TamSaha Dergisi - 136 - page 102-103

başlarda Türkiye Ligi’ne çok sıcak
bakmıyordum. Ama orada Türk-
lerle büyümüştüm. Almanya’da
büyüyen Türk oyuncular, Tür-
kiye’ye gidiyordu. Ligin de biraz
daha geliştiğini fark ediyor insan.
Bu yüzden de böyle bir yolu seç-
timve Konyaspor’a geldim. Çok
güzel şeyler söylediler. Konya’nın
Mevlana’nın şehri olduğunu ve
derin bir atmosfere sahip oldu-
ğunu anlattılar. Ben de bu yolda
yürüdüğüm için buraya geldim.
Torku Konyaspor, bu sezon tari-
hinin ligdeki en başarılı günlerini
yaşıyor. Takımın hemAvrupa
kupalarına katılma iddiası var
hemde Ziraat Türkiye Kupası’nda
son 8’e kaldı. Sen de bu başarılı
takımın önemli parçalarından
birisin. Bu yükselişi neye bağlı-
yorsun?
Öncelikle şunu belirtmek istiyo-
rum; çok kaliteli bir teknik adama
ve yine çok kaliteli oyunculara
sahibiz. Torku Konyaspor bünye-
sinde çok güzel bir takımkurul-
duğunu söyleyebilirim. Daha da
önemlisi, bu kaliteli oyunculardan
oluşan kadrosunun arasındaki
dostluk ve arkadaşlık bağı. Bu-
rada mükemmel bir dostluk at-
mosferi var ve bu atmosfer de bizi
bir takımhaline getiriyor. Oyun-
cuların birbirini kıskanmadığı,
herkesin bir diğerinin daha iyi
olması için
çaba gös-
terdiği gibi
takımız.
Hemyaz döneminde gelenler
hemde ara transferde aramıza
katılan oyuncularla çok iyi kay-
naştık. Tümbunları birebir yaşa-
yan ve gözlemleyen biri olarak bu
çıkışı bekliyordum. Benim için hiç
de sürpriz olmadı.
Aykut Kocaman’ın önceden
çalıştırdığı takımlarda da görül-
düğü gibi Torku Konyaspor tam
bir sistem takımı. Takımdisiplini
de saha içerisinde neredeyse hiç
kaybolmuyor. Bunu nasıl sağlı-
yorsunuz ve etkilerini nasıl
görüyorsunuz?
Aykut Kocaman’ın kafasında bir
oyun felsefesi var ve bu felsefeye
de oyuncularını inandırmış du-
rumda. Hoca kendi sistemine
bütün oyuncularının uymasını
istiyor. Oyuncular da Aykut
Hocanın ne yapmak istediğini an-
ladıkları için istediklerini yerine
getirmek için ellerinden geleni
yapıyor. Hocamız geriye koşma-
mızı istediğinde takımhalinde
geriye, önü koşmamızı istedi-
şey gelmez inşallah diye çok
dua ettim. Onları çokmerak
ediyordum. Allah’a şükür
her şey iyi geçti ve hiçbir şey
olmadı.
Ailen, siyasi olaylardan
ötürü oldukça etkilenmiş.
Senin bu koşullarda futbolla
tanışman ve futbola ilgi
duyman nasıl gerçekleşti?
Dediğimgibi yaşım çok kü-
çüktü ve savaşla direkt alâ-
kamyoktu. Bu nedenle
futbolla kolay tanıştım. Her
çocuk gibi biz de çocukça
şeyler yapıyorduk ve şartlar
ne olursa olsun topun pe-
şinde koşturmak da bunlar-
dan biriydi. Futbol o zaman
bile benim en çok sevdiğim
şeydi. Ailemin çok zor bir
dönemi vardı ama ben
çocuk olduğum için yaşanan
bu zorlukların çok farkında
değildim. Futbolla çok kolay
tanıştımbu yüzden.
2005’te Stuttgart Kickers ile
profesyonel olduktan sonra
2011’e kadar çeşitli Alman
kulüplerinde oynadın. Hiç
kuşku yok ki en başarılı
günlerini dört sezon oyna-
dığın Paderborn’da geçirdin.
Buradaki son sezonunda da
Bundesliga tecrübesini ya-
şadın. Bu kulüpteki günlerin
ve tecrübelerinden neler
aktarabilirsin bize?
Paderborn gibi küçük bir
kulüp o dönemde Bundesli-
ga’ya çıktı. Bu bizim adımıza
büyük bir mucizeydi. Hiç
kimse beklemiyordu. Öyle
bir kulüp İkinci Lig’de oy-
nasa kimse şikâyet etmezdi.
Bunu başardığımız için çok
Savaşın yaşandığı o dönemler
ailem için çok zordu. 5 yaşında
Almanya’ya göçtük. Göçmenler
bugünkü gibi pansiyonlarda
kalıyordu. İlk başlarda çok zordu.
Almancamız yoktu. Bir
pansiyondan diğerine
götürüyorlardı bizi. Ailemin
başına bir şey gelmez inşallah
diye çok dua ettim.
Yaşım çok küçüktü ve savaşla
direkt alâkamyoktu. Her çocuk
gibi biz de çocukça şeyler
yapıyorduk ve şartlar ne olursa
olsun topun peşinde koşturmak
da bunlardan biriydi. Futbol o
zaman bile benim en çok
sevdiğim şeydi. Futbolla çok
kolay tanıştımbu yüzden.
Türkiye Ligi’ne çok sıcak
bakmıyordum. Ama Almanya’da
büyüyen Türk oyuncular,
Türkiye’ye gidiyordu. Ligin de
biraz daha geliştiğini fark ediyor
insan. Konya’nın Mevlana’nın
şehri olduğunu ve derin bir
atmosfere sahip olduğunu
anlattılar. Ben de bu yolda
yürüdüğüm için buraya geldim.
Aykut Hocanın en çok hoşuma
giden yönü sessiz ve sakin bir
kişiliğe sahip olması. Alman
hocalar en küçük şeyde bile
oyuncusuna bağırıp çağırırdı.
Aykut Kocaman’ın oyuncusuna
saygı duyan tavırları,
oyuncusundan kendisine
duyulan daha fazla saygı olarak
geri dönüyor.
Almanya’daki ve Türkiye’deki
liginin arasındaki en büyük fark,
orada sistemin olması.
Türkiye’de her takımda sistem
var denilemez. Teknik anlamda
arada çok fark yok. Türkler çok
yetenekli ve teknik. Yoksa
yabancı oyuncular ve göçmenler
buraya gelip top oynamazdı.
102
103
mutluyduk. Bundesliga’ya çıktık.
Bizim için çok güzel bir andı. İlk
maçlarda dizimden sakatlanıp
ameliyat olduğum için oynayama-
dım. Maalesef benim için ilk baş-
larda hayal kırıklığıydı. Sonra
fırsatını bulup oynadım. Bundes-
liga bizim adımıza güzel bir tecrü-
beydi.
Geçen sezon sonunda Pader-
born’un 1 yıllık Bundesliga rüyası,
takımküme düştükten sonra
sona erdi ve sen de kariyerinde ilk
kez Almanya dışında bir ülkenin
yolunu tuttun. Türkiye’yi ve Torku
Konyaspor’u seçmenin nedenleri
nelerdi?
Buraya gelmeden önce kulübümle
sözleşmembitiyordu. Menajerimle
konuştum. “Türkiye’de oynamak
senin için nasıl olur?” diye sordu
bana. Açıkçası Bundesliga tecrü-
besi yaşamış bir oyuncu olarak ilk
1...,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95,96-97,98-99,100-101 104-105,106-107,108-109,110-111,112-113,114-115,116-117,118-119,120-121,122-123,...128
Powered by FlippingBook