Previous Page  108-109 / 168 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 108-109 / 168 Next Page
Page Background

birisiydi. Çünkü işi doğru bir şekilde

yapmıyordum. Biliyorsunuz ki çoğu

genç oyuncunun böyle bir dönemi

olur. Başarı kazandıktan sonra ve iyi

bir kontrat imzaladıktan sonra pa-

raya kavuşursunuz. Sürekli oyna-

mak istersiniz. Benimçok fazla şey

öğrenmemgerektiğini söylüyor-

lardı. Ancak ben buna katılmıyor-

dum. Çok fazla gol attığımı ve iyi

oynadığımı düşünüyordum. Öğren-

mem için ısrarcı davrandılar ama

ben sabırlı olmadım. İşimi doğru

yapmadım. O yüzden belki en az oy-

nadığım zamanlardan birisini geçir-

dimorada. Her maç oynamak, forma

almak istiyordumve bu sabırsızlı-

ğımda bu şekilde bir sonuca yol açtı.

İşimi ciddiye almamam, sakatlığı da

beraberinde getirdi. Dediğimgibi,

oraya gittiğimde aslında tecrübesiz-

liğin de kurbanı oldum. Kendi hare-

ketlerimin bedelini ödedim. Ama

her oyuncunun geçirebileceği bir

süreç. İşin nasıl olduğunu işin içinde

öğrendiğim için böyle bir durum

oluştu belki. O yüzden az forma

şansı buldum.

Fransa’daki performansından

sonra Blackburn Rovers seni trans-

fer etti. Championship’te 14maça

çıktın. Bir kez de İngiltere Lig Kupa-

sı’nda oynadın ancak golün yok.

İngiltere sana neler kattı? Fransa ile

İngiltere arasındaki farkları da

anlatır mısın?

İngiltere’ye gidebilmek için Fran-

sa’da kontratımı uzatmadım. Bunu

reddettim. Sırf İngiltere’ye gidebil-

mek için yaptımbunu. Benim için

oldukça farklı bir tecrübeydi. Black-

burn Rovers tarihi olan ve oldukça

iyi bir takım. Oraya gittiğimde birçok

farklılıkla karşılaştım. Belki en iyi

zamanlarımdan birisini geçirmedim

İngiltere’de ama benim için oldukça

değerli bir deneyimdi. Her süreçte

insanın öğrenebileceğine inanıyo-

rum. Her süreç insanın öğrenmesi

için bir araçtır. İngiltere’de öğrendi-

ğimşey de herkes yüzde 100 çalışı-

yordu. Her seferinde sizden yüzde

100’ünüzü sahaya vermenizi bekli-

yorlar. Bunun da bana kattığı şey

işimi daha ciddiye almayı öğrenmek

oldu. Çünkü orada herkes işini daha

ciddiye alıyor. Fransa’dan farklı.

Fransa daha teknik ve yetenekli

oyunculardan kurulu ama İngil-

tere’de her şey detaylar üzerine…

Herkes ayrıntıları çok fazla düşünü-

yor. Herkes ayrıntılara çok fazla

kafa yoruyor. Bunun sayesinde de

herkes yüzde 100’ünü işine veriyor

ve bu durumher maçta, her id-

manda geçerli. Her durumda herkes

yüzde 100 olarak elinden gelenin en

iyisini yapmaya çalışıyor. Bu da

benim İngiltere’de öğrendiğimbir

şey. İşimi daha ciddiye alıyorum.

Geçen sezonun devre arasında Ka-

sımpaşa’ya transfer oldun. Kasım-

paşa’ya transferin nasıl gerçek-

leşti? Seni kim fark etti?

Dürüst olmak gerekirse Premier

Lig’den birkaç teklif aldımancak

hiçbirisi benim istediğimgibi değildi.

Blackburn Rovers’a gitmeden önce,

o dönemki teknik direktörle bir ko-

nuşma geçti aramızda. Güzel bir ko-

nuşmaydı. Bu konuşma sayesinde

Blackburn Rovers’a gitmeye karar

verdim. Fakat daha sonra oraya

gitme sürecimde benimle konuşan

teknik direktör takımdan ayrıldı ve

yeni birisi geldi. Onun gelmesiyle

daha farklı bir oyun oynamaya baş-

ladık. Futboldan aldığımzevk azaldı

108

109

açıkçası. İlk konuştuğumuzda, “Bu-

rada oynayarak Premier Lig’e gide-

bilirsin” denmişti. Ben de Premier

Lig’den teklifler almama rağmen

Blackburn Rovers’ı seçmiştim.

O teknik adamayrıldıktan sonra oy-

nadığımız oyundan keyif almamaya

başladım. Aslında sürekli oynuyor-

dumda… Fakat çok fazla gol atama-

dım. Dediğimgibi bu bir adaptasyon

süreciydi. En az 6-7 ay yeni bir ül-

keye adapte süreniz var. Blackburn

benimle devametmek istediğini,

bendenmemnun olduğunu bildirdi.

Ben o dönemdürüst davrandım.

Oynanan futboldan, orada olmaktan

daha fazla keyif almadığımı anlat-

tımve ayrılmak istedim. Daha sonra

Kasımpaşa’nın teklifiyle karşılaş-

tım. Kasımpaşa’ya geldiğimde Rıza

Hocanın konuşması çok etkileyi-

ciydi. Bana ve kaliteme inandığını

söyledi. Birlikte daha da iyi olacağı-

mızı söyledi. Gerçekten harika bir

konuşmaydı. Henüz daha 25 yaşın-

dayımve kendimi kanıtlamak için

gerçekten zamanımvardı. Buraya

geldiğimde Kenneth Omeruo’yu

Chelsea’den, Oliver Veigneau’yu

Fransa’dan tanıyordum. Eren Derdi-

yok’u da tanıyordum. Çok kaliteli

oyuncular vardı ve iyi bir pozisyon-

daydık. Dediğimgibi gencimve ken-

dimi kanıtlamak için hâlâ zamanım

var. Elimden gelenin en iyisini yap-

maya çalışıyorum.

Fransa ve İngiltere’den sonra Spor

Toto Süper Lig’i nasıl buldun?

Süper Lig’de çok iyi oyuncular ve

aslında büyük potansiyel var. Var

olan takımları, stadyumları, taraftar

potansiyelini düşündüğünüzde

müthiş bir görüntü çıkıyor ortaya.

Müthiş bir potansiyeli var bu ülke-

nin. Fakat taktik olarak Avrupa gibi

değil. Çünkü ayrıntılara daha fazla

önemvermek gerekiyor. Ama geliş-

meye oldukçamüsait ve potansiyeli

yüksek bir lig. Aslında ben buraya

geldiğimde oldukça şaşırmıştım.

Çünkü dışarıdan baktığınızda bu

kadar güçlü bir lig görmüyorsunuz.

Daha zayıf gözüküyor. Ama içine

girdiğinizde çok kaliteli oyuncuların

olduğunu ve oldukça zorlu bir ligin

olduğunu görüyorsunuz. Tabiî ki iyi

yabancı oyuncuların olması ligin

gelişimine yardımcı oluyor. İsimli

yabancı oyuncular Türkiye’nin

gelişimine yardımcı oluyor. Bu da

oldukça önemli. Her sezon da ligin

gelişmesini sağlıyorlar. İngiltere ve

büyük Avrupa ligleriyle kıyasladığı-

mızda kalite olarak biraz daha

aşağıda kalıyor ama gelişmek için

müthiş bir potansiyeli var. Çok iyi

liglerden bir tanesi olabilmek için

her şeye sahip.

Kariyerinin geneline baktığımızda

röportaj yaptığımız bugüne kadar

171 maçta 24 golün var. Forvet oy-

nuyorsun, 1.86 gibi gayet iyi sayıla-

bilecek boy avantajın var. Ancak

gol sayın düşük. Sence bunun

nedenleri nedir?

Öncelikle bumaçların çoğunda

santrfor oynamadım. Çoğunda

kanat olarak görev aldım. Genç yaş

kategorilerinde santrfor oynadımve

birçok gol attım. A takıma da santr-

for olarak çıkmıştım. Fakat bumaç-

ların çoğunda kanatta veya 10

numara pozisyonunda oynadım.

Bunun iyi ve kötü yanları var. Bazı

teknik direktörler sizi her pozis-

yonda değerlendirmek istiyor. Bu

iyi yanlarından bir tanesi. Ama

dediğimgibi ben aslında teknik

olarak becerikliyim. Benimoy-

nadığımzamanlarda Oliver Gi-

roud santrfordu. Ve Giroud şu

an Arsenal’in santrforu. Pro-

fesyonel olarak ilk oynadığım

maçta kanat olarak oynadım.

Çok da iyi oynadım. Sahanın

en iyilerinden birisiydimve

herkes beni kanat oyuncusu

olarak görmeye başladı.

Çünkü Giroud zaten santr-

fordu ve çok iyi işler yapı-

yordu. Ben ya kanat ya da 10

numara pozisyonunda oynu-

yordum. Bir türlü santrfor

olma şansını elime geçire-

medim. Şimdi bugün tek-

rar santrfor oynama şansını yakala-

dım. Bundan da keyif alıyorum. Gol

atmanın keyfini yaşıyorum. Birçok

pozisyonda kullanılabilir olmak işin

iyi yanlarından birisi. Ama daha az

iyi yanlarından birisi de sürekli bir

pozisyonda düzenli olarak oynaya-

mamak. Şimdi böyle bir fırsat geçti

elime. Oynadığımpozisyondan keyif

alıyorum.

Kasımpaşa ile 31 Mayıs 2018’e dek

sözleşmen bulunuyor. Kariyer

planın nedir?

Tabiî ki kariyer planlarımvar. Avru-

pa’da ve burada büyük takımlarda

oynayabilmek; millî takımlarda

oynayabilmek istiyorum. Fakat

dediğimgibi öncelikle burada

elimden gelenin en iyisini

yapmalıyım. Ondan sonra Allah’ın

karar verdiği şekilde ne tarafa

gideceğimi hep birlikte göreceğiz.

Öncelikle burada neler yapmam

gerektiğine odaklandım.

Daha sonra büyük takımlarda

oynayabilirim.