bekleyemiyoruz. Kavga, tartışma
yapılmasın demiyoruz. Millî dava
bittikten sonra her türlü eleştiriyi
saygı çerçevesinde yaparız. Biz de
çıkar anlatmaya çalışırız. Ben üç
ayda bir kere kanala çıkabilirim,
hocam 15 günde bir kanala çıkabilir.
Ama siz her gün yazıp her gün
konuşuyorsunuz. Bizimverdiğimiz
cevap sizin her gün yazmanız içinde
kaybolup gidiyor. Biz her şeyi anla-
tıyoruz da anlamak isteyen ya da
istemeyenlerin arasında kalıyoruz.
Bazı şeyler gri kalınca…
Hiçbir şey gri kalmadı. Orada hangi
oyuncunun aldığı, almadığı cevabı
verildi. Konu kapandı. Bizzat benim
tarafımdan da verildi. Devam
ettirmek isteyenler, problem
varmış gibi göstermek isteyenler
yine buna devam etti.
O liste nasıl çıktı peki?
TFF içinde çalışanlar var, orada
çıkanlar var. Keşke bulabilsek.
Yapanmerkez belli, nerede
yayınlandığı belli. Sizler
gazetecisiniz. Gidin oradan öğrenin.
Sorduğumuz vakit gazetecilik ilkesi
gereği bize söylemiyor. Sizler
öğrenin de biz de bilelim. Bir sürü
insan gitti, belki gidenlerden biri
olabilir. Kimsenin günahını
almayayım.
FETÖ soruşturması kapsamında
tam anlamıyla bir çıkarım
yapıldı mı?
150 kişi çıkartıldı. Biz kolluk kuvveti
değiliz, istihbaratçı da değiliz TFF
olarak. Biz belli mercilere bütün
çalışanlarımızın listesini gönderdik.
Sakıncalı olanları çıkardık. Hepsi
temizlendi mi? Devletin kurumla-
rında hepsi temizlenemedi. Biz her
türlü yakınmarkajı yapmaya
çalışıyoruz. Elçilik yapıyoruz. Gelen
bilgiler doğrultusunda hareket
ediyoruz. Ne benimne bir
arkadaşımın şahsi hareketi olamaz.
Dünya Kupası’na gitmek için
Eylül’e kadar tüm sorunları
çözmeliyiz. Medyaya fatura
çıkarma gibi bir durumvar ama
medyanın yazdığı her şey
doğrulandı.
Biz medya yanlış yaptı diye bir
iddiada bulunmadık. Şunu
turnuvadan sonra yapsaydınız
dedim, yine aynı şeyi söylüyorum.
Her gazeteninmanşeti birebir
doğru değil. Konu doğru. Maçtan
sonra yapın, ne kaybettiniz, üç gün.
Bizle aynı puanı alan, hiç galibiyet
alamayan Portekiz şampiyon oldu.
Bizde hangi turnuvada direkt başarı
geldi? Her turnuvaya katılan takım
yaratmak lâzım. Sonra o turnuvada
başarıya endeksli takım oluştur-
mak lâzım. Bunlar zaman alacak.
Beklemeyi sabretmeyi kabullene-
mezsek her gelen takım ilkmağlu-
biyette darbeyi yiyip geri dönecek.
O dönem sizin yaşananlardan
haberiniz var mıydı?
Ben de basından okudum. Kendi
içinde çözülecek bir olaydı. Böyle
bir haber kullanacaksa basın,
turnuvadan sonra kullanır dedim.
Primle ilgili konuşma olmuştur
ama yazılanların yüzde 90’ı abartılı.
O kadar büyük olay yaşanmadı.
Bu tür olaylarınyaşanmaması içinbir
krizmerkezi düşünüyormusunuz?
Allah korusun. Burası kriz merkezi
kuracağımız bir depremmerkezi
değil. Kampta oluyorsa, Ali Bey ve
hocamız oradadır. Biz hep burada-
yız. Kararlar telefonla alınabiliyor.
Son olayda TFF öğlen 01.00’de idari
kararını vermişti. TFF bu olayı
çözdü. Toplumun çoğunun kabul
etmediği, çok az kesimin Arda haklı
dediği bir hareket vardı. Almamız
gereken kararı aldık. Hocamız ve
Arda ile konuşmadan bu kararı
yayınlayamazdık. Fatih Hoca,
Arda uyuyordu. Biz kendimizi
beğendirmek zorunda değiliz ama
biz yapıyoruz.
Seyirci sayısı nasıl artacak?
Seyirciyi statlara çekmek TFF’nin
değil, kulüplerin işi. Kulüplerin ge-
tirdiği projelere destek oluruz, yön
veririz. Ben Millî Takım’ı 3 bin kişi-
den 35 bin kişiye çıkardım. Hazırlık
maçı bile 35 bin kişiye oynandı. Ku-
lüpler proje üretecek. Biz yaptık,
taraftar-çocuk kulüpleri. Kulüpler
de iyi transferler yapacak, kavga
ortamından kurtaracak yöneticiler,
başkanlar. Getirdikleri her projeye
destek oluruz. Ama bizimdesteği-
mizle iş bitmiyor. Rahmetli Özhan
Canaydın gibi kazananın elini sıkan,
Sayın Süleyman Seba gibi rakip
başkana kötü tezahüratı bir
parmak işaretiyle durduran
başkanlar ve yöneticiler olduğumuz
sürece seyirci de artar. Hırvatistan
ve İzlanda maçlarını Eskişehir’de
oynayacağız. Öyle şanslı bir ülkeyiz
ki Avrupa’da 3-4 senede 30 tane
stat yapılan bir ülke yok. Başta
Sayın Cumhurbaşkanımız olmak
üzere, Başbakanımıza, Spor
Bakanımıza, emeği geçen herkese
teşekkür etmemiz gerek. Orada
önemli olan o statları doldurabil-
mek. Hedef şampiyonluk dersek
şampiyon bir tane çıkıyor.
Futbolu bir şov, eğlence merkezine
çevirmemiz lâzım. Futbol maçı bir
şov, tiyatro, sinema... Takım şampi-
yon olursa o takımı tutmuyoruz,
her şartta o takımı tutuyoruz.
Hep beraber bunu çözmemiz lâzım.
Ne yapacağız, en iyi transferleri
imkânlarımıza göre yapacağız.
Kavga ortamını bırakacağız.
Bayanları, çocukları çekeceğiz. Hep
beraber çözmemiz lâzım. Sonuçta
bizimhedefimiz 500milyon olan
yayın gelirini, 5 yıl sonra nasıl 800
milyon dolara çıkarız… Bunun
üzerinde çalışmalıyız. Hiçbir kulüp
bilet fiyatını düşüremez.
TFF 1. Lig finali izledik, Eskişehir-
Göztepe maçı sürekli durdu.
Türkiye’de futbol tarihine geçti.
Yurt dışındaydım. Sayın Spor Baka-
nımız Akif Çağatay Kılıç’a teşekkür
etmek istiyorum. Olayı bire bir takip
ederek emniyet ve vali ile temasa
geçti. Biz de kendisiyle telefonla
konuştuk. Bunun bitmesi lâzım.
Aldığımız bir habere göre, maddeyi
sahaya sokan emniyet mensubu da
var. Yakalandı Antalya’da. Polis
kendisi. “Çantamı açmayın, içeri
gireceğim” diyor. Dolu çanta. Biz de
TFF olarak talimatta değişiklik
yapacağız. Bakan da 6222’de deği-
şiklik yapacak. Önümüzdeki sene
bunun yüzde 100 olmaması için
Sayın Bakanımız ile TFF olarak çalı-
şıyoruz. Eskişehir taraftarı golden
sonra 11 dakika maçı uzatmış,
9. dakikada gol yemiş. O uzatma
olmasa belki gol olmayacaktı. Eski-
şehir’deki Başakşehir-Konyaspor
maçında sandviç içinde meşale
gördük. Emniyetimiz sağ olsun
yakaladı. Bakanlık olarak da çalışı-
yorlar, meşalenin her isteyene satı-
şının yasaklanmasına kadar
gidebilir. Antalya sahası bitti, yazık.
UEFA tarafından yaptırımlar
konulan kulüplerimiz var. Şu anda
risk altında olan var mı?
Tabiî ki takip edilen kulüplerimiz
var. Ama kulüplerimizle ilgili en son
UEFA’dan aldığımız bilgiye göre
hepsi olumlu şekilde gidiyor.
Kulüp yönetimlerimiz de bu konuda
bilinçlendi. Zaten problemi olan ku-
lüplerimizle beraber UEFA’ya gittik.
Kulüplerimizin ne kadar iyi niyetli
olduğunu, kulüplerimizin yanında
olduğumuzu UEFA’ya anlattık.
Zaten şimdi Beşiktaş’ımız için de gi-
deceğiz tekrar. Her kulübümüzle
beraberiz. Mühim olan UEFA’nın da
kulüplerimizin, Fenerbahçe’mizin,
Galatasaray’ımızın iyi niyetli olarak
bu işleri yaptığını görmesi. Kulüple-
rimiz bunu şu an çok güzel yapıyor.
Beşiktaş da Lyonmaçında verilen
cezayla ilgili Tahkim’e gideceğini
açıkladı. O konuda olumlu sonuç
çıkabilir mi acaba?
Beşiktaş kuvvetli bir şekilde
giderse muhakkak olumlu sonuç
çıkar, kazanırlar. Ama sonuçta
önceden şöyle olur diyemem, doğru
da olmaz.
Millî Takım formalarının rengi ile
ilgili sosyal medyadan sorular var.
Sayın Başkan size “Klasik rengi-
mize dönebilir miyiz?” diye bir
soru var.
Bu forma giyme süreci ve forma si-
parişi bir turnuvadan bir turnuvaya
kadar. Dünya Kupası elemelerinde
yeni formalarımızın siparişlerini
verdik. Bu formalarımız da çok
güzel, turkuaz. Forma rengimizin
içeriğinde mücadele gücünü anla-
34
35
Seyirciyi statlara
çekmek TFF’nin değil,
kulüplerin işi. Ben Millî
Takım’ı 3 bin kişiden
35 bin kişiye çıkardım.
Hazırlıkmaçı bile 35 bin
kişiye oynandı.
Kulüpler proje
üretecek. Biz destek
olacağız. Ama bizim
desteğimizle iş
bitmiyor. Rahmetli
Özhan Canaydın gibi
kazananın elini sıkan,
Sayın Süleyman Seba
gibi rakip başkana kötü
tezahüratı bir parmak
işaretiyle durduran
başkanlar ve
yöneticiler olduğumuz
sürece seyirci de artar.
“
Biz kolluk kuvveti
değiliz, istihbaratçı da
değiliz TFF olarak. Biz
belli mercilere bütün
çalışanlarımızın
listesini gönderdik.
Sakıncalı olanları
çıkardık. Hepsi
temizlendi mi? Devletin
kurumlarında hepsi
temizlenemedi. Biz her
türlü yakınmarkajı
yapmaya çalışıyoruz.
Elçilik yapıyoruz. Gelen
bilgiler doğrultusunda
hareket ediyoruz.
“