Previous Page  78-79 / 140 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 78-79 / 140 Next Page
Page Background

Barcelona olacaktı. 1959-60

sezonunu La Liga’nın zirvesinde

tamamlayan Barça, son Şampiyon

Real Madrid’le birlikte 1960-61

sezonunda Şampiyon Kulüpler

Kupası’nda yer alma hakkını elde

etmişti. Kuranın azizliği sonra-

sında da taraflar ilk turda birbirle-

rine rakip olmuşlardı. Santiago

Bernabeu’daki ilkmaçta ev sahibi

ekip Mateos ve Gento ile iki kez

öne geçmesine karşın Barcelona,

ikisi de Luis Suarez Miramon-

tes’ten gelen gollerle karşılaşma-

dan beraberlikle ayrılmayı

başarmıştı. Nou Camp’taki

rövanştaysa Verges ve

Evaristo’nun sayıları Barcelona’ya

2-1’lik galibiyeti getirecek,

Canario’nun son dakikalardaki

golüyse Real Madrid için yeterli

olamayacaktı. Barcelona ise

bu başarının ardından finale

kadar gittiyse de finalde

Benfica’ya boyun eğmekten

kurtulamayacaktı.

Real Madrid bir sonraki sezon

yeniden Şampiyon Kulüpler

Kupası’nda boy gösterirken bu

kez Vasas, B 1913, Juventus ve

Standard Liege’i eleyerek finale

geliyordu. Fakat finalde, son

şampiyon Benfica’dan unvanı geri

alamıyorlar ve Eusebio’nun yıldız-

laştığı maçta rakiplerine 5-3’lük

skorla boyun eğiyorlardı.

1960’lar, Real Madrid için yurt

içindeki en başarılı dönemdi.

1961-1969 periyodunda, dokuz se-

zonda sekiz kez La Liga’da şampi-

yonluğa ulaşmışlardı. Fakat

Avrupa’da, 1950’lerin ikinci yarı-

sına kıyasla bir duraklama olduğu

da açıktı. 1962-63 sezonunda

henüz ilk turda Anderlecht’e

eleniyorlardı. Bir sonraki sezonsa

yeniden finale kadar gitmişlerdi

gitmesine ama bu kez de Helenio

Herrera’nın Inter’ine takılmışlardı.

Ertesi sezon da çeyrek finalde

Benfica tarafından saf dışı

bırakılacaklardı.

Kış uykusundan

önceki son zafer

1965-66 sezonunda Real Madrid

bir kez daha Avrupa’nın en

büyüğü olmayı başarıyordu.

Feyenoord, Kilmarnock,

Anderlecht ve Inter’i eleyerek

geldikleri finalde Partizan’ı 1-0 ge-

riye düşmelerine karşın

Amancio ve Serena’nın golleriyle

yenerek büyük kupayı altıncı kez

kucaklıyorlardı. Fakat bunun,

uzun yıllar sürecek bir sessizliğin

de aslında başlangıcı olduğunu o

esnada kimse bilmiyordu. Real

Madrid, 1966-67 sezonunda çey-

rek finalde Inter’e elenirken bir

sonraki sezon da yarı finalde

Manchester United’a takılıyordu.

1968-69’daysa henüz ikinci turda

RapidWien tarafından kupanın

dışına itileceklerdi. Ertesi sene de

Standard Liege’e diş geçiremeye-

rek yine ikinci turda Avrupa

defterini kapatıyorlardı. Bundan

sonraki iki sezondaysa Real

Madrid, ligde AtleticoMadrid ve

Valencia’ya kaptırdığı şampiyon-

luklardan ötürü Şampiyon Kulüp-

ler Kupası’na katılamadı. Kupa

Galipleri Kupası’nda geçirdikleri

bu sezonların ilkinde yine bir final

gördülerse de Chelsea’ye 2-1 kay-

bediyorlardı. Fuar Şehirleri Ku-

pası’nda boy gösterdikleri diğer

sezondaysa henüz ikinci turda

PSV Eindhoven’a elenmişlerdi.

1972-73 sezonuyla birlikte Real

Madrid, Şampiyon Kulüpler Kupa-

sı’na geri döndüyse de Şampiyon

Kulüpler Kupası’nın Real Madrid’e

geri dönmek gibi bir niyeti yoktu.

Bu sefer de yarı finalde, daha

sonrasında üst üste üçüncü kez

bu kupayı kazanacak olan Ajax’a

eleneceklerdi. UEFAKupası’na git-

tikleri bir sonraki sezondaysa

daha ilk turda Ipswich Town

tarafından kupanın dışına

itileceklerdi. Bir sonraki sezon da

Kupa Galipleri Kupası çeyrek

finalinde Kızılyıldız’a teslim

oldular. Bundan sonraki iki

sezonda yine Kupa 1’de

oynadılarsa da bunlarda da

sırasıyla yarı finalde BayernMünih

ve ikinci turda Club Brugge’e

boyun eğdiler.

1976-77 sezonu, Real Madrid adına

uzun yıllardır görülmüş en başarı-

sız sezondu. Takım ligi dokuzuncu

sırada bitirmişti ve böyle olunca

da ilk kez Avrupa kupalarının dı-

şında kalmışlardı. Sonrasındaysa

takımbu kayıp sezonun acısını çı-

kartırcasına La Liga’da üç sene üst

üste şampiyonluğa ulaşacaktı. Bu

vesileyle de Şampiyon Kulüpler

Kupası’nı yeniden kazanabilmek

adına önemli bir fırsat ele geç-

mişti. Ancak ilk denemede henüz

ikinci turda Grasshoppers’a elenil-

mesi büyük bir fiyaskoydu. İkinci

denemedeyse yarı finale kadar

gidilmesine karşın bu turda

Hamburg’a teslimolunuyordu.

1980-81 sezonundaysa Limerick,

Honved, SpartakMoskova ve

Inter’i eleyen Real Madrid, bir kez

daha finale gelmişti fakat

Liverpool ile oynanan finalde

gülen taraf, Alan Kennedy’den

gelen golle İngiliz temsilcisiydi.

Çifte UEFA Kupası tesellisi

Bundan sonraysa Real Madrid beş

yıl süresince Kupa 1’den ayrı kaldı.

Bu süre zarfında ilk olarak 1983

yılında Kupa Galipleri Kupası’nda

final oynayan Beyaz Şimşekler,

genç teknik adamAlex Ferguson

tarafından çalıştırılan İskoç ekibi

Aberdeen’e uzatmalarda 2-1 kay-

betmekten kurtulamadı. 1984-85

sezonundaysa UEFAKupası’nda

mücadele eden Real Madrid; Ad-

miraWacker, Rijeka, Anderlecht,

Tottenhamve Inter’i eleyerek gel-

diği finaldeMacar ekibi Videoton’u

devirerek kupanın sahibi olu-

yordu. Avrupa’da 19 yıl sonra bir

kupa gelmişti belki ama Kupa 1

hasreti de henüz dinmiş değildi.

Ertesi sezon yine UEFAKupası’nda

mücadele eden Real Madrid, bu

kez de AEK, Chernomorets, Mönc-

hengladbach, Neuchatel ve Inter’i

devirerek final vizesi almıştı.

İspanyol ekibi özellikleMönchen-

gladbach eşleşmesinde, ilkmaçı

5-1 kaybetmesine karşın rövanşı

4-0 alıp tur atlayarak inanılması

güç bir başarıya imza atmıştı.

Finaldeyse bir başka Alman ekibi

Köln ile oynayan Real Madrid,

5-1 ve 0-2’lik skorlarla kupaya

üst üste ikinci kez uzanmıştı.

1986’dan itibaren Real Madrid,

beş yıldır şampiyon olamadığı

La Liga’ya yeniden ağırlığını

koyarken bu kez beş yıllık bir

şampiyonluk serisini başlatacaktı.

Bunamukabil, Şampiyon Kulüpler

Kupası’nda da yeniden iddialı ol-

maya çalışan İspanyol temsilcisi,

ilk üç denemesinde yarı finalde

pes edecekti. Bu turda sırasıyla

BayernMünih, PSV Eindhoven ve

Milan’a elenen Real Madrid,

özellikle en sonMilan karşısında

uğradığı 5-0’lık yenilgiyle prestij

açısından da büyük bir yara

almıştı.

Günden güne

gerileyen bir manzara

Kura şanssızlığı sonucu 1989-90

sezonunda Milan’la bu kez ikinci

turda eşleşen Real Madrid, raki-

bine bir kez daha elenmekten

kurtulamayacaktı. Bir sonraki se-

zondaysa çeyrek finalde Spartak

Moskova engeline takılıyorlardı.

1990’larla birlikte La Liga’ya Johan

Cruyff’un Barcelona’sı ağırlığını

koyacak ve dört sene üst üste

şampiyon olacaktı. Real Madrid de

bu dönemde haliyle Kupa 2 ve

Kupa 3’te mücadele etmek

zorunda kaldı. UEFA Kupası’nda

1992’de yarı finalde Torino’ya

elenirlerken, ertesi yıl da çeyrek

finalde Paris St. Germain’e takıldı-

lar. Bir sonraki sezon bu kez Kupa

Galipleri Kupası’nın çeyrek fina-

linde yine Paris St. Germain tara-

fından biletleri kesilirken, 1994-95

sezonu UEFA Kupası’ndaysa tarihi

bir fiyasko yaşayarak üçüncü

turda Danimarka’nın Odense

takımı tarafından kupanın dışına

itiliyorlardı.

1994-95 sezonunda Barcelona’nın

dört yıllık şampiyonluk serisine

noktayı koyan Real Madrid, böy-

lece bir sonraki sezon Şampiyon-

lar Ligi formatına geçilmesinin

ardından ilk kez Kupa 1’de yer

alma hakkını elde etmişti. Fakat

1995-96 sezonu Beyaz Şimşekler

adına hiç de hatırlanmak istene-

cek cinsten değildi. Şampiyonlar

Ligi’ne çeyrek finalde Juventus

engeline takılınması sonucunda

veda edilmişti fakat daha da

kötüsü, takım ligi altıncı sırada

bitirmiş ve neredeyse 20 yıl

aradan sonra ilk kez Avrupa

kupalarının dışında kalmıştı.

Bu vesileyle 1996-97 sezonunu

yeniden yapılanmayla geçiren

Real Madrid; Davor Suker, Predrag

Mijatovic, Roberto Carlos, Cristian

Panucci, Clarance Seedorf ve

Bodo Illgner gibi birçok önemli

oyuncuyu renklerine bağlamıştı.

Neticede beklenen şampiyonluk

sezon sonunda geliyor ve Avrupa

şampiyonluğu hasreti 32 yıla yak-

laşmakta olan Madrid ekibi bir

kez daha Şampiyonlar Ligi’ne

katılma fırsatını yakalıyordu.

78

79