arkadaşları için kullananmü-
kemmel bir insan. Baktığınız
zaman ben Dennis Bergkamp’la,
Sol Campbell’la, Thierry Henry,
Patrick Viera gibi isimlerle çalış-
tım. Ama bu yaşta onun yaptık-
ları, idman temposu, kazanma
hırsı diğer oyuncuları da tetikli-
yor. Zaten takımı da belirli bir
seviyede tutan onun bu kazanma
isteği ve idmanlarda herkesten
fazla çalışması. Takımkaptanı 37
yaşında bu tempoyla çalışıyorsa
kimsenin idmanlarda ya da maç-
larda kaytarma şansı olmuyor.
Ligimizde takımların kadrosunda
14 yabancı oyuncu yer alabiliyor.
Sahada çok az sayıda Türk
oyuncu görüyoruz. Fransa ve
İngiltere’yi göz önüne alarak
yabancı oyuncu sayısını siz nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Aslında bu tuzak bir soru. Çünkü
her türlü cevaba açık. Ama şöyle
bir gerçek var. İngiltere yabancı
kuralını serbest bırakmasaydı
bugün Premier Lig asla olmazdı.
En azından en iyi oyuncuları
seçme ve getirme şansınız var.
Çünkü baktığınız zaman İtal-
ya’nın, Meksika’nın Arjantin’in en
iyi oyuncularını seçebiliyorsunuz.
Aynı şekilde Fransa’da da bu tarz
sıkıntılar yaşandı. Polemik olu-
yordu. İyi midir, kötümüdür diye
tartışılıyordu. Ama ben şuna ina-
nıyorum. Eğer doğru oyuncuları
getirirseniz Türkiye’ye, buradaki
genç oyuncular da çok şey
öğrenecektir. Adebayor,
Arsenal’de, Manchester City’de,
Tottenham’da, Real Madrid’de
oynamış bir oyuncu. Buraya
geldiği zaman insanlar, “Bu kadar
takımda oynamış Adebayor, 32
yaşında böyle çalışıyor” deyip
kendisine dersler çıkartıyor. Aynı
şekilde benim için de, Emre için de
geçerli bu… Bu tarz oyuncuları ge-
tirdiğiniz zaman genç oyuncuların
ve diğer takımdaki oyuncuların
saygısını kazanıyorsunuz. Eğer
doğru oyuncuları seçiyorsanız
Türk oyuncular da kazanıyor. 32
yaşındaki Adebayor tümhırsıyla
çalışıyorsa diğer oyuncuların ça-
lışmaktan başka bir şansı kalmı-
yor. Çünkü şöyle düşünüyorlar:
“AdamArsenal’de, Manchester
City’de, Real Madrid’de oynadı ve
nasıl çalışıyor. Benimdaha çok
çalışmam lâzım.” Ben şuna inanı-
yorum. Bunu doğru dengede
ayarlamak lâzım. Yabancıları geti-
rirken hak eden Türk oyunculara
da şans vermek lâzım. Türkiye
Futbol Federasyonu da zamanla
bu konuyu dengeye oturtacaktır.
Ailenizle birlikte özel hocadan
Türkçe öğrendiğinizi duyduk.
Bunu bir hobi olarakmı,
yoksa gereklilik olarakmı
yapıyorsunuz?
Benimve aile bireylerimin Türkçe
öğrenmesinin tek sebebi sizlere ve
ekmek kazandığımız ülkeye duy-
duğumuz saygıdan kaynaklanıyor.
Asla mükemmel bir şekilde Türkçe
konuşamayacağım. Ama her şey-
den önce saygı var. Bana hayatımı
kazanmamı sağlayan ülke burası. 16
yaşında İngiltere’ye gittiğim zaman
İngilizce öğrenilebilecek güzel bir
dildi. Bundan dolayı kolay olabilir
ama buraya gelirken de aynı kafa
yapısında geldim. Ben size saygı
duyuyorum. Baktığınız zaman
tercümanımız var, toplantılarda
kulaklıklarımız var, dinleme
yapabiliyoruz. Belki hiçbir zaman
güzel Türkçe konuşamayacağım
ama sizi anlayacak kadar Türkçem
olacak. Bu da tamamen benimve
ailemin sizlere olan saygısından
kaynaklanıyor.
İstanbul’da nasıl bir hayatınız var?
Boş zamanlarınız nasıl geçiyor?
Adapte oldunuz mu?
Birkaç gün önce evime taşındım.
Açıkçası şu an İstanbul’da yaşama-
nın ne olduğunu anlayabilmiş
değilim. Ailem4 hafta önce geldi.
Öncesinde maçlar ve kamplar vardı.
Ben İngiltere’den çıkarak ve yurt
dışında futbol oynamaya karar
vererek konfor alanımdan çıkmış
oldum. Çünkü orada kurulu düze-
nimvardı. Bildiğimbir ülkeydi.
Buraya geldim. Kulübümün bana
sağladığı otel, Türkiye’nin en iyi
otellerinden biri de olsa sonuçta
kendi eviniz değil. Kendi evime kısa
süre önce geçtim. O zamana kadar
otelde kaldım. Dünya üzerinde evi
olmayan, arabası olmayan, açlık
çeken insanlar var. Bu belki
küstahça gelebilir ama bu kadar
uzun yıllar bazı şeylere alışmış bir
oyuncu olarak yeni şeylere ve yeni
bir ülkeye alışmak zaman alıyor.
Çünkü baktığınız zaman ilk baş-
larda öyle şeyler oldu ki… Araba
kullanırken kayboldumve 15 daki-
kalık yolu 45 dakikada geldim. Ya
da sizler süpermarkete gittiğinizde
istediğiniz ürünü alırken ben orada
ne yazdığını bilmiyorumve alamı-
yorum. Ailemde bilmiyor. Bu tip
bazı zorluklar var. Mesela kızımı
okula götürmem için sabah
06.00’da kalkmamgerekiyor. Sonra
idmana geliyorum. İdman bitince
yorgun oluyorum. Yani dediğimgibi
şu an evimize geçtik. Açılmamış
koliler ve bazı tadilatlar var. Belki
1-2 ay sonra sizinle yine röportaj
yaparsak İstanbul’un keyifli
yanlarını anlatabilirim. Şu an
adaptasyon sürecindeyim.
Türkiye, Dünya Kupası elemele-
rinde 16 puanlı Hırvatistan ve İzlan-
da’yı 14 puanla takip ediyor. Türk
Millî Takımı’nın Dünya Kupası şan-
sını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle şunu söyleyeyim. Çok sıkı
bir Türk Millî Takımı taraftarıyım.
Bu ülkede oynamaya başladıktan
sonra canı gönülden sizi destekle-
meye devam edeceğim. Şuna inanı-
yorum. 37 yaşındaki Emre, Millî
Takım’a çağrılıyorsa bunun bir ne-
deni vardır. Zaten oynadığı futbola
kimse bir şey demiyor. Oynadığı
futbol çok üst seviyede yaşına rağ-
men. Biz Brezilya’daki Dünya Kupa-
sı’na gittiğimiz zaman Fransa Millî
Takımı Teknik Direktörü Didier
Descahmps’ı çok eleştirmişlerdi. O
oyuncu niye çağrılmadı, bu oyuncu
niye çağrılmadı diye… Bence 22 en
iyi oyuncuyu çağırmak yerine en
güzel harmoni nasıl sağlanır bunu
düşünmek ve buna göre oyuncular
davet etmek gerekir. Çünkü baktı-
ğınız zaman iki maç için 10 günlük
bir süre var. Bugünlerin sıkıntı
çekilmeden geçilmesi lâzım. Böyle
zamanlarda Emre Belözoğlu, Arda
Turan gibi isimler çok önemli. Hatta
bu tarz oyuncular oynamasa bile
koskoca bir ülkeye umut ışığı
olacaklardır. Genç oyuncular bu
isimlerle birlikte olmanın keyfini çı-
kartacaktır, tecrübe edineceklerdir.
Türk Millî Takımı’nın başarılı olaca-
ğına canı gönülden inanıyorumve
sizi destekliyorum.
Teknik direktörlük düşünüyor
musunuz?
Size yaşlıyımdedim ama daha o
kadar da yaşlı değilim (gülüyor).
İnanın bana teknik direktör olmak
çok zor bir şey. Bence en zor meslek
hocalık. Şu an önümde futbol oyna-
yacak yıllarımvar. Ama şöyle bir
gerçek de var. Ben çocukları çok
seviyorum. Eğer futbolun içinde
olacaksamve hoca olacaksam
bunu gençlerle yapmak isterim.
Belki 3-4 sene sonra size vereceğim
cevap değişebilir ama şu an böyle
düşünüyorum. Çocukları çok sevi-
yorum. 15-16 yaşındaki oyuncuları
alıp onları A takıma çıkartmak
isterim. Gençlere ve çocuklara
öğretmeyi çok seviyorum.
Benimve aile bireylerimin Türkçe öğrenmesinin tek
sebebi sizlere ve ekmek kazandığımız ülkeye
duyduğumuz saygıdan kaynaklanıyor. Asla
mükemmel bir şekilde Türkçe konuşamayacağım.
Ama her şeyden önce saygı var. Bana hayatımı
kazanmamı sağlayan ülke burası.
Çok sıkı bir TürkMillî Takımı taraftarıyım. 22 en iyi
oyuncuyu çağırmak yerine en güzel harmoni nasıl
sağlanır bunu düşünmek gerekir. İki maç için
10 günlük bir süre var. Böyle zamanlarda Emre, Arda
gibi isimler çok önemli. Bu tarz oyuncular oynamasa
bile koskoca bir ülkeye umut ışığı olacaklardır.
“
“
Eğer doğru oyuncuları
getirirseniz, buradaki
gençler de çok şey
öğrenecektir. İnsanlar
“Adebayor 32 yaşında
böyle çalışıyor” deyip
kendisine dersler
çıkartıyor. Eğer doğru
oyuncuları seçiyorsanız
Türk oyuncular da
kazanıyor. Yabancıları
getirirken hak eden Türk
oyunculara da şans
vermek lâzım.
“
54
55