Previous Page  46-47 / 126 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 46-47 / 126 Next Page
Page Background

NBA’de hoca dâhil cezaları kendileri

ödüyor.

Kupa finali Avrupa’da…

Ziraat Türkiye Kupası’nda eleştiri-

lerde bir azalma var. A Spor ve ATV

ekibine teşekkür ediyorum. Bizim

yaptığımız sistemle Ziraat Türkiye

Kupası’nın yayınlanması kolay bir iş

değil. Futbola verdiğiniz destek için

teşekkür ediyorum. Amatör takım-

ları da katarak futbolu bütün Türki-

ye’ye yaydık. Bir şehrin takımı

yoksa amatör de olsa bir takımı

muhakkak katıyoruz. Yayın gelirle-

rini paylaşıyorlar. Biz de 5 milyon

lira veriyoruz kulüplerimize… Şikâ-

yetler de azalmaya başladı. Türkiye

Kupası büyük bir meta. Bir niyeti-

miz var. Gelecek sene Ziraat Türkiye

Kupası Finali’ni Avrupa’da oynata-

biliriz. Düşüncemiz bu. Türklerin

yoğun olduğu bir yerde yapmak is-

tiyoruz. Yönetim toplantısında gö-

rüşeceğiz bu konuyu…

Prim olayı yanlış

tartışılıyor

70milyonun duasıyla Selçuk’un

şutu gol oldu. Çok kötü zamanlar-

dan geçti Millî Takım… Primkonu-

suna değinelim… Portekiz örneğini

veriyor herkes. Üç beraberlikle çık-

tılar. Biz galibiyet almamıza rağmen

çıkamadık. Portekizlilerin aldığı

şampiyonluk primi çok konuşuldu.

Geçen Avrupa Şampiyonası’nda

yüzde 30 havuza atıyorduk, yüzde

70 başarıya endeksliydi. UEFA’dan

gelen parayı bu şekilde kullanıyor-

duk. Yüzde 30’a göre dağıtıldı prim

sistemi. Hiç beklenmedik bir anda

Ekimayında Türkiye 3maçta 1 puan

almıştı. Yine bugüne benzer bir

durumvardı. Kimse beklemezken

Ekimayında Türkiye finallere katıldı.

O günkü şartlarda biz arkadaşlara

500 bin euro primverdik. Omutlu-

luk buna değerdi. Bu rakam tartışı-

labilir. Katılmayı hak edersek

FIFA’dan gelecek paranın bir kısmını

dağıtacağız arkadaşlarımıza. Fede-

rasyon bütçesinin yüzde 7’si zama-

nında primolarak dağıtıldı. 15mil-

yon euro civarında Hiddink’e ve-

rildi… Verilebilir. O günkü federas-

yon bunu takdir etmiş. Kimseyi

eleştirmiyorum. Ekimayında prim-

lerin kime ne kadar verildiği belliy-

ken bugün neden tartışılıyor? Ve

yanlış tartışılıyor… Primbaşarının

bir ödülü. Bu şampiyon olanda da

var, yarı finale çıkanda da var. Bu

alışkanlık haline gelmiş. Millî oyun-

cuya primverilir mi? Bunu tartışa-

lım. Vermeyelim. Hep beraber karar

verelim; vermeyelim. Başarısızlığı

prime bağlamayalımama… Biz ha-

yatımızda üç kere Avrupa Şampiyo-

nası’na gittik. Primvermeyenler her

sene katılıyor. Biz her turnuvaya ka-

tılalım, biz de vermeyelim. Bizimhe-

defimiz her turnuvaya gitmek. Bu

hocanın gö-revidir. Biz Avrupa

Şampiyonası’na gittik. Herkes şam-

piyonluk bekliyor. Bir durun. Her ta-

kımbekliyor. Bunların hepsi zaman

gerektiren şeyler. Yatırımve hedefi

bir arada yapmamız gerekiyor.

Algı operasyonu var

Ekim ayı itibariyle kimin ne prim

alacağı belliydi. Oyuncuların hepsi

bunu biliyordu. Bilmemelerine

imkân yok zaten… Şampiyona Hazi-

ran ayında oldu. Kamuoyu da kimin

ne aldığını biliyordu. Kimkaç maçta

oynadı; hesap buna göre yapıldı.

Bunlar tehlikeli oyunlar. Bu oyun-

ları yapanları çok iyi biliyoruz. Bu

bir algı politikası… Türkiye’de iki şey

var; siyaset ve futbol. Hepimizi kal-

binden vuran 15 Temmuz’da herkes

Yenikapı’da birleşti. Herkes haddini

bilecek. Hoca yanlış takımkurar,

eleştireceksin. Ben yanlış bir karar

alırım, beni eleştireceksin. Ama algı

operasyonuna girersen hepimizi

karşında bulursun. Türkiye’de bu

algı operasyonunu kimyapıyor;

zaten herkes biliyor. Bizde prim

kavgası olmadı. Tabiî ki bir takım

kaptanı, kaptan olarak hocasıyla

konuşabilir. Burada en büyük yanlış

konuştuğu yerdi. Seyircilerin karşı-

sında idman sahasında konuşuldu.

Bu bir hataydı. Bu hataları kendi içi-

mizde düzeltiriz.

Herkes primini aldı

Burak Yılmaz 1 lira prim almadığını

söyledi. Başkan olarak futbolcu

benimkardeşim. Cevabı vereceğim

ama Burak 467 bin lira prim aldı.

Son iki maçın primini almadı çünkü

oynamadı. Oynadığı maçların pri-

mini aldı. 1 lira prim almadığını söy-

lerken belki hata yaptı. Dekontlar

bende var. Bunları çıkıp konuşma-

yız. Çünkü yanlış yerlere gider.

Onun için diyorum, az konuşmak

gerekir. Bu oyunlara sevgili kardeş-

lerimgelmesinler. Bugün Millî

Takım’da olanlar, yarın olmaz.

Olmayanlar da yarın olabilir. Belli

bir organizasyonun içine bilmediğin

şekilde girersen o zaman iş bize

gelir. Biz müdahale ederiz. Bilmeden

bazı oyuncular bu işin içine girdi.

Primkavgası olmadı. Bir tartışma

oldu ama yeri yanlıştı. Primkavgası

ne zaman olur? Biz ödemezsek olur

değil mi? Biz ödedik primlerin hep-

sini. Elenmelerine rağmen ödedik…

Bundan sonra katılımpayından belli

bir yüzdeyi primolarak dağıtacağız.

Yüzdeyi yönetimbelirleyecek. Maç

maç prim sistemi kesinlikle yok.

Eğer turnuvalara katılırsak yüzdeyi

yönetimkurulumuz belirleyecek

dediğimgibi… Haddini aşıp, Millî Ta-

kım’da priminin eksik olduğundan

bir oyuncunun oynamadığı konu-

şuldu bu ülkede. Yapmayın! Bunlar

çok yanlış şeyler. Burada Burak’tan

Adanaspor kalecisine kadar herke-

sin emeği var. Herkese oynadığı

oranda eşit primdağıtıldı zaten.

Katılmayı alışkanlık haline

getirmek lâzım

Avrupa Şampiyonası’na gitmek

bir başarıydı. Gruptan çıkma

şansımız yüksekti. Oraya gitmeyi

başarı sayıyoruz. Ama bu yanlış.

Katılmayı alışkanlık haline getir-

memiz lâzım. Buraya baktığımız

zaman ilk başta kime yenildik?

Hırvatistan’a… Şampiyonluk

adayı… İspanya’ya yenildik.

Direkt favori. Çek Cumhuriyeti’ni

yendik. Portekiz üç beraberlikle

şampiyonluğa ulaştı. Fatih Hocanın

şansından bahsedildi. Türkiye’de

her şeyin şansa bağlanması

büyük bir yanlış. Yukarı çıkmamız

gerekirdi. Ama yenildiğimiz takım-

lar da ortada. Tabiî ki üzgünüz.

Hepimizin hedefi gruptan çıkmaktı

ama olmadı.

Fatih Terim Hocamızla şampiyo-

nayı değerlendirdik. Yol haritamızı

çizdik. Galatasaray’ın hocamızı

istediği doğrudur. Hocamız, “Ka-

muoyunda bir şeyler yazılıyor ama

benim alâkam yok” dedi. İstifa

konusu da konuşuldu. Hocamız

çok nazik bir insan. Biz hocamızı

üç kere gönderdik; dört kere geri

çağırdık. Hocamız bizim için çok

önemli bir insan. Millî Takımlar

Koordinatörlüğü görevi dediğimiz

zaman bütün Türkiye’yi geniş

tabanlı olarak hocamıza bağladık.

Yolumuza da birlikte devam

ediyoruz.

Bizim artık Hırvatistan’ı da, İspan-

ya’yı da yenecek kadroyu oluştur-

mamız gerekiyor. Anlatmaya

çalıştığım gibi başarısızlık var evet

ama orada olmak; Türkiye’yi temsil

etmek çok önemli. Çek Cumhuri-

yeti maçını kazandıktan sonra

herkes dışarıda dans ediyordu.

Bazı şeylerden mutluluk çıkartma-

mız lâzım. Oralara katıldık.

Eksiklerimiz var. Her türlü fikre

açığız. Fikirleri versinler hep

beraber değerlendirelim. Ama

direkt eleştiri; hoca gitsin denmesi

çözüm değil. Eleştiriler saygı

çerçevesinde olmalı.

Sonmaça kadar savaş

Dünya Kupası’nda umudumuzu

kaybetmedik. Sonmaça kadar sa-

vaşacağız. Ukrayna, Hırvatistan, İz-

landa... Üçüyle ilkmaçını oynayan

tek takımbiziz. Bizimbundan sonra

Kosova, Finlandiya ve Kosovamaç-

larımız var. Üç takımkendi arasında

oynayacak. Gidemeyebiliriz evet

ama biraz bekleyin… Onlar önce bir

kendi arasında oynasınlar bakalım…

Teknik işlere karışmam

Kadro seçimi konusunda olayları

teknik ve idari olarak ayırmak

gerek. Türkiye’de gençleri kadrolara

sokmak istiyoruz. Bu idari kısım.

Teknik olaylarla hayatımboyunca

ilgilenmedim. Çünkü bir futbolcu-

nun hocayla problemi, başkanın işi

değildir. Buna hoca karar verir.

Arda Turan 6 ay Barcelona’da oyna-

madığı zaman Millî Takım’a alındı.

Kimse, “Başkan bu adamniye

alındı?” demedi. Benim tepkim

olmaz. Hocamız nezaketen her

kadro açıklanırken basına verme-

den 5 dakika önce bana gönderir.

O gün de öyle yaptı; ben de hiç bak-

madan “Hayırlı olsun hocam”

dedim. Anlamış olacak ki “Bazı de-

ğişiklikler yaptım” dediği zaman

fark ettim. Çünkü bakmamıştım

bile. Arda’yı soruyorsunuz. Burak,

Hakan Balta, Caner alınmadı.

Bu durum futbolcuları çok etkiliyor.

Şu anmaalesef Türkiye’de futbol

Arda ve Millî Takımolarak ayrılıyor.

Arda da bu takımın oyuncusu. Alın-

mayabilir oyuncular. Bunun sorum-

luluğunu hoca almıştır. Hocaya

karışmak bizim işimiz değildir. Tek-

nik olarak hocamız Arda’yı almak

istemedi. Karar hocanındır. Bizim

saygımız var. Biz idari olarak baka-

rız. Alıp almadığı bizi ilgilendirmez.

Arda ile gurur duyuyoruz. İnşallah

Neymar’ı, Messi’yi keser. İdari bir

şey olsaydı hocamız bizimle payla-

şırdı. Sayın Ali Dürüst ile beraber

TRT Spor’a bağlandık. Canlı yayın

yaptık. Orada bugün Hırvatistan’da

4

5

6

47