23
Bulgaristan, hemen ardından gelen
1966 Dünya Kupası’nda da yer aldı.
Belçika, İsrail ve Malta ile
eşleştikleri grupta Malta çekilince
üçlü bir mücadele yaşandı. Belçika
ve Bulgaristan, İsrail’le oynadıkları
maçları kazanıp birbirlerini de
evlerinde birer kez yenince grubu
eşit puanda bitirdi. O günün
statüsüne göre iki takım finallere
katılmak için tarafsız sahada bir
kez daha karşı karşıya geldi ve
İtalya’daki müsabakada Belçika’yı
2-1 yenen Bulgaristan, finallerin
yolunu tuttu. Ancak İngiltere’de
Bulgaristan’ı bir kez daha hayal
kırıklığı bekliyordu. Grupta
Brezilya’ya 2-0, Portekiz’e 3-0 ve
Macaristan’a 3-1 yenilerek puan
alamadan grup sonuncusu oldular.
Yine bir gol atabilmişlerdi ve bu
gollerinin altındaki imza da yine
Asparuhov’a aitti.
Bulgarların Dünya Kupası’na
katılma geleneği 1970’te de devam
etti. Üstelik bu defa eleme grubunu
ilk sırada tamamlamışlardı.
Polonya, Hollanda ve
Lüksemburg’un yer aldığı grupta
oynadıkları 6 maçın 4’ünü kazanırken, 1 beraberlik,
1 yenilgiyle 9 puan topladılar ve 8 puanlı ikinci Polonya’nın
önünde Brezilya’nın yolunu tuttular. Hollanda’yı 2-0,
Polonya’yı 4-1, Lüksemburg’u 2-1 ve 3-1 yenerken,
Hollanda ile deplasmanda 1-1 berabere kaldılar, tek
yenilgilerine Polonya deplasmanında 3-0’lık skorla
uğradılar. Finallerde ise Federal Almanya, Peru ve Fas’la
eşleştiler. Ancak bir kez daha hayal kırıklığı yaşadılar.
Peru’ya 3-2, Almanya’ya 5-2 yenilirken, sadece Fas’la 1-1
berabere kalarak 1 puan alabildiler ve üçüncü olarak
elendiler. Peru’yla oynadıkları ilk maçta 2-0 öne
geçmelerine rağmen 3-2 kaybetmeleri, kendileri adına
büyük bir şoktu.
Komşu, üst üste dördüncü kez Dünya Kupası finallerine
katılma hakkını 1974 elemelerinde Portekiz, Kuzey İrlanda
ve Kıbrıs Rum Kesimi ile eşleştiği grupta elde etti. 6 maçı
hiç yenilmeden, 4 galibiyet, 2 beraberlikle geçen Bulgarlar,
3-0’lık Kuzey İrlanda galibiyetiyle başladıkları grup
müsabakalarında deplasmanda Kıbrıs Rum Kesimi’ni 4-0,
iç sahada Portekiz’i 2-1 yenerek üçte üç yaptıktan sonra
Kuzey İrlanda deplasmanından golsüz beraberlikle döndü.
Ardından deplasmanda Portekiz’le 2-2 berabere kalan
Bulgaristan Millî Takımı, evindeki 2-0’lık Kıbrıs Rum
Kesimi galibiyetiyle grubunu ilk sırada bitirerek Federal
Almanya’daki finallerin yolunu tuttu. Finallerde şanssız
bir gruba düştükleri ise aşikârdı. Turnuvanın sonunda
final oynayacak Hollanda’nın yanı sıra İsveç ve Uruguay
gibi dünya futbolunun marka takımlarıyla eşleşmişlerdi.
0-0’lık İsveç beraberliğiyle başladıkları grup maçlarında
Uruguay’la da 1-1 berabere kalarak umutlandılar ama
Hollanda karşısındaki 4-1’lik ağır yenilgi onları grup
üçüncülüğünde bıraktı. Üstelik bundan sonraki iki Dünya
Kupası’nın finallerinde de elemeleri geçemedikleri için yer
alamayacaklardı.
1978 Arjantin ve 1982 İspanya’yı pas geçen Bulgaristan
Millî Takımı, beşinci katılımını 1986 Meksika’da
gerçekleştirdi. Bu turnuvanın eleme grubunda Fransa,
Demokratik Almanya, Yugoslovya ve Lüksemburg’un
bulunduğu zorlu bir grupta yer almışlardı. Lüksemburg bir
yana diğer rakipler oldukça dişli görünüyordu. Ancak
Bulgaristan 8 maçlık serüveni 5 galibiyet, 1 beraberlik ve
2 yenilgiyle 11 puan toplayarak tamamladı ve aynı puanlı
lider Fransa’nın averajla gerisinde ikinci sırayı alarak final
biletini cebine koymayı başardı. Grup maçlarına
deplasmandaki golsüz Yugoslavya beraberliği ile
başladıktan sonra Fransa deplasmanından bugünkü UEFA
Başkanı Platini’nin ayağından yedikleri penaltı golüyle
1-0 yenik dönmek bile umutlarını kırmamıştı. Üst üste
evlerinde oynamanın da avantajını kullandılar ve 4-0’lık
Lüksemburg galibiyetiyle kendilerine geldikten sonra
Demokratik Almanya’yı 1-0, Fransa’yı 2-0, Yugoslavya’yı
da 2-1 yenerek iç sahada dörtte dört yaptılar. Lüksemburg
deplasmanından 3-1’lik galibiyetle dönmek hedeflerine
ulaştıkları anlamına geliyordu. Son maçta Demokratik
Almanya karşısında uğradıkları 2-1’lik yenilgi de rotalarını
değiştirmedi ve beşinci kez Dünya Kupası finallerine
katılmayı başardılar. Ancak Bulgarların Dünya
Kupası’ndaki galibiyet hasreti Meksika’da da devam
edecekti. Turnuvanın sonunda Dünya Kupası’nı
kazanacak Arjantin ve büyük bir futbol markası İtalya’nın
yanı sıra dişlerine göre tek rakip Güney Kore’ydi. İtalya
maçını 85’te Sirakov’un attığı golle 1-1’e getirdiler; Güney
Kore karşısında ise galibiyeti koruyamadılar ve 1-1’e razı
oldular. Arjantin karşısında ise Burruchaga ve
Valdano’nun golleriyle 2-0 kaybedip grubu üçüncü sırada
tamamladılar ve elendiler.
1990 Dünya Kupası’na vize alamayan Bulgarlar, 1994’te ise
tarihlerinin en büyük başarısını elde edecekti. İlk
sürprizlerini grupta yaptılar. İsveç, Fransa, Avusturya,
Finlandiya ve İsrail’in yer aldığı grupta 10 maçta 6
galibiyet, 2 beraberlik, 2 yenilgiyle 14 puan toplayıp 15
puanlı İsveç’in ardından ikinci oldular ve Fransa’yı devre
dışı bıraktılar. Finlandiya deplasmanından 3-0 galip
dönmüşlerdi ve gollerinin ikisini bir süre sonra Fener-
bahçe formasını giyecek olan Kostadinov atmıştı.
Fransa’yı 2-0 yenerken de gollerin sahipleri Stoichkov ve
Balakov’du. İsveç’e deplasmanda 2-0 yenilseler de
İsrail’den 2-0’lık galibiyetle dönerek hasarı telafi ettiler.
Ardından Avusturya’ya deplasmanda 3-1 yenildiler.
İçerideki 2-0’lık Finlandiya galibiyetinden sonra 2-2’lik
İsrail ve 1-1’lik İsveç beraberliği işleri zora soksa da 4-1’lik
Avusturya galibiyetiyle yeniden rotaya girdiler. Son
maçlarını Paris’te Fransa ile oynayacaklardı ve beraberlik
bile ev sahibini finallere taşımaya yetecekti. 31’de Cantona
ile gelen Fransa’nın galibiyet golü de artık her şeyin
bittiğine işaret ediyordu. Ancak 37’de Kostadinov ile
beraberliği sağlayan Bulgarlar, aynı oyuncunun son
dakikada attığı galibiyet golüyle ABD 94 biletini Fransa’nın
elinden çekip aldı ve finallerin yolunu tuttu. Elemeler
boyunca beş gol atan Hristo Stoichkov’un bu gollerin
tümünü penaltılardan kaydettiğini de ilginç bir not olarak
ekleyelim.
Bulgaristan’ın kâbustan pembe bir rüyaya dönüşen eleme
macerası, ABD 94 finallerinde de bir peri masalı olarak
devam etti. Arjantin, Nijerya ve Yunanistan’la eşleştikleri
grup hiç de fena sayılmazdı. Zaten üç takım da
Yunanistan’ı yenmiş ve birbirleriyle oynadıkları maçlarda
da birer galibiyet alarak 6 puanla sıralanmıştı. Bu sonuç
Nijerya, Bulgaristan ve Arjantin’i el ele bir üst tura
taşıyacaktı. Finallere 3-0’lık Nijerya yenilgisiyle başlayan
Bulgarlar, 4-0’lık Yunanistan ve daha da önemlisi 2-0’lık
Arjantin galibiyetleriyle hiç de yabana atılacak bir takım
olmadıklarını dosta düşmana göstermişti. Teknik
direktörlüğünü Dimitar Penev’in yaptığı, Borislav
Mikhailov, Emil Kremenliev, Trifon Ivanov, Tsanko
Tsvetanov, Petar Houbchev, Zlatko Yankov, Emil
Kostadinov, Hristo Stoichkov, Yordan Letchkov, Nasko
Sirakov, Krasimir Balakov, Ilian Kiriakov, Daniel
Borimirov’dan oluşan takım, Yunanistan’ı 4-0 yenerken
gollerin ikisini yine penaltılardan Stoichkov, diğerlerini ise
Letchkov ve Borimirov atmıştı. Arjantin maçında ise
gollerin sahipleri Stoichkov ve Sirakov’du. Stoichkov bu
organizasyonda elemeler dâhil ilk defa penaltı dışında bir
gol kaydetmişti.
Son 16 turunda Bulgaristan’ın karşısında Meksika vardı.
Stoichov’un 6. dakikadaki golüne Meksika 18’de Garcia
Aspe’nin penaltısıyla karşılık vermiş, maçın normal süresi
ve uzatmaları 1-1 sona ermişti. Penaltılarda 3-1 üstünlük
kuran Bulgaristan artık çeyrek finaldeydi ve karşılarında
da Almanya vardı. Hiç kimse Bulgaristan’dan daha
fazlasını beklemiyordu ama Stoichkov ve arkadaşlarının
da söylenecek sözleri henüz bitmemişti. 47de
Matthaeus’un golüyle öne geçen Almanya’yı 75’te
Stoichkov’la yakaladılar ve 78’de Letchkov’la da işini
bitirdiler. Favori Almanya evine dönerken, Bulgaristan da
22
Bulgar futbolunun
büyük yıldızı
Stoichkov
Letchkov
Kostadinov