirisi benim istediğimgibi değildi.
Blackburn Rovers’a gitmeden önce,
o dönemki teknik direktörle bir ko-
nuşma geçti aramızda. Güzel bir ko-
nuşmaydı. Bu konuşma sayesinde
Blackburn Rovers’a gitmeye karar
verdim. Fakat daha sonra oraya
gitme sürecimde benimle konuşan
teknik direktör takımdan ayrıldı ve
yeni birisi geldi. Onun gelmesiyle
daha farklı bir oyun oynamaya baş-
ladık. Futboldan aldığımzevk azaldı
108
109
açıkçası. İlk konuştuğumuzda, “Bu-
rada oynayarak Premier Lig’e gide-
bilirsin” denmişti. Ben de Premier
Lig’den teklifler almama rağmen
Blackburn Rovers’ı seçmiştim.
O teknik adamayrıldıktan sonra oy-
nadığımız oyundan keyif almamaya
başladım. Aslında sürekli oynuyor-
dumda… Fakat çok fazla gol atama-
dım. Dediğimgibi bu bir adaptasyon
süreciydi. En az 6-7 ay yeni bir ül-
keye adapte süreniz var. Blackburn
benimle devametmek istediğini,
bendenmemnun olduğunu bildirdi.
Ben o dönemdürüst davrandım.
Oynanan futboldan, orada olmaktan
daha fazla keyif almadığımı anlat-
tımve ayrılmak istedim. Daha sonra
Kasımpaşa’nın teklifiyle karşılaş-
tım. Kasımpaşa’ya geldiğimde Rıza
Hocanın konuşması çok etkileyi-
ciydi. Bana ve kaliteme inandığını
söyledi. Birlikte daha da iyi olacağı-
mızı söyledi. Gerçekten harika bir
konuşmaydı. Henüz daha 25 yaşın-
dayımve kendimi kanıtlamak için
gerçekten zamanımvardı. Buraya
geldiğimde Kenneth Omeruo’yu
Chelsea’den, Oliver Veigneau’yu
Fransa’dan tanıyordum. Eren Derdi-
yok’u da tanıyordum. Çok kaliteli
oyuncular vardı ve iyi bir pozisyon-
daydık. Dediğimgibi gencimve ken-
dimi kanıtlamak için hâlâ zamanım
var. Elimden gelenin en iyisini yap-
maya çalışıyorum.
Fransa ve İngiltere’den sonra Spor
Toto Süper Lig’i nasıl buldun?
Süper Lig’de çok iyi oyuncular ve
aslında büyük potansiyel var. Var
olan takımları, stadyumları, taraftar
potansiyelini düşündüğünüzde
müthiş bir görüntü çıkıyor ortaya.
Müthiş bir potansiyeli var bu ülke-
nin. Fakat taktik olarak Avrupa gibi
değil. Çünkü ayrıntılara daha fazla
önemvermek gerekiyor. Ama geliş-
meye oldukçamüsait ve potansiyeli
yüksek bir lig. Aslında ben buraya
geldiğimde oldukça şaşırmıştım.
Çünkü dışarıdan baktığınızda bu
kadar güçlü bir lig görmüyorsunuz.
Daha zayıf gözüküyor. Ama içine
girdiğinizde çok kaliteli oyuncuların
olduğunu ve oldukça zorlu bir ligin
olduğunu görüyorsunuz. Tabiî ki iyi
yabancı oyuncuların olması ligin
gelişimine yardımcı oluyor. İsimli
yabancı oyuncular Türkiye’nin
gelişimine yardımcı oluyor. Bu da
oldukça önemli. Her sezon da ligin
gelişmesini sağlıyorlar. İngiltere ve
büyük Avrupa ligleriyle kıyasladığı-
mızda kalite olarak biraz daha
aşağıda kalıyor ama gelişmek için
müthiş bir potansiyeli var. Çok iyi
liglerden bir tanesi olabilmek için
her şeye sahip.
Kariyerinin geneline baktığımızda
röportaj yaptığımız bugüne kadar
171 maçta 24 golün var. Forvet oy-
nuyorsun, 1.86 gibi gayet iyi sayıla-
bilecek boy avantajın var. Ancak
gol sayın düşük. Sence bunun
nedenleri nedir?
Öncelikle bumaçların çoğunda
santrfor oynamadım. Çoğunda
kanat olarak görev aldım. Genç yaş
kategorilerinde santrfor oynadımve
birçok gol attım. A takıma da santr-
for olarak çıkmıştım. Fakat bumaç-
ların çoğunda kanatta veya 10
numara pozisyonunda oynadım.
Bunun iyi ve kötü yanları var. Bazı
teknik direktörler sizi her pozis-
yonda değerlendirmek istiyor. Bu
iyi yanlarından bir tanesi. Ama
dediğimgibi ben aslında teknik
olarak becerikliyim. Benimoy-
nadığımzamanlarda Oliver Gi-
roud santrfordu. Ve Giroud şu
an Arsenal’in santrforu. Pro-
fesyonel olarak ilk oynadığım
maçta kanat olarak oynadım.
Çok da iyi oynadım. Sahanın
en iyilerinden birisiydimve
herkes beni kanat oyuncusu
olarak görmeye başladı.
Çünkü Giroud zaten santr-
fordu ve çok iyi işler yapı-
yordu. Ben ya kanat ya da 10
numara pozisyonunda oynu-
yordum. Bir türlü santrfor
olma şansını elime geçire-
medim. Şimdi bugün tek-
rar santrfor oynama şansını yakala-
dım. Bundan da keyif alıyorum. Gol
atmanın keyfini yaşıyorum. Birçok
pozisyonda kullanılabilir olmak işin
iyi yanlarından birisi. Ama daha az
iyi yanlarından birisi de sürekli bir
pozisyonda düzenli olarak oynaya-
mamak. Şimdi böyle bir fırsat geçti
elime. Oynadığımpozisyondan keyif
alıyorum.
Kasımpaşa ile 31 Mayıs 2018’e dek
sözleşmen bulunuyor. Kariyer
planın nedir?
Tabiî ki kariyer planlarımvar. Avru-
pa’da ve burada büyük takımlarda
oynayabilmek; millî takımlarda
oynayabilmek istiyorum. Fakat
dediğimgibi öncelikle burada
elimden gelenin en iyisini
yapmalıyım. Ondan sonra Allah’ın
karar verdiği şekilde ne tarafa
gideceğimi hep birlikte göreceğiz.
Öncelikle burada neler yapmam
gerektiğine odaklandım.
Daha sonra büyük takımlarda
oynayabilirim.