

tembihler. Performans baskısı
çocukla çelişen bir olgudur.
Yani çok erken bir yaşta çok
büyük bir performans baskı-
sıyla karşılaşan çocuklara
bunu nasıl sevk ve idare ede-
ceklerine ait beceriler kazan-
dırmanız gerekiyor. Futbolun
kendi temel becerilerinin
yanı sıra zihinsel direnci
yapılandıracak, doğru,
tehditkâr olmayanmutlu
bir ortamı inşa etmek zorun-
dasınız. Bu çok önemlidir.
Esen kelimesi ondan seçildi,
mutlu ve tehdit içermeyen
spor ortamları hedefliyoruz.
Sizi destekleyen bir şey söy-
lemek istiyorum. Antalya’da
bir U15 turnuvasına gitmiş-
tim. Maçları izlerken İrlanda
Millî Takımı’nın hocasının
saha kenarında oyuncularına
mevkilerine göre kendilerini
destekleyen cümleler
kullandığını fark ettim…
Bu çok önemli bir şeydir. Biz
kocaman bir ekmeği alıyoruz.
3 yaşında çocuğa yedirirken
lokma haline getiriyoruz.
10 yaşında bir çocuğa verirken
dilimhalinde veriyoruz.
Bilgileri de performansı da
çocuğun boyutuna göre indir-
memiz gerekiyor. Çocuk ko-
ruma, futbolun performans
gerçeğiyle bir çocuğun çocuk
olma hakkının tam ortasında
durur… O sağlıklı performansı
doğru zamanda alabileceğiniz
doğru çocuğu kurmak için
doğru ortamı hazırlar. Çocu-
ğun içinde olduğu aile, kulüp
ve kendi üçgeni içerisinde
bütün bu olguların ilk önce
önleyici çalışmalarını, bilahare
koruyucu çalışmalarını yap-
mak gerekir. Herkes bizimbir
şeylere müdahale ettiğimizi
düşünüyor. Biz müdahale
etmek zorunda kalırsakmü-
dahale ederiz. Hemde dibine
kadar! Ama bizimbunu önce
önlememiz gerekiyor. Kesin
olan tek bir şey var. Bir çocuk
hasar görmediyse baştan
onu zarardan korudunuz
demektir. Onu doğru inşa
edebilirsiniz. Biz bir şeyleri
önce önlemeliyiz. Ama
önleyemediğimiz noktada
dibine kadar müdahale
ederim. Ancak esas amaç bu
değildir. Bu arada sadece
çocuğu korumayız. Çocuğa
hizmet verecek, yardım
edecek, iyilik yapmak isteyen
herkesi de güçlendiririz. İyi
niyetlerin tükenmesine izin
vermeyiz. Örneğin bir antre-
nör diyor ki, “Duşlarımızda
perde yok. Bunu defalarca
söyledim.” Burada bir iyi niyet
var. Hoca ona emanet edilmiş
çocuğun her türlü hakkını ko-
rumak istiyor. Dinlenilmiyorsa
o zaman “Çocuk Koruma” bu
hocayla işbirliği yapar.
Bunlara kadar gideriz.
Yani buradaki departman,
Ağrı’da ya da Edirne’de bulu-
nan bir teknik adamla bile
işbirliği içerisinde olacak?
Kesinlikle… Bugüne kadar ba-
şarımız tamamen antrenörle-
rin bize verdiği güçten. Onların
hakkının yenmesini istemiyo-
rum. Başarılı olduysak çocuk-
larımızı çok seven fedakâr
antrenörlerimiz sayesinde
olduk. İstismar ve antrenör
kelimesinin yan yana getiril-
mesi beni çok üzüyor. Hayatını
insan yetiştirmeye adayan
yüzbinlerce antrenör var.
Yine de istismar var hocam…
Her zaman var… Onları ayıkla-
mak bizimve onların işi…
Bunu her zaman söylüyorum.
Benim tek başıma gücüm
yeterli değil. Fatih Terim’in de
yetmez. İlk önce o bilginin bize
akışı lâzım.
Dört yıla yakın süredir bu
çalışmalarınız bir yere geldi.
Şu an kurulan departmanın
adı nedir?
Süper… Harika bir yere geldi-
niz. Esenlik ve Çocuk Koruma…
Esen kelimesini çok severim. Ço-
cuğa yakışır. “Esen bir çocuk” de-
diğiniz zaman çok kaygısız bir
çocuktan bahsederiz ki her çocuk
kaygısız olmalı. Futbol oynamak
için sanki acı çekilmesi gerekir,
fedakârlık edilmesi gerekir, katla-
nılması gerekir, ancak böyle fut-
bolcu yetişir gibi Türkiye’de bir
saplantı vardı. Bunu değiştirdiği-
mizi düşünüyorum çok şükür.
Burada “Ekonomik nedenlerden
ötürü” bahanesi devreye girmi-
yor mu? 6-12 yaş arasındaki
çocukların çoğu idmana gide-
miyor, malzeme alamıyor.
Çoğu futbolcu da böyledir.
Türkiye’de evet ekonomik
zorluğu olan çocuklar futbola
devam edebilmek için bir
zorluk yaşıyor. Ama bunun
dışında ekstra zorluklar da
var. Zaten hayat zor. Mesela
bir çocuk tanıyorum. Ablası
beyin kanseriydi. Ailesi zor
durumdaydı. Çocuk yürü-
yerek idman sahasına geli-
yor. Okuldan geliyor.
Aç çıkıyor. Belki kahvaltı
etmeden geliyor. İdman
yapıyor. Yine yürüyerek
eve gidiyor. Senelerce
böyle devam etmiş. Futbol
aslında bunun tetikleyicisi
değil. Durumbu! Çocuğun haya-
tını daha da zorlaştıracak başka
etkenler de oluyor. Problemde
burada başlıyor. Problemmaddi
yetersizlik değil. Buna rağmen
onu görmezden gelen bir antre-
nör, ona “Sporu bırak tembel”
diyen bir öğretmen ve ondan Arda
olmasını bekleyen, maddiyat bek-
leyen bir aile varsa işte esas prob-
lembu! Bunu örneklerle açabiliriz.
Hocanın yanlış davranması,
bağırması, çağırması ya da evdeki
huzursuz ortam… Onun perfor-
mansının neden düştüğünü bil-
meden, neden aç geldiğini, aç
olduğunu bilse bile umursama-
dan, banyodaki fiziki koşullarını
sağlamadan, ona, “Senin per-
formansın düştü. Geçen se-
neki gibi değilsin. Seni bu
takımdan çıkarıyorum”
diye 7 senelik oyuncusu-
nun gözünün yaşına
bakmadan, hikâye-
sini bilmeden, onu
tanımadan…
Futbolda ya-
şananlar
aslında
Bütün kulüplerden çocuk koruma
temsilcisi saptamalarını
isteyeceğiz. Bu olmak zorunda.
Bunu kendileri seçecek. Biz
seçmeyeceğiz. Bu kişinin bir
yaptırımgücü yok ama icraat
zorunluluğu var. Bizim
formlarımızı, bilgilerimizi
güncellememiz için, doğru
anlayışın yerleşebilmesi için orada
bizim eğiteceğimiz bir kişi o
kulübün içerisinde çocuk adına
sözcülük edecek.
“
Bu sene içerisinde velileri
e-öğrenme ile eğiteceğiz.
Bütün velilere, “Kenar çizgisi
ve olumlu sporcu velisi olmak”
konusunda ders vereceğiz.
Sporcu olma konusunda nasıl
bir rol üstlenmeleriyle ilgili
yönlendirmeye ihtiyaçları var.
Çocuğa veli de hasar verebilir.
Veli baskısından hasar
görebilir çocuk. O noktada
velilerin güçlendirilmesi,
bilinçlendirilmesi gerekir.
“
88
89