Previous Page  58-59 / 126 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 58-59 / 126 Next Page
Page Background

sonra oynatmazdı. Ancak Abdul-

lah Hoca bunun tam tersini yaptı.

Mesela oynadığımız bir Fener-

bahçe maçı vardı. 4-1 kaybetmiş-

tik. Omaçta kötüydüm.

50. dakikada oyundan alınmıştım.

Başka hoca olsa bir

sonraki maç

oynatmayabilirdi

ama Abdullah Hoca

bunu yapmadı.

Diğer maçta 3-0

kazanmıştık ve

ben üç asist yap-

mıştım. Genç

oyuncular için

güven çok önemli.

Abdullah Hoca

bana bu güveni

verdi. Gelişimim-

deki en büyük

etken Abdullah Av-

cı’dır. Ondan sonra

gelen isimde o dönemkalemizi

koruyan Kenan Hasagiç’tir. Ken-

disi de Bosnalı. Benim adaptasyo-

numu kolaylaştıran en büyük

etkenlerden birisiydi. Bana sürekli

neler yapmamgerektiğini anlattı.

Türkiye’de istenilen, beklenilen

nedir anlattı. Bana çok yardımcı

oldu. İyi takım arkadaşlarımvardı.

Mesela EkremEkşioğlu vardı. Çok

konuşurdu benimle. Forvetimiz

Webo’ydu. Çok konuşurdu be-

nimle. Çok tecrübeli bir oyun-

cuydu. İyi bir arkadaşlık vardı.

Takım arkadaşlarım çok iyiydi,

hocamız iyiydi, ekibimiz iyiydi ve

bugünlere geldim.

Başakşehir her sezon üzerine ko-

yarak ilerleyen çok başarılı bir

kulüp. Sen de neredeyse altyapı-

dan beri adım adımbu ilerleyişin

safhalarında yer aldın. Başakşe-

hir’i bize nasıl anlatırsın? Nasıl bir

sistemi var Başakşehir’in?

Başakşehir benimkulübüm. De-

diğiniz gibi kendimi burada altya-

pıdan çıkmış gibi hissediyorum.

Her şeyini gördüm, her şeyini ya-

şadımburanın. İlk Süper Lig’deki

zamanını yaşadım… Bir alt lige

düşme zamanını yaşadım. Orada

şampiyonluk yaşadımve yeniden

Süper Lig’e döndük. Buradaki her

dönemi gördüm. Duyduklarım,

gördüklerimve bildiklerimkada-

rıyla Başakşehir diğer kulüpler-

den daha farklı bir kulüp; özel bir

kulüp. Şu anda hayatta futbol ve

maddi anlamda sahip olduğumne

varsa Başakşehir’e borçluyum. Bu

şekilde düşünüyorum. O yüzden

de Başakşehir’in bana verdiklerini

geri ödemeye çalışıyorum. Çünkü

kendimi borçlu hissediyorum.

Ben buralara geldiysemher şey

Başakşehir sayesinde… Başakşe-

hir gençlere önemveren bir kulüp.

Ben genç yaşta geldimve 1 sene

benden ne istendiğini anlamakla

geçti. Bugün takımımızda Cengiz

diye bir oyuncu var. Çok genç ve

iyi bir oyuncu. Büyük potansiyeli

var. Umarımbu şans Cengiz’e de

verilir. UmarımCengiz beni de

geçer ve benden çok daha iyi

yerlere gelir. Böyle bir kulübümüz

var.

Anladığımkadarıyla kendini

Başakşehir’e ait hissediyorsun.

Süper Lig’den düştüğünüz

zaman bu yüzdenmi ayrılmadın

takımdan?

Takımdüştüğü zaman ayrılan ve

ayrılmak isteyen oyuncular oldu.

Kalanlar da oldu. Takımdüştüğü

zaman Başkanımız bana, “Edin bir

yere gitmeni istemiyoruz. Sana

güveniyoruz. Bu takımgeri döne-

cek. Bu takımı hep beraber Süper

Lig’e çıkartacağız” demişti. Ben

de, “Tamam” demiştim. 2. Lig’deki

maçlarımıza baktığımız

zaman birçokmaçta sağ

bek oynadım. Ama bunu

da hiçbir zaman dert

etmedim. Amacımız

takımı yeniden buraya

çıkarmaktı. Dediğiniz

gibi kendimi buraya ait

hissediyorum. Takımı

düşürdük ve yeniden

geri çıkardık. Başka bir

yere gitmeyi istemedim.

Başakşehir’deki performansınla

doğru orantılı olarak Bosna-Her-

sek Millî Takımı’nın da formasını

istikrarlı bir şekilde terletiyor-

sun. Takımınla yakaladığın en

büyük başarı 2014 yılında Dünya

Kupası’na gitmekti. O arenada

boy gösterdin. Şu anda Türkiye de

Bosna-Hersek de yine Dünya

Kupası’na gidebilmek için uğraş

veriyor. Dünya Kupası’nda forma

giymek nasıl bir duygu? Bunu

bize nasıl anlatırsın?

Bir futbolcunun kariyerindeki en

büyük başarı Dünya Kupası’nda

oynamaktır ve bu bana da nasip

oldu. Dünya Kupası elemelerini

başarıyla geçtik ve finallere kal-

dık. Bunlar bizim için çok güzel

anlardı. İlkmaçı-

mızı Maracana

Stadı’nda Arjan-

tin’le oynadık.

Karşınızda Messi

var. Ben o maçta

sonradan oyuna

girdim. Bunlar

kolay kolay hafı-

zalardan çıkma-

yacak çok güzel

anılar. Şöyle düşünün; 15 sene

içinde bir ülke doğuyor ve bu ülke

kısacık geçmişine rağmen Dünya

Kupası’na gidiyor. Öyle anlar

yaşandı ki; insanlar Bosna-Her-

sek’te bizi gördüklerinde ağladı.

İnsanlar çok duygu yüklüydü. Yı-

kılan bir devlet, savaşan bir devlet

ortaya çıkıp Brezilya’daki Dünya

Kupası’nda kendisini temsil edi-

yor. O kadroda Edin Dzeko vardı.

Dzeko’nun İngiltere’de ilk sene-

siydi. Ne olursa olsun bu oyuncu-

lar oraya geldiği zaman herkesin

aklında Millî Takımvardı. Herkes

çok duygusaldı. Özellikle Millî

Marşımız okunurken çok duygu-

luyduk. Çok güzel anılardı. Bir

oyuncunun yaşayabileceği mü-

kemmel anılardı. Bir de şöyle bir

şey var; ben, ağabeyimve ba-

bamdan hep Maracana Stadı’nı

duyuyordum. Kulağımda hep bu

stadın adı vardı. Çocukluğum

bunu duymakla geçti. Sonra o

statta maç oynamak bana nasip

oldu. Köyüme döndükten sonra

insanlar bana, “Dünya Kupası’nda

oynadın. Maracana’da oynadın.

Artık futbolu bırakabilirsin” di-

yordu. Orayı çok üst seviyede

görüyorlardı. Büyük bir

olaydı bizim için

.

Bosna-Hersek son

zamanlarda çok iyi bir

ivme yakaladı ve dik-

katleri üzerine çekiyor.

Avrupa Şampiyonası’na

gidemediniz ancak

Dünya Kupası yolunda

3 maçta 2 galibiyet elde

ettiniz ve 9 puanlı Bel-

çika ile Yunanistan’ı 6

puanla kovalıyorsunuz.

Estonya, Güney Kıbrıs

ve Cebelitarık’ın da yer

aldığı H Grubu’nu

değerlendirir misin?

Şu gerçeği kabul etmek

lâzım. Belçika, Avru-

pa’nın en iyi takımların-

dan bir tanesi. Kadrosu-

na baktığımız zaman

zaten üst seviyede oy-

58

59