![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0029.jpg)
Belçika sonmaçını Almanya ile
deplasmanda oynarken, ay-yıldızlı-
lar iç sahada Azerbaycan’ı konuk
edecekti. Bu durumda Türkiye’ye
alacağı bir galibiyet yanında
Belçika’nın Almanya’da yaşayacağı
puan kaybı yetecekti.
Söz konusu karşılaşmalar gelip çat-
tığında ilk olarak Almanya-Belçika
maçında Mesut Özil, 30. dakikada
Almanya’dan çok Türkiye’yi sevin-
diren golü Belçika filelerine bırakı-
yordu. Henüz Türkiye-Azerbaycan
maçında gol çıkmamıştı ama karşı-
laşmaların böyle bitmesi halinde
bile Türkiye, Belçika’yı ikili averajda
geride bırakarak grupta ikinci sırayı
alabilecekti. Üç dakika sonra Andre
Schürrle farkı ikiye çıkardığındaysa
Belçika’nın şansı iyice azalıyordu.
İlk yarılar sonra erdiğinde
Almanya’nın 2-0’lık üstünlüğü
varken, Türkiye-Azerbaycan
maçındaysa golsüz eşitlik sürmek-
teydi. İkinci yarıların başında Mario
Gomez, üçüncü Almanya golünü
Belçika filelerine gönderdiğindeyse
Belçika’nın artık tek umudu,
Azerbaycan’ın Türkiye’yi mağlup
etmesine bağlanmıştı. Ancak 60.
dakikada Millî Takımımız Burak Yıl-
maz’la 1-0 öne geçince resim iyice
netleşmişti. Bitime dört dakika kala
Marouane Fellaini’nin attığı golse
Belçika’nın herhangi bir işine yara-
mayacak ve maçların Almanya’nın
3-1, Türkiye’nin de 1-0’lık galibiyetle
tamamlanması üzerine millîlerimiz
grupta ikinci sırayı alarak play-off’a
kalma hakkını elde edecekti.
İlkmaçtan tükenen
umutlar
Millî Takımımız ile Hırvatistan son
olarak EURO 2008 çeyrek finalinde
karşı kaşıya gelmiş ve uzun yıllar
boyu hafızalardan silinmeyecek bir
maça imza atmışlardı. Söz konusu
maçta 90 dakika golsüz sona erdik-
ten sonra uzatmalara geçilmiş ve
yarım saatlik bu bölümde son daki-
kaya girilmek üzereyken Hırvatis-
tan Ivan Klasnic ile golü bularak yarı
final kapısını ardına kadar arala-
mıştı. Ancakmillîerimiz, uzatma-
lara eklenen duraklamaların
sonunda, belki de maçın son sani-
yesinde Semih Şentürk’le beraber-
lik golünü atarakmaçı penaltılara
taşımış ve burada da rakibine üs-
tünlük sağlayarak adını yarı finale
yazdıran taraf olmuştu. Ne var ki,
bu turnuvanın sonrasında Millî Ta-
kımımızın performansı genel olarak
düşerken, Hırvatlar ise iyi çizgilerini
korumuş ve play-off eşleşmesinde
de daha çok şans tanınan taraf
haline gelmişti.
İstanbul’da 11 Kasım’da oynanan ilk
karşılaşmada da Hırvatlar adeta
maça golle başlıyordu. İkinci daki-
kada soldan Vedran Corluka ile
gelişen atakta Corluka, Gökhan
Gönül’den sıyrılıp ceza sahasına gi-
riyor ve yerden ortasına ön direkte
Mario Mandzukic dokunamasa da
hemen onun arkasında bitiveren
Ivica Olic topu ağlara gönderiyordu.
32. dakikaya gelindiğindeyse bu kez
sağ kanattan Darijo Srna ortasını
yapacak ve arka direkteki Mario
Mandzukic iyi yükselerek skoru
2-0’a getiren golü kaydedecekti.
180 dakikalıkmücadele, neredeyse
ilk yarım saatte bitme noktasına
gelmişti. Son derece ahenksiz ve
organizasyondan uzak bir görüntü
içinde olan Millî Takımımız, bir türlü
toparlanıp skor dezavantajını orta-
dan kaldırması için gerekli olan ça-
bayı ortaya koyamazken, Hırvatlar
da 2-0’ın verdiği rahatlıkla maçı
yavaş yavaş rölantiye almaya baş-
lamıştı. İlk yarı 2-0 Hırvatistan le-
hine tamamlanırken, 51. dakikada
sağ kanattan Darijo Srna’nın kul-
landığı duran topta bu kez ön
direkte Vedran Corluka kafayı
vuruyor ve Hırvatistan farkı üçe
çıkartıyordu. Kalan süre daha çok
bir orta alanmücadelesi şeklinde
geçerken başka gol gelmiyor ve
Hırvatistan evine, turu hemen
hemen geçmiş bir biçimde dönü-
yordu. 15 Kasım’daki rövanş da,
tıpkı ilkmaçın son 40 dakikasında
olduğu gibi, millîlerimizin neticeyi
kabullendiği ve düşük tempoda oy-
nanan bir maç oluyordu. Bunun so-
nucunda da müsabakada çok kayda
değer bir gelişme yaşanmıyor ve 90
dakika golsüz sona eriyordu. Böy-
lece Hırvatistan, EURO 2008 çeyrek
finalinin acısını az da olsa dindire-
rek EURO 2012’deki yerini almıştı.
56
57
kafa vuruyor, doksana giden top
kaleci Volkan Demirel’in de müda-
halesi sonucu direkten dönse de
pozisyonu iyi takip eden Miroslav
Klose topu tamamlayarak
Almanya’yı 1-0 öne geçiriyordu.
Millîlerimiz, maçtaki en önemli fır-
satını ikinci yarının başlarında ya-
kalıyor ancak altı pas üzerinde
kaleci Manuel Neuer ile karşı kar-
şıya kalan Halil Altıntop, topu
Neuer’e nişanlıyordu. 79. dakika-
daysa Lahm’ın pasında Türkiye
ceza sahasına giren Mesut Özil,
topu yerden köşeye plaseleyerek
farkı ikiye çıkartıyordu. Millî Takı-
mımız, bu golden sonra oyun
disiplinini iyice kaybederken 87.
dakikada Volkan Demirel’in kendi-
sine gelen bir geri pasına yaptığı
gelişigüzel vuruşta araya giren
Klose, topu kapıp ceza sahasına gi-
riyor ve Volkan’ın yanından üçüncü
kez fileleri havalandırıyordu. Böy-
lece Almanya maçı 3-0 kazandı ve
grubun zirvesinde de yalnız kaldı.
Millîlerimiz bumaçtan sonraysa
adeta serbest düşüşe geçmiş ve
dört gün sonra da Azerbaycan’a
Bakü’de 1-0mağlup olmuştu.
Azerilerin tek golü, Reşad Sadı-
qov’dan gelmişti.
Türkiye’nin iki maçlıkmağlubiyet
serisi, 29 Mart’ta Avusturya karşı-
sında sona erecekti. Millîlerimiz,
28. dakikada sol kanattan ceza sa-
hasına giren Arda Turan’ın sağ aya-
ğıyla yerden çektiği şutun ağlarla
buluşması sonucunda 1-0 öne ge-
çerken, 78. dakikada da Gökhan
Gönül sağ tarafta on sekizin köşe-
sinde topla buluşur buluşmaz topu
soluna çekip savunmayı ekarte edi-
yor ve yerden yakın köşeye çektiği
şutta fileleri havalandırarakmaçın
2-0 Millî Takımımız lehine sonuç-
lanmasını sağlıyordu. Böylece puan
durumunda Almanya beş maçta 15
puanla zirvede yer alırken, Belçika
altı karşılaşmada topladığı 10 pu-
anla ikinci, Türkiye ise beş maçtaki
dokuz puanıyla üçüncü sıradaydı.
Avusturya’nınsa beş karşılaşmada
yedi puanı bulunuyordu.
İkincilik yolunda
zorlumücadele
Millîlerimiz 3 Haziran’daysa Bel-
çika’ya konuk oluyordu. Marvin
Ogunjinmi maçın henüz başlarında
ev sahibi ekibi öne geçirdiyse de
22. dakikada Burak Yılmaz bu gole
cevap veriyor ve karşılaşma 1-1
sona eriyordu. 2 Eylül’e gelindiğin-
deyse Millî Takımımız Kazakistan
karşısında ölüp ölüp dirilmesine
rağmen 90+6’da Arda Turan,
ay-yıldızlılara 2-1’lik galibiyeti ve
üç puanı getiren golü atmayı başar-
mıştı. Türkiye’nin ilk golü Burak Yıl-
maz’dan gelirken, Kazakistan adına
ağları havalandıran isimse Ulan Ko-
nisbaev olmuştu. Bu sonuçlarla bir-
likte, son iki maça girilirken bir maç
eksiği olan ikinci Türkiye ile arasın-
daki puan farkı 11 olan Almanya,
finallere katılmayı da garantilemiş
oluyordu.
Avusturya ile Millî Takımımız ara-
sında 6 Eylül’de Viyana’da oynanan
karşılaşma golsüz berabere bite-
cekti. 7 Ekim’deyse Almanya’yı, İs-
tanbul’da konuk ediyorduk. Ancak
bumaçta da güçlü rakibimiz karşı-
sında varlık göstermekte zorlanı-
yorduk. Almanlar karşılaşmanın ilk
yarısını, 35. dakikada Mario Go-
mez’in golüyle 1-0 önde kaparlar-
ken, 66’daThomas Müller ile 2-0’ı
bulmuşlardı. Her ne kadar millîleri-
miz 79’da Hakan Balta ile farkı bire
indirdiyse de 86’da Bastian
Schweinsteiger penaltıdan, maçı
Almanya’nın 3-1 kazandığını ilân
eden golü atıyordu.
Böylece sonmaçlara girilmeden
önce Almanya 27 puanla liderliğini
kesinleştirmiş ve eleğini çoktan
asmış durumdaydı. Belçika da 15
puanla ikinci sıraya tırmanmıştı.
Millî Takımımızınsa 14 puanı bulu-
nuyordu. Ancak yine de millîlerimiz
biraz daha avantajlı sayılırdı zira