Real Madrid ligde başarılı sayılamayacağı bir sezonda Şampiyonlar Ligi’ni 11’inci kez
müzesine götürmeyi başardı. Göreve geldiği gün Zinedine Zidane’dan bu başarıyı
bekleyenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu belki. Yine de Fransız efsane,
Avrupa’nın 1 numaralı kupasını hemoyuncu hem teknik direktör olarak kazanan yedinci
isimolarak tarihe ufak bir not daha bıraktı. Peki ya diğerleri?
Zidane’ınselefleri
Şampiyonlar Ligi
Mustafa Akkaya
Miguel Munoz
eride bıraktığımız sezonu Real
Madrid için tek kelimeyle özetle-
mek gerekirse “fırtınalı” diyebili-
riz. Rafael Benitez yönetiminde
şampiyonluk yarışından erken
kopmak ve Kral Kupası’ndan
olaylı biçimde elenmek yeterli
değilmiş gibi bir de Bernabeu’da
Barcelona’dan 4 gol yemişti eflâ-
tun-beyazlılar. Zaten o günden
sonra Benitez’in hayatı, Zidane’ın
nefesini ensesinde hissederek
geçti. Yeni yılın ilk günlerinde ni-
hayet beklenen oldu. O güne dek
fırtına içinde sağa-sola savrulan
Real Madrid, Zidane yönetiminde
kısa sürede bahar meltemleri
hissetmeye başladı. Zidane yöne-
timinde ligde çıktığı 20maçta 17
galibiyet alan Real, Barcelona’nın
umulmadık kayıpları sonucu son
haftaya dek şampiyonluk bile ko-
valadı. Nitekimböylesine dalgalı
bir sezonda olabilecek en büyük
başarı Şampiyonlar Ligi’ni kazan-
maktı ve Zidane’ın oyuncuları
Milano’daki o akşamkazanma
karakterini masaya koydu. Birço-
ğuna göre favori Atletico olsa da
Real’e bu yetti belki de.
Böylece teknik adam olarak görev
yapmaya başladıktan sadece 4.5 ay
sonra Şampiyonlar Ligi’nde zafere
yürüdü Zidane. Ne var ki futbolcu-
luk döneminde o büyük kulaklı ku-
payı havaya kaldırabilmek için 30
yaşına kadar beklemesi gerekmişti.
1996 yazında Bordeaux’dan ayrılır-
ken tercih ettiği kulüp, son Avrupa
şampiyonu Juventus’tu. Hatta bura-
daki ilk iki sezonunda yine final oy-
nasa bile başarılı olamamıştı Zidane
ve arkadaşları. 2001 yazında rekor
kırarak transfer olduğu Galacticos
görünümlü Real Madrid’le ise daha
ilk sezonunda zafere ulaşmıştı. Üs-
telik kupa finalleri tarihinde görülen
enmuhteşemgol vuruşu onun aya-
ğından çıkmıştı. Böylece madalya
koleksiyonunda eksik kalan son
parçayı da tamamlamış oluyordu.
NitekimAvrupa’nın 1 numarası
olma yoluna hem sahada hemde
kulübede çıkan yedinci isimoldu
Zidane. Ondan önce bu başarıyı
yakalamış 6 futbol adamını hatırla-
makta fayda var.
G
Munoz 1948 yılında Real Madrid’e
transfer olduğunda 26 yaşındaydı.
Dönemkoşulları itibariyle o yaş-
taki bir oyuncunun futbol haya-
tına en fazla birkaç yıl daha
devam etmesi beklenirdi. Ne var
ki 10 yıl boyunca beyazlı formayı
başarıyla taşıdı Munoz. İlk La Liga
şampiyonluğunu kazandığında 32
yaşındaydı. 36’sına merdiven da-
yadığında ise bu sayı dörde yük-
selmiş, üstelik yanına üç tane de
Avrupa Kupası eklenmişti. Kıta-
nın en büyüğünü belirlemek
adına başlatılan bu organizas-
yonda Real Madrid kimseye şans
tanımıyor, kaptan Munoz art arda
ilk üç kupayı kaldırarak emekli
oluyordu.
Real Madrid’in o dönemki başarı-
sında bugüne dek diktatör
Franco’ya dair bir leke aranıp du-
ruldu. Somut kanıtlara dayandırı-
lamayan bu iddialar, belki Real’in
İspanya sınırları içindeki zaferle-
rini gölgelemek adına kimileri ta-
rafından sürekli ısıtılabilir bir
malzemeydi. Ne var ki Avru-
pa’daki başarılar düşünüldü-
ğünde Munoz ve arkadaşlarının
fazlasıyla iyi bir ekip olduğu orta-
daydı. Munoz futbolu bıraktıktan
sonra kulüp dördüncü Avrupa Ku-
pası’nı da evine götürmeyi bildi.
1960 yılında eski kaptan takımın
başına geçtiğinde kazanan yine
değişmedi. O da tıpkı Zidane gibi
teknik adamolduktan kısa süre
sonra kupayı kazandı. Üstelik
rakip Eintracht Frankfurt’u 7-3
gibi bir skorla geçerek… 14 yıl ke-
sintisiz sürecek olanmaceranın
ilk kupasıydı bu aynı zamanda.
1962 ve 1964 yıllarında finale yük-
selse de sırasıyla Bela Gutt-
mann’ın Benfica’sı ve Helenio
Herrera’nın Inter’ine boyun eğdi
Munoz. 1966’da yine finaldeydi ve
bu kez rakibi Partizan’ı 2-1’le geç-
mişti. Böylece toplamda beş Av-
rupa Kupası ile tekrarlanması zor
bir başarı elde etmişti.
72
73