Previous Page  56-57 / 156 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 56-57 / 156 Next Page
Page Background

Belçika sonmaçını Almanya ile

deplasmanda oynarken, ay-yıldızlı-

lar iç sahada Azerbaycan’ı konuk

edecekti. Bu durumda Türkiye’ye

alacağı bir galibiyet yanında

Belçika’nın Almanya’da yaşayacağı

puan kaybı yetecekti.

Söz konusu karşılaşmalar gelip çat-

tığında ilk olarak Almanya-Belçika

maçında Mesut Özil, 30. dakikada

Almanya’dan çok Türkiye’yi sevin-

diren golü Belçika filelerine bırakı-

yordu. Henüz Türkiye-Azerbaycan

maçında gol çıkmamıştı ama karşı-

laşmaların böyle bitmesi halinde

bile Türkiye, Belçika’yı ikili averajda

geride bırakarak grupta ikinci sırayı

alabilecekti. Üç dakika sonra Andre

Schürrle farkı ikiye çıkardığındaysa

Belçika’nın şansı iyice azalıyordu.

İlk yarılar sonra erdiğinde

Almanya’nın 2-0’lık üstünlüğü

varken, Türkiye-Azerbaycan

maçındaysa golsüz eşitlik sürmek-

teydi. İkinci yarıların başında Mario

Gomez, üçüncü Almanya golünü

Belçika filelerine gönderdiğindeyse

Belçika’nın artık tek umudu,

Azerbaycan’ın Türkiye’yi mağlup

etmesine bağlanmıştı. Ancak 60.

dakikada Millî Takımımız Burak Yıl-

maz’la 1-0 öne geçince resim iyice

netleşmişti. Bitime dört dakika kala

Marouane Fellaini’nin attığı golse

Belçika’nın herhangi bir işine yara-

mayacak ve maçların Almanya’nın

3-1, Türkiye’nin de 1-0’lık galibiyetle

tamamlanması üzerine millîlerimiz

grupta ikinci sırayı alarak play-off’a

kalma hakkını elde edecekti.

İlkmaçtan tükenen

umutlar

Millî Takımımız ile Hırvatistan son

olarak EURO 2008 çeyrek finalinde

karşı kaşıya gelmiş ve uzun yıllar

boyu hafızalardan silinmeyecek bir

maça imza atmışlardı. Söz konusu

maçta 90 dakika golsüz sona erdik-

ten sonra uzatmalara geçilmiş ve

yarım saatlik bu bölümde son daki-

kaya girilmek üzereyken Hırvatis-

tan Ivan Klasnic ile golü bularak yarı

final kapısını ardına kadar arala-

mıştı. Ancakmillîerimiz, uzatma-

lara eklenen duraklamaların

sonunda, belki de maçın son sani-

yesinde Semih Şentürk’le beraber-

lik golünü atarakmaçı penaltılara

taşımış ve burada da rakibine üs-

tünlük sağlayarak adını yarı finale

yazdıran taraf olmuştu. Ne var ki,

bu turnuvanın sonrasında Millî Ta-

kımımızın performansı genel olarak

düşerken, Hırvatlar ise iyi çizgilerini

korumuş ve play-off eşleşmesinde

de daha çok şans tanınan taraf

haline gelmişti.

İstanbul’da 11 Kasım’da oynanan ilk

karşılaşmada da Hırvatlar adeta

maça golle başlıyordu. İkinci daki-

kada soldan Vedran Corluka ile

gelişen atakta Corluka, Gökhan

Gönül’den sıyrılıp ceza sahasına gi-

riyor ve yerden ortasına ön direkte

Mario Mandzukic dokunamasa da

hemen onun arkasında bitiveren

Ivica Olic topu ağlara gönderiyordu.

32. dakikaya gelindiğindeyse bu kez

sağ kanattan Darijo Srna ortasını

yapacak ve arka direkteki Mario

Mandzukic iyi yükselerek skoru

2-0’a getiren golü kaydedecekti.

180 dakikalıkmücadele, neredeyse

ilk yarım saatte bitme noktasına

gelmişti. Son derece ahenksiz ve

organizasyondan uzak bir görüntü

içinde olan Millî Takımımız, bir türlü

toparlanıp skor dezavantajını orta-

dan kaldırması için gerekli olan ça-

bayı ortaya koyamazken, Hırvatlar

da 2-0’ın verdiği rahatlıkla maçı

yavaş yavaş rölantiye almaya baş-

lamıştı. İlk yarı 2-0 Hırvatistan le-

hine tamamlanırken, 51. dakikada

sağ kanattan Darijo Srna’nın kul-

landığı duran topta bu kez ön

direkte Vedran Corluka kafayı

vuruyor ve Hırvatistan farkı üçe

çıkartıyordu. Kalan süre daha çok

bir orta alanmücadelesi şeklinde

geçerken başka gol gelmiyor ve

Hırvatistan evine, turu hemen

hemen geçmiş bir biçimde dönü-

yordu. 15 Kasım’daki rövanş da,

tıpkı ilkmaçın son 40 dakikasında

olduğu gibi, millîlerimizin neticeyi

kabullendiği ve düşük tempoda oy-

nanan bir maç oluyordu. Bunun so-

nucunda da müsabakada çok kayda

değer bir gelişme yaşanmıyor ve 90

dakika golsüz sona eriyordu. Böy-

lece Hırvatistan, EURO 2008 çeyrek

finalinin acısını az da olsa dindire-

rek EURO 2012’deki yerini almıştı.

56

57

kafa vuruyor, doksana giden top

kaleci Volkan Demirel’in de müda-

halesi sonucu direkten dönse de

pozisyonu iyi takip eden Miroslav

Klose topu tamamlayarak

Almanya’yı 1-0 öne geçiriyordu.

Millîlerimiz, maçtaki en önemli fır-

satını ikinci yarının başlarında ya-

kalıyor ancak altı pas üzerinde

kaleci Manuel Neuer ile karşı kar-

şıya kalan Halil Altıntop, topu

Neuer’e nişanlıyordu. 79. dakika-

daysa Lahm’ın pasında Türkiye

ceza sahasına giren Mesut Özil,

topu yerden köşeye plaseleyerek

farkı ikiye çıkartıyordu. Millî Takı-

mımız, bu golden sonra oyun

disiplinini iyice kaybederken 87.

dakikada Volkan Demirel’in kendi-

sine gelen bir geri pasına yaptığı

gelişigüzel vuruşta araya giren

Klose, topu kapıp ceza sahasına gi-

riyor ve Volkan’ın yanından üçüncü

kez fileleri havalandırıyordu. Böy-

lece Almanya maçı 3-0 kazandı ve

grubun zirvesinde de yalnız kaldı.

Millîlerimiz bumaçtan sonraysa

adeta serbest düşüşe geçmiş ve

dört gün sonra da Azerbaycan’a

Bakü’de 1-0mağlup olmuştu.

Azerilerin tek golü, Reşad Sadı-

qov’dan gelmişti.

Türkiye’nin iki maçlıkmağlubiyet

serisi, 29 Mart’ta Avusturya karşı-

sında sona erecekti. Millîlerimiz,

28. dakikada sol kanattan ceza sa-

hasına giren Arda Turan’ın sağ aya-

ğıyla yerden çektiği şutun ağlarla

buluşması sonucunda 1-0 öne ge-

çerken, 78. dakikada da Gökhan

Gönül sağ tarafta on sekizin köşe-

sinde topla buluşur buluşmaz topu

soluna çekip savunmayı ekarte edi-

yor ve yerden yakın köşeye çektiği

şutta fileleri havalandırarakmaçın

2-0 Millî Takımımız lehine sonuç-

lanmasını sağlıyordu. Böylece puan

durumunda Almanya beş maçta 15

puanla zirvede yer alırken, Belçika

altı karşılaşmada topladığı 10 pu-

anla ikinci, Türkiye ise beş maçtaki

dokuz puanıyla üçüncü sıradaydı.

Avusturya’nınsa beş karşılaşmada

yedi puanı bulunuyordu.

İkincilik yolunda

zorlumücadele

Millîlerimiz 3 Haziran’daysa Bel-

çika’ya konuk oluyordu. Marvin

Ogunjinmi maçın henüz başlarında

ev sahibi ekibi öne geçirdiyse de

22. dakikada Burak Yılmaz bu gole

cevap veriyor ve karşılaşma 1-1

sona eriyordu. 2 Eylül’e gelindiğin-

deyse Millî Takımımız Kazakistan

karşısında ölüp ölüp dirilmesine

rağmen 90+6’da Arda Turan,

ay-yıldızlılara 2-1’lik galibiyeti ve

üç puanı getiren golü atmayı başar-

mıştı. Türkiye’nin ilk golü Burak Yıl-

maz’dan gelirken, Kazakistan adına

ağları havalandıran isimse Ulan Ko-

nisbaev olmuştu. Bu sonuçlarla bir-

likte, son iki maça girilirken bir maç

eksiği olan ikinci Türkiye ile arasın-

daki puan farkı 11 olan Almanya,

finallere katılmayı da garantilemiş

oluyordu.

Avusturya ile Millî Takımımız ara-

sında 6 Eylül’de Viyana’da oynanan

karşılaşma golsüz berabere bite-

cekti. 7 Ekim’deyse Almanya’yı, İs-

tanbul’da konuk ediyorduk. Ancak

bumaçta da güçlü rakibimiz karşı-

sında varlık göstermekte zorlanı-

yorduk. Almanlar karşılaşmanın ilk

yarısını, 35. dakikada Mario Go-

mez’in golüyle 1-0 önde kaparlar-

ken, 66’daThomas Müller ile 2-0’ı

bulmuşlardı. Her ne kadar millîleri-

miz 79’da Hakan Balta ile farkı bire

indirdiyse de 86’da Bastian

Schweinsteiger penaltıdan, maçı

Almanya’nın 3-1 kazandığını ilân

eden golü atıyordu.

Böylece sonmaçlara girilmeden

önce Almanya 27 puanla liderliğini

kesinleştirmiş ve eleğini çoktan

asmış durumdaydı. Belçika da 15

puanla ikinci sıraya tırmanmıştı.

Millî Takımımızınsa 14 puanı bulu-

nuyordu. Ancak yine de millîlerimiz

biraz daha avantajlı sayılırdı zira