TamSaha Dergisi - 136 - page 74-75

Galatasaray’da oynadığın dö-
nemde ters giden şey neydi?
Aslında bu saydığınız isimlerin
hepsi çok iyi oyuncular. Hemen
hepsi AMillî Takım’da forma giydi
ve halen giyiyor. Benim onlarla
beraber oynadığımdönemde
dezavantajım sadece şuydu; onlar
bulundukları takım itibariyle bana
göre daha üst seviyedeydi. Ben o
dönem 2. Lig B Kategorisi’nden
Bucaspor’dan katılıyordum onla-
rın arasına. Ve takımımda da
oynuyor, oynamıyor pozisyonun-
daydım. Yani aramızda çok büyük
fark vardı. Ama ben bunu biraz
avantaja çevirdim ilerleyen yıl-
larda. Bir yere gidemedim. Trans-
fer söylentileri çok oldu ama ayrı-
lamadımbir türlü. Kalmamda bir
bakıma hayırlı oldu. Şampiyon-
luklardan sonra Galatasaray’a
transfer oldum. Galatasaray’da
belki de bu ilk söylediğim olayın
dezavantajını yaşadım. O seviye-
deki atmosferde oynamamış
olmak, o yoğun tempo içerisinde
daha önce tecrübemin olmaması
belki de bana zaman kaybettirdi
hatta beni geriye bile attı. Bu çok
değişken bir durum. Kural olarak
koyamayız bazı şeyleri. Bugün alt
ligden gelen bir oyuncu, direkt
olarak forma giyebiliyor. Takımda
işlerin yolunda gitmesi, genç
oyuncununmevkiinde iyi oyna-
ması gibi şeyler olabiliyor. Mesela
Şener Özbayraklı buna çok iyi
örnek. Bursaspor’a gittiğinde
sürekli oynama şansı buldu ve
Fenerbahçe’ye transfer oldu. Ama
tabiî biraz da oyuncunun yapısıyla
alâkalı. Oyuncunun kendisini ta-
nıması gerekiyor. Çok zor kararlar
oluyor. “Bu fırsat bir daha gelir
mi? Gelmez mi?” düşüncesine ka-
pılabiliyor insan. Güzel bir teklif,
çok onore edici. Hayatı boyunca
belki bir kez karşılaşabileceği bir
şey insanın. Çoğu oyuncunun da
karşılaşamayacağı bir durum.
Bunu geri çevirmek de bir yandan
riskli bir durum. Artık orada bazı
şeyler içinden geldiği gibi hareket
etmeye kalıyor…
Konyaspor’a transfer olduktan
sonra orada neler yaşadın?
Aslında Galatasaray’dan Konya-
spor’a gitmem tamamen Galata-
saray’da yaşadığım şanssızlıktan
kaynaklandı. O sezon başında
UEFAmaçında hiç olmayacak bir
sakatlıkla karşılaştım. Bu benim
dört ayıma mâloldu. 4 ay sonunda
da tam iyileştiğim zaman Rijkaard
görevi bıraktı; yerine Hagi geldi.
Benim oynadığımbölgeye birkaç
transfer oldu. Stancu filan geldi.
Kendimi toparlamama rağmen
forma şansı biraz daha yeni gelen
oyunculardan yanaydı. Dört ay da
kaybetmiştim. En azından biraz
oynayarak bu boşluğu kapatmak
istemiştimkiralık gitme anla-
mında. Hocayla bunu konuştum.
Kendisi de sıcak baktı. Ben de ki-
ralık kulüp olarak neresi olabilir
diye düşündüm. Hatta Bucaspor’a
dönme ihtimalimvardı. Bucaspor
o zaman Süper Lig’deydi. Ancak
olmadı ve Konyaspor’a gittim.
Ama Konyaspor’da bir hatıram
yok. Orada da şanssızlıklar devam
etti. İki defa fibula kemiğimkırıldı
yarım sezonda. O zamanları dü-
şününce, Bucaspor’dan ayrılıp
Galatasaray’a geldiğim ilk senem
yok; kayıp…
Karabükspor’da da pek parlak
olmayan bir dönemin var…
“Kendini çok geliştirdi, müthiş bir çıkış
içerisinde” diye yorumlar yapıldığını
görüyorum. Evet, bazı konularda
kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum.
Ama aslında bana sakatlıklar engel
oldu. “Eskiden oynuyordu başarısızdı;
şimdi oynuyor başarılı” anlamı
çıkmasın. Bu algı çok yanlış.
Bucaspor’a dönmek hayatımın aslında
çok önemli bir noktası… Bugünlerde çok
mutlu olmamın temeline döneceğimyer
orası… Galatasaray’da şampiyonluk
yaşamışım ama çok anlam
yükleyemiyorumbu duruma. Çünkü
neden? Ben futbol oynayamadım.
Sait Hocambana “Bazen daha uzağa
sıçramak için bir adımgeri atmak
gerekir” demişti. Bucaspor’a döndüm.
“Acaba bir daha şampiyonluk olur mu?”
dedimkendi kendime. Nitekim oluyordu
da az kalsın… O gün, orada verdiğim
karar, hayatımın en doğru
kararlarından birisi oldu.
Güzel geçirdiğim sezondan sonra birkaç
Süper Lig takımından teklif almıştım.
Ama kendime kabul ettiremediğimbir
durumvardı. Çünkü bir daha gidip, bir
daha yapamazsamya da bir aksilikle
karşılaşırsam toparlamam zor olabilirdi.
Çok doğru bir hamle yapmam
gerekiyordu.
Cihat Arslan, beni İBB’ye istedi. “Ben
İBB’ye gideceğim. Kadrosumükemmel.
Bu takımla Süper Lig’i yakalarım”
dedim. Bu şekilde bir transfer oldu.
Güzel bir şampiyonluk yaşadık. Rahat
bir şampiyonluk. Kendime güvenim çok
yükseldi. Çünkü oynayarak şampiyon
oldum.
Abdullah Hocanın buraya transferi ve
bize aşıladığı doğru futbol, birlikte
futbol, benim futbol anlayışımı çok
değiştirdi. Öyle bir şey oldu ki, maçları
izleme şeklimiz bile değişti. Çünkü
sahada ne olması gerektiği bize empoze
edildi. Yaşadığımız başarılar kesinlikle
şans değil.
74
75
eninkisi geç açılmış bir golcü hikâyesi gibi
duruyor. 2006’da parlayan bir oyuncu ola-
rak Ümit Millî Takım’da Volkan Babacan,
Emre Güngör, Can Arat, Mehmet Topal,
Burak Yılmaz, Selçuk İnan, Uğur Uçar, Fer-
hat Öztorun, Bekir İrtegün, Mehmet Çakır,
Sabri Sarıoğlu, Olcan Adın, Ceyhun Gülse-
lam, Serdar Kurtuluş, Özer Hurmacı, İlhan
Parlak, Nuri Şahin, Mevlüt Erdinç gibi oyun-
cularla forma giyiyor ve umut bağlanan bir
golcü olarak gösteriliyorsun. Lâkin Galata-
saray’a transfer şansı bulsan bile beklenen
patlamayı yapamıyorsun. Bu röportajın te-
ması da yetenekli bir oyuncunun neden bu
kadar geç parlayabildiği olsun istiyorum.
S
Emre Belözoğlu bence 1 numara. Çok
zeki. Süper bir futbolcu. Oyunun iki
yönünde de var. Her defans onunla
oynamak ister. Her orta saha yanında
Emre Belözoğlu olsun ister. Her golcü
arkasında böyle bir futbolcu olsun ister.
Çin çok önemli oyuncuları alıyor.
Dünyada söz sahibi olmaya çalışıyorlar.
Ama bu şekilde olamazlar gibi geliyor
bana. Giden oyuncu saadeti bulur belki
de onlar o şekilde bulamaz saadeti.
Ülkenin potansiyelinde yetenek yoksa
dışardan devşirerek bu işi
başaramazsın.
1...,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,72-73 76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95,...128
Powered by FlippingBook