rında ilk iki sıraya giren takımların
yanı sıra en iyi dört üçüncü de kali-
fiye olacak ve ikinci tura yükselen
16 takım tekmaç eliminasyon
sistemine göre kozlarını paylaşa-
caklardı. Kupanın elemelerinde,
Hollanda’nın play-off’ta Belçika’ya
elenerek 1982’den sonra bir kez
daha finalleri kaçırması dışında çok
büyük bir sürpriz yaşanmazken,
Danimarka, Kanada ve Irak, Dünya
Kupası’na ilk kez katılmayı başarı-
yorlardı.
Kupanın çaylaklarından Kanada ve
Irak, oynadıkları maçlarda tek puan
dahi alamazlarken, iki yıl önceki
Avrupa Şampiyonası’nda finali pe-
naltı atışlarıyla kaçıran Danimarka
turnuvaya müthiş bir başlangıç ya-
pıyor; Federal Almanya, Uruguay ve
İskoçya ile oynadığı üç maçı da
kazanarak ilk tur grubunu lider
tamamlıyordu. Danimarkalılar özel-
likle eski iki şampiyon karşısında
izleyenlere parmak ısırtmış ve
Almanları 2-0mağlup ederken
Uruguay’ı 6-1’le hezimete uğratarak
Güney Amerika temsilcisine tarihi-
nin en ağır Dünya Kupası mağlubi-
yetini tattırmıştı. İlk turun bir diğer
sürpriz ekibiyse Polonya ve İngil-
tere ile golsüz berabere kaldıktan
sonra sonmaçında Portekiz’i 3-1’le
geçerek bu zorlu ülkelerin arasın-
dan sıyrılıp grubunu lider bitiren
Fas’tı. İlk tur sonunda bir üst tura
yükselen diğer 14 takımsa Arjantin,
İtalya, Bulgaristan, Meksika,
Paraguay, Belçika, SSCB, Fransa,
Brezilya, İspanya, Federal Almanya,
Uruguay, İngiltere ve Polonya’ydı.
İkinci turun enmüthiş maçı,
SSCB ile Belçika arasında oynandı.
SSCB’nin iki kez öne geçmesine
karşın 2-2 sona eren 90 dakikanın
ardından uzatmalarda Belçika
bulduğu fırsatları daha iyi değerlen-
dirmiş ve gol düellosundan 4-3’lük
skorla galip ayrılan taraf olmuştu.
Son dünya şampiyonuyla son
Avrupa şampiyonunu karşı karşıya
getirenmaçtaysa Fransa, İtalya’yı
2-0’la devirmeyi başarıyordu. Öte
yandan ilk turun flaş ekibi Dani-
marka, İspanya karşısında büyük
bir bozguna uğruyor ve Butrague-
no’nun dört gol attığı maçtan 5-1’lik
mağlubiyetle ayrılıyordu. Son kupa-
nın finalisti Federal Almanya, Fas’ı
son dakikalarda attığı tek golle zar
zor geçerken, Arjantin de komşusu
Uruguay’ı yine tek golle geçip son
sekize kalmıştı. Kalanmaçlardaysa
ev sahibi Meksika, Bulgaristan’ı
2-0; Brezilya, Polonya’yı 4-0 ve
İngiltere de Paraguay’ı 3-0 yenmeyi
başarmıştı.
Çeyrek finalin ilk günü olan 21 Hazi-
ran, adeta bir penaltılar günüydü.
Günün ilkmaçında Brezilya ile
Fransa 1-1 berabere kalmış ve
Fransızlar rakibini kupanın dışına
penaltılar sayesinde itmeyi başar-
mıştı. Benzer şekilde 120 dakikası
golsüz sona eren Meksika-Federal
Almanya eşleşmesinde de gülen
taraf, penaltı atışları sonucunda
Almanlar olmuştu. Çeyrek finalin
ve belki de kupa tarihinin en unu-
tulmaz maçıysa 22 Haziran’da Me-
xico City’nin ünlü Azteca Stadı’nda
oynandı. İngiltere ile Arjantin ara-
sındaki mücadelenin ilk yarısı gol-
süz bitmişti. İkinci yarı başladıktan
yaklaşık beş dakika sonraysa
Maradona’nın Valdano ile girdiği bir
verkaç sonrasında olanlar olacaktı.
Valdano’nun on sekiz içine şişirdiği
topa yükselen Maradona, ufacık bo-
Dünya Kupası Tarihi-5
Onur Erdem
ünya Kupası, sadece 16 yıl ara-
dan sonra tekrar Meksika’da
düzenleniyor ve Orta Amerika
ülkesi, bu büyük organizasyona
ikinci kez ev sahipliği yapan ilk
ülke oluyordu. Aslında 1986
Dünya Kupası’nın ev sahibi se-
çimi 1974’te yapılmış ve bu onura
lâyık görülen ülke de Kolombiya
olmuştu. Fakat turnuvanın
başlamasına yaklaşık üç buçuk
yıllık bir süre kala Kolombiya
devleti, organizasyon için gerekli
mâli yükümlülükleri yerine geti-
remeyeceklerini söyleyerek gö-
revden çekildiklerini açıklayınca
FIFA da 1970’te başarılı bir ev
sahipliği yapan Meksika’nın tec-
rübesine güvenerek kupanın
bir kez daha Aztek diyarında
düzenlenmesine karar vermişti.
Dört yıl önce olduğu gibi, 1986’da
da kupaya 24 takımkatılıyordu.
Ancak format yine değişmişti.
Bu sefer, üç takımlı dört gruptan
oluşan ikinci aşama kaldırılmıştı.
Bunun yerine ilk turda grupla-
D
Meksika 1986 - Maradona’dan sevgilerle
56
57
Maradona, Shilton’u eliyle
avladıktan kısa süre sonra
neredeyse bütün İngiliz
takımını çalımlayarak o
unutulmaz golünü atmıştı.
Maradona’nın
hikâyesi
1986, 1990 ve 1994 Dünya Kupaları,
Maradona’nın etrafında şekillenmişti.
1986’da Arjantin’i adeta tek başına
şampiyon yapan ve çoğu kişiye göre
tüm zamanların en iyisi seviyesine
gelen yıldız oyuncu, 1990’da bu kez
finalde kaybeden taraf olurken,
1994’teyse yasaklı madde kullanımı
nedeniyle Dünya Kupalarındaki
macerasına çok nahoş bir şekilde
noktayı koymak zorunda kalıyordu.