Previous Page  82-83 / 130 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 82-83 / 130 Next Page
Page Background

rüntüleri sayesinde tespit edilmişti

ve bunun üzerine de UEFA, yıldız

oyuncuya üç maç ceza kesti.

Totti, İtalya’nın yarı finale kalması

halinde turnuvada yeniden forma

giyebilecekti fakat İtalya bırakın o

noktaya gelmeyi, gruptan dahi

çıkamadı.

Nasıl çıkamadığıysa çok daha tra-

jikti. Gruptaki sonmaçlarda İsveç

ile Danimarka’nın kendi aralarında

2-2 veya daha gollü bir beraberlik

almaları halinde, İtalya’nın Bulga-

ristanmaçında elde edeceği skorun

bir önemi olmayacak ve İskandinav

ülkeleri kol kola çeyrek finale yük-

selecekti. Nitekim söz konusumaç

da tambu doğrultuda cereyan etti

ve 90 dakika 2-2 sona erdi. İtal-

ya’nın da Bulgaristan’ı yenmesi

neticesinde üç takımgrubu beşer

puanla bitirmiş ve bakılan üçlü

averajda da daha az gol atmış olan

İtalya, grubu üçüncü sırada bitire-

rek devre dışı kalmıştı.

Roma, 2004-2005 sezonunda bir

kez daha ligde sekizinci sıraya geri-

lerken asıl fiyaskoyu Şampiyonlar

Ligi’nde yaşıyor ve grubunu bir pu-

anla sonuncu bitirerek ilk turda

eleniyordu. Sezon boyunca dört

farklı teknik adamla çalışan ve bir

türlü istikrar yakalayamayan sarı-

kırmızılılar, İtalya Kupası’nda da

finale kadar gelmiş fakat son düz-

lükte Inter engelini aşamamıştı.

Roma, 2005-2006 sezonuna,

Udinese’yi lig dördüncüsü yaparak

Şampiyonlar Ligi’ne taşıyan Lu-

ciano Spalletti ile anlaşarak giri-

yordu. Spalletti, takımı 4-2-3-1

formatında oynatırken Totti’yi en

uçta denemeye başlamıştı.

Spalletti’nin Totti’den beklentisi, bir

santrfor gibi oynamasından ziyade

sık sık geriye gelerek oyunu da

yönlendirmesiydi. Bu sayede çoğu

kişi uygulanan sistemi 4-6-0 ola-

rak da adlandırdı. Totti’nin rolüne de

‘Sahte 9’ yakıştırması yapılıyordu.

Uygulanan bu yeni sistemolumlu

sonuç vermişti ve henüz Şubat

ayına gelindiğinde Totti ligde 15 golü

bulmuştu. Ne var ki bu ayın 19’unda

Empoli ile yaptıkları maçta Totti’nin

sol ayak bileği kırılıyordu. Normalde

bu sakatlığın üstesinden gelebil-

mek için dört ila altı aylık bir süre

gerekmekteydi ve bu da yıldız

oyuncunun sezonu kapattığı,

üstüne üstlük Haziran ayında

Almanya’da yapılacak olan Dünya

Kupası’nı da kaçırdığı anlamına

geliyordu.

Ayak kırığından dünya

şampiyonluğuna

Fakat Totti müthiş bir azim örneği

ortaya koydu ve üç aydan daha kısa

bir süre içerisinde, 11 Mayıs’taki

İtalya Kupası finalinde sahalara geri

döndü. Karşılaşmada Roma, Inter’e

3-1 kaybetmişti belki ama Totti,

Dünya Kupası’na kadar forma

girebileceğini de göstermişti.

Millî takım teknik direktörü

Marcelo Lippi de birkaç hafta sonra

açıkladığı 23 kişilik kadroda Totti’ye

yer verecekti.

Almanya’daki turnuvada İtalya ilk

turda Gana ve Çek Cumhuriyeti ile

yaptığı maçları 2-0 kazanırken,

ABD ile de 1-1 berabere kaldı ve

böylece grubunu lider bitirerek

ikinci tura yükseldi. Bu turda

Avustralya karşısında belki de

turnuvada en çok zorlandığı maçı

oynayan İtalya, 50. dakikada Mate-

razzi’nin oyundan atılmasıyla iyice

güç duruma düşmüştü. Son anlara

kadar golsüz devam edenmaçın

artık uzatmalara gideceği düşünü-

lüyordu ki İtalya bir penaltı kazandı

ve atışı Totti’nin gole çevirmesiyle

de İtalya rakibini 1-0 yenerek adını

çeyrek finale yazdırdı.

Çeyrek finalde Ukrayna önünde,

önceki turdakinin aksine çok rahat

bir oyun ortaya koyan İtalya,

sahadan 3-0 galip ayrılıyordu.

Zambrotta ve Toni’nin gollerinde

asisti yapan isimolan Totti de sa-

hanın en iyileri arasındaydı. Çek

Cumhuriyeti ve Gana maçlarında

da birer asisti olan Totti böylece

turnuvada en çok asist yapan

oyuncu konumuna da gelmişti.

İtalya, yarı finalde ev sahibi Al-

manya ile karşı karşıya geliyordu

ve iki takım arasında müthiş bir

mücadeleye sahne olanmaçın nor-

mal süresi golsüz sona eriyordu.

Uzatmaların sonlarında Grosso ile

1-0 öne geçen İtalya, son saniye-

lerde geliştirdiği kontratakta Del

Piero ile 2-0’ı buluyor ve böylece

finale yükseliyordu. Del Piero’nun

golünde kontratağı geliştiren isim

de Totti’ydi.

9 Temmuz 2006’da Berlin’de

oynanan finalde İtalya’nın rakibi

Fransa’ydı ve taraflar bir anlamda

da EURO 2000 finalinin rövanşına

çıkıyordu. Fransa her ne kadar

maçın yedinci dakikasında Zine-

dine Zidane’ın penaltı golüyle 1-0

öne geçse de 19. dakikada Mate-

razzi, İtalya adına skora dengeyi

getirmeyi başarmıştı. Totti’nin 61.

dakikada yerini Iaquinta’ya bırak-

tığı karşılaşmada normal süre de

uzatmalar da 1-1 sona erince iş

penaltı atışlarına kalıyor ve burada

da rakibine 5-3 üstünlük kuran

İtalya, 24 yıl aranın ardından dün-

yanın en büyüğü olmanın sevincini

yaşıyordu. Millî forma altında niha-

yet başarıya ulaşan, hemde kari-

yerinin en önemli başarısını

yakalayan Totti, turnuvanın ardın-

danmillî takımı zirvedeyken bı-

rakma kararı alacaktı. Yıldız

oyuncu her ne kadar daha sonra

konuyu tekrar düşünebileceğine

dair sinyaller verdiyse de yaklaşık

bir yıl sonra resmi kararını açıkladı

ve millî formaya veda etti.

Koleksiyona eklenen

altın ayakkabı

2006-2007 sezonuysa Totti’nin ka-

riyerindeki en golcü sezonu olarak

kayıtlara geçiyordu, 26’sı ligde

olmak üzere 32 kez ağları havalan-

dıran Totti, bu sayede Serie A’da gol

krallığına uzanmış, hatta Avrupa’da

da altın ayakkabının sahibi ol-

muştu. Roma ise ligi bir kez daha

ikinci sırada tamamlamıştı.

Sarı-kırmızılılar adına sezonun en

olumsuz tarafıysa, Şampiyonlar

Ligi çeyrek final mücadelesinde ilk

maçta 2-1 yendikleri Manchester

United’a Old Trafford’daki rövanşta

7-1 mağlup olmalarıydı. Bunun acı-

sınıysa bir bakıma İtalya Kupası

finalinde Inter’i 6-2 ve 1-2’lik skor-

larla devirerek çıkaracaklardı.

Ertesi sezon da Totti ve Roma adına

iyi başlamıştı belki ama Nisan

ayında çapraz bağları yırtılan

oyuncu, kariyerini tehdit eden bir

durumla karşı karşıya kalacaktı.

Ancak nasıl ki iki yıl önce ayak bi-

leği kırıldıktan sonra beklenenden

çok daha kısa sürede sahalara

döndüyse, Totti bir kez daha dok-

torları şaşırtmayı başaracak ve

dört ay sonra, yeni sezona girilir-

ken, takımdaki yerini alacaktı.

Onun öncesinde, Roma’nın Inter’i

devirdiği İtalya Kupası finalinde

oynamamasına karşınmaçın ar-

dından sahaya inip takımkaptanı

olarak kupayı kaldırmıştı.

Totti, 19 Nisan 2009’daki Lecce ma-

çında attığı golle hem ligde 175 gole

ulaşarak Serie A tarihinin en golcü

10 oyuncusu arasına giriyor hemde

Roma tarihinin en golcü ismi haline

geliyordu. Roma ise o sezon ligde

aradığını bulamamış ve ligi altıncı-

lıkla tamamlamıştı. Şampiyonlar

Ligi’ndeyse ikinci turda Arsenal’e

penaltılar sonucunda elenmişlerdi.

Serie A tarihinin

ikinci en golcüsü

Yaşının ilerlemesine ve arada ciddi

sakatlıklar da yaşamasına rağmen

formundan pek de bir şey kaybet-

meyen Totti, 2009-2010 sezonunda

da 14’ü ligde, 11’i Avrupa’da olmak

üzere 25 kez rakip ağları sarsarak

izleyenlere parmak ısırtmayı sür-

dürüyordu. Bir sonraki sezon da 34

yaşını geride bırakmasına rağmen

Serie A’da 15 kez gol sevinci yaşa-

mayı başarıyordu.

Totti, 2011-12 sezonunu ligde sekiz

gol atarak tamamladıysa da 2012-

13 sezonunda 12 kez rakip fileleri

havalandırdı. Aynı zamanda 18

Mart’ta oynanan Parma maçında

kariyerinin 226. Serie A golünü ata-

rak, tüm zamanlarda en çok Serie

A golü atan oyuncuları sıralama-

sında 274 gollü Silvio Piola’dan

sonra ikinci sıraya tırmandı.

Son üç sezonda 21’i ligde olmak

üzere 23 gole daha imza atan Tot-

ti’nin, artık Roma’da eskisi kadar

forma şansı bulamasa ve genellikle

yedek kulübesinde bir joker olarak

tutulsa da 40 yaşına gelmek üzere

olduğu göz önüne alındığında müt-

hiş işler başarmaya devam ettiği

söylenebilir. Özellikle son beş-altı

yıldır sık sık kendisinin futbolu ne

zaman bırakacağı soruluyor ama o

bu soru için bir cevap düşünmek

yerine müthiş bir azimle işine

odaklanmayı sürdürüyor.

82

83