![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0028.jpg)
Çok şükür şu anda her şey daha iyi. Eko-
nomik anlamda Türkiye seviyesinde de-
ğiliz ancak her şey çok daha iyi şu anda.
Saraybosna’ya gittimve savaşın büyük
etkisini gözlerimle gördüm. Kurşun
delikleri bile duvarlarda halen duruyor.
Ancak kötü günler geride kaldı. Biz yine
futbola dönelim. O zor zamanlarda
futbolla nasıl tanıştın? Bir yanda
hayatta kalma savaşı verirken bu büyük
yeteneğin ortaya nasıl çıktı?
15 yaşına kadar hiçbir altyapı eğitimi
almadım. Sokaklarda top oynuyordum.
Savaştan sonraki süreçte futbola tut-
kuyla bağlandım. O zamanlar kendi kö-
yümde bir altyapı olmadığı için 15 yaşına
kadar sadece sokaklarda oynuyordum.
Başka şehirde bir kuzenimvardı. Erkek
kardeşim, kuzenimle konuştu, “Senin
yaşadığın yerde futbol kulüpleri var. Edin
futbolu çok seviyor. Onu alıp götürür
müsün?” dedi. O şekilde başka bir şehre
gittim. 2. Lig’de bir takımvardı. O takımın
da altyapı imkânları vardı. 15 yaşından
sonra futbolda bir şeyler öğrenmeye
başladım.
mahrumsunuz. Çünkü savaş zamanı ak-
lınızdaki tek şey “Hayatta nasıl kalırım?”
sorusu. Benimyaşadığımkasabanın 15
kilometre ilerisinde savaş çok şiddetli bir
şekilde yaşanıyordu. Zaten askerlik ça-
ğında olan herkes bu savaşa katılıyordu
ancak kadınlar ve çocuklar bu dönemde
kaçmak zorundaydı. Ben sürekli uçaktan
atılan bombaların sesini duyuyordum.
Bombalar bize 15 kilometre uzakta pat-
lasa bile gürültüsü şehir merkezine geli-
yordu. Ondan dolayı da o dönem
aklımızda olan tek şey hayatta kalabil-
mekti. Yemek kısıtlıydı. Okul yok,
hiçbir şey yok.
Bu herkes
adına yaşanan
çok kötü bir
deneyimdi.
Aileni tanıya-
bilir miyiz?
Savaşın ne
yazık ki halkı-
mın ve ailemin
üzerinde kalıcı
etkileri oldu. Babamda savaştaydı. Bilfiil
mücadele etti. Şu anda iyi ama savaştan
sonra bir hastalık geçirdi ve hâlâ bu has-
talığın etkileri sürüyor. 20 yıl oldu… Ken-
disi sürekli bazı ilaçları kullanmak
zorunda. Psikolojik olarak hâlâ etki-
lerini yaşıyor. Şu an tabiî ki daha
iyi ama etkileri maalesef sürü-
yor. Şöyle düşünün. En yakın
arkadaşlarından birisi o
zaman 20 yaşında… Savaşta
hayatını kaybediyor. Kuzenim
gözünü kaybetti. Bunun gibi parça-
lanan aileler oldu. Kocasını, babasını,
dedesini kaybedenler oldu. Benim ai-
lemde bu kadar kalıcı bir etki yaşanmadı
ama etkileri oldu. Bir kız ve bir erkek
kardeşimvar. Şu an kendi ailelerini kur-
dular. Ancak savaştan sonra normale
dönmek çok uzun zaman aldı. Okulu
bırakanlar oldu, işini kaybedenler oldu.
“
“
“
Ben 2 yaşındayken savaş başladı ve 5 yaşındayken de sona erdi.
Hatırladığımkare kare olan şeyler evden dağ eteklerine kaçışımız…
Çünkü evimizde güvende olmuyorduk ve hayatta kalmak için dağa
kaçmamız gerekiyordu.
Savaş bir insanın, bir milletin başına gelebilecek en kötü şey. Savaş
zamanı okul yok, yemek yok, temel ihtiyaçlardanmahrumsunuz.
Aklınızdaki tek şey “Hayatta nasıl kalırım?” sorusu. Uçaktan atılan
bombaların sesini duyuyordum.
Babamda savaştaydı. Bilfiil mücadele etti. Psikolojik olarak hâlâ
etkilerini yaşıyor. En yakın arkadaşlarından birisi o zaman 20
yaşında… Savaşta hayatını kaybediyor. Kuzenimgözünü kaybetti.
Bunun gibi parçalanan aileler oldu. Kocasını, babasını, dedesini
kaybedenler oldu.
Savaştan sonraki süreçte futbola tutkuyla bağlandım. Köyümde
bir altyapı olmadığı için 15 yaşına kadar sadece sokaklarda
oynuyordum. Başka bir şehirde yaşayan kuzenimin yanına gidip
oradaki 2. Lig takımının altyapısına girdim.
“
“
“
Gelişimim çok hızlı olduğu için 16.5 yaşındayken beni A takıma
aldılar. O zamanki pozisyonumorta sahanın göbeğindeydi. O halimle
normalde yaş grubumU16, U17 iken U19 Millî Takımı’na çağrıldım.
İki sezon sonra da Zeljeznicar’a transferimgerçekleşti.
Savaştan sonra babam çok küçük paralara çalıştı ve biz büyük,
geniş bir aileydik. Kıt kanaat geçiniyorduk. Yeri geldiğinde köyde
bulduğum işlerde çalıştım. Elime futbol gibi büyük bir fırsat
geçmişken bu fırsatın kaçmasına göz yumamazdım.
Zeljeznicar’la Slovenya’da kamptaydık ve İstanbul Büyükşehir
Belediyespor’la hazırlıkmaçımız vardı. Ancakmaça geç geldik.
Üstüne hakemde geç geldi. Maç oynanmayabilirdi ama sonunda
uzlaşma sağlandı ve oynandı. O gün omaçı oynamasaydımbugün
burada hiç olmayacaktımbelki.
Buraya adaptasyondaki en büyük etken tabiî ki Abdullah Hocam.
Bana çok güvendi. Her zaman arkamda durdu. Ondan sonra gelen
isimde o dönemkalemizi koruyan Kenan Hasagiç’tir. Ekrem
Ekşioğlu veWebo da çok konuşurdu benimle.
54
55