Previous Page  54-55 / 146 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 54-55 / 146 Next Page
Page Background

enç oyunculara hasret çeken futbolumuza yeni

bir kan getiren Muhammet Beşir’i biraz daha

yakından tanımak istiyoruz.

1997 Trabzon Araklı doğumluyum. 6 kardeşiz.

Babam esnaf, annem ev hanımı. Babammarket

işletiyordu ama artık emekli oldu, işi amcama bı-

raktı. Ailem adeta futbolla yoğrulmuş. Babam,

amcam, abimprofesyonel futbolcu. 1983 do-

ğumlu abimMustafa Beşir, Trabzonspor’un

altyapısından yetişmiş, Genç Millî Takımlarda

64 kez oynamış bir futbolcu. Keza babamTuran

Beşir de Trabzonspor’un genç takımlarında oy-

namış ama askere gidip ara verince futbolu bı-

rakmış. Amcam İsmail Hakkı Beşir de yine

profesyonel futbolcu. Babam santrfor, amcam

orta saha, abimde stoper.

Futbolun içinde doğmuş bir çocuk olarak futbol

topuyla ilk buluşman ne zaman gerçekleşti?

İlkokul 1. sınıfa başlarken amcambeni Araklıs-

por’a götürmüştü. Futbola orada başladım. Trab-

zonspor’un seçmelerine katıldım ama beni

elediler. Yeniden Araklı’ya döndüm. İdmanoca-

ğı’yla oynadığımız bir hazırlıkmaçına Sadi Teke-

lioğlu Hocamı da davet etmişler. Beni omaçta

izledi ve Trabzonspor’a aldı.

Başlangıçtan beri santrfor muydun?

Araklıspor’da santrfordum. Sadi Tekelioğlu beni

Trabzonspor altyapısına aldıktan sonra takım-

dan ayrıldı. Yeni gelen hoca ise beni ön libero ve

stoper olarak değerlendirdi. Ama takımda çok da

şans bulamıyordum. Amcamla durumu konuş-

tumve “Beni 1461’e gönderme niyetleri var”

dedim. Amcamda “Hemen git, önemli olan oyna-

Babam, amcam, abimprofesyonel

futbolcu. AbimMustafa Beşir

Trabzonspor’un altyapısından

yetişmiş, Genç Millî Takımlarda 64

kez oynamış bir futbolcu. Büyük bir

stoper olması bekleniyordu ama

geçirdiği ağır sakatlıklar buna engel

oldu. Şimdi Beşiroğulları’nın son

umudu benim.

Futbola Araklıspor’da başladım.

Trabzonspor’un seçmelerine katıldım

ama beni elediler. Yeniden Araklı’ya

döndüm. İdmanocağı’yla oynadığımız

bir hazırlıkmaçına Sadi Tekelioğlu

Hocamı da davet etmişler. Beni o

maçta izledi ve Trabzonspor’a aldı.

1461’in altyapısında orta sahada ve

stoperde değerlendiriliyordum.

Takımın başına Selçuk Perekli’nin

gelmesi dönümnoktalarımdan biri

oldu. İlk idmanda “Senin stoperle

orta sahaya ne alâkan var” dedi.

Sonra amcamı çağırıp konuşmuşlar;

ona “Bu çocuk santrfor doğmuş”

demiş. O günden sonra hep santrfor

oynadım.

18 yaşına geldiğimde Trabzonspor’un

U19 takımında oynuyordumve

hocamız da Aşkın Dilli’ydi. Haftada üç

gün beni özel antrenmana çıkarıyor,

“Eğer futbolcu olamazsan bu senin

suçundur. Çalışmazsan kendine

ihanet edersin” diyordu. Bana son

vuruşları, forvetin nasıl

davranacağını, nereye koşacağını

öğretirdi.

Eskişehirspor maçında oyuna

girdiğimde Avni Aker sanki

üzerime geliyordu. Kendi kendime,

“Şu kale arkası tribününde köfte

ekmek yiyip çekirdek çitlerken

Fatih Tekke’ye, Yattara’ya tezahürat

yapıyordun, şimdi sahanın içindesin”

diyordum. Üstelik de oyuna

Cardozo’nun yerine girmiştim.

54

55

man” dedi. Amcamın futbolda bu-

günlere gelmemde gerçekten

büyük emeği vardır. 1461’in altyapı-

sında bir dönemoynadım. O sırada

17 yaşındaydım. Orada yine orta sa-

hada değerlendiriliyordum. Sonra

takımın başına Selçuk Perekli

Hocamgeldi ve onun gelişi benim

dönümnoktalarımdan biri oldu. İlk

toplantısında takıma bir kâğıt verdi

ve “Herkes mevkiini yazsın” dedi.

Kâğıt bana geldiğinde bütün arka-

daşlarımgülmeye başladı. Ben de

“Orta saha, santrfor, stoper” yaz-

dım. İlk idmana çıktığımızda orta

sahada oynamaya başladım. Bir şut

attım, Selçuk Hoca baktı, “Senin

orta sahada ne işin var?” diye sordu.

Ardından bir topa dönüp vurdum,

bu sefer, “Santrfor bölgesinde kal,

al, dön ve vur, başka bir şey yapma”

dedi. Ben de en iyi yapabildiğim işi

yaptım. Alıp, dönüp, vurduğumu

görünce, “Senin stoperle orta sa-

haya ne alâkan var” dedi. Sonra

amcamı çağırıp konuşmuşlar; ona

“Bu çocuk santrfor doğmuş” demiş.

O günden sonra da hep santrfor oy-

nadım. Çok sayıda gol atınca, yeni-

den göreve gelen Sadi Hoca beni

1461’den Trabzonspor’un altyapı-

sına aldı. Orada da golcü perfor-

mansımı sürdürdümve

Trabzonspor’da kaldım.

Trabzonspor altyapısı sana neler

kattı? Orada gelişimine katkı sağ-

layan teknik adamlar kimlerdi?

Trabzonspor’a gelmemi sağlayan

Sadi Hocadan ve beni diğer mevki-

lerden alıp yeniden santrfor olmamı

sağlayan Selçuk Hocadan söz ettim.

18 yaşına geldiğimde artık Trab-

zonspor’un U19 takımında oynu-

yordumve hocamız da Aşkın

Dilli’ydi. Tesislerde kalıyordumve

Aşkın Hocambeni haftada üç gün

özel olarak antrenmana çıkarı-

yordu. Bana “Eğer futbolcu olamaz-

san bu senin suçundur. Allah sana

boy vermiş, fizik vermiş, hız vermiş,

yetenek vermiş. Çalışmazsan ken-

dine ihanet edersin” derdi. Bana son

vuruşları, forvetin nasıl davranaca-

ğını, nereye koşacağını öğretirdi.

Üzerimde çok büyük emeği vardır.

Trabzonspor’un bu sezon trans-

ferde ve hoca konusunda yaşadığı

sıkıntılar kulübü olumsuz etkilese

de sanki genç oyuncular için bir fır-

sat oldu. Sadi Tekelioğlu’nun takı-

mın başında bulunduğu kısa sürede

pek çok genç oyuncu A takımda

oynama şansını yakaladı. Bu oyun-

cuların arasında en dikkat çekeni

de sen oldun. Bize A takıma alınma

sürecini ve çıktığın ilk A takımma-

çında neler yaşadığını anlatır

mısın?

Sezon başında 1461 Trabzon’un A

takımıyla kampa gittim. Dönüşten

bir gün sonra da 1461’le sözleşme

imzalayacaktım. Sabah 1461’le an-

trenman yaptım, öğleden sonra

Trabzonspor’dan bir telefon geldi,

“Bizimle idmana çıkacaksın” dedi-

ler. Süleyman Hurma abi Şota Ho-

caya benden bahsetmiş, o da

görmek istemiş. Bir hafta Trab-

zonspor’la idmanlara çıktımve

imza atıp A takımda kaldım. Tabiî

bunda da Sadi Hocanın büyük payı

var. Üç ay A takımla idmanlara

çıktıktan sonra tekrar altyapıya

döndüm. Artık zaman zaman an-

trenmanlara çağırılıyordum. Bu

arada Genç Millî Takımlara çağırıl-

dım. Ben kamptayken Şota Hoca is-

tifa etti ve yerine Sadi Hoca getirildi.

Sadi Hoca da birkaç gün önce med-

yaya “Muhammet’in Cardozo’dan

eksiği yok, şans verilirse oynar”

diye bir beyanat vermişti. Millî Ta-

kım’dan döndükten sonra Sadi

Hoca beni A takımla antrenmanlara

aldı, oynama şansı verdi ve buldu-

ğum ilk şansta da golümü attım.

Evet, o maça gelelim. Trabzons-

por’da ilk golünü Eskişehirspor’a

attın. Bitime 9 dakika kala oyuna

girdin ve son anda da golü buldun.

Bize o golü, golden sonra hissettik-

lerini ve yaşadıklarını anlatır

mısın?

Maç günü kampta Yusuf Erdoğan

abiyle oturuyorduk. Sadi Hoca yanı-

mızdan geçerken, “Muhammet’e iyi

bak. Allah’ın izniyle artık burada

kalacak” dedi. Yusuf abi de gülerek,

“Artık akşama oynatırsınız hocam”

diye karşılık verdi. Özer abi de maç-

tan üç gün önce, “Rüyamda gördüm,

oyuna giriyorsun ve benimverdi-

ğimpasla gol atıyorsun” demişti.

Maçtan önce Yusuf abiyle Aytaç abi

G