ovyetler Birliği, özellikle
1950’lerden itibaren dünya
futbolunda önemli bir güce
dönüşmeye başlamış ve
dağıldığı 1991’e kadar da bu ko-
numunu korumuştu. 1960’ta
Avrupa şampiyonu olan, 1964,
1972 ve 1988’de de Avrupa
Şampiyonası’nda final oynayan
SSCB, 1966 Dünya Kupası’nı da
dördüncülükle tamamlamayı
başarmıştı. Sovyet futbolunun,
Rusya ile birlikte belkemiğini
oluşturan iki güçten biri de
Ukrayna’ydı. Ancak SSCB’nin
dağılması sonrasında Rusya
nasıl EURO 2008’deki yarı final
hariç futbolda aradığını bir türlü
bulamadıysa, Ukrayna da 2006
Dünya Kupası’ndaki çeyrek
final dışında bugüne dek ciddi
bir başarı elde edebilmiş değil.
Son olarak, 24 takımın boy gös-
terdiği EURO 2016’da oynadığı üç
maçı da kaybeden ve bu karşı-
laşmalarda tek bir gol bile kayde-
demeyen Ukrayna, 24 katılımcı
arasında en kötü performansa
sahip takımkonumuna düştü.
2012’de de iki ev sahibinden biri
olduğu Avrupa Şampiyonası’nda
yine gruptan çıkma başarısını
gösteremeyen Ukrayna, artık bir
şekilde şeytanın bacağını kırmak
istiyor belki ama bunun nasıl
olacağı da meçhul.
30
31
Ukrayna’yı önce SSCB içerisinde, sonra da Avrupa çapında önemli bir futbol gücü haline
getiren kişi, Valeri Lobanovski’ydi. Ancak 2002’de hayatını kaybeden Lobanovski
sonrasında Ukrayna futbolu, 2006 Dünya Kupası haricinde hiç de arzuladığı noktalara
ulaşmayı başaramadı.
S
Ukrayna
Eski günlerin
peşinde
İlk yükseliş emareleri
Sovyet futbolu 1950’lerin ortasın-
dan itibaren Avrupa’da büyük bir
yükseliş içine girmişti. SSCB, 1956
Melbourne Olimpiyatları’nda
futbolda altınmadalyaya uzanırken
1960’ta da ilk kez düzenlenen
Avrupa Şampiyonası’nda zafere
ulaşmıştı. Ne var ki bu başarılarda
Ukrayna futbolunun payı yok dene-
cek kadar azdı. 1956’daki kadronun
tamamı dört Moskova takımının
(CSKA, Spartak, Dinamo ve Tor-
pedo) oyuncularından oluşmak-
taydı. 1960’taki kadrodaysa Dinamo
Kiev’den iki oyuncu, Yuri Koinov ile
Yuri Kovalyov yer almaktaydı ki
bunlardan sadece Koinov final
maçında sahaya çıkmıştı.
Ukrayna futbolunun Sovyet futbolu
içindeki yükselişi içinmilat olarak
kabul edilebilecek yılsa, 1961 olu-
yordu. O yıl Dinamo Kiev, Sovyet Li-
gi’nde tarihinin ilk şampiyonluğuna
ulaşırken, Sovyet Kupası’nı da,
o günkü adıyla Stalino, bugünkü
adıyla Donetsk şehrinden çıkan
mütevazı bir takım, Shakhtar
müzesine götürmüştü. Shakhtar,
bu başarısını ertesi sezon da tek-
rarlarken, Dinamo Kiev ise 1966-68
yılları arasında üç sene üst üste ligi
şampiyonlukla tamamlayacaktı.
Dinamo ayrıca 1964 ve 1966’da
Sovyet Kupası’nı da kazanan taraf
oluyordu. 1969’daysa Lviv şehrinden
Karpaty takımı Sovyet Kupası’nı
kazanarak Ukrayna’yı onurlandıran
bir diğer ekip olmayı başaracaktı.
Ve Lobanovski iş başında
Ukrayna futbolunun Sovyet futbolu
içerisindeki ağırlığı, 1970’lerde iyice
artacaktı. Bundaki en büyük paysa,
bugün artık tüm zamanların en
önemli teknik adamları arasında
gösterilmekte olan Valeri Loba-
novski’ye ait olacaktı. Lobanovski,
1974 başında Dinamo’da göreve
başlamadan önce takım 1971’de bir
lig şampiyonluğu daha kazanmış ve
iyiden iyiye kendisini ülkenin en iyi
birkaç takımından biri olarak kabul
ettirir hale gelmişti. Fakat Loba-
novski, elde edilen başarıların SSCB
topraklarıyla sınırlı kalmasını
istemiyor ve Dinamo’nun, bütün
dünyanın saygı duyduğu bir takıma
dönüşmesini amaçlıyordu. Bunun
için de öncelikle çalışma metotları-
nın bilimsel bir biçimde geliştiril-
mesi üzerinde duracaktı.
Lobanovski, genç bir akademisyen
olan Anatoli Zelentsov’u yardımcılı-
ğına getirmişti ve ikili, öncelikle
fiziksel açıdan en fit oyuncuların
nasıl geliştirilebileceğine dair
antrenmanmetotları üzerinde
duruyorlardı. Ayrıca maçlarla ilgili
de döneminin çok ötesinde istatis-
tik çalışmalarında bulunuyorlar
ve buradan elde ettikleri verileri de
yeni taktikler geliştirmede kullanı-
yorlardı. Sonuçta son derece dina-
mik ve taktiksel açıdan farklı oyun
anlayışlarını bir potada eritmeyi
başaran bir ekip ortaya çıkmıştı.
Bu yeni Dinamo Kiev, ilk sezonunda
hem ligi hemde kupayı kazanırken,
ikinci sezonunda Kupa Galipleri
Kupası’nda zafere ulaşacak ve
Avrupa’da kupa kazanan ilk Sovyet
takımı olma onuruna da erişecekti.
Final yolunda sırasıyla CSKA Sofya,
Eintracht Frankfurt, Bursaspor ve
PSV Eindhoven’ı deviren Dinamo,
finalde de Macar temsilcisi
Ferençvaroş’u 3-0’la geçmeyi
başararak kupaya uzanmıştı.
Dinamo’nun Avrupa başarısı
bununla da sınırlı kalmayacaktı.
Birkaç ay sonra Süper Kupa’da, son
iki yılın Şampiyon Kulüpler Kupası
şampiyonu Bayern Münih ile karşı
karşıya geliyorlardı. Yıldızlar toplu-
luğu Bayern, eşleşmeninmutlak
favorisi konumundaydı. Fakat 9 Ey-
lül’de Münih’te oynanan ilkmaçı
Dinamo, golcüsü Oleg Blokhin’in
tek golüyle kazanmayı başaracaktı.
Dört hafta sonra Kiev’de oynanan
rövanştaysa günün kahramanı yine
Blokhin olacak ve iki kez ağları
havalandırarak takımını 2-0’lık
galibiyete taşıyacaktı. Gelinen bu
seviye, gerek Ukrayna futbolunun
gerekse Sovyet futbolunun kulüp-
ler düzeyinde geldiği en üst seviye