Previous Page  72-73 / 114 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 72-73 / 114 Next Page
Page Background

sivrilmeye başlamıştı. Ondaki ge-

lişimiyse sadece kendi kulübünün

yetkilileri değil, başka kulüpler

tarafından görevlendirilen yete-

nek avcıları da takip etmekteydi.

Kendisine ilk deneme teklifinde

bulunan kulüp de BoltonWande-

rers olmuştu. Henüz 16 yaşında

olduğu için bu teklife hemen

cevap verecek cesareti göstere-

memişti. Ancak bu belki de hayırlı

olacaktı zira kısa bir süre sonra bu

kezWolverhamptonWanderers

tarafından kapısı çalınacaktı.

Cullis’in babası da aslenWolver-

hampton’lı olan ve çalışmak için

Ellesmere Port’ta bulunan bir iş-

çiydi. Tabiî aynı zamanda da bir

WolverhamptonWanderers taraf-

tarıydı. Oğlunun da kendi tuttuğu

takım tarafından istendiğini

görmek, Baba Cullis’i heyecanlan-

dırmıştı ve kendisi, oğlunu

Wovlerhampton’a gitmesi için de

var gücüyle teşvik edecekti.

Bu sayede Stan Cullis, 17 yaşında

WolverhamptonWanderers’ın

rezerv takımına giriyor ve futbol

tarihinin önemli buluşmalarından

biri de böylece gerçekleşmiş

oluyordu.

Wolverhampton ile

ilk buluşma

Cullis’i Wolverhampton’da hızlı bir

yükseliş hikâyesi beklemekteydi.

Bir sene içerisinde rezerv takımın

kaptanlığına yükselen genç

oyuncu, 19 yaşına geldiğinde de

A takımla ilk resmi maçına Hud-

dersfield karşısında çıkacaktı.

Cullis’in A takıma yükseldiği dö-

nemdeWolves kümede kalma

mücadelesi veren bir ekip görünü-

mündeydi. Ancak 1936-37 sezo-

nundan itibaren ligde yükselişe

geçen turuncu-siyahlılar o sezonu

beşinci sırada tamamlayacak,

sonraki iki sezondaysa önce Arse-

nal’in, ardından da Everton’ın geri-

sinde ligi ikinci sırada bitirecekti.

Wolves 1939’da ayrıca Federasyon

Kupası’nda da final oynamış

ancak Portsmouth’a 4-1 mağlup

olmuştu. Sezonun son haftalarına

kadar iki kupaya da göz kırpan

ekip böylece sezonu kupasız

kapatmak zorunda kalmıştı.

Öte yandan Cullis 21 yaşından

itibaren İngiltere Millî Takımı’nda

da forma giymeye başlamıştı ve

22’sine geldiğinde kaptanlık pa-

zubandını da koluna takarak o

ana kadar bu onuru yaşayan en

genç oyuncu olma unvanını da

eline geçirmişti. Ancakmillî for-

mayla çıkacağı 12 maç arasında

bir tanesi vardı ki çok değil birkaç

sene içerisinde kendisi ve o maçta

kendisi ile birlikte oynayan diğer

10 arkadaşı için büyük utanç vesi-

kası olacaktı. 14 Mayıs 1938’de

Berlin’de Almanya’ya karşı oyna-

nan ve Adolf Hitler’in de tribün-

den izlediği maçtan evvel, İngiliz

futbolculara, Almanya millî marşı

çalınırken Führer’in olduğu tri-

büne doğru Nazi selamı vermeleri

tembihlenmişti. Çok da tercih

yapma şansı olmayan futbolcular

da bu tembihe uymuştu. O futbol-

culardan biri de Cullis’ti.

Maça gelinecek olursa, Cullis ve

arkadaşları 90 dakika sonucunda

sahadan 6-3’lük galibiyetle ayrıl-

mış ve seremoni sırasındaki utan-

cın üstesinden bir nebze de olsa

gelmişti.

Cullis’in futbol kariyeri açısından

asıl talihsizlikse 1 Eylül 1939’da

Nazi Almanyası’nın Polonya’yı iş-

galiyle birlikte II. Dünya Savaşı’nın

patlak vermesiydi. Elbette savaşın

yakıp yıktığı hayatlar söz konu-

suyken futbolla ilgili bir durumun

‘talihsizlik’ olarak altını çizmek

pek de doğru olmaz aslında ama

savaşın böyle bir yönü de yok de-

ğildi sonuçta. İngiltere’de futbola

1939’dan 1946’ya kadar ara verile-

cekti. Ligler savaş nedeniyle tatil

edildiğinde parlak bir kariyerin ilk

yıllarını yaşamakta olan Cullis ise

ligler yeniden oynanmaya başla-

dığında 30 yaşına gelmişti ve

önünde fizik olarak daha fazla

futbol oynayabileceği doğru

dürüst bir süre de kalmamıştı.

Cullis’in futbolla yeniden buluşa-

bildiği 1946-47 sezonundaWolves

ligi üçüncü sırada tamamlamıştı.

Ancak bu dönemde bir de ağır sa-

katlık yaşaması, talihsiz oyuncu-

nun 31 yaşında futbol hayatını

noktalamasına sebep olacaktı.

Wolves’un teknik direktörü

Ted Vizard ise Cullis ile bu kadar

erken vedalaşmayı kabullenme-

yecek, kendisinin kulübe daha

çok hizmet vereceğini düşünerek

ona asistanlık teklif edecekti.

Böylece bir sonraki sezon Cullis,

Wolves kulübesinde ikinci adam

olarak yepyeni bir kariyere ‘mer-

haba’ diyecekti ki kendisine asıl

şöhreti ve başarıyı getiren de bu

yeni kariyeri olacaktı.

Teknik direktörlüğe

‘merhaba’

1947-48 sezonundaWolves ligi

beşinci sırada bitirirken, sezon

sonu geldiğinde artık 60 yaşına

merdiven dayamış olan Ted Vizard

emekli olduğunu ve bayrağı Cul-

lis’e devredeceğini açıklıyordu.

32 yaşında teknik patronluğa

yükselecek olan Cullis, böylesine

bir görev için çok genç ve tecrü-

besizdi belki ama kulüp yönetimi

de kendisine güvenecek, bu ba-

kımdan da belki de yönetimola-

rak kulüp tarihinin enmüspet

kararına imza atacaktı.

Cullis’in teknik direktörlükteki ilk

sezonundaWolves ligi altıncı sı-

rada tamamlıyordu belki ama asıl

büyük başarı, Federasyon Ku-

pası’nda gelmişti. Wolves; Liver-

pool, West Bromwich Albion ve

Manchester United gibi takımları

eleyerek finale kadar yükselmiş

veWembley’de oynanan finalde,

ikinci ligden gelen sürpriz ekip

Leicester City’ye şans tanımaya-

rak sahadan 3-1 galip ayrılmış,

böylece bu kupayı 41 yıllık bir

aranın ardından üçüncü kez mü-

zesine götürmeninmutluluğunu

yaşamıştı. Stan Cullis de Federas-

yon Kupası’nı kazanan en genç

teknik adam olarak tarih kitapla-

rındaki yerini almıştı.

WolverhamtonWanderers, 1949-

50 sezonundaysa son haftalara

kadar şampiyonluk yarışının

içinde yer alıyordu. Sezon tamam-

landığında da puan tablosunda,

önceki yılın şampiyonu Portsmo-

uth ileWolves’un 53’er puanı

vardı. Ancak averaj hesabına ba-

kıldığında ibre Portsmouth’tan

yana dönüyordu ve böylelikle

Güney ekibi üst üste ikinci kez ligi

zirvede tamamlarken Cullis fut-

bolculuğu dönemindeki hüzünlü

ikinciliklerin yanına bir de teknik

adamlığında gelen ikinciliği ekle-

mek zorunda kalıyordu.

Bir Federasyon Kupası zaferi ve

bir de lig ikinciliğiyle geride bıra-

kılan iki sezonun sonrasındaysa

WolverhamptonWanderers ufak

çaplı bir krizin içine girecekti.

Takım, iki sezonda da 42’şer

maçta 38’er puan toplayabilmişti

(iki puanlı sistemde) ve bu sezon-

ların ilkinde kendisine 14’üncü,

ikincisinde de 16’ncı sırada yer

bulabilmişti. Bu noktadaWolves

yönetimi bir kritik karara daha

imzasına atıyor ve yaşanan bu

düşüşe rağmen Cullis ile yola

devam etme kararı alıyordu.

İlk şampiyonluk sevinci

Cullis, yönetimin kendisine duy-

duğu bu güveni boşa çıkartmaya-

caktı. 1952-53 sezonuyla birlikte

Wolves yeniden rayına oturuyor

ve ligde üçüncülüğü elde edi-

yordu. 1953-54 sezonuysa, hem

kulüp tarihindeki, hemde Cullis’in

teknik adamlık kariyerindeki en

önemli sezonlardan birisi olacaktı.

Takım lige Burnley deplasma-

nında 4-1’lik ağır bir yenilgi alarak

başladıysa da sadece üç gün

sonra Manchester City ile yine

deplasmanda oynadığı karşılaş-

madan 4-0’lık galibiyetle ayrılmış

ve bumaç belki de onlar için

dönümnoktası olmuştu. Ağustos

sonundan Aralık ortasına kadar

18 maçlık bir yenilmezlik serisi

yakaladıklarında da bu serinin

sonunda ligin zirvesini ele geçir-

mişlerdi.

Wolves bundan sonra biraz iki ileri

bir geri gidercesine sonuçlar al-

dıysa da şampiyonluk yolunda çe-

kiştiği ezeli rakibi West Bromwich

Albion (her iki kulüp deWest Mid-

lands bölgesinden) da çok istik-

rarlı sonuçlar almayınca ilk iki sıra

genellikle bu iki ekip arasında de-

72

73

Kaptan Cullis

Cullis’in kupa şampiyonu kadrosu en üstte, lig şampiyonu kadrosu üstte