

İlk büyük turnuva
Güney Amerika’da
Başta söz konusu şehirlerde olmak
üzere, 20. yüzyılın başlarında
Güney Amerika’nın birçok nokta-
sında futbol büyük bir şevkle
oynanmakta ve aynı ölçüde de
merakla takip edilmekteydi. 1916
yılına gelindiğinde, bölgedeki
başlıca uluslararası turnuva olan ve
bugün Copa America olarak adlan-
dırılan Güney Amerika şampiyo-
nası da organize edilmeye
başlayacaktı ki, bu turnuvanın
muadillerinin Asya’da 1956’da, Afri-
ka’da 1957’de, Avrupa’daysa 1960’ta
hayata geçirildiği düşünüldüğünde
Güney Amerika’da yapılanın ne
denli zamanının ötesinde bir girişim
olduğu daha net anlaşılabilir. Öyle
ki Avrupa’da, Avrupa Şampiyonası
öncesindeki en prestijli uluslararası
turnuva niteliğindeki Orta Avrupa
Kupası dahi ilk olarak 1927 yılında
oynanmaya başlamıştı.
Güney Amerika’da futbola erken-
den böylesine büyük bir merak du-
yulmaya başlanması, doğal olarak
başta Arjantin, Brezilya ve Uruguay
gibi ülkelerin bu alanda, Avrupalı-
lara nazaran çok daha hızlı gelişme
göstermesini de sağlayacaktı. Zaten
bu durum, Avrupalı ve Güney Ame-
rikalı takımların bir arada mücadele
ettikleri erken dönemOlimpiyat
oyunları ve Dünya Kupalarında da
kendisini az çok gösterecekti.
1924 Paris Olimpiyatları’nda,
Uruguay Millî Takımı, Güney
Amerika’nın tek temsilcisi olarak
yer alıyordu belki ama Avrupalı
rakiplerine karşı adeta ezici bir
üstünlük sağlamıştı. Final yolunda
Yugoslavya’yı 7-0, Fransa’yı 5-1 ve
Hollanda’yı da 2-1’lik skorlarla
geçen Uruguay, altınmadalyanın
sahibini belirleyecekmaçta da
İsviçre’yi 3-0mağlup etmişti.
Dört yıl sonra oyunların adresi bu
kez Amsterdam’dı ve Uruguay
buraya da unvanını koruyabilmek
adına gelmişti. Güney Amerika’da
o yıllarda Uruguay ile birlikte en
önemli güç konumunda olan
Arjantin de bu turnuvada yer alan
bir başka ekipti. Uruguay’ın
Hollanda’yı 2-0, Almanya’yı 4-1 ve
İtalya’yı da 3-2 yenerek finale yük-
seldiği turnuvada Arjantin de çey-
rek finalde Avrupa’dan karşılaştığı
tek takım olan Belçika’yı 6-3 mağ-
lup etmiş, diğer iki turdaysa ABD ve
Mısır filelerine toplam 17 gol bıraka-
rak Uruguay’ın finaldeki rakibi ol-
muştu. İki Güney Amerikalıyı karşı
karşıya getiren finalin kazananıysa,
2-1’lik skorla yine Uruguay’dı.
Uruguay’ın 1920’lerde peş peşe
kazanmış olduğu iki olimpiyat altını
-ki o yıllarda olimpiyat oyunların-
daki turnuvanın futbolda dünyanın
en büyüğünü belirlediği kabul
görmekteydi- 1930’da ilk kez
düzenlenecek Dünya Kupası’nın
Uruguay’da düzenlenmesi adına da
etkili olmuştu. Uruguay, Avru-
pa’dan ulaşımı o günkü koşullarda
çok da kolay olan bir noktada bu-
lunmadığı için de 13 takımın boy
gösterdiği bu ilk Dünya Kupası’na
Eski Dünya’dan sadece dört ekip
katılma kararı almıştı. Kalan dokuz
takımınsa yedisi Güney Ameri-
ka’dan, ikisiyse Kuzey ve Orta
Amerika’dandı.
Dünya Kupası’nın ilk
şampiyonu Uruguay
Bu ilk Dünya Kupası’nda yaşanan
senaryo, iki yıl önceki olimpiyat
oyunlarındakinden çok da farklı ol-
mayacaktı. Finale yükselen taraflar
yine Uruguay ile Arjantin’di ve
kupaya uzanan da bu kez 4-2’lik
skorla galip gelen Uruguay
olmuştu. Bundan sonraki iki Dünya
Kupası’ndaysa Avrupa, Güney
Amerika’ya karşı bir üstünlük
utbolunAvrupa dışında popüla-
rite kazanarak yayılmaya
başladığı ilk bölge Güney Ameri-
ka’ydı. Aslında futbol, Britanya
dışında ilk olarakAmerika
kıtasının kuzeyinde oynanmıştı
belki ama burada yeterli ilgiyi
gördüğünü söylemek güçtü.
Zaten aradan yaklaşık bir buçuk
asır geçmesine rağmen bu du-
rumun günümüzde dahi geçerli-
liğini korumakta olduğu
söylenebilir. Futbol, Yeni
Dünya’nın kuzeyinde kök sal-
makta böylesine zorlanırken, kı-
tanın güneyine geldiğinde tam
tersine, son derece verimli top-
raklarla karşılaşmıştı. Lâtin
Amerika, 19. yüzyılın ikinci
yarısında tanıştığı bu oyunun,
dünya üzerinde en hızlı geliştiği
yerlerden biri olacaktı.
Futbolun Britanya dışına yayıl-
masını çabuklaştırıcı başlıca
faktör, Britanya donanmasında
görevli askerlerin, ihracatla uğ-
raşan Britanyalı tüccarların ve
yine yurt dışında Britanyalı bazı
firmaların yürüttüğü demiryolu
inşaatı projelerinde çalışan
Britanyalı işçilerin, bu nedenle
gittikleri yabancı ülkelerde
kendi aralarında futbol oynama-
sıydı. Bu noktadan hareketle
futbolun, LâtinAmerika’ya
limanları aracılığıyla giriş
yaptığı da söylenebilir.
1860’lardan itibaren Güney
Amerika’nın birçok limanında
yerli halk, İngilizleri futbol
oynarken görmeye başlamıştı.
Hatta ilk zamanlarda ne olup bit-
tiğine pek anlamverememişler
ve futbol oynayan İngilizlere bu
yaptıklarından ötürü ‘los ingle-
ses locos’ yani ‘deli İngilizler’ de-
meyi uygun görmüşlerdi.
Zamanla bölgede futbol oynayan
İngilizler, sadece limanda vakit
geçirmeye çalışan denizcilerle
de sınırlı kalmayacaktı. 19. Yüz-
yıl’ın ikinci yarısından itibaren
LâtinAmerika, zengin yer altı
kaynaklarına ve geniş tarım
alanlarına sahip olması, ancak
bunların yanında yeterli serma-
yeden, işgücünden ve uzman-
lıktanmahrumolması nedeniyle
Avrupa’nın göz diktiği bir bölge
haline gelmişti.
Britanya, Güney Amerika’daki
başlıca yabancı sermaye kay-
nağı olurken aynı zamanda uz-
manlık eksiğini de gidermek için
buraya çok sayıda vatandaşını
göndermekteydi. Maden
işletmeciliğinden bankacılığa,
kahve üretiminden hayvansal
ürünlerin ithalatı ve ihracatına
kadar sermaye ve uzmanlık
gerektiren hemen her iş,
Britanyalıların kontrolü altın-
daydı. Dolayısıyla 1880 yılına ge-
lindiğinde sadece Arjantin’in
başkenti Buenos Aires’te 40 bin
İngiliz ikamet etmekteydi.
Kalabalık bir Britanyalı nüfu-
suna sahip olmada Buenos
Aires’in ardından gelen diğer
LâtinAmerika şehirleriyse São
Paulo, Rio de Janeiro, Montevi-
deo, Lima ve Santiago’ydu.
Onur Erdem
Güney Amerika ayağa kalkacağı günü bekliyor
66
67
Futbol dünyasının Avrupa ile birlikte en önemli ayağı olan Güney Amerika, son yıllarda Dünya
Kupalarında yaşadığı talihsizliğin üstesinden ne zaman geleceğini merakla beklemekte.
2018 Dünya Kupası, bu yolda hayli kritik bir dönemeç olacağa benziyor.
F
1916’da düzenlenen ilk Copa America’yı kazanan Uruguay,
1924 Olimpiyatları’nda da altınmadalyayı boynuna takmıştı...
Uruguay ile Arjantin, 1928 Olimpiyatlarında olduğu gibi 1930’daki
ilk Dünya Kupası’nın da finalinde karşı karşıya gelmişti...