

90
91
futbolun dışındaki sebepler.
Çocuk için baktığınız zaman
hepimizinmaddi zorlukları var.
Veya maddi durumu iyi bir çocuğu
şanslı diye görmemiz de büyük
bir yanlış. Çünkü bazen öyle bir
fakir ailenin çocuğudur bu…
Annesi, “Evladım sana kurban
olurum” der, ona çorba verir.
Ama aynı zamanda daha varlıklı
bir çocuk eve gider, aç yatar, iki
gün annesini görmez. Çocuğun
şansını kendi kriterlerimizle de-
ğerlendirmemeliyiz. Biz maddiyatı
çok önemli bir şans ya da şans-
sızlık olarak görüyoruz ilişkileri-
mizde. Sizi temin ederimki, bir
çocuğun en büyük şansı onu
çok seven annesi-babası ve onu
seven dostlarıyla güvende, so-
kakta tok oynamasıdır. Bundan
daha fazlası hiçbir çocuk için çok
gerekli değildir. Bir çocuğun bun-
dan fazlasına sahip olması, onu
bizimgözümüzde şanslı yapabilir
ama kendisini çok seven annesi-
babası ve dostları yoksa, o çocuk
diğerlerinden daha yoksuldur.
Biz erişkin kafamızla yoksulluğu
çok farklı yorumluyoruz. Tüm
kalbimle söylüyorum. Kırılması
gereken en önemli ön yargılardan
birisi budur. Gerçekten futbol sa-
dece parasızsın diye seçilen bir
dal ise bu futbola bir hakaret değil
mi? Yani futbol sadece futbol
aşkından seçilemez mi? Sadece
çaresizsin, fakirsin onun için fut-
bolcu olmalısın demek ne kadar
doğru? Bu durumda Avrupa’dan
futbolcu çıkmamalıdır.
Çalışmalarınızda bundan sonraki
hedefleriniz neler?
Ben önce geldiğimiz noktayı söy-
leyeyim. Geldiğimiz nokta şu; biz
artık hangi kuralların, standartla-
rın konması gerektiğini teşhis
ettik. Kendi davranış standartla-
rımızı çıkardık ki, bu çok önemli-
dir. Uzmanlar bunu incelediği
zaman görecek; dünyada örneği
olmayan çok önemli standartlar
var. Örneğin deneme süreçleri.
Deneme süreçlerinde Türk fut-
bolcusunun hasar aldığını gördük.
Yani bir takıma denenmeye gidi-
yor örneğin. Lisans çıkarmaya
15 gün var. 15 gün boyunca çocuk
piyon gibi… Bir gün önce çağrılıyor
çocuk; “Seni alacaktık ama
olmadı” deniyor. Çocuğun zaten
bir sonraki takımı bulma gibi bir
şansı yok. Bir sezonu boş geçiri-
yor. Başka bir takıma başvurduğu
zaman, “Sen bir sezon oynama-
mışsın. Bizim için oynayan
oyuncu önemli” diyorlar. Her
sporcunun, her antrenörün, her
insanın hakları vardır. Bu hakka
saygı duymadığınız zamanmut-
suz ve daha da beteri kızgın in-
sanlar oluruz. Türk futbolcusunun
kızgın olmasını istemiyoruz artık.
Türk futbolcusunun iç huzuruyla
top oynayan, toptan başka hiçbir
düşüncesi olmayan, iyi bir insan
olmayı hedef koymuş bir federas-
yonun altında, iyi bir vatandaş ol-
mayı, mutlu bir birey olmayı hedef
koymuş bir federasyonun içeri-
sinde insan yetiştirmeye çalışıyo-
ruz. Bunu yapacak insanları
yetiştirmeye çalışıyoruz. İdeal
olarak onların böyle olma-
sını umuyoruz. Böyle
olursa çokmutlu olaca-
ğız. Çok iyi futbolcular
yetişecek. Yetişen
futbolcularda deği-
şik bir mizaç gö-
receksiniz inşallah. Ama olma-
yanlar da çok sağlıklı bir birey
olacak. Olimpiyatların yapmış ol-
duğu araştırma şunu gösteriyor;
spor hayatını mutlu geçirmiş in-
sanlar sporcu olmasa dahi bir şe-
kilde spora olumlu olarak geri
dönüyor. Sponsor olur, yönetici
olur, sizin gibi iletişimci olur, ga-
zeteci olur. Hiçbir şey olamadı mı?
O zaman iyi bir sporsever olur.
Dolayısıyla böyle bir
hedef koyduk. El-
bette hatalarımız
ve eksiklerimiz
olacak. İcraat
yaptığınız
yerde her zaman eksiğiniz olabilir
ama onları düzeltebilmek için
içten çalışıyoruz. Şu anda futbol
kulüplerine servis edilmek için
herkesi güçlendiren - ki bu çok
önemli- davranış standartları
yolluyoruz. Oyuncular; oyuncula-
rın soyunma odasına konacak
afişler… Bir bireyle olan iletişimi,
futbola olan saygılarını ve hocala-
rıyla olan iletişiminde çeşitli stan-
dartları öne çıkardık. İlkeli
futbolcuların yetişeceği ilkeli
ortamlar hedefliyoruz. İlkenin ol-
duğu yerde kırık kalpler olmaz.
Aynı zamanda futbol arena-
sında çalışan herkesi kapsa-
yan bir davranış standardı
getirdik. Neden? Çünkü
sadece hocalarımıza bunu
yüklemek haksızlık
olurdu. Onları destekle-
yecek bir ortambula-
mazlarsa yorgun
savaşçı olurlar.
O ortamı oluşturacak davranış
standartları getirdik. Epey de
kapsamlı aslında antrenörler için
koyduğumuz… Çünkü onlara
haksızlık edilmiş. Doğru ve yanlışı
anlatmazsanız kimse hiçbir
şeyden sorumlu değil. Çok daha
önemlisi sevgili Fatih Hocamızın
ağzından önemli bir Çocuk Ko-
ruma Beyanı yapılıyor. Ülkemiz
için tarihi bir şeydir. İnsan ve
Çocuk Hakları Beyannamesi
dünyada nasıl bir etkiyse, sporda
Çocuk Koruma Beyanı böyle bir
etkiye sahiptir. Yeni bir vizyonu,
yeni bir bakış açısının beyanını
veriyor ve de ona uymak isteyen
insanlara aslında sırt verdiğini
söylüyor.
Bahsettiğiniz davranış standart-
larını Türkiye’deki tümkulüplere
nasıl anlatacaksınız?
Şimdi şöyle; orada bir nüans var.
İlk önce üstlerden başlayıp aşa-
ğıya kadar ineceğiz. Şu anda Geli-
şim Ligleri’nde yer alan kulüplerin
hepsine, “Çocuk Koruma Bölümü
kurun” dedik. Onların gideceği bir
adres yoktu. “Üniversitelere
gidin” dedik. Hâlbuki biz üniversi-
telerin ilgili bölümlerinde “Çocuk
Koruma Bölümü” olmadığını bili-
yorduk. İstanbul Üniversitesi’ne
bir şablon hazırladık. Üniversite-
lere gitti kulüpler. Üniversiteler
bizi aradı. Dediler ki, “Bizden eği-
tim istiyorlar, sizde bir KİP var
mı?” Biz de dedik ki, “İstanbul
Üniversitesi’nde var. Oradan
alabilirsiniz.” Ve bir anda Tür-
kiye’deki çoğu üniversitemizin
BESYO bölümünde “Çocuk Ko-
ruma Bölümü” kuruldu. Şimdi bu
çok büyük bir etken. Bu bile ye-
terli bu federasyonun başarısını
göstermeye. Çok olağanüstü bir
adım. Bir vizyon değişimi getiri-
yor. Çocuk Koruma Programı’nın
en önemli özelliklerden birisi de
çocukla çalışacak olan insanların
çocuksever olanlarını tercih et-
menizi sağlar. İstismara eğilimli
insanları da saf dışı bırakır. Bunun
için işe başvuru süreçlerinin dü-
zenlenmesi, standart getirilmesi
gerekiyordu. Getirdik. Hatta veliyi
kontrol etmek için velinin davra-
nış standartlarını belirledik. Ve de
sezon başlarında veli ile toplantı
yapacaksanız hangi konuları
gündeme getirmeniz lâzım, neleri
konuşmanız lâzım, bunlar için
kaynakları ve hangi konuların
verileceğini belirledik. Teşekkür
mektuplarına kadar yazdık ve
verdik. Herkesin çok rahat kulla-
nabileceği, çok basit bir kılavuz
çıkartıyoruz. Bu da yılbaşından
sonra çıkacak. Bu standartla
beraber kız takımlarını ele aldık.
Oyuncularımızı, velilerimizi,
dopingi ele aldık. Uyuşturucuyla
ilgili eğitimin nasıl verilmesi
gerektiği konusunda örnekler
verdik. Kimlerden yardım alabile-
ceklerini söyledik. İşe alım süreç-
lerinin düzenlenmesini söyledik.
Kulübün kendi Çocuk Koruma
Beyanı’nı yapabilmesi için
şablonlar verdik. Yani futbol
kulüpleri şu noktadan itibaren
kurumsallaşmak isterse; TFF
onlara her türlü standardı veriyor.
Bu arada bütün kulüplerden
çocuk koruma temsilcisi sapta-
malarını isteyeceğiz. Bu olmak
zorunda. Bunu kendileri seçecek.
Biz seçmeyeceğiz. Bu kişinin bir
yaptırımgücü yok ama icraat zo-
runluluğu var. Bizim formlarımızı,
bilgilerimizi güncellememiz için,
doğru anlayışın yerleşebilmesi
için orada bizim eğiteceğimiz bir
kişi o kulübün içerisinde çocuk
adına sözcülük edecek. Çünkü
performans ile çocuk çıkarlarının
buluştuğu noktadayız. O zaman
kulüp performans talep ederken
bunun çocuğa ne kadar uygun
olduğunu saptayacak yetkili bir
kişinin olması gerekir. O kişi ne
yapıyor? Bir karar mı alınması
gerekiyor mesela. O kişi diyor ki
“Hayır uygun değil.” Çünküme-
sela “Cuma günü sınav günü. Salı
günümüsait” demesi lazım… Bu
gibi konularda sözcülük yapacak.
Bunları çocuk adına bir yetişkinin