

24
Modern futbol 19. Yüzyıl ortalarında İngiltere’deki özel
okullarda oynanmaya başladı ve İngiliz denizciler vasıtasıyla
dünyaya yayıldı. Futbolun yayılmaya başlamasının
ardından, 1886 yılında futbol kurallarını belirleyen kuruluş
olan Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (IFAB) kuruldu. Bu
birliğin kurucuları ise İngiltere, İskoçya ve Galler Futbol
Birliği ile birlikte İrlanda Futbol Birliği’ydi. 1904 yılında
Paris’te kurulan Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği
(FIFA) de daha yolun başında, Ada ülkelerinin oluşturduğu
Futbol Birliği’nin belirlediği kurallara sadık kalacağını
açıkladı. O günden bu yana da futbolun kurallarını
belirlemeyi IFAB sürdürüyor.
Futbolun kurucu babalarından İrlanda, lig organizasyonunu
ise 1921 yılında düzenledi. Bugün en üst lig 10 takımın
katılımıyla ve İrlanda Premier Ligi adı altında oynanıyor.
17 şampiyonlukla Shamrock Rovers’ın başı çektiği ligde
Dundalk ve Shelbourne 12’şer, Bohemians da 11
şampiyonluğa sahip. Ancak Shelbourne ve Bohemians
küme düştükleri için Premier Lig’de yer alamıyor.
İrlanda Millî Takımı ise tarihteki ilk maçını 28 Mayıs 1924’te
Fransa’nın Colombes şehrinde Bulgaristan’a karşı oynayıp
1-0 kazandı. Bugüne kadar en farklı galibiyetini 16 Kasım
1983’te Dublin’de Malta’yı 8-0 yenerek elde eden İrlanda
Cumhuriyeti, en farklı yenilgisine ise 27 Mayıs 1982’de
Uberlandia’da Brezilya karşısında 7-0’lık skorla uğradı.
1930’da ilk kez düzenlenen Dünya Kupası’nın elemelerinde
yer almayan İrlanda Millî Takımı, daha sonraki 21
organizasyonun elemelerinde üç kez başarılı olarak finallere
gidebildi. İlki 1990’da olmak üzere 1994 ve 2002 Dünya
Kupası finallerinde boy gösteren İrlandalılar, 1960’tan beri
katıldıkları 15 Avrupa Şampiyonası’nın elemelerinde de üç
defa başarı sağlayarak 1988, 2012 ve 2016’daki finallerde boy
gösterdi. İrlanda Millî Takımı Dünya Kupası finallerindeki en
iyi derecesini 1990’da çeyrek final oynayarak elde ederken,
Avrupa Şampiyonası finallerinde ise 2016’da son 16 turunu
görerek en iyi derecesine ulaştı.
İrlanda Millî Takımı, uluslararası alanda büyük turnuvaların
finallerinde ilk olarak 1988 yılında sahneye çıktı. O yıl
Avrupa Şampiyonası finallerine Almanya ev sahipliği
yapıyordu. Elemeler ise üçü dört, dördü de beş takımlı 7 grup
üzerinden oynandı. Sadece grup birincilerinin final hakkını
elde edeceği elemelerde İrlanda Cumhuriyeti,
7. Grup’ta Bulgaristan, Belçika, İskoçya ve Lüksemburg’la
mücadele etti. Takımın başında İngilizlerin ünlü futbol adamı
Jackie Charlton vardı ve bu İrlanda tarihinde görülmemiş bir
olaydı. Başlangıçta bu görevlendirme ülkede tepkiyle
karşılansa da Charlton, İrlanda Millî Takımı’nı tarihinde ilk
defa Avrupa Şampiyonası finallerine taşıdıktan sonra 1990
ve 1994 Dünya Kupaları’na da götürünce bu olumsuz
duygular yerini minnet ve sevgiye bırakacaktı. Hatta
Charlton’ın bir İngiltere maçından önce oyuncularını,
İrlanda’nın İngilizlere karşı verdiği savaşlarda söylediği
Kurucu babalardan biri
İrlanda Cumhuriyeti Futbolu
İrlanda, futbolun kurallarını koyan Uluslararası Futbol Birliği Kurulu’nun (IFAB) kurucu ve
daimi üyelerinden biri. İrlanda Cumhuriyeti, ilki EURO 1988 olmak üzere üç Avrupa
Şampiyonası ve üç Dünya Kupası finaline katıldı. Altın devrini İngiliz teknik adam
Jackie Charlton döneminde geçiren İrlanda Millî Takımı, en büyük başarısını ise
1990 Dünya Kupası’nda çeyrek final oynayarak gösterdi.
marşlarla motive ettiği bile yazılıp çizilmişti.
İrlanda Cumhuriyeti, EURO 1988 elemelerine deplasmandaki
2-2’lik Belçika beraberliğiyle başladı. Gollerinin altında
Frank Stapleton ve Liam Brady’nin imzası vardı. Adanın
efsane oyuncularından Brady’nin 90. dakikada attığı
beraberlik golünün ne kadar kritik olduğu, elemeler
bittiğinde daha iyi anlaşılacaktı. Gruptaki ikinci maçında
İskoçya ile Dublin’de golsüz berabere kalan İrlanda, üçüncü
maçında Glasgow’da rakibini Liverpool’lu Mark
Lawrenson’un golüyle yenerek ilk galibiyetini aldı. Dördüncü
maçında Bulgaristan deplasmanında Tanev’den yedikleri iki
gole o dönemde Manchester United formasını giyen
Stapleton’la bir kez karşılık verebilen İrlandalılar, 2-1’lik
skorla gruptaki ilk ve tek yenilgilerine uğradı. Beşinci
maçında Dublin’de Belçika ile golsüz berabere kalan İrlanda,
sonraki üç maçını da kazanarak grup birincisi olmayı
başaracaktı. Önce Lüksemburg’u deplasmanda Tony Galvin
ve Liverpool efsanesi Ronnie Whelan’ın golleriyle 2-0
yendiler, ardından aynı rakibe evlerinde Stapleton ve
Manchester United’lı Paul McGrath’ın golleriyle 2-1 üstünlük
sağladılar, son olarak da birincilik için beraberliğin yeteceği
Bulgaristan’ı McGrath ve Liverpool’un kaptanı Ronnie
Moran’ın golleriyle 2-0 mağlup edip grup birincisi oldular.
İrlanda’nın 11 puan topladığı grupta Bulgaristan 10, Belçika ve
İskoçya ise 9 puanda kalmıştı.
Almanya’da düzenlenen turnuvada Sovyetler Birliği,
Hollanda ve İngiltere ile aynı gruba düştüler. Grubun iki
takımı Hollanda ve Sovyetler Birliği, turnuvanın sonunda
final oynayacaktı ki bu da İrlanda’nın ne kadar zorlu bir
eşleşmeyle karşılaştığının göstergesiydi. Grup maçlarına
büyük bir sürprize imza atarak başladılar ve Stuttgart’ta
İngiltere’yi Liverpool’lu orta saha oyuncusu Ray
Houghton’un golüyle 1-0 mağlup ettiler. Sovyetler Birliği ile
oynadıkları maçta ise Ronnie Whelan’ın golüyle öne geçseler
de Protasov’u durduramayınca 1-1’lik beraberliğe razı
oldular. Son maçta Hollanda karşısında alacakları bir
beraberlik gruptan çıkmalarına yetecekti. 82. dakikaya
kadar da bu pozisyonlarını korudular. Ancak Hollanda o
dakikada Kieft’le bir gol atıp 1-0 kazanacak ve bu sayede
gruptan çıkıp sonunda da şampiyonluğa ulaşacaktı. İrlanda
için ise peri masalı sona ermişti.
Ancak Jackie Charlton ve öğrencileri bu başarının devamını
1990 Dünya Kupası elemelerinde de getirecek ve İrlanda
Cumhuriyeti, tarihinde ilk defa finallerde yer almasını
bilecekti. Elemelerde İspanya, Kuzey İrlanda, Macaristan ve
Malta’nın bulunduğu 6. Grup’a düştüler. İlk iki sırayı alan
takımların final biletini alacağı grupta 13 puanlı İspanya’nın
1 puan gerisinde ikinci olarak muratlarına erdiler. Elemelere
Belfast’taki golsüz Kuzey İrlanda beraberliği ile başlayan,
ardından İspanya’ya 2-0 yenilen İrlanda Cumhuriyeti,
Macaristan’dan da golsüz beraberlikle dönünce 1 puanda
kalmıştı. Ancak sonraki beş maçı da kazanmayı başardılar.
Önce Dublin’de İspanya’yı Michel’in kendi kalesine attığı
golle 1-0 yendiler. Sonra Malta’yı Houghton ve Moran’ın,
Macaristan’ı da McGrath ve Tony Cascarino’nın golleriyle
2-0 mağlup ettiler. Kuzey İrlanda’yı 3-0 yenerken golleri
Whelan, Cascarino ve Houghton’la buldular. Son maçlarında
ise Malta’ya deplasmanda John Aldrigde’in golleriyle 2-0
üstünlük sağlayıp İtalya’daki Dünya Kupası finallerinin
yolunu tuttular. Finallerde bir kez daha İngiltere ve Hollanda
ile aynı gruba düştüler. Diğer rakipleri ise Mısır’dı. Grupta
ilginç bir kapışma yaşandı. Oynanan altı maçtan sadece
birinde takımlar yenişebildi. O maçta da İngiltere, Mısır’ı 1-0
mağlup etti. Diğer beş maç ise beraberlikle sonuçlandı. İlk
maçında İngiltere ile 1-1 berabere kalan İrlanda’nın Dünya
Kupası finallerindeki ilk golünü atma şerefi Everton’lı Kevin
Sheddy’ye düştü. Mısır’la golsüz berabere kalan İrlanda, son
maçında ise Hollanda karşısında Gullit’ten yediği gole
Arsenal’li Niall Quinn’le karşılık vererek 1-1’lik beraberliği
kurtardı. Böylece İngiltere lider, İrlanda ve Hollanda da ikinci
ve üçüncü olarak gruptan çıktı. Son 16 turundaki rakipleri
Romanya’ydı. Maçın normal süresi ve uzatmaları golsüz
sona erdi. Penaltılarda Romanya Hagi, Lupu, Rotariu ve
Lupescu ile isabet sağlarken, Timofte atışı kaçırıyor, buna
karşılık Sheedy, Houghton, Andy Townsend, Cascarino ve
David O’Leary ile beşte beş yapan İrlanda Cumhuriyeti
çeyrek finale yükseliyordu. Çeyrek finaldeki rakipleri ise ev
sahibi İtalya’ydı. İtalyanlar o turnuvada parlayıp gol kralı
olacak Salvatore Schillaci’nin golüyle 1-0 kazanacak ve
İrlandalılar, beş maçta hiç kazanamadan çeyrek final
oynadıkları Dünya Kupası’ndan evlerine dönecekti.
EURO 1992 elemelerinde Millî Takımımızla aynı grupta yer
alan İrlanda, 9 puanlı İngiltere’nin 1 puan gerisinde namağlup
25
Jackie Charlton ve Liam Brady