birlikte yer aldıkları grubu lider ta-
mamlayan kırmızı-siyahlılar, ikinci
turda Celtic’i 0-0 ve 1-0’lık skorlarla
geçerlerken turu getiren o tek golde
Brezilyalı yıldızlarının imzası vardı.
Çeyrek finalde Bayern Münih engeli
de 2-2 ve 2-0’la aşılırken Kaka bir
kez rakip fileleri sarsmıştı.
Ancak yıldız oyuncu asıl gösterisini,
yarı finaldeki Manchester United
eşleşmesine saklamıştı. Old Traf-
ford’da oynanan ilk karşılaşmada
Milan 3-2 kaybederken iki gol de
ondan gelmişti. Üstelik attığı ikinci
gol, uzun yıllar hafızalardan silin-
meyecek cinstendi. Sol kanatta
topla buluştuğu esnada topu kafa-
sıyla önüne düşürüp peşindeki
Fletcher’ı ekarte eden Kaka, ardın-
dan topu sol ayağıyla Heinze’nin
üzerinden aşırtıyor, sonrasında da
yerden seken topa kafasıyla bir kez
daha dokunarakmeşin yuvarlağı
son iki savunmacı Heinze ve Ev-
ra’nın arasından geçiriyordu. Heinze
ile Evra bu esnada çarpışıp yere dü-
şünce de Kaka, bir anda ceza sahası
içinde kaleci van der Sar’la karşı
karşıya kalmış ve ardından da
yerden düzgün bir plaseyle fileleri
havalandırmıştı. İki hafta sonra
Milan’ın San Siro’da 3-0 kazandığı
rövanşta da Kaka skor perdesini
açmış ve bir bakıma Milan’ın finale
yükselmesinde de aslan payına
sahip olmuştu.
Finaldeyse Milan’ın karşısında,
iki yıl önceki o travmatik finalde
olduğu gibi yine Liverpool vardı.
Ancak kırmızı-siyahlılar bu kez rö-
vanşı almaya kararlıydı. Atina’daki
mücadelede ilk yarının sonlarında
Inzaghi ile öne geçen Milan, 82’nci
dakikada Kaka’nın asistinde Inzag-
hi’nin bir kez daha hedefi bulma-
sıyla farkı ikiye çıkartıyor, son
dakikada Kuyt’ın golüne engel
olamasa da 90 dakikayı 2-1’lik
üstünlükle tamamlayarak kupaya
uzanmayı başarıyordu. Kaka, Dev-
ler Ligi’nde 14maçta attığı 10 golle
gol krallığını da elde etmişti. Sezo-
nun sonunda da kendisi UEFA tara-
fından Şampiyonlar Ligi’nde yılın
oyuncusu, France Football Dergisi
tarafından Avrupa’da yılın oyun-
cusu, FIFA tarafından da dünyada
yılın oyuncusu seçilecekti.
Bundan sonraki iki sezonda Ka-
ka’nın bireysel olarak performansı
yine üst düzeydeydi. AncakMilan’ın
takımperformansı açısından aynı
şeyi söylemek pekmümkün de-
ğildi. Milano ekibi ligde önce beşinci,
sonra da üçüncü olurken, Avru-
pa’da da evvela Şampiyonlar Ligi
ikinci turunda Arsenal’e, ertesi yıl
da UEFA Kupası ikinci turunda
Werder Bremen’e eleniyordu. Kaka,
bu iki sezonda takımı adına 35 gole
daha imzasını atmıştı belki ama
Milan’da başlamakta olan gerileme
ve Real Madrid’in kendisini ısrarla
istemesi neticesinde 2009 yazında
İtalya’dan ayrılıp İspanya’nın yolunu
tutmaya karar verecekti.
Madrid günleri tatsız geçti
Real Madrid, Kaka için Milan’a yak-
laşık 67 milyon euro öderken bu
meblağ, o esnada Brezilyalı yıldızı
Zidane’dan sonra tüm zamanların
en pahalı ikinci oyuncusu da yap-
mıştı (her ne kadar birkaç gün
sonra Cristiano Ronaldo’nun rekoru
kırması sonucu listede üçüncü sı-
raya gerilediyse de). Ne var ki Real
Madrid, yapmış olduğu bu astrono-
mik transferlere karşın ilk başta
beklediği çıkışı yapamıyor ve
2009-2010 sezonunu Barcelona’nın
gerisinde ligde ikinci sırada kapatı-
yordu. Madrid ekibi Devler Ligi’nde
de ikinci turda Lyon engeline
takılmıştı.
2010 yazında Güney Afrika’da
düzenlenen Dünya Kupası’ndaysa
Brezilya, dört yıl önceki senaryonun
adeta bir benzerini yaşayacaktı.
Bir yıl evvel yine Konfederasyonlar
Kupası’nı kazanmışlar ve turnu-
vaya da başlıca favorilerden biri ola-
rak gelmişlerdi. İlk turda Portekiz,
Fildişi Sahili ve Kuzey Kore’yi geride
bırakarak grup lideri oluyorlar,
ikinci turda Şili’yi 3-0’la geçiyor-
lardı. Ancak çeyrek finalde Hollanda
önünde 1-0 öne geçmelerine karşın
rakiplerine 2-1 mağlup oluyorlar
ve üst üste ikinci kez son dörde
kalamadan Dünya Kupası’na veda
ediyorlardı. Kaka ise turnuvada
üç asist yaparken gol kaydedeme-
mişti. Daha da kötüsü, Fildişi Sahili
ile oynadıkları maçta, tartışmalı bir
ikinci sarı kart neticesinde kariye-
rindeki nadir kırmızı kartlardan bi-
rini de görmüştü.
2010-11 sezonu da Real Madrid
adına çok parlak geçmeyecekti.
Ligde ezeli rakip Barcelona’nın
üst üste üçüncü şampiyonluğuna
tanıklık ederek ikinci sırada kal-
mışlardı. Şampiyonlar Ligi’nde de
yarı finalde yine Barcelona tarafın-
dan saf dışı bırakılmışlardı. Kaka ise
sezon başında sol dizinden geçirdiği
operasyon neticesinde sezonun
önemli bir bölümünü kaçırmış ve
takımıyla sadece 20maça çıkabil-
mişti. Real Madrid adına tek teselli,
Kral Kupası’nı finalde Barcelona’yı
yenerek kazanmalarıydı.
Yeniden Milan ve
Orlando’da son nokta
2011-12 sezonundaysa Beyaz Şim-
şekler nihayet şeytanın bacağını
kıracaklardı. Ligi Barcelona’nın
dokuz puan önünde tamamlayarak
dört yıl aradan sonra zirveye çıkı-
yorlardı. Lâkin Şampiyonlar Ligi’nde
yarı finalde Bayern Münih engeline
penaltılarla takılmışlardı ve kaçan
penaltılardan biri de Kaka’ya aitti.
Bir sonraki sezonsa Kaka birkaç
kere daha tekrarlayan sakatlıklar
yaşayıp Real Madrid on birindeki
yerini kaybediyor ve sezon
bitiminde de Madrid’den ayrılmak
istediğini açıklıyordu.
Kaka için Madrid sonrasında ilk
akla gelen adres, önceki kulübü
Milan’dı ve beklenen geri dönüş de
gerçekleşiyordu. Yıldız oyuncu her
ne kadar fiziksel olarak toparlanma
emareleri içinde olsa da Milan artık
eski Milan değildi. Kırmızı-siyahlılar
Serie A’yı sekizinci sırada bitirirler-
ken Şampiyonlar Ligi’nde de ikinci
turda Atletico Madrid tarafından
kupanın dışına itiliyorlardı. Sezon
sonunda Kaka, Milan’ın gelecek yıl
Avrupa kupalarına katılamayacak
olması, ayrıca kendisinin 2014
Dünya Kupası’nda Brezilya kadro-
suna çağrılmamasının da etkisiyle
artık kariyerinde vites küçültme
vaktinin geldiğini kanaat getiriyor
ve MLS takımlarından Orlando City
ile anlaşmaya varıyordu.
ABD’de sezon başlamadan önce
formunu korumak için bir müddet
ülkesine dönen ve kiralık olarak ilk
kulübü Sao Paulo’da bir kez daha
forma giyen Kaka, 2015 başından
itibarense Orlando ile son futbol
macerasına atılmış oluyordu.
MLS’te oynadığı üç sezonda üç kez
All-Star seçilse de takımıyla şampi-
yonluk sevinci yaşayamayan Kaka,
Orlando City formasıyla kariyerinin
son resmi maçına 15 Ekim tarihinde
Columbus Crew karşısında çıkı-
yordu. Sezonun sona ermesiyle
birlikte takımıyla sözleşmesini
yenilemeyeceğini zira futbolu
bırakma kararı aldığını açıklayan
yıldız oyuncu, Brezilya’nın son
dünya şampiyonu kadrosundan
futbolu bırakan son isim olarak da
kayıtlara geçiyordu.
96
97