

sezonun sadece ilk yarısında elde
edilen gelir ise 68 milyon euroya
ulaşarak önceki sezonun aynı
dönemini ikiye katladı. Elbette
Şampiyonlar Ligi gelirleri bu
sıçramada önemli bir etken oldu.
Yani kulüp önümüzdeki sezon da
bu turnuvaya kesinlikle katılmak
zorunda.
Celtic’in 2017 Haziran’ı ile biten
yıllık gelirinin 100milyon euro
barajının biraz altında kalması
bekleniyor. Deloitte Para Ligi’nin
en güncel raporunda 30. ve son
sırada yer alan Napoli’nin yıllık
geliri ise 140milyon euronun
üzerinde. Yani Celtic’ten nere-
deyse yüzde 50 daha fazla. Ara-
daki fark kısa sürede kapanacak
gibi değil zira taraftar potansiyeli
Avrupalı rakiplerini aratmasa bile
İskoçya Ligi’nin kalitesizliği ile pa-
ralel
düşüklükte televizyon geliri ve
ticarî kazançlar yüzünden Celtic
hep birkaç adımgeride kalmaya
mahkûm. Bu noktada Dembele
gibi genç yetenekleri işleyip
potansiyel birer yıldız haline
getirmek, Celtic’e hem sürdürüle-
bilir kalite hemde maddi kazanç
getirecektir.
Brendan Rodgers’ın sözleşmesi
2021 yılına kadar devam ediyor ve
önümüzdeki dört yılda dört lig
şampiyonluğu kimseleri şaşırt-
mayacak. Ama belki de artık
Celtic’in kendi sınırlarını aşan
yapısal devrimlere odaklanması
gerek. İskoç liginin daha kaliteli
bir görünümkazanması orta
vadede Celtic’i daha da güçlendi-
recek bir adım olurdu. Kulüp bu
yolda adımlar atması adına fede-
rasyonla işbirliğine bile pekâlâ
gidebilir. Aksi takdirde Rangers
eski gücünü tekrar toparlayana
dek İskoçya’da herhangi bir
rekabet ve kalite artışı düşünmek
için ortada sebep bulunmuyor.
Celtic ve Rangers’ın İskoçya
yerine İngiltere’de faaliyet
gösterme ihtimali, birkaç yılda bir
masaya yatırılan ve her defasında
kulüpler birliği tarafından redde-
dilen bir durum! Cardiff ve Swan-
sea gibi Galler kökenli örnekleri
de Premier Lig’de izleyebiliyoruz
ancak benzer durum şimdilik
İskoç devleri içinmümkün görün-
müyor. Oysaki böyle bir geçişin
gerçekleşmesi, hem televizyon
gelirlerini hemde ticarî kazançları
coşturarak Celtic’in yıllık cirosunu
kısa sürede Napoli’nin üstüne
çıkartabilirdi.
Brendan Rodgers’a gelecek
olursak... Kuzey İrlandalının halen
4 yıllık bir sözleşmesi olabilir
ancak bu süreyi tamamlaması
nispeten düşük bir ihtimal.
Özellikle Avrupa Ligi’nde Nisan
ayını görmeyi başarabilir ve bunu
sürekli hale getirebilirse, Premier
Lig’de ilk dört sıraya oynayan
ekiplerin kapısı Rodgers’a tekrar
açılabilir. Zaten 44 yaşındaki
teknik adamın niyeti de Celtic’teki
hedeflerini mümkün olduğunca
tutturduktan sonra Premier Lig’e
geri dönmek üzerine kurulu. Aksi
takdirde bir süre sonra “başlan-
gıç” seviyesinde PlayStation fut-
bolu oynar gibi hissedeceği kesin!
Kısacası Celtic basit geçmesi
beklenen bir sezonu Brendan
Rodgers’ın getirdiği yeni anlayış
çerçevesinde daha da kolayca ve
başarıyla geride bıraktı. Zira kulüp
tarihindeki dördüncü üçlemeye
imza atmasını kimse ondan bek-
lemiyordu. Hele ki bunu namağlup
başarması hiç akıllarda yoktu.
Şimdi ise hedef tahtasında Avru-
pa’da olabildiğince ileri gidebil-
mek var. Geçen sezonki çizgiyi
devam ettirdiği ve kadrosunu Av-
rupa ayarına yaklaştırdığı sürece
Rodgers’ın ekibinin en azından
Şubat ayını görmesi işten değil.
76
iyi mi olurdu bilemeyiz ancak
o ayrıldıktan sonra Liverpool’un
şampiyonluk yarışına yine
giremediği de bir gerçek.
Sadece oyun tarzı veya saha
performansı ile değil, azımsan-
mayacak bir mental güç de
koyarak sezonu tamamladı Celtic.
Rodgers’ın ekibi lig şampiyonlu-
ğunu garantilediğinde takvimler
henüz Nisan ayının ikinci gününü
işaret ediyordu. Başka bir deyişle
sezonun 30. haftası geride
kalıyordu. Lig Kupası zaten
kazanılmıştı ancak formalite icabı
oynanabilecek 8 ligmaçının yanı
sıra Federasyon Kupası yarı
finalinde Rangers karşısına
çıkılacaktı. 2 Nisan tarihinden üç
gün sonra oynadığı nispeten
kolay Patrick karşılaşmasını
evinde berabere bitirince birçok
kişi muhtemelen Celtic’in
sezonun geri kalanında otomatik
pilotla uçacağını düşündü. Fakat
takip eden 7 maçtan 6 galibiyet
çıkarmayı bildi yeşil-beyazlılar.
Rodgers’ın ritmini bozmayarak
rehavetten koruduğu takım, önce
Rangers’ı sonra da Aberdeen’i
geçerek Federasyon Kupası’na da
uzanmayı başardı ve üçlemeyi
tamamladı. Bu son kupayı getiren
şey sahadaki efordan ziyade
neredeyse hiç elden bırakılmayan
mental disiplinden başkası
değildi.
Gelecekte Celtic
Celtic’in bu sezona ait kazanımla-
rını özetlemek gerekirse öncelikle
takımdisiplinini, sonra Dembele
ve Sinclair gibi iki yıldızı ve son
olarak zihinsel özgüveni sayabili-
riz. Önümüzdeki sezon bu temelin
üzerine inşa edilecek bir eser,
Rodgers’a özellikle Avrupa kupa-
larında umut verebilir. Geçtiğimiz
sezon Barcelona, Manchester City
ve Mönchengladbach’tan oluşan
Şampiyonlar Ligi grubuna düş-
mesi, Celtic’in logosundaki dört
yapraklı yoncanın bile karşı koya-
madığı bir şanssızlıktı! Nitekim
Nou Camp’ta oynanan ilkmaçın
7-0’lık bir hezimetle sonlanması
da Avrupa’ya dair hedeflere pek
yardımcı olmadı. Yine de ilerleyen
maçlarda Manchester City’ye hiç
boyun eğmeyen Celtic, Alman
rakibinden de bir beraberlik
kopararak ölümgrubunu 3 puanla
son sırada tamamladı.
Yeni sezonda üç ön eleme turunu
geçerek yine Devler Ligi’ne
kalabilirse, Rodgers’tan beklenen
bu sefer grup aşamasını geçmesi
olacak. Yine aynı şekilde zorlu bir
gruba denk gelmediği sürece
elbette üçüncülük de Celtic için
hedefler dâhilinde bir sonuç
olacaktır. Zira Rodgers da Ocak
ayından sonra hâlâ Avrupa kupa-
larından birinin içinde kalabilmeyi
hedef olarak seçmiş durumda.
Bu hedefi gerçekleştirmek için ne
olursa olsun Celtic boyunun
yettiğinden daha yukarı sıçramak
zorunda. Nitekim İskoçya sınırla-
rında açık ara en varlıklı kulüp
olabilirler ancak Eski Kıta’daki
rakipleriyle arada çok ciddi bir
fark olduğu da acı bir gerçek.
2015-2016 sezonuna dair Celtic’in
açıkladığı yıllık gelir 58milyon
euro seviyesindeydi. Geçtiğimiz
77