Previous Page  35 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 35 / 84 Next Page
Page Background

FUTBOL GELİŞİM /

EĞİTİM

33

Öfke kontrolü, bir teknik direktörün kendi öfkesini

kontrol edebilmesinin yanı sıra takımdaki herkesin öfke-

sini yönetebilmesi adınabilmesi gerekenkonulardanbiri-

dir. Futbolun doğası gereği öfkeden arındırılmış bir anla-

yışın hedeflenmesi gerçekçi değildir. Bu noktada öfkenin

varlığını kabullenmek ancak öfkeyi kontrol ederek doğru

yönetmek gerekir.

Elbette teorideki kavramları pratikte uygulamak çok

kolay değildir. Tribünlerde binlerce kişinin olduğu, kame-

raların üzerinize odaklandığı, kazanmanın hem ekonomik

hem de sportif açıdan büyük önem taşıdığı bir ortamda

öfkeyi kontrol etmek gerçekten hiç kolay değildir. Ne

yazık ki teori ile pratik arasındaki mesafenin gün geçtik-

çe arttığı ülkemizde, öfke kontrolüne dair yalnızca teorik

bilgi birikimine sahip akademisyenlerin futbolda öfke

kontrolünden dem vururken sadece bir doksan dakika

yedek kulübesinde yer alarak bir maçı yaşamaları gerek-

mektedir. O tecrübe sonrasında geçmişte yazdıklarının

futbolun realitesinden ne kadar uzak olduğunu anlayabi-

leceklerdir.

Hem bir akademisyen hem de futbol sahalarında uzun

yıllardır yer alan bir futbol adamı olarak bu yazıyı hazırlar-

ken bu çelişkiye düşmemeye büyük özen gösterilmiştir.

Öfke, futbolun içinde sıkça karşımıza çıkan doğal bir

duygudur. Teknik direktörü, futbolcusu, seyircisi, hakemi

ve futbolun diğer tümpaydaşları hemöfkeye kapılır, hem

de öfke dolu tepkilere maruz kalır. Futbolda öfkelenmek

son derece doğaldır. Kişinin kendi öfkesini kontrol et-

mesi zaten hiç kolay değilken bir de çevresel unsurlar-

dan gelen etkilerle öfkenin artışı, öfke kontrolünü futbol

dünyasında irdelenmesi gereken konulardan biri haline

getirmiştir.

Öfke üç aşamalı bir süreçtir:

1.Tetikleyici olay:

Yanlış bir hakem kararı, oyuncunun

kaçırdığı bir penaltı, rakibin topa sert girmesi, son daki-

kada kendi kalesinde görülen bir gol. Bütün bunlar öfke

için tetikleyici olaylara birer örnek olarak gösterilebilir.

O anda yaşanan bir olay olmaksızın kişinin kendi içsel

nedenleri ile de öfkelenmesi mümkündür. Sezonun ilk

yarısındaki maçta gerginlik yaşadığı rakip teknik adam ile

aylar sonra karşı karşıya gelmek de teknik direktörün bir

anda öfkelenmesine yol açabilir.

2.Yorumlama:

Tetikleyici olaylar aynı olsa da kişinin o

olayı nasıl yorumladığı öfkelenip öfkelenmeme nokta-

sında farklılıklara neden olabilir. 0-0 giden bir maçın 90.

dakikasında gol yemek ile 5-0 galip durumdayken son

dakikada yenilen bir gol elbette aynı şekilde yorumlan-

mayacaktır. Genç bir oyuncunun oyundan çıkarken tek-

nik direktörün uzattığı eli sıkmaması ile yıldız bir oyun-

cunun aynı tepkiyi vermesi de teknik direktör tarafından

aynı şekilde yorumlanmayabilir. Bütün bu yorum farklılık-

ları öfkenin açığa çıkıp çıkmaması, çıkacak ise de öfkenin

düzeyi ve devamlılığı konusunda farklı durumlar yarata-

bilecektir.

3.Davranış:

Öfkelendiği zaman teknik direktörün ver-

diği tepki de kişiden kişiye farklılık gösterir. Kimisi yedek

kulübesini yumruklarken, kimisi hakaret ve küfre baş-

vurabilir. Kimisi yedek kulübesindeki koltuğuna gömü-

lürken, kimisi kendisine ayrılan alanı da geçip saha içine

girebilir. Bu noktada önemli olan davranışların herkesin

gözü önünde sergileniyor oluşudur. Tribündekiler, te-

levizyon başındakiler, yedek kulübesindekiler kısacası

herkes teknik direktörün öfke anındaki davranışlarına

şahit olmaktadır. Diğer sektörlerdeki yöneticilerin aksine

teknik direktörlerin tüm davranışlarının gözler önünde

olması futbolun önemli bir özelliğidir. Başka sektörlerde

yöneticinin öfkeyi ne şekilde sergilediği kapalı kapılar ar-

dında yaşanır ve kulaktan kulağa yayılırken, futbolda du-

rum oldukça farklıdır. Özellikle, öfke kontrolü zayıf olan

teknik direktörlerin bu görüntüleri zihinlerde yer ettiği

gibi kayıt altında da kalır. Teknik direktörün kişisel marka-