Previous Page  66-67 / 140 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 66-67 / 140 Next Page
Page Background

İlk büyük turnuva

Güney Amerika’da

Başta söz konusu şehirlerde olmak

üzere, 20. yüzyılın başlarında

Güney Amerika’nın birçok nokta-

sında futbol büyük bir şevkle

oynanmakta ve aynı ölçüde de

merakla takip edilmekteydi. 1916

yılına gelindiğinde, bölgedeki

başlıca uluslararası turnuva olan ve

bugün Copa America olarak adlan-

dırılan Güney Amerika şampiyo-

nası da organize edilmeye

başlayacaktı ki, bu turnuvanın

muadillerinin Asya’da 1956’da, Afri-

ka’da 1957’de, Avrupa’daysa 1960’ta

hayata geçirildiği düşünüldüğünde

Güney Amerika’da yapılanın ne

denli zamanının ötesinde bir girişim

olduğu daha net anlaşılabilir. Öyle

ki Avrupa’da, Avrupa Şampiyonası

öncesindeki en prestijli uluslararası

turnuva niteliğindeki Orta Avrupa

Kupası dahi ilk olarak 1927 yılında

oynanmaya başlamıştı.

Güney Amerika’da futbola erken-

den böylesine büyük bir merak du-

yulmaya başlanması, doğal olarak

başta Arjantin, Brezilya ve Uruguay

gibi ülkelerin bu alanda, Avrupalı-

lara nazaran çok daha hızlı gelişme

göstermesini de sağlayacaktı. Zaten

bu durum, Avrupalı ve Güney Ame-

rikalı takımların bir arada mücadele

ettikleri erken dönemOlimpiyat

oyunları ve Dünya Kupalarında da

kendisini az çok gösterecekti.

1924 Paris Olimpiyatları’nda,

Uruguay Millî Takımı, Güney

Amerika’nın tek temsilcisi olarak

yer alıyordu belki ama Avrupalı

rakiplerine karşı adeta ezici bir

üstünlük sağlamıştı. Final yolunda

Yugoslavya’yı 7-0, Fransa’yı 5-1 ve

Hollanda’yı da 2-1’lik skorlarla

geçen Uruguay, altınmadalyanın

sahibini belirleyecekmaçta da

İsviçre’yi 3-0mağlup etmişti.

Dört yıl sonra oyunların adresi bu

kez Amsterdam’dı ve Uruguay

buraya da unvanını koruyabilmek

adına gelmişti. Güney Amerika’da

o yıllarda Uruguay ile birlikte en

önemli güç konumunda olan

Arjantin de bu turnuvada yer alan

bir başka ekipti. Uruguay’ın

Hollanda’yı 2-0, Almanya’yı 4-1 ve

İtalya’yı da 3-2 yenerek finale yük-

seldiği turnuvada Arjantin de çey-

rek finalde Avrupa’dan karşılaştığı

tek takım olan Belçika’yı 6-3 mağ-

lup etmiş, diğer iki turdaysa ABD ve

Mısır filelerine toplam 17 gol bıraka-

rak Uruguay’ın finaldeki rakibi ol-

muştu. İki Güney Amerikalıyı karşı

karşıya getiren finalin kazananıysa,

2-1’lik skorla yine Uruguay’dı.

Uruguay’ın 1920’lerde peş peşe

kazanmış olduğu iki olimpiyat altını

-ki o yıllarda olimpiyat oyunların-

daki turnuvanın futbolda dünyanın

en büyüğünü belirlediği kabul

görmekteydi- 1930’da ilk kez

düzenlenecek Dünya Kupası’nın

Uruguay’da düzenlenmesi adına da

etkili olmuştu. Uruguay, Avru-

pa’dan ulaşımı o günkü koşullarda

çok da kolay olan bir noktada bu-

lunmadığı için de 13 takımın boy

gösterdiği bu ilk Dünya Kupası’na

Eski Dünya’dan sadece dört ekip

katılma kararı almıştı. Kalan dokuz

takımınsa yedisi Güney Ameri-

ka’dan, ikisiyse Kuzey ve Orta

Amerika’dandı.

Dünya Kupası’nın ilk

şampiyonu Uruguay

Bu ilk Dünya Kupası’nda yaşanan

senaryo, iki yıl önceki olimpiyat

oyunlarındakinden çok da farklı ol-

mayacaktı. Finale yükselen taraflar

yine Uruguay ile Arjantin’di ve

kupaya uzanan da bu kez 4-2’lik

skorla galip gelen Uruguay

olmuştu. Bundan sonraki iki Dünya

Kupası’ndaysa Avrupa, Güney

Amerika’ya karşı bir üstünlük

utbolunAvrupa dışında popüla-

rite kazanarak yayılmaya

başladığı ilk bölge Güney Ameri-

ka’ydı. Aslında futbol, Britanya

dışında ilk olarakAmerika

kıtasının kuzeyinde oynanmıştı

belki ama burada yeterli ilgiyi

gördüğünü söylemek güçtü.

Zaten aradan yaklaşık bir buçuk

asır geçmesine rağmen bu du-

rumun günümüzde dahi geçerli-

liğini korumakta olduğu

söylenebilir. Futbol, Yeni

Dünya’nın kuzeyinde kök sal-

makta böylesine zorlanırken, kı-

tanın güneyine geldiğinde tam

tersine, son derece verimli top-

raklarla karşılaşmıştı. Lâtin

Amerika, 19. yüzyılın ikinci

yarısında tanıştığı bu oyunun,

dünya üzerinde en hızlı geliştiği

yerlerden biri olacaktı.

Futbolun Britanya dışına yayıl-

masını çabuklaştırıcı başlıca

faktör, Britanya donanmasında

görevli askerlerin, ihracatla uğ-

raşan Britanyalı tüccarların ve

yine yurt dışında Britanyalı bazı

firmaların yürüttüğü demiryolu

inşaatı projelerinde çalışan

Britanyalı işçilerin, bu nedenle

gittikleri yabancı ülkelerde

kendi aralarında futbol oynama-

sıydı. Bu noktadan hareketle

futbolun, LâtinAmerika’ya

limanları aracılığıyla giriş

yaptığı da söylenebilir.

1860’lardan itibaren Güney

Amerika’nın birçok limanında

yerli halk, İngilizleri futbol

oynarken görmeye başlamıştı.

Hatta ilk zamanlarda ne olup bit-

tiğine pek anlamverememişler

ve futbol oynayan İngilizlere bu

yaptıklarından ötürü ‘los ingle-

ses locos’ yani ‘deli İngilizler’ de-

meyi uygun görmüşlerdi.

Zamanla bölgede futbol oynayan

İngilizler, sadece limanda vakit

geçirmeye çalışan denizcilerle

de sınırlı kalmayacaktı. 19. Yüz-

yıl’ın ikinci yarısından itibaren

LâtinAmerika, zengin yer altı

kaynaklarına ve geniş tarım

alanlarına sahip olması, ancak

bunların yanında yeterli serma-

yeden, işgücünden ve uzman-

lıktanmahrumolması nedeniyle

Avrupa’nın göz diktiği bir bölge

haline gelmişti.

Britanya, Güney Amerika’daki

başlıca yabancı sermaye kay-

nağı olurken aynı zamanda uz-

manlık eksiğini de gidermek için

buraya çok sayıda vatandaşını

göndermekteydi. Maden

işletmeciliğinden bankacılığa,

kahve üretiminden hayvansal

ürünlerin ithalatı ve ihracatına

kadar sermaye ve uzmanlık

gerektiren hemen her iş,

Britanyalıların kontrolü altın-

daydı. Dolayısıyla 1880 yılına ge-

lindiğinde sadece Arjantin’in

başkenti Buenos Aires’te 40 bin

İngiliz ikamet etmekteydi.

Kalabalık bir Britanyalı nüfu-

suna sahip olmada Buenos

Aires’in ardından gelen diğer

LâtinAmerika şehirleriyse São

Paulo, Rio de Janeiro, Montevi-

deo, Lima ve Santiago’ydu.

Onur Erdem

Güney Amerika ayağa kalkacağı günü bekliyor

66

67

Futbol dünyasının Avrupa ile birlikte en önemli ayağı olan Güney Amerika, son yıllarda Dünya

Kupalarında yaşadığı talihsizliğin üstesinden ne zaman geleceğini merakla beklemekte.

2018 Dünya Kupası, bu yolda hayli kritik bir dönemeç olacağa benziyor.

F

1916’da düzenlenen ilk Copa America’yı kazanan Uruguay,

1924 Olimpiyatları’nda da altınmadalyayı boynuna takmıştı...

Uruguay ile Arjantin, 1928 Olimpiyatlarında olduğu gibi 1930’daki

ilk Dünya Kupası’nın da finalinde karşı karşıya gelmişti...