Previous Page  114-115 / 146 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 114-115 / 146 Next Page
Page Background

Finalistleri penaltılar

belirledi

Fransızların oynadığı neredeyse her

yeni maçta, turnuvadaki varlıkları

da biraz daha sorgulanır hale gel-

mekteydi. Çünkü yaptıkları şey, gol

yememeye dayalı bir futbol oyna-

maktı. Karşılarında dört oyuncusu

kart cezalısı olan (Suchoparek,

Latal, Bejbl ve Kuka), bir Çek Cum-

huriyeti olmasına rağmen de bu

alışkanlıklarından vazgeçmeye ni-

yetleri yoktu. Çekler de eksiklerini

göz önünde bulundurarakmaçın

penaltı vuruşlarına gitmesine razı

bir oyun ortaya koyunca sadece

turnuvanın değil, tümAvrupa Şam-

piyonalarının en sıkıcı maçlarından

biri ortaya çıktı ve sonucu yine

penaltılar belirledi. Takımlar ilk

beşer penaltıda hata yapmazken

Fransa’da altıncı penaltı için topun

başına gelen Reynald Pedros, sıkın-

tıdan patlayan on binleri rahatlatan

şeyi yaparak atışı kaçırdı. Ardından,

Fenerbahçeli Michal Kadlec’in ba-

bası Miroslav Kadlec’in golü de

gelince, işkenceyi andıranmaç ni-

hayet son buldu. Turnuva öncesinde

gruptan çıkması bile düşünülme-

yen Çekler artık finaldeydi.

Avrupa Şampiyonalarında 28 yıl

aranın ardından son dörde kalan İn-

giltere, ayağına kadar gelen fırsatı

bu kez tepmek istemiyordu. Al-

manya karşısında maçın ikinci da-

kikasında Shearer, turnuvadaki

beşinci golünü atarak, İngilizlerin bu

kez şeytanın bacağını kırmaya ne

denli niyetli olduklarını da gösteri-

yordu. Ancak Almanlar da 15. daki-

kada Kuntz ile fileleri havalandı-

rarak skora dengeyi getirecekti.

Maç böylesine hızlı başlamasına

rağmen bundan sonra taraflar bir

türlü birbirlerine üstünlük sağlaya-

mayacak ve turnuvada penaltılara

gidenmaçlar serisine bir yenisi

daha eklenecekti. İngiltere’de

Southgate’in altıncı penaltıda topu

Almanya kalecisi Köpke’ye nişanla-

ması ve akabinde de Möller’in Sea-

man’ı mağlup etmesiyle, İngilizler

için bir uluslararası turnuva daha

hazin sonla noktalanıyor ve finalin

adı “Almanya-Çek Cumhuriyeti”

olarak belirleniyordu.

Kader adamı Bierhoff

Turnuvadaki ilkmaçlarında da karşı

karşıya gelen Almanya ile Çek

Cumhuriyeti, sonmaçlarında da bir

kez daha kozlarını paylaşmak için

Wembley Stadı’na çıkıyordu. Maçın

ilk yarısı golsüz sona ererken karşı-

laşmada bir saatlik süre dolmak

üzereyken Sammer’in Poborsky’yi

on sekize girerken düşürmesi so-

nucunda Çekler bir penaltı kazanı-

yor ve Berger’in atışı gole

çevirmesiyle de üstünlüğü ele alı-

yordu. Maçın kader anı 68. daki-

kaydı. Bu dakikada Almanya Teknik

Direktörü Berti Vogst, Scholl’u

oyundan alarak Bierhoff’u sahaya

sürdü ve üç forvetle birden oyna-

maya başladı. Beş dakika içinde de

taze kan Bierhoff, Ziege’nin sağ ta-

raftan sol ayağıyla arka direğe

doğru kestiği topa çok iyi yüksele-

rek düzgün bir kafa vuruşuyla takı-

mının beraberlik sayısını kaydetti.

Bu golle birlikte maçın normal sü-

resi de sona eriyor ve turnuvadaki

yedinci eleme usulümaçta beşinci

kez uzatmalara gidiliyordu.

Ancak bu kez, uzatma dakikaları

alışılmadık bir şekilde sona ere-

cekti. Dakikalar 95’i gösteriyordu ki,

ceza sahasının girişinde topu

kaleye sırtı dönükken alan Oliver

Bierhoff, birden yüzünü kaleye dö-

nerek sol ayağıyla sert bir şut çekti.

Top önce Rada’nın ayağından, sonra

Hornak’ın bacağından, sonra da

kontrpiyede kalan kaleci Kouba’nın

ellerinden sekti ve uzak direk di-

bine düşerek ağlarla kucaklaştı.

Başta birçok kişi ne olduğunun far-

kına varamasa da Almanya şampi-

yon olmuştu. Çünkü bu turnuvayla

uygulanmaya başlanan altın gol

kuralına göre, uzatmalarda gol ol-

duğu anda maç bitecekti. Çek fut-

bolcular çaresizlik içinde yere

yığılırlarken Almanlar da büyük

turnuvalarda ilk kez uygulanan bir

yöntemle şampiyonluğu yaşıyor ol-

manın şaşkınlığını gizleyemiyordu.

Almanya aynı zamanda üçüncü kez

Avrupa şampiyonu olan ilk ülke

olarak da tarihe geçiyordu.

sözü 88. dakikada Çek Cumhuri-

yeti’nden Smicer söyledi: 3-3.

Böylece İtalyanlar, yaşadıkları hayal

kırıklıklarına bir yenisini daha ek-

leyip şampiyonaya ilk turdan havlu

atıyordu. Çek Cumhuriyeti’yse,

Avrupa’nın ilk sekiz takımı arasına

kalmıştı.

Son şampiyondan

erken veda

Son şampiyon Danimarka’nın bu-

lunduğu D Grubu’nda, tarihinde ilk

kez bu turnuvaya iştirak eden Tür-

kiye, Yugoslavya dağıldıktan sonra

yine ilk kez bir büyük turnuvaya

katılan Hırvatistan ve Portekiz yer

alıyordu. Danimarka ile Portekiz, 9

Haziran’da, gruptaki ilk maça çıktı.

İlk yarıda Brian Laudrup, ikinci

yarıda da Sa Pinto’nun attığı goller

sonucunda maç 1-1 sona erdi. Hır-

vatistan-Türkiye maçındaysa, so-

nucu son dakikalarda Vlaovic’in

attığı gol belirleyecek ve bu pozis-

yonda Alpay’ın Vlaovic’i düşürme-

meyi tercih etmesi de ülkemizde

uzun süre tartışılacaktı. Türkiye,

üç gün sonra çıktığı ikinci maçta

da benzer bir sonlar karşılaştı ve

Fernando Couto’dan gelen tek

golle Portekiz’e mağlup oldu. Öte

yandan Hırvatistan, Danimarka’yı

3-0 yenerken iki gol atan Suker

maçın

yıldızı oluyor, bir gol de Boban’dan

geliyordu.

19 Haziran’daki son maçlar, diğer

gruplardakilere nazaran çok ciddi

bir heyecana sahne olmadı. Hırva-

tistan-Portekiz maçında Porte-

kiz’in daha 4. dakikada Figo’dan

gelen golle 1-0’lık üstünlüğe eriş-

mesi, Danimarka’nın umutlarını

kırmaya yetmişti. 33’te de Joao

Pinto farkı ikiye çıkarınca, gruptan

Portekiz ile Hırvatistan’ın kol kola

çıkacağı neredeyse kesinleşti.

Türkiye-Danimarka maçındaysa

ilk yarı golsüz sona eriyor, ikinci

yarıdaysa ikisi Brian Laudrup, biri

de Allan Nielsen’den gelen gollerle

Danimarka karşılaşmadan 3-0

galip ayrılıyordu. Portekiz de son

dakikalarda Domingos ile bir gol

bulup Hırvatistan’ı 3-0 mağlup et-

mişti. Böylece Portekiz grubu lider

tamamlarken, Hırvatistan da aldığı

son mağlubiyete rağmen ikinci sı-

rayı kaparak son sekiz takım ara-

sına girmeyi başarıyordu.

Poborsky’denmüthiş gol

İngiltere ile İspanya arasındaki

çeyrek final mücadelesi, izleyicilere

futbol adına çok fazla bir şey sun-

mamaktaydı. Golsüz eşitlik 120

dakika boyunca bozulmayınca da

penaltılar kaçınılmaz hale gelmişti.

İspanya’da Hierro topu direğe, Nadal

da kaleci Seaman’a nişanlayınca,

penaltılarda gülen ve yarı finale

çıkan taraf da ev sahibi İngilizler

oluyordu. Bumaçın ardından Fransa

ile Hollanda karşı karşıya geldi. Bir

öncekinden bile daha kısır ve sıkıcı

geçenmaçta sanki iki tarafın da gol

atmaya niyeti yok gibiydi ve iş bir

kez daha penaltılara kaldı. See-

dorf’un vuruşunu Fransa kalecisi

Lama kurtarınca, avantaj yakalayan

Fransızlar, kader penaltısını kulla-

nan Blanc atışında başarılı olunca,

12 yıl aradan sonra katıldıkları Av-

rupa Şampiyonası’nda adını yarı fi-

nale yazdıran ikinci takımoluyordu.

Almanya ile Hırvatistan arasındaki

mücadelede Almanlar ilk yarıyı

Klinsmann’ın penaltı golüyle 1-0

önde kapatmıştı. Hırvatlar, her ne

kadar ikinci yarının başlarında Su-

ker’le skora dengeyi getirse de kısa

süre sonra Stimac’ın çift sarı kart-

tan atılmasıyla sarsılacak ve bunun

hemen ardından da Sammer’in bul-

duğu golle maçı 2-1 kaybedecekti.

Çeyrek finaldeki son randevu,

Portekiz ile Çek Cumhuriyeti ara-

sındaydı. İlk yarısı golsüz sona eren

mücadelede ikinci yarı başladıktan

altı dakika sonra Portekiz file bek-

çisi Vitor Baia’nın kalesinden biraz

önde durduğunu gören Poborsky,

tam ceza sahası ön çizgisine geldiği

anda topun dibine girdi. Neredeyse

iki kale boyu kadar yükselen top,

Baia’yı aşana kadar havada süzül-

dükten sonra boş kaleden içeri

düştü ve bu harika golle Çek Cum-

huriyeti 1-0 öne geçti. Çekler, La-

tal’ın atılması nedeniyle maçın son

10 dakikasını 10 kişi oynamalarına

rağmen bu skorumuhafaza etmeyi

başaracak ve yarı finale yüksele-

cekti.

114

115

Çekler, Portekiz’i

Poborsky’nin unutulmaz

golüyle yenmiş ve yarı

finale yükelmişti.

Oliver Bierhoff:

Kupayı Almanya’ya

kazandıran altın

golün sahibi.