65
64
Son yıllarda yapılan devasa yatı-
rımların karşılığını Şampiyonlar
Ligi’nde bir türlü alamayan Manc-
hester City, bu turnuvada ilk kez
çeyrek finale çok yakındı. Zira bu-
güne dek hep çok zor kuralar
çeken İngiliz temsilcisi, bu sefer
muhtemel rakipler içindenmakul
sayılabilecek biriyle, Dinamo Ki-
ev’le eşleşmişti. Ukrayna temsilcisi
her ne kadar ülkesinin süper gücü
olsa da 1970 ve 1980’lerde Blokhin,
1990’ların sonunda da Shevchenko
ile Avrupa’da fırtınalar estirdiği gü-
cünün çok uzağındaydı. City ise so-
runlu bir dönemden geçmekteydi.
Şubat başında takımın önümüz-
deki sezon Josep Guardiola’ya
emanet edileceğinin açıklanması
sonrasında mevcut teknik adam
Manuel Pellegrini gözle görülür bir
motivasyon kaybı yaşamış ve
takımda Premier Lig’de zirveden
hızla uzaklaşmıştı.
Manchester City’nin bu düşüşünün
Şampiyonlar Ligi’nde de devam
edip etmeyeceği, ikinci tur maçları
öncesinde büyükmerak konu-
suydu. Ancak zorlu Kiev deplasma-
nındaki ilkmaçta, vaziyetin böyle
olmadığı kısa sürede anlaşılacaktı.
15. dakikada konuk ekibin sol ka-
nattan kullandığı köşe atışında
Yaya Toure’nin kafayla indirdiği
topu Agüero ağlara gönderiyor ve
City 1-0 öne geçiyordu. İlk yarının
bitimine beş dakika kala da Ster-
ling’in soldan getirip yerden kaleye
paralel gönderdiği topu iyi takip
eden David Silva arka direkte boş
ağları havalandırmakta zorlanma-
yınca skor 2-0’a geliyordu.
İlk yarının bu skorla tamamlanma-
sının ardından ikinci yarının başla-
rında Dinamo Kiev son bir çabayla
saldırmaktaydı. Önce Yarmo-
lenko’nun ceza sahası üzerinden
çektiği şut az farkla auta çıkarken,
59. dakikaya gelindiğinde Buyals-
kiy’nin yarımyuvarlak yakınından
çektiği şut Otamendi’ye çarparak
kaleci Hart’ı yanıltıyor ve ev sahibi
ekip farkı bire indiriyordu. Dinamo
Kiev, kalan yaklaşık yarım saatlik
süredeyse skora dengeyi getirmeyi
bir türlü başaramıyor, son dakika-
daysa Yaya Toure, ceza sahası dı-
şından sol ayağıyla çok şık bir gol
atarak skoru belirliyordu.
İkinci tur eşleşmeleri içerisinde, ilk
maçta en net avantajı elde eden
takım olan Manchester City, bunun
da getirdiği rahatlıkla rövanş ma-
çında kendisini fazla sıkmıyordu.
Dinamo Kiev ise rölantide oynayan
rakibine karşı da istediği fırsatları
yakalayamıyor, bunun neticesinde
Manchester’daki mücadele golsüz
sona eriyordu. City, nihayet Şampi-
yonlar Ligi’nde son sekiz takım
arasına kalabildiği günleri gör-
müştü.
İki yıl önce müthiş bir performans
ortaya koyarak Şampiyonlar Li-
gi’nde final oynayan ve kupayı du-
raklama dakikalarında yediği golle
kaçıran Atletico Madrid’in, zorlan-
madan geçtiği ilk tur sonrasında,
sürpriz bir biçimde Manchester
United’ı alaşağı ederek ikinci tura
yükselen PSV Eindhoven karşı-
sında turu geçeceğine çoğu kişi
kesin gözüyle bakmaktaydı. Ancak
Hollanda’daki ilkmaçta PSV raki-
bini çok iyi kilitlemiş ve 90 dakika
golsüz sona ermişti.
Bu skora karşın yine de Atleti-
co’nun, Vicente Calderon’da rakibi
önünde alacağı galibiyetten çoğu
kişinin şüphesi yoktu. Fakat PSV
bir kez daha başa baş bir mücadele
ortaya koyarken gol orucunun bo-
zulması için değil 90, 120 dakika
bile yeterli olmuyordu. Sonuçta
Wolfsburg ile Gent, ilk turun sürpriz
ekiplerindendi. Alman temsilcisi,
Manchester United’ın elendiği grup-
tan lider olarak çıkmayı başarırken,
Belçika ekibiyse Valencia ile Lyon’u
geride bırakarak, Zenit’in ardından
grubunda ikinci sırayı almayı başar-
mıştı. İki takımda tarihlerinde ilk
kez bu seviyeyi görüyordu ve ikisin-
den birinin bir adımdaha ileri gide-
ceği de kesindi.
Bu şekilde anlatıldığında, Gent ile
Wolfsburg arasında başa baş bir
mücadelenin geçmesi beklenebilirdi.
Ancak Belçika’daki ilkmaç, Alman
ekibinin gövde gösterisine sahne
oluyor veWolfsburg neredeyse er-
kenden çeyrek final vizesini cebine
koyuyordu. Yeşil-beyazlılar, ilk yarı-
nın sonlarında Draxler ile skoru
lehine çevirirken, ikinci yarı başla-
dıktan dokuz dakika sonra Draxler
kendisinin ve takımının ikinci
golünü Gent filelerine gönderiyor,
60. dakikaya gelindiğindeyse Kruse
farkı üçe çıkarıyordu. Eşleşmede
daha toplamda 150 dakikalık bir
süre olmasına karşın Gent’in şansı
neredeyse tamamen tükenmişti.
Yine de maçın sonlarında Belçika
temsilcisi için ufak da olsa bir umut
ışığı yanacaktı. 80. dakikada Kums
ve 89. dakikada da Coulibaly’den
gelen gollerle karşılaşma 3-2Wolfs-
burg lehine sona ermişti. Tabiî yine
de Gent’in ilkmaçın sonlarında gös-
terdiği bu reaksiyona rağmen dep-
lasmanda rakibini iki farkla mağlup
etmesi çok zor bir ihtimaldi. Nitekim
Almanya’daki rövanşta daWolfs-
burg rakibine şans tanımıyor ve bi-
time çeyrek saat kala Schürrle’nin
kaydettiği golle sahadan 1-0 galip
ayrılarak tarihi bir başarıya imza atı-
yordu.
Zenit, bu sezon Şampiyonlar Ligi
gruplarında en iyi performans gös-
teren ekiplerden biriydi. Valencia,
Gent ve Lyon’la yer aldığı grupta
oynadığı ilk beş maçı kazanarak
erkenden ikinci tur vizesi alan Rus
temsilcisi, sadece son karşılaşma-
sında Gent’e mağlup olmuştu.
Benfica ise Galatasaray’ın yanı sıra
Atletico Madrid ve Astana ile mü-
cadele etmiş, İspanyol temsilcisinin
ardından grubunu ikinci sırada ta-
mamlamıştı.
Grup performanslarına bakıldı-
ğında bu eşleşmede ibrenin biraz
daha Zenit’e yakın olduğu düşünü-
lebilirdi. Aslında Portekiz’deki ilk
maçta da Rus ekibi, golsüz bir bera-
berlik alarak avantajlı sayılabilecek
bir skorla evine dönmek üzereydi.
Ancak duraklama dakikalarında
Benfica’nın Jonas ile bulduğu gol,
Zenit’in hesaplarını az da olsa boz-
muştu.
Son anda alınan bu yenilgiye karşın
tur hâlâ ortadaydı. NitekimSt. Pe-
tersburg’daki rövanşta Zenit, işi
uzatmalara taşıyacak golü de 69.
dakikada Brezilyalı yıldızı Hulk’la
buluyordu. Ne var ki Benfica bir kez
daha son dakikaların futbolda ne
denli önemli olduğunu kanıtlaya-
cak ve önce 85. dakikada Gaitan ile
rakibinin tur umutlarını bitme nok-
tasına getirecek, ardından da
90+6’da Talisca’nın attığı golle kar-
şılaşmadan 2-1 galip ayrılarak çey-
rek finale yükselen taraf olacaktı.
Dinamo Kiev - Manchester City: 1-3 (1-3, 0-0)
PSV - AtleticoMadrid: 0-0 (0-0, 0-0, penaltılarda 7-8)
Gent - Wolfsburg: 2-4 (2-3, 1-0)
Benfica - Zenit: 3-1 (1-0, 2-1)
turu geçen tarafın belirlenmesi,
seri penaltı vuruşlarına kalmıştı.
Atletico Madrid, geçen sezon da
ikinci turda Bayer Leverkusen kar-
şısında benzer şekilde zorlanmış,
deplasmanda 1-0 kaybettiği ilk
maç sonrasında evinde 1-0 galip
gelmesinin ardından turu penaltı
vuruşlarıyla geçmişti. Ancak bu
kez, önceki yılkine nazaran gerilim
çok daha yüksekti, zira iki takımda
beşer penaltıları tamamladığında
henüz hata yapan olmamıştı. Böy-
lece bire bir penaltı atışları başladı.
PSV en sonunda sekizinci penaltıyı
Narsingh ile direğe nişanlayıp bek-
lenen hatayı yapınca da son sözü
söylemek, Atletico’nun emektar
sağ beki Juanfran’a düştü ve onun
da hedefi bulmasıyla İspanyol tem-
silcisi, ecel terleri döktüğü eşleş-
meden üstün ayrılarak çeyrek
finalde mücadele etmeye hak ka-
zandı.