

Hasret sona eriyor
Real Madrid, Şampiyonlar Li-
gi’ndeki ikinci sezonunda ilk
turda Porto, Olympiakos ve
Rosenborg ile birlikte yer aldığı
gruptan lider olarak çıkıyor,
ardından da çeyrek finalde Bayer
Leverkusen engelini aşıyordu.
Yarı finalde Real Madrid’in rakibi,
kupanın son şampiyonu
Dortmund’du belki ama Beyaz
Şimşekler bu eşleşmeden de 2-0
ve 0-0’lık skorlarla üstün ayrılan
taraf olarak finaldeki yerlerini
ayırtıyordu. Böylece Real Madrid,
17 yıl aradan sonra Kupa 1’de
finale çıkmıştı ve amaç da
32 yıllık şampiyonluk hasretine
son vermekti.
Juventus ile oynanan final
maçında Real Madrid’i özlediğine
kavuşturan, 66. dakikada gelen
tek golü sahibi Mijatovic oluyordu.
32 senedir süren bekleyiş, nihayet
sona ermişti. Elbette bu kadar
uzun süre boyunca bu noktaya
yeniden gelebilmenin hayalini
kurmak, Real Madrid yönetimini
bir daha bu kadar beklememek
adına da daha tedbirli ve hırslı bir
hale getirmişti.
NitekimReal Madrid, bir sonraki
sene Şampiyonlar Ligi’ne çeyrek
finalde Dinamo Kiev’e elenerek
veda ettiyse de, 1999-2000 sezo-
nuyla birlikte yeniden zirveye ku-
rulmayı başaracaktı. Bu kez çeyrek
finalde son şampiyonManchester
United’ı, yarı finalde de Bayern
Münih’i deviren Real, finaldeyse
Valencia ile karşı karşıya gelmişti.
Morientes, McManaman ve Raul
imzalı gollerle de rakibini 3-0’lık
net bir skorlamağlup ederek son
üç senede ikinci, toplamda da
sekizinci kez Avrupa’nın
en büyüğü oluyorlardı.
2000-2001 sezonu, Real Madrid’in
unvanını koruyamadığı bir başka
sezon olarak kayıtlara geçerken
Beyaz Şimşekler yarı finalde
BayernMünih’e teslimoluyordu.
Ancak 2001-2002 sezonunda işler
bir kez daha Real Madrid’in istediği
gibi gidecekti. Bu kez de çeyrek fi-
nalde BayernMünih ve yarı finalde
Barcelona gibi takımları eleyerek
finale gelmişler ve sezonun sürpriz
ekibi Bayer Leverkusen’e rakip ol-
muşlardı. Real Madrid, finalde Raul
ile erken bir gol bulmasına karşın
çok geçmeden Leverkusen bu gole
Lucio ile karşılık verecekti. Ancak
ilk yarı bitmek üzereyken Zidane’ın
jenerikleri süsleyecekmüthiş vo-
lesiyle birlikte İspanyol ekibi bir
kez daha öne geçecek vemaçı da
bu skorla kazanarak Kupa 1’deki
dokuzuncu zaferini elde edecekti.
1956’dan 1966’ya kadar 11 sezonda
altı kez Avrupa’nın zirvesine çıkan
fakat sonrasında 32 yıl boyunca
adeta bir tür kış uykusuna yatan
Real Madrid, 1998-2002 aralığında
yenidenmüthiş bir çıkışa imza at-
mıştı. Raul, Hierro ve Roberto Car-
los üç zaferde de kadroda yer alan
yıldızlardı. Ayrıca Zidane, Figo, Mo-
rientes ve Casillas gibi isimler de
beş sezondaki üç şampiyonluğun
bir veya ikisinde katkısı olan diğer
büyük yıldızlardı.
İkinci Fetret Devri
Fakat bundan sonra bir müddet
boyunca Real Madrid daha fazla
yıldız transferinin büyüsüne kapı-
lacak ve bu da takımı oluşturacak
olan o bütüncül yapının bozulma-
sına yol açacaktı. Ronaldo, Beck-
ham, Owen gibi yıldızlar ilk bakışta
göze hoş geliyordu belki ama Real
Madrid, Avrupa’da, 32 senelik ol-
masa da yeni bir duraklama dev-
rine girmek üzereydi. 2003’te yarı
finalde Juventus’a, 2004’te de
çeyrek finaldeMonaco’ya elenen
İspanyol devi, bundan sonraysa altı
sezon boyunca hep ikinci turda
Şampiyonlar Ligi’nemendil salla-
yacaktı. Bu periyotta elendikleri
takımlarsa Juventus, Arsenal,
BayernMünih, Roma, Liverpool
ve Lyon’du.
Real Madrid açısından bu gidişatı
daha da acı verici bir hale geti-
rense, aynı yıllarda Barcelona’nın
hemLa Liga’da hemde Şampiyon-
lar Ligi’nde fırtınalar estirmeye
başlamış olmasıydı. Katalan ekibi
2006, 2009 ve 2011’de üç Şampi-
yonlar Ligi şampiyonluğu yaşar-
ken, La Liga’da da 2005-2011
arasındaki yedi sezondan beşini
zirvede tamamlayacaktı.
2010’da Inter’i Şampiyonlar Ligi
şampiyonluğuna taşıyan Jose
Mourinho, bu başarının henüz du-
manı tüterken Real Madrid’in yeni
teknik direktörü oluyordu. Amaç
belliydi; altı sezondur ikinci turdan
öteye gidilemeyen Şampiyonlar
Ligi’nde yeniden zirveye çıkmak
ve Barcelona’nın hükümranlığına
son vermek! Fakat Mourinho’nun
görev yaptığı üç sezonun üçünde
de Real Madrid yarı finalde tıkanıp
kaldı. Sırasıyla Barcelona, Bayern
Münih ve Borussia Dortmund’a
elendiler.
Dörtte üçle gelen diriliş
Real Madrid’in 12 yıllık bu ikinci
fetret döneminden çıkmasıysa
2013-14 sezonuna denk geldi.
Takım, her ne kadar La Liga’da
AtleticoMadrid ve Barcelona’nın
gerisinde, üçüncü sırada kaldıysa
da Şampiyonlar Ligi’nde Schalke,
Borussia Dortmund ve Bayern
Münih’i eleyerek geldiği finalde o
sezon La Liga’yı şampiyon bitiren
ezeli rakibi AtleticoMadrid’i uzat-
malarda 4-1 yenerek bu kupadaki
10. zaferini elde etti. Atletico, maçın
ilk yarısında Godin ile öne geçmiş
olsa da Real Madrid, çoğu kişinin
kupayı artık kaybettiklerini dü-
şündüğü bir esnada, 90+3’te Sergio
Ramos ile golü bulmuş vemaçı
uzatmalara taşımıştı. Yarımsaatlik
ekstra süre içerisinde de Bale,
Marcelo ve Ronaldo ağları havalan-
dırarak skoru belirlemişti.
Her ne kadar 2014-15 sezonunda
Real Madrid unvanını korumayı
başaramayıp yarı finalde Juven-
tus’a elendiyse de bundan sonra
gelecek olan iki sezonda Şampi-
yonlar Ligi’nde tambir hâkimiyet
kuracaktı. İlk olarak 2015-16 sezo-
nunda ilk turda Shakhtar, Malmö
ve Paris St. Germain’in bulunduğu
gruptan 16 puanla lider çıkan
Beyaz Şimşekler, sonrasında da
Roma, Wolfsburg veManchester
City’yi eleyerek finaldeki yerini
ayırtmış ve bu süreçte sadece
Wolfsburg deplasmanında kaybet-
mişti. Finalde, iki yıl önce olduğu
gibi bir kez daha AtleticoMadrid ile
kozlarını paylaşan Real Madrid, bu
sefer Sergio Ramos ile öne geçmiş
fakat bitime 11 dakika kala Car-
rasco, AtleticoMadrid’e beraberliği
getirmişti. Sonrasında başka gol
olmayınca da iş penaltılara kadar
gitmiş ve burada rakibine 5-3’lük
üstünlük sağlayan Real, 11. kez
Avrupa’nın en büyük kupasını
kucaklamıştı.
Geride kalan 2016-17 sezonunda da
Real Madrid’in hızının kesilmedi-
ğini gördük. Şampiyonlar Ligi’nde
ilk turda Borussia Dortmund,
Sporting ve Legia Varşova ilemü-
cadele eden İspanyol devi, sonra-
sında sırayla Napoli, BayernMünih
ve AtleticoMadrid’i kupanın dışına
itti; finalde de iki yıl evvel kendile-
rini eleyen Juventus’un rakibi oldu.
Juventus önünde 20. dakikada Ro-
naldo’nun golüyle öne geçen Real
Madrid, 27’deyseMandzukic’in ha-
rikulade röveşata golüne engel ola-
mayınca karşılaşmanın ilk yarısı
1-1 sona ermişti. Ancak 61’de Case-
miro’nun uzaktan şutuyla kilidi
kıran Real, üç dakika sonrasında
Ronaldo’nun bir kez daha ağları
sarsmasıyla iyice rahatlamış, son
dakikada Asensio’nun attığı golse
maçın skorunu belirlemişti: 4-1.
Böylece Real Madrid, 12. Avrupa
şampiyonluğuna ulaşarak bu
alanda rakipleriyle arasındaki farkı
biraz daha açtığı gibi, Şampiyonlar
Ligi formatına geçildikten sonra bu
kupayı üst üste iki kez kazanan
ilk takımolma gururunu da
yaşıyordu.
1956-1966 aralığında altı kez
Avrupa’nın zirvesine çıktığı
dönemhiç kuşkusuz Real Madrid
tarihinin altın dönemiydi. Hatta
başka herhangi bir takımın da
böylesine başarılı bir dönemi
yoktu. Üç Şampiyonlar Ligi
şampiyonluğu elde ettikleri son
dört sezon ise herhalde kulüp
tarihinin en parlak ikinci dönemi
olarak gösterilebilir. Aslında tek
oyuncu jenerasyonuna odaklan-
mayıp biraz daha geniş bir aralığa,
son 18 sezona bakacak olursak, bu
sefer 1956-66 aralığındaki başarı-
lara dahi yaklaşan bir performansla
da karşılaşıyoruz. Zira altın ça-
ğında 11 sezonda altı Avrupa şam-
piyonluğu yakalamış olan Real
Madrid, son 18 sezonda da yine altı
kez Avrupa’nın zirvesine çıkmayı
başarmış durumda. Üstelik önü-
müzdeki birkaç sezon içerisinde
kupa koleksiyonlarına eklemede
bulunurlarsa tarihlerinin en iyi 20
veya 25 yıllık dilimini de yakalamış
olacaklar. Sonuçta 11’de altı, 18’de
altıya kıyasla daha yüksek bir
orana sahip olsa da o 11 sezon
sonrasında 32 yıllık da bir boşluk
mevcut ve şu anki 18 yıllık dilim-
deki altı şampiyonluğa yapılacak
her ekleme, Real Madrid’in kendi
kendisiyle yaptığı yarış içerisinde
attığı çok ama çok büyük adımlar
olacak.
80
81