ABD 1994 - Brezilya hasreti bitirdi
utbolun yeterli popülariteyi bir
türlü yakalayamadığı ve genellikle
azınlık sporu olarak kabul edildiği
ABD’ye, futbolun en büyük orga-
nizasyonunun ev sahipliğinin ve-
rilmesi, turnuva öncesinde çokça
tartışılmıştı. Ancakmaçların hem
çok büyük hemde en üst düzey
kaliteye sahip statlarda oynan-
ması ve ABD’de hemen her ülke-
den göçmen bulunması nedeniyle
ortaya tüm zamanların seyirci or-
talaması en yüksek Dünya Kupası
çıkacak ve tümbu tartışmalar da
boşa gitmiş olacaktı.
ABDMillî Takımı da kupada bek-
lentilerin ötesinde bir performans
sergileyerek İsviçre, Kolombiya
ve Romanya ile birlikte yer aldığı
A Grubu’nda dört puanla üçüncü
sırayı alıp ikinci tura yükselmeyi
başaracaktı. Ancak bu grupta
ABD’nin kazandığı tekmaç olan
Kolombiya karşılaşması, sonra-
sında vuku bulacak bir olay nede-
niyle kupanın tarihine kara bir
leke olarak da geçecekti. Söz
konusu ABD-Kolombiya maçında
ABD sahadan 2-1 galip ayrılırken
ev sahibi ekibin ilk golünde ters
bir vuruşla kendi ağlarını hava-
landıran Kolombiyalı Andres
Escobar, takımının -biraz da bu
golün de etkisiyle- ilk turda
elenmesinin ardından döndüğü
ülkesinde tabancayla vurularak
öldürülmüştü. Cinayeti işleyen
kişinin Kolombiyalı ünlü bir uyuş-
turucu kartelinin fedailerinden
biri olması, akıllara mafya ve
bahis ilişkisini getirdiyse de konu
hiçbir zaman açıklığa kavuşturu-
lamadı. Hatta Escobar’ın basit bir
tartışma sonucunda öldürüldü-
ğünü ve bunun kendi kalesine
attığı golle bir alâkasının olmadı-
ğını savunanlar dahi oldu.
Kupada ilk turun bir diğer önemli
ayrıntısıysa Diego Maradona’nın
yasaklı madde kullanması
nedeniyle turnuvadanmen
edilmesiydi. 1991 yılının başında
kokain kullandığı için bir buçuk
yıllık ceza alan Maradona, Arjan-
tin Millî Takımı’naysa Dünya
Kupası’ndan kısa bir zaman önce
geri dönmüştü. Fakat turnuvada,
Yunanistan’ı 4-0 yendikleri maçta
müthiş oynayıp bir de gol atan, Ni-
jerya’yı 2-1 mağlup ettikleri ikinci
F
maçta da güzel oyununu sürdüren
Maradona’dan bu ikinci maç sonra-
sında alınan örneklerde yasaklı sta-
tüsündeki nefes açıcı bir ilaç olan
Ephedrine’e rastlanmıştı. Dünya
futbolunun gelmiş geçmiş en büyük
yıldızlarından biri, belki de birincisi,
böylece Dünya Kupası kariyerini
olabilecek en kötü senaryolardan
biriyle sonlandırmış oluyordu.
Olaylı bu iki gruptan ilkinden
Romanya, İsviçre ve ABD, ikincisin-
dense Nijerya, Bulgaristan ve
Arjantin ikinci tura yükselmişlerdi.
Bunların haricinde B Grubu’nda
Brezilya ile İsveç, Rusya ve Kame-
run’u, C Grubu’nda Almanya ile İs-
panya da Güney Kore ve Bolivya’yı
geride bırakarak ikinci tur vizesi al-
mışlardı. Rusya’nın Kamerun’u 6-1
yendiği grupmaçıysa iki ayrı rekora
sahne oldu. Bunların ilkinde, Rus
golcü Oleg Salenko, attığı beş golle
kupa tarihinin bir maçta en çok gol
atan oyuncusu olurken, ikincisin-
deyse Kamerun’un tek sayısını
kaydeden Roger Milla 42 yaşında bu
sevinci yaşayarak kupa tarihinin en
yaşlı golcüsü unvanını ele geçirdi.
İlk turun en ilginç grubuysa hiç
kuşkusuz E Grubu’ydu. İtalya,
İrlanda, Norveç ve Meksika’nın yer
aldığı grupta maçlar bittiğinde dört
takımın da dörder puanı ve sıfır
averajı vardı. Böylece sıralamayı
atılan gol sayısı belirledi ve Norveç
son sırada kalarak elenen taraf
oldu. F Grubu’ndaysa turnuvanın
sürprizlerinden birine imza atan
Suudi Arabistan, Belçika ve Hollan-
da’yla birlikte üst tura çıkarken
Fas son sırada kalıyordu.
İkinci tur maçlarında Maradona’sız
Arjantin, Romanya’ya 3-2 ile boyun
eğerken, son şampiyon Almanya,
Belçika’yı aynı skorla geçmeyi ba-
şardı. Brezilya, ev sahibi ABD’yi tek
golle saf dışı bırakırken İsveç, Suudi
Arabistan’ı 3-1, İspanya, İsviçre’yi
3-0, Hollanda, İrlanda’yı 2-0mağlup
etti. İtalya, Nijerya’yı uzatmalarda
2-1’le geçerken, normal süresi 1-1
sona eren Meksika-Bulgaristan
mücadelesindeyse çeyrek final
vizesi penaltılar sonucunda Balkan
ekibinin oldu.
Çeyrek finallerde turnuvanın en
büyük sürprizlerinden biri gerçek-
leşecek ve son şampiyon Almanya,
Bulgaristan engeline takılarak
turnuvaya veda edecekti. Üstelik
Almanya maçın ikinci yarısının
başlarında Matthaeus’un penaltı-
sıyla 1-0 öne de geçmişti. Ancak
75. dakikada Stoichkov’un frikikten
attığı gol ve bundan üç dakika sonra
da Letchkov’un güzel bir kafa vuru-
şuyla ağları havalandırması sonra-
sında Almanlar 16 yıl aradan sonra
ilk kez ilk dördün dışında kalıyordu.
İtalya da İspanya’yı yine 2-1’le
geçmeyi başarırken, Brezilya ile
Hollanda’yı karşı karşıya getiren
mücadeleyse belki de turnuvanın
en keyifli maçı oluyor ve Brezilya,
2-0 öne geçmesine karşın bir ara
2-2’ye gelenmüsabakada rakibini
son dakikalarda Branco’nun frikik
golüyle 3-2 devirerek yarı finale
yükseliyordu. Romanya-İsveç kar-
şılaşması da benzer bir heyecan
fırtınasına sahne olmuş ve normal
süre içinde İsveç, uzatmalarda da
Romanya öne geçmesine karşın
120 dakika 2-2 sona ermiş, penaltı-
lardaysa İsveç rakibine 5-4 üstün-
lük sağlayarak adını son dörde
yazdırmıştı.
İtalya’yı Nijerya ve İspanya maçla-
rında galibiyete taşıyan gollere
imzasını atan Roberto Baggio, yarı
finalde de boş durmuyor ve Bulga-
ristan filelerine iki gol göndererek
takımınınmaçtan 2-1 galip ayrıl-
masında ve finale kalmasında
başrolü oynuyordu. Yarı finalin diğer
mücadelesindeyse Brezilya, grup
maçlarında berabere kaldığı İsveç
karşısında bir kez daha zorlansa da
son dakikalarda golcüsü Romario
ile kilidi açıyor ve finalde İtalya’nın
rakibi oluyordu.
İsveç ile Bulgaristan arasındaki
üçüncülükmaçı belki de turnuvada
o güne dek oynanan en tuhaf üçün-
cülükmüsabakasıydı. Bulgarlar,
İtalya maçı sonrasında kafaca adeta
tatile çıkmış gibiydiler ve bunun
neticesinde 40 dakika içinde
kalelerinde tamdört gol gördüler.
Bundan sonra İsveçlilerin de işi
rölantiye almasıyla birlikte maç 4-0
sona erdi. İsveçliler üçüncülüğe se-
vinirken Bulgarlar ise Stoichkov’un
altı golle gol krallığını Salenko ile
paylaşmasına gururlanacaklardı.
Brezilya ile İtalya, 1970’ten sonra bir
kez daha bir Dünya Kupası finalinde
kozlarını paylaşıyorlardı ancak
24 yıl önceki o leziz finalden eser
yoktu. Aksine, dört yıl önce oyna-
nan Almanya-Arjantin finalinden
bile daha sıkıcı olabilecek bir fut-
bolsuzluk gösterisi vardı ortada.
Üstelik bu futbolsuzluğa 90 dakika
da yetmemiş, maçı seyredenmil-
yarı aşkın kişi 120 dakika boyunca
bir kör dövüşü izlemek zorunda
kalmıştı. Nihayet 120 dakikadan da
sonuç alınamadı ve tarihte ilk kez
bir Dünya Kupası finalinde netice
penaltılarla belirlendi. Kullandığı
beş penaltıdan sadece ikisini gole
çevirebilen İtalyanların böylelikle
teslimbayrağını çekmesiyle birlikte
de Brezilya mutlu sona ulaştı ve
Dünya Kupası’nı dördüncü kez
havaya kaldıran ilk ülke oldu.
Finalin en dramatik anıysa, o ana
kadar attığı gollerle İtalya’yı adeta
tek başına finale taşımış olan
Roberto Baggio’nun, maçı bitiren
penaltı atışında topu üstten auta
göndermesiydi.
63
62