Brescia’yı deplasmanda 2-0
yendiği maçta teknik direktör
Vujadin Boskov tarafından sa-
haya sürülecekti. O sezon bir
maçta daha forma giyen Totti,
ertesi sezon da sekizi Serie A’da,
ikisi de İtalya Kupası’nda olmak
üzere 10 karşılaşmada görev
yaptı.
1994-95 sezonu, Totti’nin artık
Roma kadrosunda kendisine
iyice yer açmasına sahne ola-
caktı. 4 Eylül 1994’teki Foggia
maçında Roma forması altın-
daki ilk golünü filelere gönderen
genç yıldız adayı, müteakip 20
küsur sene içinde bunun gibi
300 civarında daha gol atacağını
o gün herhalde aklından bile ge-
çirmemişti. Teknik direktör
Carlo Mazzone’nin, İtalyanların
‘trequartista’ adını verdikleri
forvet arkası pozisyonunda
kullanmaya başladığı Totti, o
dönemde İtalyan futbolunda bu
mevkide yıldızlaşmış olan Ro-
berto Baggio, Gianfranco Zola ve
Alessandro Del Piero gibi isimle-
rin çizdiği profili devam ettirebi-
lecek bir isim olabileceğinin
sinyallerini de veriyordu. Yine de
henüz skorerlik anlamında kat et-
mesi gereken çokmesafe vardı.
Düzenli olarak oynamaya başla-
dıktan sonra geçirdiği ilk üç se-
zonda 91 maçta sadece 16 gol
atması ciddi bir eksiklik olarak
görülmekteydi.
Öte yandan Totti, İtalya Millî Takımı
için de yavaş yavaş pişmekteydi.
Millî takımın alt yaş gruplarında 15
yaşından beri düzenli olarak oyna-
makta olan Totti, 1996 yazındaki
U21 Avrupa Şampiyonası’nda
İtalya’yı zafere taşıyan isimlerden
biriydi. Bunu bir sonraki yıl Akdeniz
Oyunları’nda alınan altınmadalya
takip edecekti.
Zeman ve Capello ile sınıf
atlayan oyun karakteri
İtalya’da genel kabul gören defansif
oyunun aksine daha ofansif bir an-
layışla takımlarını çalıştıran
Zdenek Zeman’ın 1997 yılında
Roma’nın başına geçmesi, aslında
Totti’nin kariyeri açısından önemli
bir fırsattı. Daha çok 4-3-3 taktiğini
tercih eden Zeman, Totti’yi sol for-
vet olarak kullanmaya başlamıştı.
Bu anlayış altında sol çizgiye yana-
şıp topu alan Totti içeri kat ederek
bir ‘sol iç’ gibi oynuyordu ve bu da
rakip savunmanın boğuculuğun-
dan kurtulup daha rahat oynama-
sını sağlıyordu. Bu durum, Totti’nin
skor istatistiklerinin de nihayet
artmasına yol açmıştı. Zeman’lı iki
sezonda 30 gol atıp 26 asist yapan
Totti, artık Serie A’daki en tehlikeli
hücum silahlarından birisiydi.
Totti’ye, gösterdiği üst düzey per-
formans sonrasında Amillî takımın
kapıları da nihayet açılacaktı. Genç
oyuncu, gökmavili forma altındaki
ilkmaçına EURO 2000 elemele-
rinde, 10 Ekim 1998’de İsviçre
karşısında çıktı.
Roma, Zeman yönetiminde
geçen iki sezonun ardından
hedef büyütüyor ve 1999 ya-
zında takımın başına Fabio
Capello’yu getiriyordu. Ancak
o sezon Serie A’da gülen taraf,
Roma’nın ezeli rakibi Lazio
olacaktı. Bunun üzerine 2000
yazında Roma sıkı bir transfer
harekâtına girişiyor ve Gabriel
Batistuta, Abel Balbo, Emer-
son, Walter Samuel gibi önemli
isimleri kadroya katıyordu.
2000 yazı, aynı zamanda
Totti’nin kariyerindeki ilk
uluslararası turnuvaya da
sahne oluyordu. İtalya, turnu-
vada B Grubu’nda Türkiye,
İsveç ve Belçika ile mücadele
ederken ilkmaçında Türki-
ye’yi 2-1, ikinci maçında da
Belçika’yı 2-0mağlup edi-
yordu. İki karşılaşmada da sa-
haya ilk 11’de çıkan Totti ise
Belçika’ya karşı gol perdesini
açan isim olmuş ve karşı-
laşma sonunda da maçın
adamı seçilmişti. İtalya,
İsveç’le yaptığı sonmaçı da
2-0 kazanırken, rotasyona gidil-
mesi nedeniyle Totti bumaçta yer
almamıştı. Üçte üç ile geride bırakı-
lan ilk tur sonrasında çeyrek fi-
nalde Romanya ile karşılaşan
İtalya, fazla zorlanmadan rakibini
2-0 devirirken ilk golde yine
Totti’nin imzası vardı. Ardından yarı
finalde Hollanda ile oynanan karşı-
laşmaysa, Avrupa Şampiyonası
tarihinin unutulmazları arasına
girecekti. Henüz 34. dakikada
Zambrotta’nın çift sarı karttan
oyun dışı kalması sonrası tama-
mıyla savunmaya çekilen İtalya
karşısında Hollanda neredeyse tek
kale oynamış fakat Frank de Boer
ile Kluivert’ın iki penaltı kaçırdığı
90 dakika golsüz sona ermişti.
Savunma direncini yarım saatlik
uzatmalarda da aynı ölçüde koru-
yan İtalyanlar sonunda işi penaltı-
lara taşımış ve Hollandalılar burada
da kaçırmaya devam edince 3-1’lik
skorla adını finale yazdıran taraf,
gökmavililer olmuştu. Totti de son
bölümde bir ‘Panenka penaltısı’
atarakmaça damgasını vuran
isimlerden birisi olmayı başarmıştı.
Ne var ki final maçında işler İtalya
adına tam tersi biçimde gelişecekti.
55. dakikada Delvecchio’dan gelen
gol İtalya’yı 1-0’lık üstünlüğe taşı-
mıştı belki ama Fransa duraklama
dakikalarında, maçtaki son hü-
cumdaWiltord ile golü bularak kar-
şılaşmayı uzatmalara taşıyacaktı.
Uzatmaların da ilk devresinin son-
larında Trezeguet sahneye çıkıyor
ve attığı altın golle, kupayı Fran-
sa’ya getiriyordu. Totti ve arkadaş-
larının, bumağlubiyetin acısını
çıkarmaları için altı sene bekleme-
leri gerekecekti.
Yegâne Serie A
şampiyonluğu
Tekrar Roma’ya dönülecek olursa,
yeni transferlerle birlikte Capello
takımı 3-5-2 ve varyasyonları
(5-3-2, 3-4-1-2, 3-4-2-1 vs) ile
oynatmaya başlamıştı. Savunma
göbeğinde Samuel, Zago, Zebina
üçlüsü tercih edilirken sağ kanat
Cafu’ya, sol kanat da Candela’ya
emanet edilmişti. Orta sahanın gö-
beğindeyse Tommasi ile Emerson
görev yapıyordu. Totti ise ileri ikili-
deki Batistuta-Montella ikilisinin
arkasında, 10 numara pozisyo-
nunda görev yapmaya başlamıştı.
Capello’nun planı neredeyse ku-
sursuz bir biçimde işleyecekti. Hü-
cumda Serie A standartlarına göre
gayet üretken bir performans or-
taya koyan Roma, 34maçta 68 kez
rakip fileleri havalandırırken, ileri-
deki üçlüden Batistuta 20 gole im-
zasını atıyor, onu da 13’er golle
Montella ve Totti takip ediyordu.
Takımın yaklaşık olarak attığı her
üç golden ikisini bu üçlü kaydet-
mişti ve Totti sadece attığı 13 golle
değil, hücum organizasyonlarının
beyni olmasıyla da artık Roma’nın
en değerli oyuncusu haline gel-
mişti. Takımın ortaya koyduğu bu
üretkenliğin neticesinde de nihayet
sarı-kırmızılı ekip 18 yıldır hasret
olduğu Serie A şampiyonluğuna
ulaşıyordu.
2001-2002 sezonuysa Totti açısın-
dan hayal kırıklıklarına sahne ola-
caktı. Ligde Juventus’un bir puan
gerisinde kalarak şampiyonluğu kıl
payıyla kaçıran sarı-kırmızılılar,
Şampiyonlar Ligi ikinci tur grupla-
rında da Liverpool’a ikili averajla
geçilmiş ve çeyrek finale yüksele-
memişti. Sezon sonundaki Dünya
Kupası ise tümbunlar içerisinde en
kötü senaryoya sahne olanıydı.
İtalya, ikinci turda Güney Kore’ye
karşı 70 dakika boyunca önde oy-
namasına karşın uzatmaların so-
nunda yediği altın golle 2-1 mağlup
olarak turnuvaya veda etmişti. İtal-
ya’nın dört maçında da sahaya ilk
11’de çıkan Totti, bumaçlarda gol
atamazken Güney Kore önündeyse
çift sarı kartla oyun dışında kal-
mıştı.
Talihsizliklerle
dolu bir dönem
Aksilikler 2002-2003 sezonunda
da sürerken Roma büyük bir düşüş
göstererek ligi sekizinci sırada ta-
mamlıyordu. Şampiyonlar Ligi’nde
de ikinci tur gruplarında sonuncu
olmuşlardı. İtalya Kupası’nda oyna-
nan finaldeyse Totti iki maçta üç gol
atmasına karşın Roma, Milan’a 1-4
ve 2-2’lik skorlarla boyun eğmek-
ten kurtulamamıştı. Sarı-kırmızılı
ekibin gösterdiği gerileme, Totti’yi
kadrosuna katmak isteyen birçok
büyük kulübün de iştahını kabart-
mıştı fakat yıldız oyuncu, tercihini
Roma’da sembolleşmekten yana
kullanacak ve gelen teklifleri red-
dedecekti.
Ertesi sezon Roma tekrar ligde
zirve mücadelesine geri dönüyordu.
Bunda Totti’nin rakip filelere gön-
derdiği 20 golün de payı büyüktü.
Ancak takım, sezonu şampiyon
Milan’ın 11 puan gerisinde ikinci
olarak bitirdi. İtalya Kupası çeyrek
finalinde de Milan tarafından saf
dışı bırakılan Roma, UEFA Kupa-
sı’ndaysa dördüncü turda Villarreal
engeline takıldı.
Yaz döneminde Totti, İtalya ile
üçüncü uluslararası turnuvasında
boy göstermek için Portekiz’in yo-
lunu tuttu. Ancak sanki her turnu-
vada işler biraz daha kötüye
gitmekteydi. İtalya’nın Danimarka
ile oynadığı ve golsüz sona eren ilk
maçın ardından Totti’nin Danimar-
kalı Poulsen’e tükürdüğü, TV gö-
80
81
2001’de son Serie A şampiyonluğunu yaşayan Totti’yi Roma kadrosu