86
Taylandlı sabık başbakan
ile kan uyuşmadı
Manchester City’ye ilk büyük yatı-
rım, Tayland’dan gelecekti. Aynı
zamanda Siyamülkesinin eski baş-
bakanlarından olanmilyarder işa-
damı Thaksin Shinawatra, Haziran
2007’de 80milyon sterlin bedel kar-
şılığında kulübün yeni sahibi ol-
muştu. Takımın başına Sven-Göran
Eriksson getirilirken, transferde de
Elano, Rolando Bianchi, Vedran Cor-
luka, Geovanni ve Valeri Bojinov gibi
o dönem için önemli ve pahalı isim-
ler kadroya katılmıştı. Ancak bunlar
takımın bir anda uçuşa geçmesi için
yeterli olmadı. Önceki sezon kü-
mede kalma mücadelesi vererek ligi
14. sırada tamamlayan takımbu kez
orta sıralarda kendisine yer bulabil-
miş ve dokuzunculukla yetinmişti.
Elbette henüz 10 sene öncesinde
üçüncü kademede oynayan bir ta-
kımın Premier Lig’de kalıcı olacak
bir noktaya gelmesi de önemliydi
ama City’nin potansiyelinin far-
kında olan taraftarlar çok daha faz-
lasını bekliyordu.
Beklentilerin bu şekilde gitgide art-
masının yanı sıraThaksin Shina-
watra’nın Tayland’da yolsuzluk
yüzünden ülkesindeki mal varlığına
tedbir konulması, City ile Shina-
watra arasındaki ilişkinin bitmek
üzere olduğunu işaret etmekteydi.
Nitekim 2008 Ağustos’unda bekle-
nen devir gerçekleşti ve kulüp,
Birleşik Arap Emirlikleri’nden Abu
Dhabi Group’a 200milyon sterlin
karşılığında satıldı. İlk bakışta el-
bette ki bu alışverişten en kârlı
çıkan taraf olarak Shinawatra gözü-
küyordu. Öyle ya, 14 aylık bir süre
içerisinde aldığını yüzde 150 kârla
satmıştı. Ancak çok geçmeden gö-
rülecekti ki Manchester City de Abu
Dhabi Group tarafından alınmanın
keyfini sürecekti.
Abu Dhabi Group
devreye giriyor,
şampiyonluk geliyor
Söz konusu devir-teslim, yaz trans-
fer döneminin son gününde ger-
çekleştiğinden City’nin yeni yöne-
timi 2008-2009 sezonu için yeterli
yatırımı yapamamıştı ve bunun so-
nucunda takım sezonu yine orta sı-
ralarda bitirdi. Fakat 2009-2010
sezonu yaz transfer döneminde 120
milyon sterlin civarı bir harcamaya
girişiyor ve kadroya Carlos Tevez,
Emmanuel Adebayor, Patrick Vieira,
Joleon Lescott, Gareth Barry, Roque
Santa Cruz ve Kolo Toure gibi isim-
leri katıyordu. Manchester City
bunun sonucunda orta sıralardan
kurtulup zirveyi zorlayan bir takım
haline gelirken sezonu da beşinci
sırada, Şampiyonlar Ligi barajının
sadece üç puan gerisinde bitirdi.
Elbette yatırımlar bununla da bit-
medi. 2010-2011 sezonu öncesinde
de transfer harekâtında 150milyon
sterline yakın harcama yapılarak
Yaya Toure, David Silva, Edin Dzeko,
Mario Balotelli, Jerome Boateng,
Aleksandar Kolarov’un da arala-
rında bulunduğu yıldızlar, Manc-
hester şehrininmavi yakasına
getirildi. Kadro kalitesi yükseldikçe
takımın başarısı da artmaktaydı ve
takım ligi üçüncü sırada bitirerek
hem son 33 sezonun en iyi derece-
sini elde etti hemde tarihinde ilk
kez Şampiyonlar Ligi’nde oyna-
maya da hak kazandı.
Şampiyonlar Ligi’nde de oynanacak
olması sayesinde Arap patronlar
“yallah tazyik” diyerek para mus-
luklarının aynı tazyikle akmasını
sağlarken City bu kez de 2011-12
sezonu öncesinde 100milyon ster-
lin civarı bir para harcıyor, bunun 40
milyonunu Sergio Agüero’ya vere-
rek de bu oyuncunun kulüp tarihi-
nin en pahalı ismi olmasına yol
açıyordu. Agüero’nun yanı sıra Ar-
senal’dan alınan Samir Nasri ve
Gael Clichy de dönemin diğer büyük
transferleriydi. Ne var ki bu yatı-
rımlara karşın Şampiyonlar Ligi’nde
istenen sonuç alınamayacak ve
takım ilk tur gruplarında Bayern
Münih ve Napoli’nin ardında kala-
rak UEFA Avrupa Ligi’ne geçiş ya-
pacaktı. Buradaysa Porto’yu saf dışı
bırakmasına rağmen bir başka Por-
tekiz ekibi Sporting tarafından ele-
necekti.
Avrupa’daki bu başarısızlığın telafi-
siyse ligde gerçekleşecekti. Sezo-
nun son haftasında Queens Park
Rangers’ı Agüero’nun son dakika
golüyle mağlup eden ve bu sayede
ezeli rakibi Manchester United’ı ge-
ride bırakarak şampiyonluğa ulaşan
Manchester City, belki de son yıl-
larda Avrupa futbolundaki en unu-
tulmaz sezon finalinin kahramanı
oluyor ve 44 yıllık şampiyonluk
hasretine de son veriyordu.
Ne Mancini ne de
Pellegrini…
Tarihi başarının gelmesi sonra-
sında, o ana kadar zaten çok fazla
harcama yapılmış olmasının da et-
kisiyle, Manchester City yönetimi
2012-13 sezonu öncesinde trans-
ferde fazla hareketlilik yaşamamayı
tercih etti. Lâkin Şampiyonlar Li-
gi’nde bu sefer galibiyet bile alına-
mıyor ve grupta son sırada
kalınarak Avrupa macerası ilk
turda son buluyordu. Sezon so-
nunda ligde de ikinci sırada kalı-
nınca fatura bu kez üç buçuk yıldır
takımın başında olan Roberto Man-
cini’ye kesilecek ve İtalyan teknik
adamla yolların ayrılmasının ardın-
dan takımda yeni sezon öncesinde
Şilili Manuel Pellegrini’ye emanet
edilecekti.
Pellegrini yönetiminde çıkacağı
yeni sezona da 90milyon sterlinlik
transfer harcamasıyla giren Manc-
hester City, bir önceki sezona
kıyasla çok daha iyi günler geçire-
cekti. Ligde yeniden şampiyonluğa
ulaşan Maviler, lig kupasını da ka-
zanırken, Şampiyonlar Ligi’ndeyse
bu kez gruptan çıkıyor fakat ikinci
turda Barcelona engeline takılı-
yordu. 2014-15 sezonuna gelindi-
ğindeyse artık kulüp gözünü iyiden
iyiye Şampiyonlar Ligi şampiyonlu-
ğuna çevirmişti. Gelgelelim transfer
harcamaları hanesine 85 milyon
sterlin daha eklenmesine karşın
takımbir kez daha ikinci turda Bar-
celona tarafından saf dışı bırakıla-
cak, ligdeyse Chelsea’nin gerisinde
kalarak ikincilikle yetinecekti.
Yaşanan bu hayal kırıklığının ardın-
dan City’de Pellegrini’nin de suyu-
nun ısınmaya başladığını söylemek
yanlış olmayacaktı. Hatta kulübün,
Real Madrid’den ayrılan Carlo An-
celotti ile görüştüğüne dair dediko-
dular da çıkmaktaydı. Bazı kaynak-
larsa Manchester City’nin başkanı
Haldun El Mübarek’in Bayern Münih
Teknik Direktörü Josep Guardiola
için uygun zamanı beklediğini iddia
etmekteydi. Pellegrini’nin halefi
olma hususunda favori gösterilen
bir diğer isimse Jürgen Klopp’tu.
Hayallerdeki isimGuardiola
Bu huzursuzluğa karşın City yöne-
timi 2015 yazında transferde yine
bonkör davranacaktı. 150milyon
sterlin harcayarak bu alandaki
kulüp rekorunu kıran City, Kevin De
Bruyne’e ödediği 55 milyon sterlinle
de bir başka kulüp rekorunu tarihe
gömüyordu. Şampiyonlar Ligi’nde
nihayet grubundan lider çıkan ve
ikinci turda da ilk kez müspet bir
kura çekerek Dinamo Kiev ile eşle-
şen Manchester ekibi, bu alanda ta-
raftarlarını ve yönetimini tatmin
etmeye başlamıştı. Fakat bu sefer
87
City’nin çehresi Abu Dhabi Gruop tarafından satın alındıktan sonra değişti.
City’nin 44 yıllık şampiyonluk hasretini bitiren
en önemli aktörlerin başında Agüero geliyor.
