grubunu üçüncü sırada tamamla-
yarak erkenden turnuvaya veda
ediyordu.
Arjantin ise Nijerya, Bosna-Hersek
ve İran ile yer aldığı grupta oynadığı
üç maçı da kazanarak lider olarak
ikinci tura yükselirken Messi dört
kez rakip fileleri havalandırmıştı.
Her ne kadar Messi bundan sonraki
maçlarda bir daha gol sevinci yaşa-
yamasa da Arjantin ikinci turda İs-
viçre’yi, çeyrek finalde de Belçika’yı
1-0’lık skorlarla yeniyor, yarı final-
deyse Hollanda’yı penaltılarla
kupanın dışına iterek adını finale
yazdırıyordu. Ne var ki finalde
Arjantin, Almanya’ya uzatmalarda
yediği tek golle teslimolunca, Messi
millî takımla bir büyük turnuvadan
daha eli boş dönmek zorunda kaldı.
Turnuvanın bitiminde Arjantinli
yıldızın en değerli oyuncu seçilme-
siyse tartışmaları beraberinde
getiriyordu zira Messi çoğu kişiye
göre yapabileceklerinin çok azını
yapmıştı ve böyle bir durumda
dahi şampiyon Almanya’dan bir
oyuncunun söz konusu ödüle
lâyık görülmemesi de peş hoş
karşılanmamıştı.
Messi adına sezonun kulüpler
düzeyindeki görünümüyse daha
tatsızdı. Ligde şampiyonluğu, doğ-
rudan rakiplerini kendi sahalarında
ağırladıkları sonmaçı kazanmaları
halinde elde edecekken bumaçta
berabere kalarak Atletico Madrid’e
kaptırmışlardı. Şampiyonlar Ligi’ne
de çeyrek finalde yine Atletico
engeline takılarak veda etmişlerdi.
Tesellileriyse Kral Kupası’ydı.
Messi’nin sezon genelindeki gol
sayısıysa 41’di. Yıl sonundaysa
FIFA Altın Top Ödülü, Şampiyonlar
Ligi şampiyonluğunun ve gol
rekorunun da etkisiyle Cristiano
Ronaldo’ya gidiyordu.
2014-15 sezonundaysa bu kez atak
yapma sırası Messi’deydi. Ligde 38
maçta 43 gol kaydeden Arjantinli,
takımının yeniden şampiyonluğa
ulaşmasında en büyük katkıyı
veren isimdi. Şampiyonlar Ligi’nde
de Messi 13 maçta 10 gol atarken
Barcelona da finalde Juventus’u 3-1
mağlup ederek dört yıl aradan
sonra bu alanda da zirveye çıkıyor
ve Avrupa’nın en büyük kupasını
beşinci kez müzesine götürüyordu.
Barcelona, Kral Kupası’nı da kaza-
narak sezonu üçlemeyle tamamlar-
ken Messi’nin toplamdaki gol sayısı
da 58’i bulmuştu. Barça, müteakip
sezonda UEFA Süper Kupa ve
FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nı da
kazanırken, sadece İspanya Süper
Kupası’nı Athletic Bilbao’ya kaybe-
decekti. Böylece Guardiola yöneti-
mindeki altı kupalı 2009 yılından
sonra tarihlerinin en başarılı ikinci
yılını da yaşamış oluyorlardı.
Aynı sezon Real Madrid ise ligde
ikinci sırada kalmış, Şampiyonlar
Ligi’nde de yarı finalde Juventus
engeline takılmıştı. Ronaldo’nun
48’i ligde olmak üzere attığı 61 gol
de haliyle takımına kupa kazandır-
maya yetmemişti. Hal böyleyken
sene sonunda FIFA Altın Top ödü-
lünü kazanan taraf da Messi oldu.
Messi adına 2015’in en negatif ya-
nıysa, Arjantin Millî Takımı’yla Copa
America’yı finalde Şili’ye penaltı
atışları sonucunda kaybetmekti.
Ronaldo’dan büyük atak
Messi’nin bumüthiş sezonu sonra-
sındaysa Ronaldo’nun ipleri eline
almaya başladığını söylersek
abartmış olmayız. 2015-16 sezo-
nunda Barcelona, La Liga ve Kral
Kupası’nda bir kez daha zafere ula-
şıyordu belki ama Real Madrid de
Şampiyonlar Ligi’nde finalde Atle-
tico Madrid’i penaltılarla devirerek
11. şampiyonluğunu yaşıyordu. Ro-
naldo lehine asıl fark yaratan geliş-
meyse, yazın Fransa’da düzenlenen
2016 Avrupa Şampiyonası’ndaydı.
Aslında Portekiz, turnuvaya çok iyi
bir giriş yapamamıştı. Macaristan,
İzlanda ve Avusturya ile aynı grupta
yer alan Ronaldo ve arkadaşları,
oynadıkları üç maçtan da beraber-
likle ayrılıyor ve anca en iyi üçün-
cüler arasına girerek bir üst tura
yükseliyordu. İkinci turda da
Hırvatistan’ı uzatmalarda tek golle
deviren Portekiz, çeyrek finaldeyse
Polonya’yı penaltılarla kupanın
dışına itecekti. Yarı finalde Galler’in
2-0’la geçilmesinin ardındansa
Portekiz finalde ev sahibi Fran-
sa’nın rakibi oldu. Maçın başlarında
Ronaldo’nun sakatlanıp oyundan
çıkması büyük dezavantajdı belki
ama oyunu dengeli bir biçimde gö-
türmeyi başaran Portekiz, uzatma-
larda Eder’in kaydettiği golle bu en
zor engeli de aşıyor ve tarihinin
ilk Avrupa şampiyonluğuna ulaşı-
yordu. Bu süreçte üç golle takımının
en golcü oyuncusu olan Ronaldo da
tabiî ki en çok ön plana çıkan isimdi.
Diğer yandan Messi’ninmillî forma
altındaki bahtsızlığı da sürmek-
teydi. Bu sefer de Copa America’nın
100. yıl özel organizasyonunda boy
gösteren Arjantin, tıpkı bir yıl önce
olduğu gibi yine finalde Şili’ye pen-
altılarla boyun eğiyordu. Sene so-
nunda Altın Top ödülünü almak da
çifte Avrupa zaferi yaşayan Ronal-
do’ya nasip olacaktı. Ronaldo ayrıca
sezon genelinde 51 gol atarken
Messi 41 golde kalmıştı.
Geride bıraktığımız 2016-17 sezo-
nunda da ibre Ronaldo’dan yanaydı.
Real Madrid ligde beş yıl aradan
sonra şampiyonluğa ulaşıyor, ama
daha da önemlisi Şampiyonlar Li-
gi’nde de finalde Juventus’u 4-1mağ-
lup ederek 12. kez Avrupa’nın en
büyüğü oluyordu. Real Madrid, bu ga-
libiyetle birlikte aynı zamanda Şam-
piyonlar Ligi döneminde üst üste iki
şampiyonluk yaşayan ilk takımolur-
ken, Ronaldo damaçta attığı iki golle,
yine Şampiyonlar Ligi döneminde üç
farklı finalde gol atan ilk isimolma-
nın gururunu yaşıyordu.
İki süper yıldızın şu ana kadarki
kariyer başarılarına genel bir bakış
attığımızda ikisinin de dörder kez
Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ya-
şadığını görüyoruz. Messi’nin sekiz
lig şampiyonluğuna karşı Ronal-
do’nun beş lig şampiyonluğu varken
ulusal kupa şampiyonluklarında da
Messi 5-3 önde. UEFASüper Ku-
pası’nda da 3-2’likMessi üstünlüğü
varken, FIFAKulüpler DünyaKu-
pası’ndaysa 3-3’lük bir eşitlik söz ko-
nusu. Ronaldo’nunMessi’ye göre bu
alandaki en büyük artısıysa hiç şüp-
hesiz Portekiz ile kazandığı Avrupa
Şampiyonluğu. Messi, henüz Arjantin
forması altında bir kupa kazanabil-
miş değil. Gol sayılarında da sayılar
birbirine yakın sayılır. Messi bugüne
dek çıktığı 732 resmi maçta 576 gol
atarkenRonaldo ise 857maçta 600
kez rakip fileleri havalandırdı.
La Liga’da atılan gollerde, daha uzun
süredir bu ligde oynamanın da etki-
siyle, Messi 360-287’lik bir üstünlüğe
sahipken, Şampiyonlar Ligi gollerin-
deyse 105-94Ronaldo önde.
Messi ile Ronaldo’nun bu büyük
çekişmeyi en az üç yıl daha sürdü-
receği aşikâr. Kariyerlerini tamam-
ladıklarında bir taraf diğerine karşı
bariz bir üstünlük sağlamış olur mu
yoksa bugünkü gibi “En büyük
kim?” tartışmalarına bolca yol
açacak dengeli bir durummu
söz konusu olur elbette bugünden
kestirmek zor ama kesin bir şey var
ki, o da bu rekabet sürdükçe asıl
kazananın futbolseverler olacağı
gerçeği.
113
112