Previous Page  92-93 / 152 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 92-93 / 152 Next Page
Page Background

düzeyine erişmiş bir aileye mensup

bir çocuğun futbolcu olma ihtimali

de alt gelir grubundaki ailelerin

çocuklarınınkine kıyasla çok daha

azdı. Zira bu aileler, çoktan kendile-

rini kurtarmış oldukları için çocuk-

larını da futbola yönlendirmekten

ziyade kaliteli eğitimkurumlarına

gönderiyor ve onların ileride kendi-

leri gibi seçkinmesleklere sahip

olmaları doğrultusunda çaba

gösteriyorlardı.

Kaka’nın şanslı olduğu bir diğer

noktaysa, ailesinin böyle fikri sabit

bir aile olmamasıydı. Çocuklarına

iyi bir eğitim imkânı sağlamak için

ellerinden geleni yapmışlardı ama

bir diğer yandan da onda çok ufak

yaşlarda kendini belli eden futbol

yeteneğine karşı da kayıtsız kalma-

mışlar ve onun okul ile futbolu

bir arada yürütebilmesine olanak

tanımaya da çalışmışlardı.

Kaka yedi yaşına geldiğinde, baba-

sının işleri nedeniyle ailesi Gama

şehrinden Sao Paulo’ya taşınıyordu.

Kaka’nın burada gitmeye başladığı

ilkokulda da bir süre sonra onun,

okul saatleriyle uyumlu bir biçimde

futbol eğitimi almasının faydalı ola-

cağına kanaat getirilecekti. Bunun

üzerine Alphaville adındaki bir yerel

kulübün yedi yaş altyapı grubunda

Kaka’nın futbol macerası resmen

başlıyordu.

Küçük bir ayrıntı daha… Ricar-

do’nun adının Kaka’ya evrilmesi de

yaklaşık olarak bu zamanlara

tekabül ediyor. Kendisinden üç yaş

küçük olan kardeşi Rodrigo’nun ko-

nuşmaya yeni başladığı zamanlarda

bir türlü Ricardo diyememesi ve

onun yerine Ka-ka diye sesler çı-

karması, Ricardo’nun futbol oyna-

maya başladığında lâkap olarak bu

sözü kullanmasına vesile olacaktı.

Alphaville kulübüyle katıldığı yerel

bir turnuvada göstermiş olduğu

performans ise Kaka adına daha

küçük yaşta büyük bir dönümnok-

tasını teşkil edecekti. Söz konusu

turnuvayı, Sao Paulo kulübünün

yetenek avcıları da izlemekteydi ve

turnuva sonrasında sekiz yaşındaki

oyuncuya, kendi altyapılarına katıl-

ması teklifinde bulunacaklardı.

Teklifin, ülkenin en büyük futbol

kulüplerinden birinden gelmesi,

haliyle reddedilmesini de imkânsız

kılmış ve Kaka kısa bir süre sonra,

kendisini profesyonelliğe de hazır-

layacak olan kulübün kapısından

içeri ilk adımını atmıştı.

Sao Paulo’nun Kaka ile yapacağı ilk

kontrat, 1997 yılına denk gelecekti.

15 yaşındaki oyuncu top tekniği

ve dripling becerisiyle günbegün

yaşıtları arasından sivrilmekteydi.

Birkaç sene içerisinde de kendisinin

Sao Paulo A takımının önemli

oyuncularından biri olması beklen-

mekteydi. Sao Paulo’nun genç takı-

mının kazandığı Brezilya Gençler

Kupası’nda zafere giden yolda

başrol oynaması da bu beklentileri

iyice artırmaktaydı.

Felaketin eşiğinden dönüş

GelgelelimKaka’nın futbol hayatı

daha tambaşlamadan bitme

noktasına da gelecekti. 2000 yılının

Eylül ayında havuza girdiği bir

esnada düşüp havuzun kenarına

belini çarpması ve bu kaza netice-

sinde de belindeki omurlardan bir-

kaçında çatlak oluşması, hayatında

o ana kadar yaşadığı belki de en

dehşet verici gelişmeydi. Zira bıra-

kın futbol oynamayı, kaza sonrası

ilk başlarda bir daha yürüyüp yürü-

yemeyeceği dahi belirsizdi. İyileşme

süreci boyunca sürekli Tanrıya dua

eden ve beklenenden çok daha kısa

süre içerisinde iyileşip yeniden

futbol oynayacak sağlamlığa

gelince de bunun Tanrının bir lütfu

olduğuna inanan Kaka’nın bu

gelişme sonrasında yaşama bakışı

da çok daha farklı hale gelecekti.

Attığı gollerden sonra gökyüzünü

işaret edip Tanrıya şükretmeye ve

futboldan kazandığı paranın yüzde

10’unu kiliseye bağışlamaya da

o dönemde karar verecekti.

Büyük kaza sonrasında Kaka yeşil

sahalara birkaç ay içinde döndüğü

gibi, 1 Şubat 2001 tarihinde de Sao

Paulo A takımıyla ilkmaçına çıka-

caktı. Beş hafta sonraki Rio-Sao

Paulo Turnuvası finali ikinci

maçındaysa Sao Paulo, Bo-

tafogo’ya karşı 1-0 geridey-

ken Kaka oyuna girdi ve iki

gol birden atarak takımına

maçı kazandıran isim oldu.

Gerçi Sao Paulo ilkmaçı 4-1

kazandığı için her halü-

kârda kupaya uzanacaktı

fakat çok ciddi bir sakatlığı

geride bırakarak takıma

yeni katılmış 18 yaşındaki

bir oyuncunun önemli bir

maçı kazandıracak perfor-

mansı ortaya koymuş

olması da ne olursa olsun

takdire şayandı.

Sao Paulo ile ilk sezonunda

tüm turnuvalarda 55 maça

çıkıp 17 kez de rakip fileleri

havalandıran Kaka, bu sa-

yede Brezilya U20 Millî Ta-

kımı’nda da kendisine yer

bulacaktı. Brezilya, kom-

şusu Arjantin’de düzenle-

nen 2001 Dünya Gençler

Şampiyonası’na Kaka’lı

kadrosuyla katılırken ilk

turda Almanya, Irak ve

Kanada ile oynadığı üç maçı

da kazanarak grubunu lider

tamamlıyor, ikinci turda da

Avustralya’yı 4-0’la geçiyor

ve Kaka da gollerden

birisine imzasını atıyordu.

Ancak çeyrek finalde

Gana’ya uzatmalarda altın

golle 2-1 kaybeden Brezilya,

turnuvada daha fazla iler-

leme şansını kaçıracaktı.

Tümdünyanın

dikkatini çekiyor

Ertesi yıl Kaka bu kez Sao

Paulo forması altında 48

maça çıkıp 23 gol kaydedi-

yordu. Gitgide artan perfor-

mansı sayesinde de artık

kendisine Brezilya AMillî

Takımı’nın kapıları da açıla-

caktı. 31 Ocak 2002’de Bo-

livya ile oynanan hazırlık

maçında ilk kez Amillî for-

mayı sırtına geçiren genç

yıldız, 2002 Dünya Kupa-

sı’nda da Brezilya kadro-

sunda kendisine yer

bulacaktı. Ancak turnu-

vada sadece ilk turdaki

Kosta Rika maçının son 25

dakikasında sahada yer

alabilen Kaka, ilerleyen

turlardaysa karşılaşmaları

yedek kulübesinden takip

etmekle yetinecekti. Yine

de Brezilya’nın turnuvada

oynadığı bütünmaçları

kazanarak şampiyonluğa

ulaşması sayesinde 20 ya-

şında futbolun en büyük

kupasından evine altın

madalya ile dönmüş olmak,

Kaka’nın kariyeri açısından

büyük bir ivmeydi.

Brezilya’nın kazandığı

dünya şampiyonluğu, buna

katkısı minimal olsa da

kadroda yer aldığı için

Kaka’nın değerini de

otomatikman arttırmıştı.

Artık kendisini Avrupa’nın

en önde gelen futbol kulüp-

leri takip etmekteydi. So-

nuçta 2002 yazında Milan,

genç yıldızı renklerine

bağlayan taraf oldu. Üstelik

Milan o dönemde, bugünkü

gibi çöküntü içerisinde

değildi. Son Şampiyonlar

Ligi şampiyonuydu. Hatta

evvelki 15 senede dört kez

Avrupa şampiyonluğuna

ulaşmışlardı ve bu süre

zarfında da 1 numaralı

kulüp konumundalardı.

Milano ekibinin Brezilyalı

yıldız için kasasından çıkan

paraysa sekiz buçukmilyon

euro olmuştu ki gelecekte

ulaşabileceği seviye düşü-

92

93