Previous Page  36 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 36 / 84 Next Page
Page Background

FUTBOL GELİŞİM /

EĞİTİM

sına da etki eder.

Saha dışında son derece dingin, insan ilişkileri güçlü

teknikdirektörlerinöfkeanında sergiledikleri bir iki yanlış

davranış futbol kamuoyunda kendisi ile yanlış bir imajın

oluşmasına yol açabilir. Bir diğer konu ise maç sırasında

gol kaçıran forvet oyuncusuna öfkesinden hakaretler

eden teknik direktörün söylediklerinin maç sonrasında

arkadaşları tarafından oyuncunun kendisine taşınabile-

ceği riskidir. Kısacası, teknik direktör için öfke kontrolü

dışarıya vereceği izlenim açısından son derece önemli-

dir.

Öfkenin karar alma üzerinde de büyük etkisinin olduğu

bilinmektedir. “Öfke ile kalkan zararla oturur” atasözü

de öfkenin sağlıklı karar almayı engellediğini belirtmek

için söylenmiştir. Bazen öfke ile riskli kararları alma

noktasında cesaretin art-

tığı da

š¼ÆجØÆý P ʪ¬ žx²¬

-

lerin sonuçları çok

iyi de çok kötü de

olabilir. Futbolda,

maç dışında ve

maç içinde pek

çok karar alan

teknik di-

rektörün

öf-

kesini iyi yönetebilmesi bu açıdan büyük önemarz et-

mektedir. Öfkenin zamanla dinme özelliği acil olmayan

kararları zamana bırakma durumunda olumsuz etkisini

yitirmektedir. Ancak öfkeliyken ve acilen karar vermek

gerektiğinde iş değişir. Son derece gergin geçen ve sko-

run 0-0 olduğu, mutlaka kazanılması gereken bir maçta,

öfkeden çılgına dönmüş bir teknik adamın oyunu son 15

dakikada çevirecek hamleleri sağlıklı bir biçimde yapa-

bilmesi mümkün değildir.

Duygu bulaşması

Psikoloji literatüründe uzun zamandır yer alan ve son

yıllarda üzerinde pek çok bilimsel araştırmanın yapıldı-

ğı kavramlardan biri olan duygu bulaşmasına (emotional

contagion) da değinmekte yarar vardır. Duygu bulaşma-

sı; bilinç dışı ve gayri iradi olarak, bir kişinin, başka birinin

duygusal durumunu taklit etmeye başlaması ve benzer

duyguların kendisinde de ortaya çıkmasıdır. Öfke, mutlu-

luk, esneme, kaşınma, kahkaha; kolayca bulaşabilen duy-

gu ve davranışlar arasında ilk akla gelenlerdir. Bu bulaşı-

cılıkta insan beynindeki ayna nöronların etkisinin büyük

olduğu bilinmektedir. Ayna nöronlar, temel olarak karşı-

mızdakinin duygularını anlamaya, düşüncelerini ve dav-

ranışlarını kestirebilmeye, insanların kompleks davra-

nışlarını taklit edebilmeye ve yorumlamaya yarayan özel

nöronlardır. Karşımızda esneyen birini gördüğümüzde

bizim de esnememiz, otobüste kahkahalar atmaya baş-

layan bir gruba bakarak bizim de gülmeye başlamamız

ayna nöronlardan ileri gelmektedir. Bu

bilgiler ışığında öfkenin duygusal

bulaşıcılığı ele alındığında maç sı-

rasında öfkesini kontrol edemeyen

bir teknik direktörün oyuncularının da tek-

nik ekibinin demaç boyunca öfkeli olması kuv-

vetlemuhtemeldir. Öfkesine yenik düşen teknik

direktörün gerekli taktiksel hamleleri yapamaması,

öfkesini bulaştırdığı oyuncuların gereksiz kartlar görme-

si, kazanılabilecek bir maçın kaybedilmesine yol açabile-

cektir.

Öfke kontrolünü sağlayabilmek için yoga, hipnoz, psi-

koterapi gibi pek çok yöntem bulunmakla birlikte futbo-

lun realitesine uygun olarak bir teknik direktörün neler

yapabileceğini düşündüğümüzde aşağıdaki çözüm öne-

rilerine başvurulabilir.

Öncelikle teknik direktörün kendisinin bir

öfke problemi olduğunu kabul etmesi gere-

kir. Bu kabulün ardından bu problemi çözmek

istemesi de çok önemlidir. Çünkü kimi teknik

adamlar öfkeyi bir yönetim aracı olarak görüp

34