NOTTINGHAM FOREST (1977-78)
İ
ngiltere’nin en eski futbol kulüp-
lerinden biri olan ve 1865 yılında
kurulan Nottingham Forest, İn-
giltere’de futbol liginin kurulma-
sından beş sene sonra en üst
seviyede mücadele etmeye de
başlamıştı. Ancak 19. yüzyıl son-
larıyla 20. yüzyıl başlarında ligin
orta sıra takımlarından biri konu-
munda olan Forest, çok geçme-
den bu özelliğini de kaybetmiş ve
1906-1925 aralığında üç kez
küme düşmüştü. Bunların so-
nuncusunun ardından da Forest,
birinci lige 33 yıl boyunca hasret
kaldı. 1950’lerin sonundaki geri
dönüşün ardından tek ciddi başa-
rısını 1967’de ligi ikinci sırada ta-
mamlayarak elde eden fakat
1970’lerin başında bir kez daha
küme düşen Nottingham ekibi,
artık birinci ligde yer aldığı dö-
nemlerde ligin en kötü takımla-
rından biri olarak görülür hâle
gelmişti.
1970’lerin ortasına gelindiğinde,
Forest tarihinin belki de en büyük
kırılma noktası yaşanacak ve ta-
kımın teknik direktörlüğüne
Brian Clough getirilecekti. Clough
aslında İngiliz futbolunda hayli
tartışmalı bir figür olarak görül-
mekteydi. Henüz üç yıl öncesinde
İngiliz futbolunun son dönemle-
rindeki en büyükmucizelerinden
birine imza atmış ve Derby Co-
unty’yi ligde şampiyonluğa taşı-
mıştı. Ardından da takımına
Şampiyon Kulüpler Kupası’nda
yarı final oynattıysa da kulüp yö-
netimiyle yaşadığı anlaşmazlıklar
neticesinde buradaki görevi uzun
sürmemiş, bir süre sonra başına
geçtiği Leeds United’daysa fut-
bolculardan yöneticilere kadar
neredeyse herkesle papaz olunca
sadece 44 gün görev yapabilmişti.
Böylesine sivri bir karakterin
Nottingham'da neler yapabileceği
meçhuldü ve başarılı olsa bile
bunu uzun vadeye yayması zor
görünüyordu. Üstelik daha önce
Forest’ın bölgesel ezeli rakibi
Derby’yi çalıştırmış olması da
kulübün taraftarları nezdinde bir
eksi puan sayılırdı.
Clough’ın Nottingham’daki ilk
birbuçuk senesi çok parlak geç-
mese de kırmızı-beyazlı takım
1976-77 sezonunda ikinci ligde
üçüncü sırayı alarak birinci lige
yükseldi. Yine de İngiliz futbol ka-
muoyunda Clough’ın, Derby’de
yaşadığı başarıyı Forest’ta da tek-
rarlamasını bekleyen neredeyse
hiç yoktu. Takım lige oynadığı ilk
üç maçı da kazanarak girince
küme düşmemeye oynamak-
tansa üst sıraları zorlayabileceği-
nin sinyallerini vermişti belki
ama ardından gelen 3-0’lık Arse-
nal mağlubiyeti, Forest’ın küme
bile düşebileceği iddialarının ye-
niden kuvvetlenmesine yol aç-
mıştı. Fakat kırmızı-beyazlılar
bundan sonra oynadıkları dokuz
maçta yedi galibiyet, iki de bera-
berlik alarak zirveye kurulacaktı.
Ardından oynadığı üç maçta iki
kez yenilip bir kez berabere kalan
Forest, asıl çıkışıysa bundan
sonra yakalayacak ve ligin kalan
26maçında yenilgi yüzü görme-
yerek imkân ihtimal tanınmayan
bir şampiyonluk elde edecekti.
NottinghamForest’ın şampiyon-
luğunu daha da anlamlı kılansa,
önceki sezon hem ligi hemde
Şampiyon Kulüpler Kupası’nı ka-
zanan, o sezon da Avrupa’da üst
üste ikinci zaferini elde eden Li-
verpool’a karşı iki puanlı sis-
temde yedi puanlık bir fark atmış
olmasıydı. Forest bundan sonra
bir daha İngiltere’de şampiyonluk
sevinci yaşayamayacaktı belki
ama 1979 ve 1980 yıllarında Şam-
piyon Kulüpler Kupası’nı kazana-
rak dünya futbol tarihinde
kendisine apayrı bir yer edine-
cekti. Hem “birinci lige yükseldik-
ten sadece bir sene sonra Avrupa
şampiyonu olan” hemde “kendi
ligindeki şampiyonluk sayısından
fazla Avrupa şampiyonluğu bulu-
nan” tek takımolarak…
IPSWICH TOWN (1961-62)
S
ağ bek olarak oynadığı futbolcu-
luk yıllarında Southampton ve
Tottenham formaları giyen Alf
Ramsey, 1955 yılında aktif fut-
bolculuk hayatını noktalayıp
teknik adamlığa soyunma kararı
almış ve yeni kariyerinde de ilk
adres olarak Ipswich Town’ı be-
lirlemişti. Ipswich o güne dek
sadece bir sezon ikinci ligde yer
almış (Ramsey gelmeden hemen
önceki sezon) ve onda da küme
düşmüştü. Üçüncü ligdeyse
sekiz senelik bir geçmişleri
vardı.
İngiliz futbolunda hiçbir ağırlığı
olmayan, ülkenin en renksiz ta-
kımlarından biri olan Ipswich,
aslında bu özelliği nedeniyle Alf
Ramsey’nin teknik adamlığa
avantajlı bir giriş yapmasına ve-
sile olabilecek yapıdaydı. Elde
edebileceği en ufak bir başarı,
hanesine artı puan olarak yazı-
lacakken, olası başarısızlıklar
ise yadırganmayacaktı.
Takımdan beklentiler asgari se-
viyedeyken Ramsey’nin öğren-
cileri gayet iyi bir iş çıkartıyor ve
acemi hocaları ile çıktıkları ilk
sezonda üçüncü ligi üçüncü sı-
rada tamamlıyorlardı. İlk ikinin
bir üst lige yükseldiği sırala-
mada Ipswich bu şansı sadece
bir puan farkla kaçırmıştı. Bir
sonraki sezondaysa mavi-be-
yazlılar bu kez zirveyi kimseye
bırakmayacak ve ikinci lige yük-
selecekti. Burada da dört sezon
geçirecek olan Ramsey’nin ta-
kımı, 1960-61 sezonunda şampi-
yonluğa ulaşarak tarihinde ilk
kez birinci ligde boy göstermeye
hak kazanıyordu.
Dört sene öncesine kadar
üçüncü ligde oynayan bir takı-
mın, ilk defa mücadele edeceği
birinci ligde kümede kalması
gayet tatmin edici bir sonuç ola-
rak değerlendirilecekti. Ipswich,
sezona üç maçta tek puan ala-
rak başladığındaysa bu hedefe
ulaşılması bile çok zor gözük-
mekteydi. Ardından dört maç art
arda kazanan takım en azından
ligin dibinden kurtulmuştu.
Fakat sonrasında gelen inişli-çı-
kışlı sonuçlarla orta sıralardan
daha yukarıya çıkmak da Ips-
wich için kolay olmayacaktı.
Mavi-beyazlılar 1962’nin Ocak
ayının sonuna gelindiğinde 26
maçta dokuz kez rakiplerine
boyun eğmişti. Şubat ayından
itibarense müthiş bir çıkışa imza
atacaklar ve kalan 16maçta sa-
dece bir kez mağlup olacaklardı.
Bu sayede hızla zirveye de tır-
manan Ipswich, birinci ligde ge-
çirdiği ilk sezonda şampiyonluğa
ulaşarak futbol tarihinde çok
ender rastlanan türde bir başa-
rıya imzasını atıyordu.
Ipswich’in yaşadığı bumüthiş
başarı, Alf Ramsey’yi de bir anda
Ada’nın en gözde teknik adamı
haline getirmişti. Zaten 1962
sonlarındaWalter Winterbottom
ile yollarını ayırma kararı alan
İngiliz Futbol Federasyonu da
millî takımı çalıştırması için
Ramsey’ye teklifte bulunacaktı.
Sonuçta Ramsey de teklifi kabul
edecek ve 1 Mayıs 1963 tarihinde
de resmen yeni görevine başla-
yacaktı. Ramsey, yaklaşık üç yıl
içerisinde de İngilizlere tarihleri-
nin ilk ve tek dünya şampiyonlu-
ğunu kazandıran isim olacaktı.
80
81