nebze de olsamümkün olabilirdi.
Maçın henüz sekizinci dakikasında
Umut Bulut’un attığı gol demillîleri-
mizin bu yöndeki beklentilerini
arttırmıştı. Gelgelelim 15. dakikada
Çekler kalemizi ilk yoklamalarında
Tomas Sivok ile skora dengeyi getiri-
yor, ikinci yarıda da dakikalar
58’i gösterirken Borek Dockal konuk
ekibin skoru lehine çevirmesini sağ-
lıyordu. Kalan yaklaşık yarımsaat
içerisinde oyuncularımızın ortaya
koyduğu çaba durumu değiştirmek
için yeterli olmayınca da Çekler sa-
hadan 2-1’lik galibiyetle ayrıldı.
İlk iki maçtan puan çıkartılama-
ması, kredimizi neredeyse baştan
büyük ölçüde tükettiğimiz anla-
mına geliyordu ve bu nedenle 13
Ekim’deki Letonya deplasmanı da
hata kaldıracak cinsten değildi.
Maçta golsüz biten ilk yarının ar-
dından ikinci devrenin hemen ba-
şında Bilal Kısa’nın ceza sahası
dışından attığı güzel golle 1-0’lık
üstünlüğü de yakalıyorduk fakat
sadece yedi dakika sonra Letonya,
kazandığı penaltı vuruşunu Valerijs
Sabala ile gole çeviriyor, karşılaşma
da böylece 1-1 sonuçlanıyordu.
Grupta üçüncümaçların ardından
Millî Takımımız bir puanla son sıra-
daydı. Zirvedeyse dokuz puanlı İz-
landa yer alıyordu. Dokuz puana
sahip bir diğer takım olan Çek
Cumhuriyeti averajla ikinci sıraday-
ken, Millî Takımımızla birlikte ciddi
bir düşüş içinde olan bir diğer ekip
Hollanda da üç puanla üçüncü sı-
rada bulunmaktaydı.
16 Kasım’da İstanbul’da oynanan
Kazakistanmaçı, millîlerin uzun za-
mandır aradığı morale ve hasret ol-
duğu üç puana kavuştuğumaç
olarak kayıtlara geçecekti. Karşı-
laşmada Burak Yılmaz, 26. dakikada
penaltıdan attığı golle ay-yıldızlıları
öne geçirirken üç dakika sonra
kendisinin ve takımının ikinci go-
lünü kaydederek skoru 2-0’a getiri-
yordu. Serdar Aziz 83. dakikada
farkı üçe çıkarıpmillîlerimizi iyice
rahatlatırken, bitime üç dakika kala
Samat Smakov’un attığı penaltı go-
lüyse skoru belirledi ve Türkiye sa-
hadan 3-1’lik galibiyetle ayrıldı. Aynı
gün Hollanda da Letonya’yı 6-0’la
geçip toparlanma emareleri göste-
rirken, dokuzar puanlı iki takımın
mücadelesindeyse Çek Cumhuri-
yeti, İzlanda’yı 2-1 mağlup etmiş ve
Fransa yolunda çok önemli bir en-
geli daha gerisinde bırakmıştı.
Portakallar elden kaçtı
28Mart 2015’temillîlerimiz Hollanda
deplasmanına çıkıyordu. Alınabile-
cek bir galibiyet, en azından üçün-
cülük adına çok büyükmesafe kat
edilmesi anlamına gelecekti. Rakip
çok zorluydu belki ama geride kalan
süre içerisinde eski günlerinde ol-
madığını da göstermişti. Nitekim
karşılaşmayaMillî Takımımız çok iyi
başlıyor ve 37. dakikada Burak Yıl-
maz’ın attığı golle de ilk yarıyı 1-0
önde kapatıyordu. Millîler, bu üstün-
lüklerini normal sürenin sonuna
kadar da korumayı başaracaktı.
Ancak duraklama dakikalarında
Wesley Sneijder’in ceza sahası dı-
şından çektiği şut, Klaas-Jan Hunte-
laar’ın da kafasından sekerek
filelerle buluşunca karşılaşma 1-1
sona erecekti. Lider Çek Cumhuri-
yeti’nin evinde Letonya ile 1-1 bera-
bere kalmasıysa günün tesellisi
sayılırdı.
12 Haziran’da çıkılan Kazakistan
deplasmanı da uzun süre karınlara
ağrılar sokan cinsten bir maçtı as-
lında. Neyse ki bitime yedi dakika
kala Arda Turan sahneye çıkıyor ve
Millî Takımımıza 1-0’lık galibiyeti
getiren isimoluyordu. Günün diğer
maçlarındaysa İzlanda, Çek Cum-
huriyeti’ni 2-1 mağlup etmiş, Hol-
landa da Letonya’dan 2-0’lık
galibiyetle dönmüştü. Böylece bi-
time dört maç kala İzlanda, 15 pu-
anla zirvenin yeni sahibi olmuştu.
Çek Cumhuriyeti 13 puanla ikinci
sırada yer alırken, Hollanda 10
ransa’da düzenlenecek olan 2016
Avrupa Şampiyonası öncesinde
Millî Takımımızın son yılların en
sorunlu dönemini yaşamakta ol-
duğu söylenebilirdi. En son EURO
2008’e katılmış ve burada yarı fi-
nale kadar gelmiştik fakat sonra-
sında iki Dünya Kupası (2010 ve
2012) ile bir Avrupa Şampiyo-
nası’nı (2012) es geçmiş ve
böylece toplamda üç büyük
turnuvayı es geçerek katıldığımız
EURO 96 sonrasında ilk defa
üst üste üç turnuvada yer
alamamıştık.
Böyle bir ortamda aslında EURO
2016 önemli bir şanstı zira turnu-
vanın katılımcı sayısı 16’dan 24’e
çıkmıştı ve artık Avrupa Şampi-
yonalarına katılabilmek, eskisine
kıyasla çok daha kolay olacaktı.
Ancak eleme gruplarının kuraları
çekildiğinde ortaya çıkanman-
zara, Millî Takımımızın işinin en
başta düşünüldüğü kadar kolay
olmayacağına işaret etmekteydi.
A Grubu’nda mücadele edecek
olan Türkiye’nin rakipleri Hol-
landa, Çek Cumhuriyeti, Letonya,
İzlanda ve Kazakistan’dı. Hol-
landa, son iki Dünya Kupası’nda
sırasıyla ikinci ve üçüncü sırayı
almıştı ve haliyle Avrupa üzerin-
deki en tehlikeli iki-üç takımdan
biri konumundaydı. Çek Cumhu-
riyeti, neredeyse her zaman
Avrupa Şampiyonaları’nda boy
gösteren ve yeri geldiğinde bu
turnuvalarda derece bile elde
edebilen, çok köklü bir ekole
sahip bir ekipti. Normalde grubun
zayıf ekiplerinden biri gözüyle
bakılacak olan İzlanda ise son
birkaç senedir tarihinin belki de
en iyi jenerasyonunu yakalamıştı
ve 2014 Dünya Kupası elemele-
rinde de grubunu ikinci sırada ta-
mamlamış, sonrasında da
play-off’ta Hırvatistan’a elen-
mişti. Diğer iki rakipten Letonya
ile geçmişte zaten nahoş bir
hatıramız bulunmaktaydı.
Kazakistan ise gün geçtikte
Avrupa futboluna daha çok
adapte olan ve özellikle kendi
sahasında rakiplerini zorlayabi-
len bir ekipti. Görüldüğü gibi
böyle bir grupta ilk iki çantada
keklik değildi, hatta üçüncü sıra
için dahi kıyasıya bir mücadele
gerekeceğe benziyordu.
İzlanda’da karabasan
gibi bir maç
Millî Takımımız ilkmaçına, 9 Eylül
2014’te İzlanda deplasmanında
çıktı ve yaşananlar da doğrusunu
söylemek gerekirse bir kâbustan
farksızdı. İlk yarıyı Dadi Bödvards-
son’un golüyle 1-0 önde
kapayan İzlanda karşısında ikinci
yarıda Ömer Toprak’ın çift sarı
kartla oyundan atılması sonra-
sında daha da zor duruma düş-
müştük. 76 ve 77. dakikalardaysa
Gylfi Sigurdsson ve Kolbeinn Sigt-
horsson peş peşe ağlarımızı hava-
landırmış, bunun sonucunda da
ev sahibi ekip 3-0’lık net bir gali-
biyet elde etmişti.
Kaybedilen bu üç puanın telafisi,
10 Ekim’de İstanbul’da Çek Cum-
huriyeti’ni ağırladığımızmaçta bir
59
58
EURO 2016: Son dakikada gelen zafer
F