![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0054.jpg)
107
106
E
fsanevî bir kulüp olmak için
birçok şeye ihtiyaç var… Hiçbir
zaman takımı desteklemekten
vazgeçmeyen sadık taraftarlar,
altyapıdan takımın renklerine
gönülden bağlı yetişen genç
futbolcular ile sonradan trans-
fer olmalarına rağmen altyapı-
dan yetişmiş gibi kulübü
sahiplenen yıldızlar, takımın
başarısı uğruna gecelerini gün-
düzlerine katıp saçlarını ağar-
tan teknik direktörler, her ne
kadar Finansal Fair Play ile bu
durumbiraz değişse de gerek-
tiğinde kişisel servetlerini
kulüp için fedâ etmekten çe-
kinmeyen başkanlar, güzel bir
oyunla ve istikrarlı bir şekilde
müzeye katılan kupalar ve tabiî
ki sahaya çıkan rakip futbolcu-
ların ayaklarını titretecek bir
atmosferin yaşatılabileceği bir
stadyum... Tarih boyunca çok
az kulüp sadece bir bölümünü
sayabildiğimiz bu faktörlerin
tümüne aynı anda sahip ola-
bildi. Kuşkusuz, Barcelona bu
kulüplerin en önemlilerinden
biri ve yine kuşkusuz, Camp
Nou onların efsaneleşmesinde
en büyük paya sahip faktörler-
den...
Bu efsanevi stadyum, 24 Eylül
2017’de 60’ıncı yaş gününü
kutladı. Barcelona, maçlarını
Camp Nou’da oynadığı bu son
60 yılda 18 La Liga, 16 Kral
Kupası, 5 de Şampiyonlar Ligi
şampiyonluğu tattı. Sadece
Barça formasıyla değil başka
kulüp ve millî takım formala-
rıyla da sayısız dünya yıldızı
Camp Nou’nun çimlerine ayak
bastı. Dünya Kupası, Olimpiyat
ve Şampiyonlar Ligi’nde
unutulmayacakmaçlar burada
oynandı. Ve tabiî stadyum,
İspanya’nın bol tartışmalı siyasi
ortamında politik bir figür ola-
rak da yerini almayı sürdürü-
yor. Dilerseniz, Camp Nou’yu
efsanevi yapan tümbu faktör-
lere bakalım...
60 binlik kapasite
yetmeyince...
1899 yılında kurulan Barcelona,
1922’ye kadar maçlarını farklı
stadyumlarda oynadıktan
sonra, o sene açılan yeni evi
Camp de Les Corts’a taşındı.
1925’te Barcelona’lı taraftarla-
rın İspanya Millî Marşını ıslıkla-
ması yüzünden verilen 6 aylık
saha kapatma cezası, Katalan
kimliğinin önemli bir sembolü
haline gelen kulübünmabedi-
nin siyasi tartışmalardan asla
azade olamayacağının ilk örne-
ğiydi. Kuruluşundan bu yana
en kritik dönemlerde kulübün
ayakta kalmasını sağlayan ef-
sanevi başkan Joan Gamper bu
olayın ardından sürgüne gönde-
rildi. Buna yaşadığı maddi sıkıntı-
lar da eklenince 1930’da intihar
eden Gamper’in ölümü, kulüp için
de bir gerileme döneminin baş-
langıcı oldu. Evet, belki kulüp hâlâ
hemen her sene Katalonya şam-
piyonu oluyordu ama 1929’da
alınan La Liga şampiyonluğu bir
türlü tekrarlanamıyor, iç savaşa
sürüklenen ülkenin siyasi atmos-
feriyle meşgul olan Katalanların
yolları da 20 bin kapasiteli Camp
de Les Corts’a bir türlü düşmü-
yordu. Dahası, 1938’deki İtalyan
bombardımanı Barselona’da
3 binden fazla kişinin ölümüne
neden olmuş ve kulübün üye
sayısı 4 binin altına inmişti.
Barcelona’nın yeniden ayağa
kalkışının, Katalan dili, bayrağı ve
bölgesel milliyetçiliğin tüm sem-
bollerinin yasaklanmasıyla müm-
kün olduğu iddia edilebilir. Keza
bu yasaklarla birlikte, sadece
Katalanlar değil, faşist Franco
yönetiminin karşısında duran öz-
gürlükçü İspanyollar da Barça’nın
yanında saf tutmaya başladı.
1943’te bugünün Kral Kupası olan
General Kupası yarı finalindeki
Barcelona-Real Madrid eşleşmesi,
Franco’nun Real’e açık desteği
nedeniyle, herkesin gözünde
Franco karşıtları ile yanlılarının
eşleşmesi haline geldi. Camp de
Les Corts’ta 3-0 kazanan Barce-
lona, Madrid’de 11-1 yenilmişti
belki ama arkasındaki destek
azımsanmayacak bir biçimde
artmıştı. Bu da kulübün sportif
olarak da ayağa kalkmasını, 1945,
1948, 1949, 1952 ve 1953’te La
Liga’yı kazanmasını sağladı.
1950’de efsanevi Ladislau Ku-
bala’nın da transferiyle seyirci
ilgisi muazzambiçimde artınca,
Barcelona taraftarları, kapasitesi
kademeli olarak 60 bine yükselti-
len Camp de Les Corts’a sığma-
maya başlamıştı. Artık yeni bir
stadyum inşa etme vakti gelmişti.
Üç yıl süren inşaatın ardından,
93 bin 53 seyirci kapasiteli Camp
Nou’nun açılışı 24 Eylül 1957’de,
Barcelona ile Polonya’nın Varşova
takımı arasında oynanan dostluk
maçıyla yapıldı. Eulogio Martinez
11’inci dakikada stadyumda atılan
ilk golün sahibi oldu ve Barcelona
karşılaşmadan 4-2 galip ayrıldı.
Omaçtan bugüne dek Camp Nou
hafızalardan çıkmayacak birçok
maça, futbol tarihinin en büyük
oyuncularına ve tabiî ki selefin-
denmiras aldığı siyasi tartışma-
lara sahne oldu.
Unutulmaz maçlar
Camp Nou’da oynanan ilk Avrupa
kupası finali, Rangers’ın Dinamo
Moskova’yı 3-2 yendiği Avrupa
Kupa Galipleri Kupası finaliydi.
1982 Dünya Kupası ev sahipliğinin
İspanya’ya verilmesinin ardından,
Camp Nou’nun kapasitesi 115 bine
yükseltildi. Belçika’nın Arjantin’i
tek golle yendiği açılış maçı ve
İtalya’nın Polonya’yı iki golle geç-
tiği yarı final dâhil olmak üzere
beş müsabakaya ev sahipliği
yapan Camp Nou, bu istatistikte
ülkenin diğer tüm statlarını geride
bıraktı.
1989’da Milan’ın Steaua Bükreş’i
4-0 yendiği Şampiyon Kulüpler
Kupası Finali ve 1992 Yaz Olimpi-
yat Oyunları’nda İspanya’nın
Polonya’yı son dakika golüyle
3-2 yenerek altınmadalyaya
ulaştığı karşılaşma da Camp
Nou’da oynanan en üst seviye
maçlar arasında yer alıyor.
Ama geriye dönüp baktığımızda
özellikle iki karşılaşma, sadece
parçası oldukları turnuvanın
seviyesiyle değil, sahada
yaşananlarla da öne çıkıyor.
Camp Nou’da ilk golü atan
Eulogio Martinez
Camp Nou’nun açılış töreninden görüntüler