

78
79
Gerrard’dan başkası olmayacaktı.
Ceza sahası dışından sert bir şut
çekerek artık bir klasik haline
gelen gollerinden birini atan
kaptan, gemisini kurtarmayı
başarmış ve Liverpool, bu gol
sayesinde Olympiakos’u ikili
averajda geride bırakarak ikinci
tura yükselmeyi başarmıştı.
Olympiakos maçı, Liverpool adına
pozitif manada sezonun kırılma
noktası olacaktı. İkinci turda
karşılaştığı Leverkusen’i her iki
maçta da 3-1 mağlup ederek
çeyrek finale çıkan Liverpool, bu
turdaysa iki yıl öncesinin finalisti
Juventus’u 2-1 ve 0-0’lık skorlarla
eleyerek ilerleyişini sürdürüyordu.
Liverpool’un yarı finaldeki
rakibiyse Chelsea’ydi. Chelsea,
önceki sezon Porto’yu Şampiyon-
lar Ligi şampiyonluğuna taşımış
olan Jose Mourinho’yu sezon
başında teknik direktörlüğüne
getirmiş ve transferde de müthiş
paralar harcayarak Avrupa’nın
en iddialı ekiplerinden birini
oluşturmuştu. Zaten Premier
Lig’de de zirveyi sahiplenmiş,
şampiyonluğa koşmaktalardı.
Ancak Liverpool, Chelsea’ye
Şampiyonlar Ligi’nde benzer
bir başarıyı tatma şansını t
anımayacak ve 0-0 ve 1-0’lık
skorlar neticesinde rakibini
devirerek finale kalmayı başaran
taraf olacaktı. Liverpool’un
finaldeki rakibiyse en son iki yıl
önce bu kupayı kazanmış olan
Milan’dı.
İstanbul’da bir futbol
mucizesi
İstanbul Atatürk Olimpiyat
Stadı’nın 25 Mayıs’ta ev sahipli-
ğini yaptığı final maçıysa,
Liverpool açısından olabilecek en
kötü biçimde başlıyordu.
Zira Milan, henüz ilk dakika içinde
Andrea Pirlo’nun ortasına kaptanı
Paolo Maldini’nin vurduğu volenin
ağlarla buluşması sonucunda 1-0
öne geçmişti. Kırmızılar bundan
sonra oyunda dengeyi sağlayıp bu
dengeyi skora da yansıtmalarını
sağlayacak fırsatlar yakalasa da
aradıkları golü bulamıyordu.
Devrenin sonlarındaysa Hernan
Crespo iki kez sahneye çıkarak
fırsatçılığını konuşturuyor ve
böylece Milan, ilk yarıyı 3-0 önde
tamamlıyordu.
Böylesine üst düzeymüsabaka-
larda bu tip bir farkın 45 dakikada
eritilmesi, pek de görülmüş bir
şey değildi. Dolayısıyla Liverpo-
ol’dan çoğu kişi henüz ilk yarı
tamamlanmasına karşın
umudunu kesmişti.
Ancakmaçın ikinci yarısı, belki
de futbol tarihinin en ilginç
anlarından bazılarına sahne
olacaktı. Liverpool, 4-4-2’den
3-5-2’ye dönerken Gerrard da
orta sahanın ortasından ziyade
forvetin arkasında görev
yapmaya başlamıştı. Dakikalar
54’ü gösterirken de bu değişiklik
meyvesini verecek ve Riise’nin
sol kanattan yaptığı ortaya ceza
sahası içinde kafayı vuran Gerrard
farkı ikiye indirecekti. Liverpool
için artık az da olsa bir umut vardı.
Liverpool tribünleri henüz bu gole
sevinmeyi bitirmemişken,
56. dakikada Smicer’in ceza
sahası dışından çektiği şut Milan
ağlarıyla buluşuyor ve skor 3-2’ye
geliyordu. Müthiş bir ivme
yakalayan Liverpool, 60. dakikaya
gelindiğindeyse bu kez de
Gerrard’ın ceza sahası içinde
Gattuso tarafından düşürülmesi
üzerine bir penaltı kazanıyordu.
Xabi Alonso’nun kullandığı atışı
kaleci Dida ilk etapta çeldiyse de
Alonso dönen topu tamamlayarak
ağları havalandırıyor ve skora
dengeyi getiriyordu. Liverpool,
altı dakika içerisinde üç gol birden
atarak adeta bir mucizeyi
gerçekleştirmiş ve skoru 3-0’dan
3-3’e taşımıştı.
Bu dakikadan sonraysa skordaki
denge oyuna da yansıyacaktı.
90 dakika içerisinde bu denge
bozulmayınca uzatmalara
geçiliyor, orada da bir değişiklik
olmayınca iş nihayet penaltı
vuruşlarına kalıyordu.
Penaltılarda Milan, Serginho ve
Pirlo ile ilk iki atışından sonuç
alamazken, Liverpool ise Hamann
ve Djibril Cisse ile hedefi bularak
büyük avantaj elde etmişti.
Üçüncü atışlardaysa Tomasson,
Milan adına ağları havalandırır-
ken Riise’nin vuruşunu Dida
kurtarmış ve Milan umutlanmıştı.
Dördüncü atışlarda Milan adına
Kaka, Liverpool adına da Smicer
hata yapmazken, Milan’ın beşinci
atışında Shevchenko’nun şutunu
Liverpool kalecisi Dudek çıkartı-
yor ve Kırmızılar tam 21 yıl sonra
Avrupa’nın en büyük kupasını
kazanmanın sevincini yaşıyordu.
Bu tarihi başarıda kaptan olarak
kupayı havaya kaldıran Gerrard’ın
payıysa tartışılmayacak derecede
büyüktü.
Liverpool, bu başarının üzerinde
2005-2006 sezonu başında Süper
Kupa finalinde CSKAMoskova ile
karşılaştı. Ancak Gerrard sakatlığı
nedeniyle bumaçta yer alamadı.
Karşılaşma, 3-1 Liverpool’un
üstünlüğüyle sonuçlanacak ve
Kırmızılar dört yıl aradan sonra
bir kez daha bu kupayı müzele-
rine götürecekti. Aralık ayındaysa
Liverpool, FIFA Kulüpler Dünya
Şampiyonası’nda boy göstere-
cekti. Ancak yarı finalde
Kosta Rika’dan Saprissa’yı 3-0
yenmelerine rağmen finalde
Sao Paulo’ya 1-0 yenilmekten
kurtulamadılar.
2005-2006 sezonu, Liverpool
adına elbette bir önceki sezonu
aratacaktı. Zira o türde bir rüyayı
üst üste iki kez yaşamakmucize-
nin de ötesinde olurdu. Kırmızılar,
Şampiyonlar Ligi’nde ilk turda
Chelsea, Real Betis ve Ander-
lecht’le birlikte yer aldıkları
gruptan lider olarak çıktıysa da
ikinci turda Benfica ile oynadıkları
iki maçı da kaybederek turnuvaya
erken veda etti. Ligi de üçüncü
sırada tamamlayan Liverpool
adına sezonun kupasız kapanma-
sına engel olan isimse yine
Gerrard’dı. Federasyon Kupası
finalinde 13 Mayıs’ta Cardiff’te
West HamUnited ile karşılaşan
Liverpool, 2-0 geri düştüğümaçta
Gerrard’ın 54. dakikadaki golüyle
skoru 2-2’ye getirmişti. Daha
sonra bir kez daha geri düşen
Liverpool’u, 90+1’de Gerrard’ın
ceza sahası dışından attığı gol
kurtarmıştı. Normal süresi 3-3
bitenmaçın skoru uzatmalarda da
değişmezken penaltı vuruşla-
rında Liverpool rakibine 3-1’lik
üstünlük sağlayarak kupanın
sahibi olmuştu.
İlk Dünya Kupası
heyecanı
2006 yazıysa İngilizlerin uzun sü-
redir en iddialı katıldıkları Dünya
Kupalarından birine sahne ola-
caktı. Savunmada Rio Ferdinand,
John Terry, Sol Campbell, Ashley
Cole, orta sahada David Beckham,
Frank Lampard, Steven Gerrard
ve forvette de Michael Owen ile
Wayne Rooney gibi isimlere sahip
olan İngilizler, 40 yıl aradan sonra
bu büyük kupayı kazanmanın
hesapları içindeydi.
İlk turda İsveç, Paraguay ve
Trinidad-Tobago ile birlikte yer
aldığı gruptan yedi puanla lider
çıkan İngiltere, ikinci turda da
Ekvador’u tek golle devirip çeyrek
finale kalmıştı. Gerrard da Trini-
dad ve İsveç’e karşı birer gol ata-
rak takımının en golcü ismi
olmuştu. Ancak çeyrek finalde
Portekiz’e karşı 120 dakikası
golsüz bitenmaçta İngiltere, tıpkı
iki yıl önceki EURO 2004 eşleş-
mesinde olduğu gibi, penaltılarla
teslimbayrağını çekecekti. İngil-
tere’nin kaçırdığı üç penaltıdan
biriniyse Gerrard kullanmıştı.
2006-2007 sezonundaysa
Liverpool, iki yıl önceki müthiş
başarısına çok yaklaşacaktı.
Şampiyonlar Ligi’nde ilk turda
PSV Eindhoven, Bordeaux ve
Galatasaray ile yer aldığı gruptan
lider çıkan Kırmızılar, ardından
ikinci turda son şampiyon
Barcelona’yı elerken çeyrek
finalde de PSV Eindhoven’ı saf dışı
bıraktı. Liverpool yarı finalde, tıpkı
iki sezon önceki olduğu gibi
Chelsea ile eşleşirken rakibini
1-0 ve 0-1 bitenmaçlar sonra-
sında penaltılarla devirerek
finale kaldı. Üstelik Kırmızıların
finaldeki rakibi de yine iki sezon
öncesindeki gibi Milan’dı. Ancak
Liverpool’un İstanbul’daki
efsenevi zaferinin ardından
kupa kaptan Gerrard’ın ellerinde
Liverpool
2007
finalinde
rövanşı
Milan’a
verdi
2006 yılının Federasyon Kupası’nı
Gerrard ve Benitez birlikte kaldırıyor