Previous Page  110-111 / 146 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 110-111 / 146 Next Page
Page Background

ceği anlamına da gelmiyordu.

Takım, Kupa Galipleri Kupası’nı, o

yıllarda Avrupa’nın en formda

ekiplerinden biri olan Sampdoria’yı

2-0 yenerekmüzesine götürecekti.

Cruyff yönetimindeki Barcelona,

bir sonraki sezonu Kral Kupası

zaferiyle kapatırken, lig şampiyon-

lukları da 1990-91 sezonuyla bir-

likte gelmeye başlayacaktı. Bu

sezonun ağızlarda buruk bir tat

bırakan hadisesiyse, iki yıl evvel

kazanılan Kupa Galipleri Kupası’nın

bu kez finalde Manchester United’a

karşı kaybedilmesiydi.

Barcelona, 1991-92 sezonundaysa

tarihinin o ana kadarki en büyük

başarısını yaşayacaktı. Şampiyon

Kulüpler Kupası’nda, 20 Mayıs

1992’deWembley’de oynanan

finalde Sampdoria’ya rakip olan

Barça, uzatmalarda Ronald Koe-

man’ın attığı frikik golüyle maçı 1-0

kazanacak ve bu kupayı tarihinde

ilk kez kucaklamanın sevincini

yaşayacaktı. Cruyff da haliyle bu

büyük kupayı hem futbolcu hemde

teknik direktör olarak kazanan

nadir isimlerden biri olmuştu.

Bu başarının devamında da Barça,

Werder Bremen’i devirerek Süper

Kupa’yı da müzesine götürecekti.

Cruyff’un Barcelonası, La Li-

ga’daysa şampiyonluklara adeta

ambargo koymaktaydı. 1991’de ka-

zandıkları ilk lig zaferinin ardından

peş peşe üç kez daha ligi zirvede

tamamlayan Cruyff’un öğrencileri

böylece dört ardışık şampiyonlukla

Barcelona’nın bu alandaki kulüp

rekorunu da kırmış oluyordu.

Lolipoplu kahraman

Barcelona’nın tılsımının bozulma-

sınınsa, 18 Mayıs 1994’teki Şampi-

yonlar Ligi finaline denk geldiği

söylenebilir. Özellikle kaleci Zubi-

zarreta’nın belki de kariyerindeki

en kötü oyunu çıkardığı ve birbirin-

den hatalı goller yediği maçta Bar-

celona, Milan’a 4-0mağlup olmuş

ve bu kupayı ikinci kez kazanma

şansını kaçırmıştı. Ertesi sezonsa

Katalan ekibinin ligdeki dört yıllık

şampiyonluk serisi de ezeli rakip

Real Madrid’in zirveye çıkmasıyla

son buluyordu. 1995-96 sezonunda

da istenen başarılar gelmeyince,

Cruyff ile Barcelona’nın yolları

ayrılacaktı.

Barcelona’dan ayrıldıktan sonra bir

daha takım çalıştırma fikrine sıcak

bakmayan Cruyff, böylece henüz

49 yaşında teknik adamlık kariye-

rini de noktalamış oluyordu. Ancak

futbolculuğunda neredeyse kazan-

madık kupa bırakmayan efsanenin,

kısa teknik adamlık kariyerinde

kazandıkları da az değildi: Bir Şam-

piyon Kulüpler Kupası, iki Kupa Ga-

lipleri Kupası, bir Süper Kupa, bir

Şampiyonlar Ligi finalistliği, bir

Kupa Galipleri Kupası finalistliği,

dört İspanya Ligi Şampiyonluğu,

bir İspanya Kral Kupası.

Yaşantısının önemli bir bölümünde

sigara tiryakiliğiyle gündeme gelen

Cruyff, futbolu bıraktıktan sonra

“Doktorlar sigarayı veya futbolu

bırakmamgerektiğini söylediler,

ben de futbolu bıraktım” sözünü

dahi sarf etmişti. Ancak 1991 yı-

lında geçirdiği by-pass ameliyatı

sonrasında sigarayı artıkmecburen

bırakması gerekmişti. Bunun son-

rasında yedek kulübesinde her maç

lolipop yerken çizdiği görüntüyle

de belki de Red Kit’ten sonra

sigarayı bırakan en ünlü kahraman

haline gelmişti. Ne var ki gençliğin-

deki aşırı sigara tüketiminin etki-

leri, sigarayı bırakmasından

yaklaşık çeyrek asır sonra kötü bir

biçimde kendisini gösterecekti.

Efsane, 2015’in Ekim ayında, akci-

ğer kanserine yakalandığını açıklı-

yordu. 24 Mart 2016 tarihindeyse

acı haber geldi ve futbol dünyasının

en büyük isimlerinden biri daha

ölümsüzler arasındaki yerini almış

oldu. “Ölümsüz” derken abarttığı-

mız düşünülmesin, zira Cruyff

futbola o kadar çok şey katmış

birisiydi ki, onun adının, futbol var

olduğu sürece unutulması kesin-

likle mümkün değil.

dahi kazanamadığı da söz konusu

örneği aslında doğrular nitelikte-

dir).

Tümbu tablo içerisinde en aykırı

örnekse hiç kuşkusuz Johan

Cruyff’tur. Yaklaşık 20 yıl süren

futbolculuğu döneminde 10 lig

şampiyonluğu, üç de Şampiyon Ku-

lüpler Kupası zaferi yaşayan Hol-

landa efsanesi, saha kenarına

mevzilendiğinde de saha içindeki

halini hiç aratmamış ve 11 yıllık

kısa sayılabilecek teknik direktör-

lük hayatına da dört lig şampiyon-

luğuyla bir Şampiyon Kulüpler

Kupası, iki de Kupa Galipleri Kupası

sığdırmayı başarmıştır.”

Cruyff, teknik adamlık kariyerine

de tıpkı futbolculukta olduğu gibi

Ajax’ta başlarken, bu yeni dönemin

ilk sezonu olan 1985-86 sezonunu

Hollanda Kupası’nı kazanarak

tamamlıyordu. Ertesi sezonsa

Cruyff’un teknik direktör olarak ilk

uluslararası başarısı da gelecekti.

Kupa Galipleri Kupası’nda finalde

Lokomotive Leipzig’i Van Basten’in

golüyle 1-0 yenen kırmızı-beyazlı-

lar, böylece kupa koleksiyonların-

daki eksik parçalardan birini daha

tamamlıyordu.

Bu güzel başlangıca karşın, Ajax’ın

1987 yazında takımın en önemli

yıldızı Van Basten’i Milan’a kaptır-

ması, bir başka yıldız Rijkaard’ın da

Cruyff ile yaşadığı tartışma sonra-

sında Zaragoza’ya kiralanması,

takımın büyük bir güç kaybı yaşa-

masına sebep olacak ve yılbaşına

gelindiğinde de Cruyff istifa ettiğini

açıklayacaktı.

Barcelona’ya dönüş vakti

Cruyff, nasıl futbolculuğu döne-

minde Ajax’tan sonra Barcelona

formasını giydiyse, teknik direk-

törlüğünde de Amsterdam ekibin-

den sonraki adresi olarak Camp

Nou’yu seçmişti. 1988-89 sezonu

öncesinde Barcelona’nın başına

gelen Cruyff’un ilk icraatı da yakla-

şık 15 yıl önce hocası Rinus Mic-

hels’in kurduğu yapının bir

benzerini kurmak ve bunu kalıcı

hale getirmekti. Bu doğrultuda hem

çok sayıda transfer yapıldı hem

takımın oyun anlayışı değiştirildi

hemde altyapıda da bu yeni oyun

anlayışına uygun bir eğitim reviz-

yonuna gidildi.

Elbette bu tip radikal değişiklikler

sonrasında, üstelik karşıda Real

Madrid gibi bir rakip de varken,

hemen başarılı olunması kolay de-

ğildi. NitekimBarcelona’nın şampi-

yonluk hasretini bitirmesi için biraz

daha beklemesi gerekecekti.

Ancak bu, sezonun başarısız geçe-

110

111