TamSaha Dergisi - 136 - page 96-97

97
orbaçov’a karşı yapılan başarısız
darbe girişiminin ardından birlik
hızla bir çözülmeye doğru gitmiş
ve Aralık’a gelindiğinde de res-
men dağılmıştı. Bununla birlikte
birliğin 12 eski üyesi, Bağımsız
Devletler Topluluğu adını verdik-
leri yeni bir birlik oluşturmuştu.
Bunun üzerine, EURO 92 elemele-
rinde İtalya’yı geride bırakarak
grubunu lider tamamlayan
Sovyet takımının durumunun ne
olacağı da futbol kamuoyunda
merakla beklenmeye başlan-
mıştı. İtalyanlar, SSCB yerine tur-
nuvaya kendilerinin alınması
gerektiğini iddia ederken Bağım-
sız Devletler Topluluğu Futbol Fe-
derasyonu’ysa sadece takımın
adının değiştiğini ve şampiyo-
nada da yeni ismiyle mücadele
etmeleri gerektiğini savunu-
yordu. Sonuçta UEFA, BDT’yi haklı
buldu ve takımın Avrupa Şampi-
yonası’nda mücadele etmesine
izin verdi.
Ancak soru işaretleri bununla
sınırlı kalmadı. 1991 sonlarında
Yugoslavya da dağılma sürecine
girmiş ve bölgede Sırplarla hem
Hırvatlar hemBoşnaklar ara-
sında, on binlerce sivilin kurbanı
olduğu çok kanlı bir savaş yaşan-
maya başlamıştı. Bunun üzerine
BMGüvenlik Konseyi yaptığı top-
lantılarda Sırplara karşı ciddi
yaptırımlar uygulanmasının ge-
rekliliğini vurgularken, UEFA da
boş durmamış ve şampiyonaya
kısa bir süre kala Yugoslavya’nın
organizasyondan ihracını açıkla-
mıştı. Böylece Yugoslav takımı,
İsveç’teki kampından gerisin
geriye dönmek zorunda kalırken,
onların yerine, eleme gruplarında
hemen arkalarında yer alan
Danimarka turnuvaya dâhil
edildi. Danimarkalılar, elemelerde
saf dışı kaldıktan altı ay sonra hiç
beklemedikleri bir biçimde ken-
dilerini Avrupa Şampiyonası’nda
bulmuştu.
Turnuvanın açılış maçı, 10 Hazi-
ran’da, ev sahibi İsveç ile Fran-
sa’yı karşı karşıya getirdi. Maça hızlı
başlayan ve etkili bir futbol oyna-
yan taraf İsveç’ti. Dakikalar 25’i
gösterirken Jan Eriksson’un köşe
atışından gelen ortaya vurduğu
kafa şutunun filelerle buluşmasıyla
da bu üstünlük skora da yansımış
oluyordu. Ancak 58. dakikada,
Fransızların ünlü golcüsü Jean-Pi-
erre Papin skora tekrar denge geti-
riyor ve bu gol, maçın da neticesini
belirliyordu: 1-1.
Bir gün sonra, deyimyerindeyse
turnuvanın çikletten çıkan takımı
Danimarka, Malmö’de İngiltere
önündeydi. Danimarka zaten zihin-
sel olarak hazır sayılmazdı, İngiliz-
lerin de Barnes ve Gascoigne gibi
önemli yıldızları sakatlıkları nede-
niyle turnuvayı kaçırmıştı. Bunun
sonucunda iki takımda tutuk bir
görüntü çizmiş ve maç golsüz sona
ermişti.
14 Haziran’a gelindiğinde, turnuva
öncesinde grubun favorileri olarak
gösterilen ama ilkmaçlarında hayal
kırıklığı yaratan İngiltere ile Fransa
kozlarını paylaşıyordu. Ancak bu
karşılaşmada da dağ fare doğura-
cak ve taraflar sahayı gol atamadan,
birer puanı paylaşarak terk ede-
cekti. Aynı günün akşamında,
gruptaki diğer maç olan İsveç-Da-
nimarka karşılaşmasındaysa İsveç,
ikinci yarının hemen başlarında
Brolin’in kaydettiği golle 1-0 kaza-
nacak ve puan farkıyla lider ola-
caktı.
Grupta sonmaçlar öncesinde,
İsveç’in ardından ikişer puanlı
Fransa ve İngiltere sıralanırken,
tek puanı bulunan Danimarka son
sırada yer alıyordu. İsveç-İngiltere
ve Fransa-Danimarka maçlarında
alınacak sonuçlara göre bu dört ta-
kımdan hepsinin turu geçme şansı
da vardı, turnuvaya veda etme ihti-
mali de...
Birbirleriyle eş zamanlı oynanan
karşılaşmalar başladıktan kısa bir
süre sonra goller de gelmeye baş-
ladı. İlk olarak Stockholm’deki
maçta İngilizler, fırsatçı oyuncuları
Platt ile İsveç ağlarını havalandırır-
ken, birkaç dakika içinde Malmö’de
de ilk iki maçında gol bulamayan
Danimarka, şeytanın bacağını
Henrik Larsen’le kırmıştı. Hızlı baş-
layan karşılaşmalarda ilk yarıların
geri kalan kısmındaysa başka gol
gelmemişti.
Maçların ikinci yarıları da, tıpkı ilk
yarıları gibi gollü başladı fakat bu
kez rüzgâr diğer taraftan esiyordu.
İsveç, 51. dakikada, Jan Eriksson’un
topu ağlara göndermesi sonucunda
İngiltere önünde durumu 1-1’e geti-
rirken, diğer maçtaysa 60. dakikada
Papin, Fransa’yı beraberliğe taşı-
yordu. Bu golün ardından, Danimar-
ka’da takımın suskun yıldızı Brian
Laudrup kenara gelirken oyuna
Elstrup girmişti ve o Elstrupmaçın
kahramanı olacak, zira bitime 12
dakika kala takımına 2-1’lik galibi-
yeti, dolayısıyla turu getiren gole
imzasını atacaktı.
Elstrup’un golünün üzerinden çok
geçmeden, Stockholm’den de ‘gol’
sesleri yükseldi. Tomas Brolin, İs-
veç’in ikinci golünü İngiltere filele-
rine bırakmıştı. Fransızlar da
İngilizler de turnuva başından beri
üzerlerinden eksik olmayan gol kı-
sırlığı sorununu kalan kısa sürede
çözemeyince, İskandinav ülkeleri
karşılaşmalardan 2-1’lik skorlarla
galip ayrılarak grupta ilk iki sırayı
almayı başarıyordu. İsveç beş pu-
anla zirvedeydi, Danimarka’ysa üç
puanla ikinci sırada... İkişer puanı
bulunan İngiltere ve Fransa, büyük
hayal kırıklığı yaşayarak turnuvaya
veda ediyordu.
Almanya, Hollanda, BDT ve İs-
koçya’dan oluşan B Grubu’ndaki
maçlarsa, 12 Haziran’da, Hollanda-
İskoçya karşılaşmasıyla başladı.
Son şampiyon Hollanda, bu turnu-
vada ilk kez boy göstermekte olan
rakibi karşısında bir hayli zorlansa
da bitime çeyrek saat kalan Berg-
kamp’ın attığı golle rahat bir nefes
alıyor ve maçı da 1-0 kazanıyordu.
Aynı akşam oynanan Almanya-
BDTmaçıysa Dobrovolsky’nin pen-
altıdan ve Haessler’in de son
dakikada frikikten attığı karşılıklı
gollerle 1-1 sona erecekti.
Almanya, bu tatsız başlangıçtan üç
gün sonraysa İskoçya’yı 29. daki-
kada Riedle ve 47. dakikada da Ef-
fenberg’in attığı gollerle 2-0mağlup
ederek kendisine geliyordu. Aynı
1992: Katılamadığı turnuvayı kazanabilen yegâne takım
G
HollandaveAlmanyagruptaneleele çıktı ama ikisi de sonunugetiremedi.
96
1...,76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95 98-99,100-101,102-103,104-105,106-107,108-109,110-111,112-113,114-115,116-117,...128
Powered by FlippingBook