

Barcelona olacaktı. 1959-60
sezonunu La Liga’nın zirvesinde
tamamlayan Barça, son Şampiyon
Real Madrid’le birlikte 1960-61
sezonunda Şampiyon Kulüpler
Kupası’nda yer alma hakkını elde
etmişti. Kuranın azizliği sonra-
sında da taraflar ilk turda birbirle-
rine rakip olmuşlardı. Santiago
Bernabeu’daki ilkmaçta ev sahibi
ekip Mateos ve Gento ile iki kez
öne geçmesine karşın Barcelona,
ikisi de Luis Suarez Miramon-
tes’ten gelen gollerle karşılaşma-
dan beraberlikle ayrılmayı
başarmıştı. Nou Camp’taki
rövanştaysa Verges ve
Evaristo’nun sayıları Barcelona’ya
2-1’lik galibiyeti getirecek,
Canario’nun son dakikalardaki
golüyse Real Madrid için yeterli
olamayacaktı. Barcelona ise
bu başarının ardından finale
kadar gittiyse de finalde
Benfica’ya boyun eğmekten
kurtulamayacaktı.
Real Madrid bir sonraki sezon
yeniden Şampiyon Kulüpler
Kupası’nda boy gösterirken bu
kez Vasas, B 1913, Juventus ve
Standard Liege’i eleyerek finale
geliyordu. Fakat finalde, son
şampiyon Benfica’dan unvanı geri
alamıyorlar ve Eusebio’nun yıldız-
laştığı maçta rakiplerine 5-3’lük
skorla boyun eğiyorlardı.
1960’lar, Real Madrid için yurt
içindeki en başarılı dönemdi.
1961-1969 periyodunda, dokuz se-
zonda sekiz kez La Liga’da şampi-
yonluğa ulaşmışlardı. Fakat
Avrupa’da, 1950’lerin ikinci yarı-
sına kıyasla bir duraklama olduğu
da açıktı. 1962-63 sezonunda
henüz ilk turda Anderlecht’e
eleniyorlardı. Bir sonraki sezonsa
yeniden finale kadar gitmişlerdi
gitmesine ama bu kez de Helenio
Herrera’nın Inter’ine takılmışlardı.
Ertesi sezon da çeyrek finalde
Benfica tarafından saf dışı
bırakılacaklardı.
Kış uykusundan
önceki son zafer
1965-66 sezonunda Real Madrid
bir kez daha Avrupa’nın en
büyüğü olmayı başarıyordu.
Feyenoord, Kilmarnock,
Anderlecht ve Inter’i eleyerek
geldikleri finalde Partizan’ı 1-0 ge-
riye düşmelerine karşın
Amancio ve Serena’nın golleriyle
yenerek büyük kupayı altıncı kez
kucaklıyorlardı. Fakat bunun,
uzun yıllar sürecek bir sessizliğin
de aslında başlangıcı olduğunu o
esnada kimse bilmiyordu. Real
Madrid, 1966-67 sezonunda çey-
rek finalde Inter’e elenirken bir
sonraki sezon da yarı finalde
Manchester United’a takılıyordu.
1968-69’daysa henüz ikinci turda
RapidWien tarafından kupanın
dışına itileceklerdi. Ertesi sene de
Standard Liege’e diş geçiremeye-
rek yine ikinci turda Avrupa
defterini kapatıyorlardı. Bundan
sonraki iki sezondaysa Real
Madrid, ligde AtleticoMadrid ve
Valencia’ya kaptırdığı şampiyon-
luklardan ötürü Şampiyon Kulüp-
ler Kupası’na katılamadı. Kupa
Galipleri Kupası’nda geçirdikleri
bu sezonların ilkinde yine bir final
gördülerse de Chelsea’ye 2-1 kay-
bediyorlardı. Fuar Şehirleri Ku-
pası’nda boy gösterdikleri diğer
sezondaysa henüz ikinci turda
PSV Eindhoven’a elenmişlerdi.
1972-73 sezonuyla birlikte Real
Madrid, Şampiyon Kulüpler Kupa-
sı’na geri döndüyse de Şampiyon
Kulüpler Kupası’nın Real Madrid’e
geri dönmek gibi bir niyeti yoktu.
Bu sefer de yarı finalde, daha
sonrasında üst üste üçüncü kez
bu kupayı kazanacak olan Ajax’a
eleneceklerdi. UEFAKupası’na git-
tikleri bir sonraki sezondaysa
daha ilk turda Ipswich Town
tarafından kupanın dışına
itileceklerdi. Bir sonraki sezon da
Kupa Galipleri Kupası çeyrek
finalinde Kızılyıldız’a teslim
oldular. Bundan sonraki iki
sezonda yine Kupa 1’de
oynadılarsa da bunlarda da
sırasıyla yarı finalde BayernMünih
ve ikinci turda Club Brugge’e
boyun eğdiler.
1976-77 sezonu, Real Madrid adına
uzun yıllardır görülmüş en başarı-
sız sezondu. Takım ligi dokuzuncu
sırada bitirmişti ve böyle olunca
da ilk kez Avrupa kupalarının dı-
şında kalmışlardı. Sonrasındaysa
takımbu kayıp sezonun acısını çı-
kartırcasına La Liga’da üç sene üst
üste şampiyonluğa ulaşacaktı. Bu
vesileyle de Şampiyon Kulüpler
Kupası’nı yeniden kazanabilmek
adına önemli bir fırsat ele geç-
mişti. Ancak ilk denemede henüz
ikinci turda Grasshoppers’a elenil-
mesi büyük bir fiyaskoydu. İkinci
denemedeyse yarı finale kadar
gidilmesine karşın bu turda
Hamburg’a teslimolunuyordu.
1980-81 sezonundaysa Limerick,
Honved, SpartakMoskova ve
Inter’i eleyen Real Madrid, bir kez
daha finale gelmişti fakat
Liverpool ile oynanan finalde
gülen taraf, Alan Kennedy’den
gelen golle İngiliz temsilcisiydi.
Çifte UEFA Kupası tesellisi
Bundan sonraysa Real Madrid beş
yıl süresince Kupa 1’den ayrı kaldı.
Bu süre zarfında ilk olarak 1983
yılında Kupa Galipleri Kupası’nda
final oynayan Beyaz Şimşekler,
genç teknik adamAlex Ferguson
tarafından çalıştırılan İskoç ekibi
Aberdeen’e uzatmalarda 2-1 kay-
betmekten kurtulamadı. 1984-85
sezonundaysa UEFAKupası’nda
mücadele eden Real Madrid; Ad-
miraWacker, Rijeka, Anderlecht,
Tottenhamve Inter’i eleyerek gel-
diği finaldeMacar ekibi Videoton’u
devirerek kupanın sahibi olu-
yordu. Avrupa’da 19 yıl sonra bir
kupa gelmişti belki ama Kupa 1
hasreti de henüz dinmiş değildi.
Ertesi sezon yine UEFAKupası’nda
mücadele eden Real Madrid, bu
kez de AEK, Chernomorets, Mönc-
hengladbach, Neuchatel ve Inter’i
devirerek final vizesi almıştı.
İspanyol ekibi özellikleMönchen-
gladbach eşleşmesinde, ilkmaçı
5-1 kaybetmesine karşın rövanşı
4-0 alıp tur atlayarak inanılması
güç bir başarıya imza atmıştı.
Finaldeyse bir başka Alman ekibi
Köln ile oynayan Real Madrid,
5-1 ve 0-2’lik skorlarla kupaya
üst üste ikinci kez uzanmıştı.
1986’dan itibaren Real Madrid,
beş yıldır şampiyon olamadığı
La Liga’ya yeniden ağırlığını
koyarken bu kez beş yıllık bir
şampiyonluk serisini başlatacaktı.
Bunamukabil, Şampiyon Kulüpler
Kupası’nda da yeniden iddialı ol-
maya çalışan İspanyol temsilcisi,
ilk üç denemesinde yarı finalde
pes edecekti. Bu turda sırasıyla
BayernMünih, PSV Eindhoven ve
Milan’a elenen Real Madrid,
özellikle en sonMilan karşısında
uğradığı 5-0’lık yenilgiyle prestij
açısından da büyük bir yara
almıştı.
Günden güne
gerileyen bir manzara
Kura şanssızlığı sonucu 1989-90
sezonunda Milan’la bu kez ikinci
turda eşleşen Real Madrid, raki-
bine bir kez daha elenmekten
kurtulamayacaktı. Bir sonraki se-
zondaysa çeyrek finalde Spartak
Moskova engeline takılıyorlardı.
1990’larla birlikte La Liga’ya Johan
Cruyff’un Barcelona’sı ağırlığını
koyacak ve dört sene üst üste
şampiyon olacaktı. Real Madrid de
bu dönemde haliyle Kupa 2 ve
Kupa 3’te mücadele etmek
zorunda kaldı. UEFA Kupası’nda
1992’de yarı finalde Torino’ya
elenirlerken, ertesi yıl da çeyrek
finalde Paris St. Germain’e takıldı-
lar. Bir sonraki sezon bu kez Kupa
Galipleri Kupası’nın çeyrek fina-
linde yine Paris St. Germain tara-
fından biletleri kesilirken, 1994-95
sezonu UEFA Kupası’ndaysa tarihi
bir fiyasko yaşayarak üçüncü
turda Danimarka’nın Odense
takımı tarafından kupanın dışına
itiliyorlardı.
1994-95 sezonunda Barcelona’nın
dört yıllık şampiyonluk serisine
noktayı koyan Real Madrid, böy-
lece bir sonraki sezon Şampiyon-
lar Ligi formatına geçilmesinin
ardından ilk kez Kupa 1’de yer
alma hakkını elde etmişti. Fakat
1995-96 sezonu Beyaz Şimşekler
adına hiç de hatırlanmak istene-
cek cinsten değildi. Şampiyonlar
Ligi’ne çeyrek finalde Juventus
engeline takılınması sonucunda
veda edilmişti fakat daha da
kötüsü, takım ligi altıncı sırada
bitirmiş ve neredeyse 20 yıl
aradan sonra ilk kez Avrupa
kupalarının dışında kalmıştı.
Bu vesileyle 1996-97 sezonunu
yeniden yapılanmayla geçiren
Real Madrid; Davor Suker, Predrag
Mijatovic, Roberto Carlos, Cristian
Panucci, Clarance Seedorf ve
Bodo Illgner gibi birçok önemli
oyuncuyu renklerine bağlamıştı.
Neticede beklenen şampiyonluk
sezon sonunda geliyor ve Avrupa
şampiyonluğu hasreti 32 yıla yak-
laşmakta olan Madrid ekibi bir
kez daha Şampiyonlar Ligi’ne
katılma fırsatını yakalıyordu.
78
79