Previous Page  78-79 / 120 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 78-79 / 120 Next Page
Page Background

ventus önünde kendi evindeki ilk

maçı 2-0 kazanmasına karşın

deplasmandaki rövanşı uzatma-

ların sonlarında yediği golle 3-0

kaybetmekten kurtulamamıştı.

Ertesi sezona gelindiğinde de is-

tikrarını sürdüren sarı-mavililer,

bu kez de ligi altıncı sırada bitiri-

yor, İtalya Kupası’nda da bir kez

daha finale çıkmasına karşın bu

defa da Roma engeline takılı-

yordu.

Verona, her ne kadar Serie A’ya

yükseldikten sonra bu şekilde iki

başarılı sezonu geride bırakmış

olsa da daha fazlasını yapabile-

cek bir takım olarak görülmü-

yordu. Yabancı oyuncularını

yenileyen takım, 1984 Avrupa

Şampiyonası’nın parlayan yıldızı

olan Danimarka’dan golcü Pre-

ben Elkjaer’i ve Federal Alman

Millî Takımı’nın savunmasındaki

önemli isimlerden biri konumun-

daki Hans-Peter Briegel’i renkle-

rine bağlamıştı. Lâkin o yıllarda

futbolun NBA’i konumunda olan

ve dünya üzerindeki yıldızların

çoğunu bünyesinde barındıran

Serie A içerisinde bu iki ismin

fark yaratmak için yeterli olaca-

ğını iddia etmek cesaret isterdi.

Ne var ki lig başladığında Verona

herkesi şaşırtacaktı. İlk haftada

averajla liderlik koltuğuna oturan

ve ikinci haftadan itibaren de

puan farkıyla bu koltuktaki yerini

sağlamlaştıran sarı-mavililer,

haftalar boyunca yenilgi yüzü

görmüyor ve ligdeki iddialarını

gün geçtikçe arttırıyordu. Ligdeki

ilk mağlubiyetini ilk yarının son

maçında, Avellino deplasmanında

2-1’lik skorla alan Verona, zirve

mücadelesi veren takımlardan

Napoli, Juventus ve Torino’yu ye-

nerken Milan, Inter ve Sampdo-

ria’ya karşıysa kaybetmemişti.

Ligin 10. haftasını Torino’nun iki

puan önünde 16 puanla lider

geçen Verona, ilk yarıyı da Inter

ile birlikte 21 puanla zirvede ka-

patmıştı.

Verona’nın 11. haftadan 15. haf-

taya kadar beş maçta beş puan

alması ve bu karşılaşmaların so-

nuncusunda da yenilmesi, Inter’in

de bu süre zarfında üç puan geri-

den gelerek sarı-mavilileri yaka-

laması, futbol kamuoyunda

Verona’nın artık zirve yarışında

bulunmanın stresini daha fazla

kaldıramayacağı ve yavaş yavaş

gerilere düşeceği izlenimini do-

ğurmuştu. 16. haftada, sezon ba-

şından beri ilk kez zirveden

inilmesi ve liderliğin Inter’e kaptı-

rılmasıyla birlikte de bu görüşler

iyice kuvvetlenecekti. Ancak Ve-

rona hemen bir sonraki hafta li-

derliğe yeniden ortak oluyor, 21.

haftadan itibaren de puan farkını

açmaya başlayarak konumunu

sağlamlaştırıyordu. Bitime bir

hafta kala da mucize resmiyete

dökülecek ve evinde Atalanta ile

1-1 berabere kalan sarı-mavililer

Serie A’da bugüne dek kazandık-

ları tek şampiyonluğu elde ede-

cekti. Sezon boyunca 42 gol

atmasına karşın kalesinde sadece

19 gole izin veren Verona’da en

golcü isim 11 golle İtalyan santrfor

Giuseppe Galderisi olurken, sezon

genelinde savunmadan çok orta

sahada değerlendirilen Briegel de

dokuz kez rakip ağları sarsarak

sürpriz şampiyonlukta belki de

aslan payına sahip olmuştu. Dani-

markalı forvet Elkjaer de sekiz

kez fileleri havalandırmıştı.

Verona’nın bu şampiyonluğun-

daki bir diğer ilginç ayrıntı da,

teknik direktör Osvaldo Bagno-

li’nin bu zaferinin, çeyrek asır

sürecek teknik adamlık kariye-

rindeki tek büyük başarı olma-

sıydı. Bagnoli daha önce yine

Verona’yı Serie B’de şampiyon

yapmış, ondan evvel de Serie

C2’de Fano takımıyla mutlu sona

ulaşmıştı.

Leicester’ın geride bıraktığımız sezonda Premier Lig’de elde ettiği unutulmaz başarı üzerine

halen konuşulmaya devam ediliyor. Peki, Leicester’ınki gerçekten de tarihte eşine

rastlanmayan bir başarı mıydı yoksa geçmişte de benzer mucizeleri gerçekleştirenler var

mıydı? TamSaha olarak geçmişte Leicester’ınkiyle kıyaslanabilecek başarılar yaşayan

takımların hikâyelerini mercek altına alıyoruz.

Leicester’den önce onlar vardı

Futbol Kültür

Onur Erdem

VERONA (1984-85)

V

erona, 1980’lere gelinene kadar,

Serie A’nın önde gelen takım-

larından biri olmayı bırakın, bu

ligde kendisine doğru düzgün

bir yer bile edinememişti.

1981-82 sezonunda Serie B’den

Serie A’ya yükseldiğinde, bu

ligde 12. sezonunu oynamaya

hazırlanmaktaydı. Geri kalan 11

sezonda elde ettiği en iyi de-

rece bir defaya mahsus olmak

üzere dokuzunculuk olan Ve-

rona, üç seferse küme düş-

mekten kurtulamamıştı.

1982-83 sezonuna girilirken

Verona’dan öncelikle beklenen,

Serie A’da kalıcı olabilmesiydi.

O dönemde Serie A’daki hemen

her takımdünyanın önemli

oyuncularını transfer edebil-

mekteydi ve sarı-mavililer de

bu vesileyle Brezilya Millî Takı-

mı’nın orta sahasında görev

yapan Dirceu ile Avrupa’nın en

iyi savunmacılarından biri ola-

rak görülen Polonyalı Wladys-

law Zmuda’yı renklerine bağla-

mıştı. Ancak Zmuda, yaşadığı

sakatlık sonrasında yeni takı-

mında doğru dürüst forma

giyemeyecekti. Takımda kal-

burüstü denilebilecek bir İtal-

yan oyuncu da bulunmuyordu.

Buna rağmen Verona o sezon

tarihinin o ana kadarki en ba-

şarılı Serie A sezonunu yaşa-

yacaktı. Ligi dördüncü sırada

tamamlayan Verona, İtalya Ku-

pası’nda da final oynamış, Ju-

78

79