![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0067.jpg)
Gönülden Kaleme
Çocukluğumda büyüklerimizin
gözlerinin içine bakardık, bizi de
oynadıkları maça alsınlar diye.
Yaşıtlarımızlamaç yapıyorduk
ama bu bize yetmiyordu. Henüz
altı yaşındaydım; bir gün abileri-
miz maç yapmak için toplanmış-
lardı ve bir kişi eksik oldukları
için bana “Kaleye geçmek ister
misin?” dediler. Büyük bir sevinç-
le kabul ettim. Bu arada bizim
takımkaptanımız rakip takım
oyuncularıyla centilmenlik an-
laşması yaptı. Rakip takım oyun-
cuları topa abanmayacak yani
kaleye bütün güçleriyle şut çek-
meyeceklerdi. Maç başlamış, ka-
leye gelen bir-iki topu şans eseri
kurtarmıştım. Üstüne de bir gol
atıp galip duruma geçmemiz
sanırım rakibi kızdırdı. Bir anlık
öfkesine yenik düşen rakip, tüm
gücüyle topa vurdu. Top yüzümde
patladı (topun şiddetli biçimde
yüzüme geldiğini belirtmek için
patladı ifadesini kullandım) tabiî
canım çok yandı ve ağlamaya
başladım. Oyun durmuş, herkes
başımdaydı. En başta da şutu
çeken abi vardı. Çok üzgündü,
gönlümü almak için ne yapaca-
ğını şaşırmış durumdaydı. Benim
ağlamam tüm oyuncuların üzül-
mesine sebep olmuştu. Çünkü bir
çocuğun canı yanmıştı ve ağlı-
yordu. Hiçbirinin vicdanı oyuna
devam etmek istemedi ve maçı
bıraktılar.
Bu olay bana o yaşlarda futbolun
çok güzel bir oyun olduğunu
göstermiş, zaten sevdiğim futbolu
bir kez daha sevmeme neden ol-
muştu. Bizler o dönemde aileleri-
mizden aldığımız terbiye gereği,
ahlâklı ve vicdanlı olmayı,
büyüklerimize saygılı, küçükleri-
mize sevgi, sabır ve hoşgörülü
olmayı bir erdemolarak
görürdük. Hayatımboyunca
bu öğretiler hayatımın
merkezinde yer aldı.
Bu hatıramı neden anlattım? Ba-
şakşehir-Trabzonspor maçında
Trabzonspor formasıylamaçı Ba-
şakşehir tribününden seyreden
iki küçük çocuğun formalarının
çıkarılmasının istenmesi ve
formaların ters giydirilmesiyle
sona eren olay üzerine yazmak
gereği duydum.
Benmümkün olduğunca Başak-
şehir’in Avrupa kupası maçlarına
giderim. Maça gelen taraftarların
birçoğunun üstünde kendi tut-
tukları takımlarının formaları
vardır. Başakşehir’i desteklemek
içinmaça gelirler. O renk cüm-
büşü benim için hoşgörüyü temsil
eder. Futbol sahalarında görmek
istediğim tablonun Başakşehir
Futbol Kulübü nezdinde başlamış
olmasından, zamanla diğer
stadyumlara da sirayet edeceğini
umarak büyükmutluluk duyu-
yordum. Her ne kadar Avrupa
kupası maçı olsa da “Darısı lig
maçlarının başına” derken bu
olaymeydana geldi.
Sizlere kısaca olayı hatırlatmak
istiyorum. Başakşehir-Trabzon-
spor maçını seyretmek için bir
baba, iki çocuğunu yanına alarak
maça gelmiş. Üstlerinde de tut-
tukları takımlarının formalarıyla
çocukların babası, Başakşehir
tribününde yerlerini almakta bir
sakınca görmemiş. Büyük bir
ihtimalle daha evvel herkesin
kendi tuttuğu takımın formasıyla
maça geldiğini görmüş, belki de
bumaçlardan birine gelmişti ve
tepki görmeyince de çocuklarıyla
o tribünde maçı seyretmek istedi.
Sanırımbirilerinin çocukları şi-
kâyet etmesiyle güvenlik görevli-
İsmail Gökçek
Bir çocuğun yüreğine
nasıl holiganlık
tohumları ekilir
leri çocukları tribünden çıkart-
maya yeltendi. Neden “Sanırım”
dedim; çünkü bu güvenlik görev-
lileri tribünde farklı takımların
formalarını görmüş ve bu du-
ruma alışkındı. Hiçbir güvenlikçi-
nin kendi kararıyla harekete
geçeceğine ihtimal vermiyorum.
Burada iki olay var; birincisi ve en
önemlisi çocukların ruhlarında
bıraktığı derin izler ve yaşadık-
ları korku. Çocukların dimağla-
rına şu duygu yer etmiştir;
bundan sonra kendi tuttukları
takımınmaçlarında rakip takım
formalı taraftar olmayacak,
eğer tribüne girmişse en hoyrat
biçimde dışarı çıkarılacaktır.
Çocuk-büyük fark etmez. Çünkü
kendisine bu şekilde davranılmış
ve o gün tribünde bulunanların
çoğu olayı seyretmekle yetin-
miştir.
İkincisi de tahammülsüzlüğün
tavan yapması ve vicdanların
susması. O gün o tribünde
yaşanan olaya şahitlik eden ve
müdahalede bulunmayan herkes
vicdanlarını sorgulamalıdır.
Kendi çocuklarını o çocukların
yerine koyarak, “Ya bu olay
benim çocuklarımın başına
gelseydi ne yapardım?” diye
empati yapmalı ve tepki verme-
liydiler. Mutlaka az sayıda tepki
gösterenler olmuştur ama
azınlıkta kaldıkları için etkili
olamadılar. Herkes bu olaya tepki
gösterse ve o çocukların forma-
ları çıkarttırılıp ters giydirilme-
seydi, çocukların yüreklerine
holiganlık yerine sevgi tohumları
ekilecek, birlikte maç seyretme
kültürü pekişecekti.
Başakşehir Futbol Kulübü gerekli
tepkiyi göstermiş ve güvenlik
firmasının sözleşmesini iptal
ettiğini açıklamıştır. Bence bu
yeterli değil. O çocukların gönlü
alınmalı. Eğer okula gidiyorlarsa
futbolcuların katılımıyla okulla-
rına gidilerek futbolda şiddetin
yeri olmadığını, bunun bir oyun
olduğunu anlatan toplantılar
düzenlenmeli. Başakşehir
Kulübü’nün toplumda sağladığı
sempatiyi bu şekilde kullanması,
diğer kulüplerimize de örnek
olacaktır.
Devlet bir kampanya başlatmalı-
dır. İlköğretimden başlamak
üzere tüm eğitimkurumlarında
beden eğitimi dersleri artırılmalı
ve beden eğitimi ders içerikleri
değiştirilmeli, fiziksel aktivitele-
rin yanında, tüm spor branşları-
nın bir oyun olduğu, hoşgörü ve
rakibe saygının oyunun gereği
olduğu öğretilmelidir. Bu kam-
panya, başta futbolumuz olmak
üzere tüm spor dallarında holi-
ganlığın azalmasına sebep
olacaktır ki; bu da sporumuzun
gelişimine katkıda bulunmak
demektir. Toplumumuzda pek
çok sporcu örnek alınmakta.
Tüm çocukların sevdikleri spor
dallarındamutlaka bir idolleri
vardır. Bunların vereceği mesaj-
lar çocuk ve gençlerin kulakla-
rına küpe olacaktır.
Takım oyunlarının bazıları üç,
bazıları da iki sonuçludur.
Bu güzel oyunun birlikte seyredi-
lince güzelleştiğini, tatlı tatlı
birbirimizi kızdırmakla seyrine
doyum olmayan bir gösteri oldu-
ğunu unutmadanmaçlara gidil-
mesi gerekiyor ki, bu tür olaylara
sebebiyet verilmesin.
Sağlıkla kalın.
132
133