![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0045.jpg)
rını dikkatle takip ediyorum. Bir
futbolcunun iyi oyuncuları izleye-
rek de öğreneceği çok şey olduğunu
düşünüyorum.
Beğendiğin bütün sol bekler hücum
yönü çok kuvvetli oyuncular…
Ben de hücuma katkı veren bir
oyuncu olduğumu düşünüyorum.
Modern futbol sadece savunma
yapan değil sürekli gidip gelebilen
bekleri istiyor ve ben de böyle bir
oyuncu olmaya gayret ediyorum.
Sol kanatta hemönde hemde
arkada görev yapabiliyorsun.
Kendini en iyi ifade edebildiğin
bölge hangisi?
Evet, zaman zaman sol açık da
oynadım ama bek oynamayı daha
çok seviyorum. Geriden oyunu daha
iyi görüp kontrol edebiliyorum.
Antrenörlerin senin hangi özellik-
lerini beğeniyor? Tamamlaman
gereken eksiklerin konusunda
neler söylüyor?
İyi defans yaptığımı ve hücuma da
gereken katkıyı verdiğimi düşünü-
yorlar. Tabiî dönüşlerde problem
yaşamamak için o çıkışları da iyi
ayarlamak gerekiyor. Bu sezon
Kayserispor’un başında çok iyi bir
teknik adamvar ve beni de çok iyi
yönlendiriyor.
Eksiklerini tamamlamak için neler
yapıyorsun?
Hiçbir oyuncu tam anlamıyla oldum
diyemez. Çalışmayı hiç bırakma-
mak gerekiyor. Ben de normal
antrenmanların dışında kuvvet
çalışmaları yapıyorum. 1.5 yıllık
evliyimve çok düzenli bir hayatım
var. Antrenmandan sonra mutlaka
dinlenirim. Gezeceğim zaman
eşimle dışarı çıkarım. Kısacası
futbol için yaşayan bir oyuncu
olduğumu söyleyebilirim.
Süper Lig’de bu sezon gösterdiğin
performans sayesinde AMillî Takı-
mımızın kadrosundasın. Birlikte
futbola başlayan arkadaşlarının
belki de hepsi oyunun dışında
kaldı. Seni onlardan ayırıp bugün-
lere gelmeni sağlayan farkın neydi?
Ne yazık ki herkesin aynı şansı
bulması mümkün değil. Sadece fut-
bolda değil, hayatta da durumböyle.
Ben hep şuna inandım, yeteneğin
olabilir ama çalışmazsan hiçbir yere
gelemezsin. Çok yetenekli oyuncu-
lar gördüm ama bugün artık fut-
bolla alakaları yok. Onlar da şimdi
“Keşke çalışsaydım, keşke hocaları
dinleseydim” diyorlar. Çalışmak ve
düzenli bir hayat yaşamak çok
önemli. İnsan 18-20 yaşındayken
her şeyin böyle gideceğini düşünü-
yor. Ama öyle değil. Futbolda dün
diye bir şey yok. Ben de düşüşler
yaşadım ama her zaman kendime
inandım, çalıştımve ayağa kalktım.
Aile hayatı da bu noktada çok
önemli.
Çok genç yaşta uluslararası
tecrübeler yaşadığını ve 19 yaşında
Portekiz’in Sporting kulübüne
gittiğini, ardından da Beira-Mar’a
kiralandığını biliyoruz. Bize bu
transferlerden ve Portekiz’de edin-
diğin tecrübeden bahseder misin?
Grenoble takımı iflâs etmişti ve
artık ayrılmak zorundaydım.
O dönemde sadece Fransa’dan
değil, İspanya ve Portekiz’den de
birçok teklif almıştım. Bu teklifler
arasında bana en cazip geleni
Sporting Lizbon’unkiydi. Çünkü
Sporting kulübü Cristiano Ronaldo,
Ricardo Quaresma, Nani gibi çok
kaliteli oyuncuları yetiştirmişti.
Ben de futbol gelişimim açısından
Sporting’in ideal bir kulüp olacağını
hesaplamıştım. Ama şimdi düşü-
nünce çok erken davrandığımı gö-
rüyorum. 18 yaşında o kadar büyük
bir takıma gitmemdoğru değildi.
Zaten kısa süre sonra Beira-Mar’a
kiralandım ama orada da fazla
oynama fırsatı bulamadım. Çünkü
o dönemde Portekizce bilmiyordum,
çok genç ve tecrübesizdim. Yalnız
kalmak da benim için zordu. Ta-
kımda para problemi olunca hoca
bana, “Kiralık bir oyuncu olduğun
için seni oynatmayacağım. Bizim
oyuncumuz değilsin ve sezon so-
nunda seni satıp para kazanama-
yız” dedi. Sezon sonunda Sporting’e
döndüğümde de hemen hemen hiç
oynamadım.
Oldukça genç bir yaşta ailenden ay-
rılmak ve bambaşka bir ülkede ya-
şamak da senin için zor olmadı mı?
Ben kendimi bildimbileli hep ken-
dime güvendim. Futbolcu olmayı
çok istedimve geleceğimde başka
hiçbir şey görmedim. Ailemve fut-
bol benimhayatım. Dediğiniz gibi o
yaşta başka bir ülkeye gidip şansını
denemek herkesin yapabileceği bir
şey değil. Cesaret ve kendine inan-
mayı gerektiriyor. Kendi kendime
“Sporting büyük bir takımve ben
de büyük bir futbolcu olurum”
dedimve fazla düşünmeden gittim.
Bazen hayal kırıklıkları da öğretici
olur. Portekiz macerası sana neyi
öğretti?
Dediğiniz çok doğru. İnsan düşüş-
lerden ve geride kalışlardan da çok
şey öğrenebiliyor. Ben de Porte-
kiz’de sabretmeyi, başarılı olmak
istiyorsam çok daha fazla çalışmam
gerektiğini öğrendim.
Türk futbolseverler seni ilk olarak
Sporting’den Orduspor’a transfe-
rinle tanıdı. Hector Cuper yöneti-
mindeki Orduspor o sezon oldukça
flaş transferlere imza atmıştı.
Senin transferin nasıl gerçekleşti?
Süper Lig’deki o ilk sezonunda
neler yaşadın?
O dönemdeki menajerimi aradılar
ve gelip gelmeyeceğimi sordular.
Ben aslında Portekiz’de kalmak
istiyordum. Çünkü orada oynanan
Brezilya tarzı futbolu çok beğeni-
yordum. Ama Sporting kulübü beni
Portekiz’de bir kulübe vermek iste-
medi. Bunun üzerine Orduspor’un
teklifini kabul ettim. Hector Cuper
de bana güvendiğini ve forma vere-
ceğini söyledi. Onunla çalışmak
kariyerimin dönümnoktalarından
88
89
“
Roberto Carlos’u çok beğeniyordum. Sonra Jordi
Alba ve Marcelo var. Bu oyuncuları izliyorumve
neler yaptıklarını dikkatle takip ediyorum. Hücuma
katkı veren bir oyuncu olduğumu düşünüyorum.
Modern futbol sadece savunma yapan değil sürekli
gidip gelebilen bekleri istiyor.
Futbolcu olmayı çok
istedim. Ailemve
futbol benimhayatım.
18 yaşında başka bir
ülkeye gidip şansını
denemek cesaret ve
kendine inanmayı
gerektiriyor. İnsan
düşüşlerden ve geride
kalışlardan da çok
şey öğrenebiliyor.
Portekiz’de
sabretmeyi, başarılı
olmak istiyorsam çok
daha fazla çalışmam
gerektiğini öğrendim.
“